Tüm Türkiye`de gergin bir bekleyişe sebep olan süreç, 11 Haziran`da başladı.
Yaklaşık 3 buçuk ay süren umutlu bekleyiş Musul`daki rehinelerimizin sağ salim Türkiye`ye dönmesi ile sonuçlandı.
Tüm Türkiye`de gergin bir bekleyişe sebep olan süreç, 11 Haziran`da başladı.
Ebu Bekir Bağdadi`nin başında olduğu IŞİD terör örgütü 900 kişiyle içinde 49 konsolosluk personelinin bulunduğu Türkiye Musul Başkonsoluğu`na saldırdı.
Silahlı baskında Başkonsolos Öztürk Yılmaz`ın da bulunduğu 49 personel IŞİD militanlarınca rehin alındı.
RESMİ AÇIKLAMALAR
Konu ile açıklama yapan Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, "Diplomatik misyonumuza ve vatandaşlarımıza karşı gerçekleştirilen saldırıları şiddet ve nefretle kınıyoruz. Bu kabul edilemez gelişmeler karşısında sessiz kalmayacağımızın, gereği neyse yapılacağının herkes tarafından bilinmesi gerekmektedir." şeklinde konuşmuştu.
O dakikadan itibaren Türkiye`nin hem diplomatik hem de istihbari çalışmaları başladı. Rehinelerin can güvenliği her şeyin üstünde tutularak hassas bir plan yapıldı.
Olayın yaşandığı gün Başbakanlık`ta yapılan güvenlik zirvesine katılan İçişleri Bakanı Efkan Ala, toplantı sonrası gazetecilerin sorularını cevapladı ve IŞİD`in Türkiye Başkonsolosluğu`na baskını konusunda "Türkiye çıkarları doğrultusunda gerekeni yapacaktır" dedi.
Ala, gazetecilerin rehin almalar ve toplantıda konuşulanlarla ilgili soruları üzerine ise gerekli açıklamaları Dışişleri Bakanlığı`nın yapacağını söyledi.
Başbakanlık, dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan`ın başkanlığında bazı bakanlar, MİT Müsteşarı ve askeri yetkililerin katılımıyla düzenlenen güvenlik zirvesinin ardından bir açıklama yaptı.
Açıklamaya göre, Musul Başkonsolosu Öztürk Yılmaz ile özel harekâtçıların da aralarında bulunduğu 49 kişi IŞİD militanları tarafından rehin alınmıştı.
Kaçırılanlar arasında iki de çocuk vardı.
NEW YORK TEMASLARI
Dönemin Dışişleri Bakanı Başbakan Ahmet Davutoğlu kötü haberi aldığında resmi temaslarda bulunmak üzere New York`taydı.
New York`tan Türkiye`ye yola çıkmadan önce gazetelere bir açıklama yapan Davutoğlu, bölgede risk artınca 2-3 gün önce konsolosluk görevlilerine tahliye talimatı verdiklerini belirtmiş, ``Ama çatışmaların yoğunlaşması sebebiyle nihai tahliye kararını oradaki arkadaşlarımızın kararına bıraktık. Ancak çatışmalar sokak sokak sürüyordu. Bulundukları yerden çıkarmak daha büyük risk içeriyordu`` demişti.
Dışişleri Bakanlığı`ndan yapılan açıklamada da, “Diplomatik misyonumuza ve vatandaşlarımıza karşı gerçekleştirilen saldırıları şiddet ve nefretle kınıyoruz” denildi.
Açıklama, “Bu kabul edilemez gelişmeler karşısında sessiz kalmayacağımızın, gereği neyse yapılacağının herkes tarafından bilinmesi gerekmektedir” sözleriyle sonlanıyordu.
GÜVENLİK ZİRVESİ
Çankaya Köşkü`nde 11`inci Cumhurbaşkanı Abdullah Gül başkanlığın`da gerçekleştirilen güvenlik zirvesinde ise haritalar masadaydı.
Tüm dünyaya servis edilen fotoğraflar, Türkiye`nin rehineler konusundaki kararlı tutumunun ifadesiydi.
Güvenlik zirvelerinin ardından, tüm dengelerin hesap edildiği uzun soluklu bir çalışma başlatıldı.
Milli İstihbarat Teşkilatı mensupları sahada ilerlerken Dışişleri mensupları da diplomatik çalışmalarla örgütü köşeye sıkıştırmaya çalıştı.
ACİL TOPLANTI ÇAĞRISI
Türkiye Musul’da yaşananların ardından NATO’yu acil toplantıya çağırdı. NATO daimi temsilcilerinin gerçekleştirdiği toplantıda, olayla ilgili NATO üyesi ülkelere kapsamlı bilgi verildi.
Eli kanlı örgüt ise art arda yayınladığı videolarla tüm dünyanın yüreğine korku salmaya başlamıştı. Irak ve Suriye`deki ilerleyişine devam eden örgüt, zaptettiği her yerde kan ve gözyaşı bırakıyor,örgütün elinden kaçabilenler kaçıyor kaçamayanlar ise örgütün insanlık dışı muamelelerine maruz kalıyordu.
MOON`DAN KINAMA
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki Moon, IŞİD’in Türkiye Başkonsolosluğunu işgal ederek diplomatları rehin almasını kınadı.
Ban, açıklamasında “Teröristlerin Türkiye Başkonsolosunu ve diplomatik heyetini kaçırdığını duyunca şok oldum. Bu kesinlikle kabul edilemez bir durum. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri olarak diplomatlara karşı yürütülen terörist eylemleri en ağır şekilde kınıyorum." dedi.
ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Jen Psaki de, günlük basın toplantısında "Türkiye ve Irak hükümetleri ile iletişim halindeyiz ve uygun yardımı sağlamak konusunda hazırız" dedi.
İNFAZ GÖRÜNTÜLERİ
IŞİD`in batılı gazetecileri infaz ettiği kanlı görüntüler de, Batı kamuoyunu bir anda Ortadoğu`ya odakladı. ABD liderliğinde gerçekleştirilen çalışmalarda, Dışişleri Bakanı John Kerry bölgeyi dolaşarak destek aradı.
IŞİD`e karşı oluşturulacak çekirdek koalisyonun ele alındığı Cidde`deki toplantıda, Türkiye, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu tarafından temsil edildi.
Toplantı`nın sonuç bildirgesine başta Suudi Arabistan olmak üzere, ABD, Mısır, Irak, Ürdün, Lübnan, Katar, Kuveyt, Bahreyn, Birleşik Arap Emirlikleri ve Umman imza koyarken Türkiye bildirgeyi imzalamadı.
IŞİD`İ BİTİRME PLANI
Daha sonra ABD Başkanı Barack Obama`nın 4 maddelik IŞİD`i bitirme planı açıklandı. Hava saldırıları ve bölgedeki IŞİD karşıtı güçlere silah yardımını öngören planda, Türkiye`nin desteğinden söz edilmedi.
Musul`daki hassas durum diğer ülkelerin aksine Türkiye`yi daha temkinli davranmaya itiyordu.
Ancak Başkan Obama`nın açıklamalarının üzerinden daha 5 gün geçmemişti ki Başbakan Ahmet Davutoğlu müjdeli haberi Azerbaycan`dan verdi.
49 rehinemiz kurtulmuş ve Türkiye`ye getirilmişti.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, terör örgütü IŞİD`in elindeki 49 konsolosluk personelinin kurtarılmasında en büyük başarının Milli İstihbarat Teşkilatı`nda olduğunu söyledi.
Arınç konu ile ilgili olarak "49 kişi olarak biliyoruz, 46`sı Türk vatandaşı, 3`ü yerelde çalışan. Ben kadını, çocuğu, erkeği ile kurtulanları canı gönülden tebrik ediyorum. En büyük başarı da MiT`in dir. Vatandaşlarımızın Türkiye`ye getirilmesidir."