Henüz 6 aylıkken ileri derecede beyin kanaması ve kalbinde 7 delikle dünyaya gelen, 86 gün kaldığı yoğun bakım sonrası Serebral Palsi tanısı konan M. Ömer Güngören, 14 yaşında ikinci kitabını okurla buluşturdu.
Henüz 6 aylıkken ileri derecede beyin kanaması ve kalbinde 7 delikle dünyaya gelen, 86 gün kaldığı yoğun bakım sonrası Serebral Palsi tanısı konan M. Ömer Güngören, 14 yaşında ikinci kitabını okurla buluşturdu. Türkiye’nin en genç yazarlarından biri olan Güngören, ilk kitabı “Derviş Aldanması”nın ardından kitapseverleri bu kez “Adaletin Güneşi” ile selamlıyor!
2021 yılının ilk aylarında “Derviş Aldanması” ile okura merhaba diyen 14 yaşındaki Serebral Palsi hastası M. Ömer Güngören’in Hz. Ömer’in hayatını anlattığı “Adaletin Güneşi – Hazreti Ömer” isimli yeni kitabı Çalıkuşu Yayınları etiketini taşıyor. Tasavvufa ve tarihe meraklı genç yazar, İslam tarihinde adaleti ve cesaretiyle bilinen Hz. Ömer’in özlü sözlerine de yer verdiği ikinci kitabında okuru mistik bir yolculuğa çıkarırken kitapseverlere ilham verici iç görüler sunuyor.
14 YAŞINDAKİ GENÇ, HAYATA YAZARAK TUTUNDU
M. Ömer Güngören’in pandemi döneminde annesinin teşviki ile başladığı yazarlık serüveni gençlere ve kendisi gibi zorlu hastalıklarla mücadele eden kişiler için de örnek teşkil ediyor. Doğduğu günden bu yana Serebral Palsi hastalığıyla mücadele eden Güngören, yaşadığı zorlukların üstesinden yazarak geldi. Özellikle Tasavvufa meraklı olan Güngören, yaşadığı zorluklara rağmen hayal gücüne tutundu, zihninden geçen cümleleri önce ses kaydı olarak kaydetti. Sonrasında deşifresini yaparak “Adaletin Güneşi”ni yazdı.
HZ. ÖMER’İN SÖZLERİ İLE HAYATA FARKLI BİR PENCERE AÇIYOR
Okuyucuları özenle tasarladığı atmosferi ile kitabın içine çekmeyi başaran Güngören, akıcı hikâye örgüsüyle hem gençlerin hem yetişkinlerin ilgiyle okuyabileceği bir kitap sunuyor. Genç yazar “Adaletin Güneşi”nde ruhsal deneyimin hayat yolculuğunda bizi nasıl dönüştürdüğünü Hz. Ömer’i referans alarak anlatıyor. 146 bölümden oluşan kitap, Mustafa Sağ’ın yaptığı resimlemelerle zenginleşiyor.
“EDEBİYAT VE KUTSAL YERLER RUHUMUN ŞİFASI OLDU”
M. Ömer Güngören, “Tasavvufa ve tarihe olan ilgim ailemle birlikte kutsal mekân ziyaretleri sonucunda başladı. Bu tutkum Edebiyat ile harmanlandı. Edebiyat ve kutsal yerler benim ruhumun şifası oldu. Einstein’in dediği gibi, hayal gücü bilgiden daha önemlidir. Çünkü bilgi sınırlıyken hayal gücü tüm dünyayı kapsar. Ben küçük yaştan beri hayal gücümün kapılarını hiç kapatmadım. Dilerim benim yolculuğum herkese örnek olur” ifadelerini kullandı.
ARTUKLU HABER AJANSI