Günümüz koşulları, zamana karşı yarışan bireyi aşırı bir yük ve baskı altında bırakıyor. Suçluluk duygusu, içsel çatışma veya yapabilirim yanılgısıyla hayır yerine evet demek ve daha fazla talep karşısında hayır demeyi öğrenmek günümüzde kişinin kendi i
Günümüz koşulları, zamana karşı yarışan bireyi aşırı bir yük ve baskı altında bırakıyor. Suçluluk duygusu, içsel çatışma veya “yapabilirim” yanılgısıyla hayır yerine evet demek ve daha fazla talep karşısında hayır demeyi öğrenmek günümüzde kişinin kendi için yapabileceği en büyük iyiliklerden biri olarak ortaya çıkıyor.
Hayır demeyi öğrenmek ve uygulamak, maruz kalınan stres düzeyini düşürmeye ve kişinin hayatındaki önemli şeylere vakit ayırmasına yardımcı oluyor. Birisine hayır demek kişiyi umursamaz, bencil ve diğer kişilere sırtını dönmüş olarak görünmesine neden olabiliyor. Bazen bu durumların altında beğenilmemek, hoşlanılmamak, eleştirilmek, reddedilmek, dışlanmak ve bir arkadaşlığı kaybetmek korkusu yatabiliyor. İlginç bir şekilde hayır diyebilme becerisi özgüven ile yakın bir ilişki içinde bulunuyor. Özgüven ve özsaygısı düşük olan kişiler sıklıkla başkalarına karşı çıkma konusunda sıkıntı duyuyor ve başkalarının gereksinimlerini kendilerininkinin önüne koyma eğilimi içinde oluyor. Kişi başkaları için yaşayan birisine dönüştüğünü hissettiğinde, kendi öz değeri diğer insanlar için yaptıklarına bağımlı hale gelebiliyor. Böylece zaman içinde çevrede kişinin her daim hazır olmasını ve taleplerinin karşılamasını bekleyen bir çember oluşuyor. Hayır diyememenin kişi üzerinde yorgunluk, baskı altında hissetme ve fevri hissetmesine neden olabiliyor.