Hem vericiler hem alıcılar 65 yaşın üzerinde olmasına karşın birlikte ve sağlıklı yaşlanmak için Acıbadem International Hastanesi Organ Nakli Merkezi?ne geldiler ve böbrek nakilleri başarıyla gerçekleşti. Şimdi birlikte yaşlanacakları günlerin hayalini ku
Bambaşka hayatlar yaşayan Aslanca ve Düzgün çiftinin hastalıkları, aynı hastane koridorlarında benzer bir hikaye yaşamalarına neden oldu: sonu mutlu biten bu hikayenin kahramanları, eşlerine böbreklerini verdi. Hem vericiler hem alıcılar 65 yaşın üzerinde olmasına karşın birlikte ve sağlıklı yaşlanmak için Acıbadem International Hastanesi Organ Nakli Merkezi’ne geldiler ve böbrek nakilleri başarıyla gerçekleşti. Şimdi birlikte yaşlanacakları günlerin hayalini kuruyorlar…
Niyazi Arslanca, böbreğini verdiği eşi Hamide Hanım’ın gözüne bakmaya bile imtina ederken ellerini de sıkı sıkıya tutuyor, çünkü onsuz bir hayatı yaşamayı bilmiyor. Hikmet Düzgün ise çocukluk aşkı Türkan Hanım’a bakarken gözlerinin dolmasına engel olamıyor. 65 yaşın üzerinde olan çiftler, böbrek hastalığıyla tanıştıktan sonra birbirlerine daha sıkı tutundular ve sonunda böbreklerini bağışlayarak aralarındaki bağı daha da kuvvetlendirdiler…
Doğuştan tek böbrekle hayatını sürdüren Hikmet Düzgün ve uzun yıllardır diyabetle mücadele eden Hamide Aslanca, Acıbadem International Hastanesi Organ Nakli Merkezi Başkanı Prof. Dr. İbrahim Berber ve Nefroloji Uzmanı Prof. Dr. Ülkem Çakır tarafından tedavi ve ameliyat edilerek eşlerinden aldıkları böbreklerle sağlıklarına kavuştu. İşte bu güçlü sevgiyle yoğrulmuş ilham veren hikayeler...
Hikmet ve Türkan Düzgün, “Onların aşkı çocukluktan”
Hikmet ve Türkan Düzgün çiftinin tanışıklığı çocukluk yıllarına dayanıyor. Erzincan’da aynı köyde büyürken aralarındaki güçlü bağ onları hayat arkadaşlığına kadar götürdü. Türkan Hanımın ailesinin İstanbul’a gelmesinden sonra peşinden gelen Hikmet Düzgün, vazgeçemediği çocukluk aşkına sonunda kavuştu ve yarım asıra yaklaşan ortak hayatı paylaştılar. Üç çocuklarını birlikte büyüttüler... Çift, hayatların önemli sınavlarından birini de vermiş oldular.
Tek böbreği olduğunu 53 yaşında öğrendi
Doğuştan tek böbreği olan Hikmet Düzgün, uzun yıllar bunun farkında olmadan hayatını sürdürdü. Durumunu 53 yaşında öğrendi. Bununla birlikte yaklaşık 20 yıl önce yaşadığı gut hastalığında tanı alana kadar yaşanan gecikmeye bağlı kullanmak zorunda kaldığı ağrı kesici ve antibiyotik, tek böbreğini de yordu. Zaman içinde de kronik böbrek yetmezliği gelişti. Böbrekleriyle ilgili şikayetlerinin yaklaşık 2.5 yıl önce arttığını söyleyen Hikmet Düzgün şunları anlatıyor: “Güçsüzdüm ve ellerim titremeye başlamıştı. Bunun üzerine önce periton diyalize sonra da hemodiyalize girdim. Bu sırada prostatla ilgili yaşadığım problemimin de tedavi edilmesini gerekiyordu. Aslında nakil olmam gerektiğini bilsem de bu süreci mümkün olduğunca ertelemeye çalışıyordum. Ama yaşadıklarımın çocuklarımı da çok üzdüğünü bildiğim için sonuçta nakil olmaya karar verdim. Bugün sağlıklı olmamın onları da rahatlattığını ve mutlu ettiğini görmek beni çok mutlu ediyor.”
“Ben eşimi gördükçe çok üzülüyordum. Bir an önce böbrek nakli yapılmasını istiyordum. Ama o bana kıyamıyordu” diyen Türkan Düzgün “Şimdiki aklımız olsaydı diyalizde zaman kaybetmeden hemen nakil yaptırırdık!” diyor.
Hamide ve Niyazi Arslanca “Birbirlerini hiç görmeden evlendiler”
Kastamonu’da çiftçi iki ailenin çocukları olan Hamide ve Niyazi Arslanca, ailelerinin uygun bulmasıyla başladıkları evlilik hayatlarını 53 yıldır sürdürüyor. Birbirlerini düğün günü görmelerine karşın bugün birçok çifte örnek bağlılıkla ellerini sıkıca tutuyorlar. Hamide Arslanca, hala eşinin gözlerinin içine bakmaya çekinse de hayatı boyunca ve özellikle de son yıllarda yaşadığı sağlık sorunları sırasında kendine gösterdiği ilgiden duyduğu mutluluğu ve minneti söylemeden edemiyor. Niyazi Aslan, “O beni her zaman mutlu etti, bir kez bile kavga edip birbirimizi kırmadık” diyor.
Diyabet kronik böbrek yetmezliğini getirdi
6 çocuk annesi Hamide Hanımın en büyük sorunu, diyabet. Ailesinde birçok diyabet hastasının bulunması ve kendisinin de fazla kiloları olması nedeniyle 30’lu yaşlarında diyabetle tanıştı. Kontrolsüz kan şekerinin komplikasyonlarından biri olarak böbrekleri iflas edince de böbrek nakli gündeme geldi. Ancak karşılarında büyük bir sorun vardı fazla kilo... Bu nedenle önce diyaliz tedavisine başlanan Hamide Hanım yaşadıklarını şöyle anlatıyor: “Nakil olmak gerektiği söylendiğinde 100 kilonun üzerindeydim. Kan şekerim kontrolsüzdü. Bu yüzden önce kilo vermem gerektiği için diyalize girmeye başladım. Yaklaşık 2,5 yıl rejim yaparak 20 kilo verince nakil yapılabildi.”
Diyabetin varlığı organ nakline engel değil!
Hastanın yaşının 60’ın üzerinde olması ve diyabete bağlı kronik yetmezlik yaşanmasının önemli olduğuna işaret eden Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. İbrahim, “Bazı hastalar yaşının ileri olduğunu ya da diyabeti nedeniyle nakil olamayacaklarını düşünebiliyor. Burada önemli olan son dönem böbrek yetmezliği olan her hastanın mutlaka bir organ nakli ekibi tarafından değerlendirilip nakil olup olunamayacağı kararının verilmesidir” diyor.
Bugün yanlış bilgilenmeler nedeniyle diyabetli ya da yaşı ilerlemiş birçok hastanın vericisi olduğu halde, nakil olamayacağı düşüncesiyle diyalize devam ettiğini hatırlatan Prof. Dr. İbrahim Berber, “Diyaliz elbette hayat kurtarıyor ama böbrek yetmezliğinin en iyi tedavisi organ naklidir. Elbette böyle bir imkan yoksa diyalize devam edilmesi gerekiyor” diyor. Diyabete bağlı böbrek hastalarında nakilin başarılı olması için öncelikle hastanın çok iyi hazırlanması, iyi bir cerrahi ve ameliyat sonrası da hastanın çok iyi takip edilmesi de önem taşıyor.
Böbrek nakli mümkünse diyalize girmeden yapılmalı
Elbette diyaliz tedavisi özellikle başka şansı olmayan bir grup hasta için tek alternatif olabiliyor. Ancak, sonuçların hiçbir zaman böbrek nakli tedavisinin yerini tutamayacağına işaret eden Nefroloji Uzmanı Prof. Dr. Ülkem Çakır, “Tüm istatistikler her yaş grubundaki son dönem böbrek yetmezliği hastalarından naklin yaşam süresini uzatan ve yaşam kalitesini artıran en iyi tedavi olduğunu gösteriyor. Bu nedenle kişi kronik böbrek yetmezliği tanısı aldığı aşamadan itibaren nefroloji hekiminin kontrolüne girmeli ve son dönem böbrek yetmezliği başladığı noktada da diyalize girmeden nakil durumu sorgulanmalı. Çünkü bu hastaların büyük çoğunluğu vericileri varsa diyalize girmeden nakil olabilirler” diyor.
Bu vakalarda olduğu gibi hem alıcının, hem de vericinin 65 yaşın üzerinde olması bugün böbrek nakli için engel teşkil etmiyor. Dolayısıyla sadece yaşa bakıp kişilerin genel durumunu değerlendirmeden nakil konusuna önyargıyla yaklaşmamanın önem taşıdığına dikkat çeken. Prof. Dr. İbrahim Berber ve Prof. Dr. Ülkem Çakır, “Bu hastalarda da vericiler son derece sağlıklılar ve herhangi bir kronik hastalıkları bulunmuyor. Yani verici olmalarıyla ilgili bir sorun yoktu. Hastaların da nakli için uygunluğu değerlendirildikten sonra ameliyatı gerçekleştirdik” diye konuşuldu.
Öncelikle son dönem böbrek yetmezliği olan yani hayatını diyaliz ya da böbrek nakli ile sürdürmek zorunda olan hasta sayısı ülkemizde giderek artıyor. Şu anda Türkiye’de yılda yapılan böbrek nakli sayısının 3400 civarında olmasına karşın bekleme listelerinde 22 bine yakın hasta bulunduğunu hatırlatan Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. İbrahim Berber, “Üstelik her yıl son dönem böbrek yetmezliği tanısı alan yaklaşık 11 bin yeni hasta geliyor. Bu nedenle her ne sebeple olursa olsun böbrek yetmezliği gelişen her yaştaki kişi böbrek nakline adaydır. Yeter ki hastalar buna uygun olsun” diyor.
Organ nakli olamayan hastaların sağ kalımının ve yaşam kalitesinin belirgin oranda azaldığını söyleyen Prof. Dr. Ülkem Çakır, “65 yaşında bir diyaliz hastasının 5 yıllık yaşam beklentisi yüzde 50’nin altında. Diyabetlilerde ise 2 bu oran yıllık yaşam beklentisi, yüzde 50’nin altına düşüyor”
diyor.
ARTUKLU HABER AJANSI
9549,89%1,94
34,47% -0,02
36,21% 0,61
2956,62% -1,61
5031,94% 0,00