Hollanda’da Siyaset arenasına çıktığı zaman yürekten desteklediğimiz DENK PARTİSİ’nde yaşanan kargaşa, ülkede bulunan Türk seçmenler üzerinde derin bir güvensizlik hissi yaşatıyor.
İlhan KARAÇAY yazdı:
Hollanda’da Siyaset arenasına çıktığı zaman yürekten desteklediğimiz DENK PARTİSİ’nde yaşanan kargaşa, ülkede bulunan Türk seçmenler üzerinde derin bir güvensizlik hissi yaşatıyor.
Tunahan Kuzu ve Selçuk Öztürk’ün, İşçi Partisi’nden koparak kurdukları bu parti, girdiği ilk seçimde 3 milletvekili çıkarma başarısını göstermişti.
Tunahan Kuzu ve Selçuk Öztürk’ten başka, Faslı Farid Azarkan’ı meclise kazandıran bu parti, ülke siyasetinde önemli bir rol oynadı ve özellikle Tunahan Kuzu konuşmaları ile popüler oldu.
Hollanda Meclisi’nde ‘En iyi konuşan adam’ olarak gösterilen Tunahan Kuzu hakkında, geçtiğimiz mart ayında dışa vuran özel olumsuzluklar, partinin karışmasına neden olmuştu.
Gelişmelerden rahatsızlık duyan Tunahan Kuzu, üstlenmiş olduğu milletvekilliği görevini, gelecek yıl mart ayına kadar sürdüreceğini, mart ayında yapılacak olan seçimlerde ise aday olmayacağını açıklayınca, kendisine gönül veren seçmenler hayal kırıklığına uğramıştı.
Tunahan Kuzu, üstlenmiş olduğu siyasi liderlik pozisyonunu hemen bırakacağını açıkladıktan sonra, yapılan ve geçersiz sayılan bir Genel Kurul Toplantısı’nda, bu pozisyona Faslı Farid Azarkan’ın seçildiği açıklanmıştı. Ne var ki, yapılan ikinci bir toplantı da geçersiz sayılınca, Azarkan’ın durumu muallakta kaldı.
Tüm bu olumsuzluklardan sonra, siyaseti bırakacağı sanılan Tunahan Kuzu, Türk dünyasından gelen baskı ve istekler karşısında, DENK PARTİSİ’ne geri döneceğni ve yeniden aday olacağını açıkladıüü.
Türk seçmenl mutlu eden bu haberden sonra 16 Ekim’de yapılan üçüncü toplantıda, Ejder Köse’nin Başkanlığa, Gökhan Çoban ile Fazlı Kafa’nın Yönetim Kurulu’na seçildikleri açıklandı.
Ne var ki bu açıklama, 4 bine yakın parti üyesi ile Türk seçmenleri tatmin etmedi. Zira toplantıda sadece 87 üyenin oy kullanabilmesi ve yönetime de sadece 3 kişi seçilmesi akılları karıştırdı.
Hafta başında yayınladığım haber-yorumda, yapılan kongrenin bu kez resmen onaylandığını, ancak Türk seçmenler tarafından onaylanmadığını belirtmiştim.
Haber-yorumumun yayınlanmasından sonra pek çok seçmen, sosyal medya kanalıyla, DENK’e olan güvenlerinin tamamen yok olduğunu belirtirlerken, parti içindeki ağır toplardan da aynı doğrultuda görüşler açıklandı.
Bu ağır toplardan biri, gönderdiği kısa bir değerlendirmede şunları yazdı:
‘Partide asıl bölünme çalışanlar ve tribünlere oynayanlar olarak gerçekleşiyor. Şu anda konjonktür gereği Tunahan Kuzu belirli ölçüde ‘ayıya dayı demek’ durumunda. Farid’in sıkı çalışan biri olmadığını herkes biliyor ama Tunahan’ın bu kadar ağır yaralı bir durumda tekrardan dümene geçmesi imkansız. Farid’e ihtiyacı var. Ayrıca kaçan oylar Türkler olsa da Tunahan’ın geniş taban hayali var. Bu hayal için Faslılar’ı çekmek hayati önem kazanıyor.
Faslı parti liderini kompanse etmek de, 3 Türk yönetici ve tanınmış bir başkan ile amaçlanıyor.
Şu anda partideki daha az tanınan ve yerelde etkili olan isimler, bir bir geri plana çekiliyor. Teşkilat ağırlıklı bu kişilerin yerini, yerel siyasiler alıyor. Halbuki yerel yöneticiler olmalı ve yerel siyasileri hem desteklemeli hem de partinin çıkarlarını gözetmeli.
Şu anda yerelde herşey siyasilerin eline bırakılmış durumda. Bu kişilerin günahı ve sevabı olduğu gibi partiye yansıyor.’
SONUÇ
Seçmenlerin özgür iradelerine karışmak, ne demokrasiye ne de siyasi ahlâka hiç yakışmaz. Buna rağmen geçen seçimlerde yayınladığım pek çok yorumumda, ‘Bir defaya mahsus olsa da DENK PARTİSİ’ne oy verin’ dileğimi yazmıştım.
Zira o sıralarda, Hollanda’daki siyasi partiler, Türk adaylara baskı yapıyor ve özellikle ‘Ermeni soykırımını tanı’ emrini veriyorlardı. Ben de o zaman, ‘Siyasi partiler içinde yer almalıyız ve onların desteğini almalıyız’ fikrinden vazgeçip ‘Bir defa da olsa DENK’e oy verin’ demiştim.
Bundan sonra ne mi olacak? Bence, Farid Azarkan ağırlığında yürütülecek olan parti siyaseti, Tunahan Kuzu sisteminden çok ayrı olacak. Bu durumda, Tunahan Kuzu siyasi lider olmazsa, DENK PARTİSİ bir sandalyeyi zor kazanır.
Şimdi gelelim üstteki yorumumun başlığındaki sözlere.
Yukarıdaki başlık şöyle:
Hollanda’daki Türk seçmenler soruyor
DENK PARTİSİ, HOLLANDACA ANLAMIYLA BİR DÜŞÜNCE PARTİSİ Mİ, TÜRKÇE ANLAMIYLA DENKLEŞTİRME PARTİSİ Mİ?
Malumunuz, DENK’in Hollandacası düşüncedir.
Türkçe’de ise denkleştirme.
Eee, böyle olunca da seçmen bu soruyu yöneltmekte haklı sayılır.
Ne oluyor DENK’te?
Denkleştirme mi?
Bunun yanıtı pek yakında öğrenmiş olacağız.
ARTUKLUHABER AJANSI-HOLLANDA
İLHAN KARAÇAY
9549,89%1,94
34,47% -0,02
36,21% 0,61
2956,62% -1,61
5031,94% 0,00