Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ, 6 Şubat depreminde hayatını kaybeden avukatlarının diplomalarının çalındığı iddiasıyla açılan davanın duruşmasına katıldı. Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ, duruşmaya katıldıktan sonra oğlu, gelini ve torununu kaybeden Nurgül Göksu ile birlikte basın açıklaması yaptı.
Prof. Dr. Ümit Özdağ: 6 Şubat depreminin yol açtığı trajediler ne yazık ki devam ediyor. Depremde iki avukat kardeşimiz ve 6 aylık bebekleri Ahmet Can Zabun, Nesibe Kaya Zabun hayatlarını yitirdiler. Ancak 20 gün sonra kendilerine ulaşıldı. Hanımefendi, Ahmet kardeşimizin annesi ve şimdi öğrendi ki avukat olan gelinin avukatlık diploması, hukuk diploması çalınmış ve bir başkası tarafından kullanılıyor. İçerde de bununla ilgili bir dava yürüyor. Sanıkların yakalanması ve tutuklanması kendisinin ısrarlı takibiyle gerçekleşti. Ben şimdi sözü ona vermek istiyorum. Gel kardeşim sen Türk kamuoyuna bu yaşananları, rezaleti anlat.
Nurgül Göksu: 3 yıldan bu yana çocuklarımın deprem davasında, Ezgi Apartmanı davasında bir mücadele veriyorum, çocuklarımın adaleti için mücadele veriyorum. En son öğrendim ki gelinim Nesibe Kaya Zabun, Gazi Üniversitesi'nden Hukuk Fakültesinden mezun. Diplomasının çalındığını öğrendim. Benim gelinim enkaz altında kaldığı süresince evladı kollarındaydı 6 aylık torunum. Asude, gelinimin kollarındaydı. Enkazdan çıkardığımızda ikisi yan yanaydı. Gelinimin diplomasını çalanlar, 'hırsızlar' diyorum ben onlara. Bu annenin o enkazın altındaki çektiği acıları, ızdırabı da mı hiç düşünmediniz? Hiç mi utanmadınız bunu yaparken? Avukatlarımdan öğrendiğim bilgiye göre bu dosyada yani evrakta bu şahıslar, sahte diplomayı düzenleyen şahıslar, kendi menfaati için düzenleyen şahıslar, dosyada iddianamesi hazırlanırken evrakta sahtecilik dahi geçmiyor. Bu dosyanın burada 23. Asliye Ceza Mahkemesi'nde değil de Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmesi gerekiyor. Çünkü hayatını kaybeden bir avukat ve depremde kaybeden bir avukat, insan hayatı bu kadar kolay olmamalı. İnsan hayatını kaybettikten sonra da ben evlatlarımın, oğlum da avukatı benim, oğlumun diplomasının da şu an ne durumda olduğunu bilmiyorum. Gelinimin diplomasını çalanların oğlumun da diplomasını çalmış olabileceğini düşünüyorum. Bu insanlar kendi menfaatleri için bu diplomayı kullanmışlar. Bu diplomayı kullananlar kendi menfaatleri için buna göz yumanlar her kimse ben bu davanın da Ezgi Apartmanı davası gibi bu davanın da peşine düşeceğim. Çünkü gelinimin diploma davası gelinimden bana emanet kalan bir dava. Bu davanın da sonuna kadar takipçisi olacağım. Mücadeleden hiçbir zaman vazgeçmedim. Çünkü istediğim tek şey adaletti. Hem çocuklarımın ölümüne sebep olanlar için hem de gelinimin diplomasını çalanlar için de en ağır cezayla yargılanmalarını ve ceza almalarını istiyorum. Buradan İçişleri Bakanımıza, Adalet Bakanımıza sesleniyorum, yani bu işler, bu bir insanın, ölen bir insanın diplomasının çalınması bu kadar basit olmamalı. Yarın ben hayatımı kaybetsem, Genel Başkanımız hayatını veya siz basın mensupları hayatınızı kaybetseniz demek ki bu insanlar bu veri tabanından sızıp sizin de diplomanızı kullanacaklar. Buradan Adalet Bakanımıza bir kez daha sesleniyorum ve söylüyorum; bu davalara sahip çıkılmasını istiyorum. Bu kadar böyle 23. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülmesini istemiyorum. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmesini istiyorum. Şu an gelinimin diplomasını kullanan kişi tutuksuz olarak yargılanıyor. Bir an önce bu insanın da tutuklanmasını ve gereken cezayı almasını istiyorum. Siz basın mensuplarından, genel başkanımdan, tüm Türkiye halkından tek talebimiz günden çok yoğun, çok karışık ama bu davaları ve deprem davalarına siz sahip çıkarsanız bir daha bu suçu işleyenler bir daha aynı şeyi yapamayacaklar. Ezgi Apartmanı davasında kolonları kesenler, bu davaya sahip çıkarsanız bir daha kolonları kesemeyecekler. Türkiye'de bir daha kolonlar kesildiği için insanlar ölmeyecek. Ben hepinize çok teşekkür ederim. Davaya sahip çıkmanızı bekliyorum hepinizden. Siz basın mensuplarından da.
ARTUKLU HABER AJANSI