Üsküdar Üniversitesi ve Save The Children Türkiye ortaklığıyla düzenlenen “Çocukların Sesi: Deprem Sonrası Yaşam” Uluslararası Sempozyumu ve Sergisi gerçekleştirildi. 6 Şubat depreminden etkilenen ve çadır ile konteyner kentlerde yaşayan 5-10 yaş arası çocukların deneyim ve bakış açılarını anlamak amacıyla bir araştırma projesi gerçekleştirildi. Çocukların çektikleri fotoğraflardan oluşan sergi ziyarete açıldı.
Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Depremden etkilenen çocuklar yaş gruplarına göre farklı tepkiler veriyorlar. Özellikle 0-6 yaş arası çocuklar, anne-baba ya da bakım veren kişilerin tutumlarından doğrudan etkileniyor.” Rektör Prof. Dr. Nazife Güngör: “Bu proje topluma büyük bir katkı sağlayacak. Çocuğa dokunmak insanlığa dokunmaktır.” Prof. Dr. Nurper Ülküer: “6 Şubat 2023 depreminin etkisiyle 6 milyondan fazla çocuk etkilendi. Bu tür afetlerin sık yaşanabileceğini göz önünde bulundurarak, olumsuzlukları en aza indirecek ortamlar yaratmalıyız.”
Save The Children İletişim ve Medya Bölüm Başkanı Didem Alkan İlhan: “Çocuklara fotoğraf makineleri vererek yaşadıklarını anlatmalarını sağladık.” Virginia Üniversitesi’nden Prof. Dr. Lucy Bassett: “Depremden ciddi şekilde etkilenen çocuklar, kendi acılarını ve deneyimlerini anlatma fırsatı buldular.” UNICEF İletişim Bölüm Başkanı Sema Hosta: “Çocuklara bir kamera, bir araç verdiğimizde neler ifade edebileceklerini görüyoruz.”
Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Yeni Medya ve İletişim Bölümü, Sağlık Bilimleri Fakültesi Çocuk Gelişimi Bölümü, İnsan Odaklı İletişim Uygulama ve Araştırma Merkezi (İLİMER) ile Save The Children Türkiye ortaklığıyla düzenlenen “Çocukların Sesi: Deprem Sonrası Yaşam” Uluslararası Sempozyumu ve Sergisi, Güney Yerleşke Fuat Sezgin Konferans Salonunda gerçekleştirildi.
Sempozyuma Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nazife Güngör, Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Arif Aktuğ Ertekin, Sağlık Bilimleri Fakültesi Çocuk Gelişimi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Nurper Ülküer, İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Süleyman İrvan, İletişim Fakültesi Yeni Medya ve İletişim Bölüm Başkanı Doç. Dr. Gül Esra Atalay, İletişim Fakültesi Yeni Medya ve İletişim (İngilizce) Bölüm Başkanı Doç. Dr. Bahar Muratoğlu Pehlivan, Save The Children İletişim ve Medya Bölüm Başkanı Didem Alkan İlhan, Virginia Üniversitesi’nden Prof. Dr. Lucy Bassett, UNICEF İletişim Bölüm Başkanı Sema Hosta, projenin ekip üyeleri, akademisyenler ve öğrenciler katılım sağladı.
Prof. Dr. Tarhan: “Depremden etkilenen çocuklar yaş gruplarına göre farklı tepkiler veriyorlar”
Düzenlenen sempozyuma video mesajıyla katılan Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, bu projeyle çocukların olumsuz deneyimlere karşı dayanıklılıklarını artırmayı hedeflediklerini söyledi.
Prof. Dr. Tarhan, “Çocukların gözünden deprem sonrası yaşamı değerlendiren bu proje, çocuklarla sağlıklı iletişim kurmamız açısından çok önemli. Bu projeye emek veren, sahada çocuklara dokunan herkese teşekkür ediyorum. Depremden etkilenen çocuklar yaş gruplarına göre farklı tepkiler veriyorlar. Özellikle 0-6 yaş arası çocuklar, anne-baba ya da bakım veren kişilerin tutumlarından doğrudan etkileniyor. Bu yaş grubundaki çocuklar, yalnız kalmadıkları sürece ve bakım verenlerin güven verici tutumlarıyla daha az travmatik etkiler yaşıyorlar. Okul çağı ve ergenlik dönemindeki çocuklar ise travmalardan öğrenme ve büyüme fırsatı elde edebiliyor. Bu süreçte travma sonrası büyüme adı verilen, yaşadıklarını anlamlandırarak güçlendikleri bir gelişim süreci yaşayabiliyorlar. Bu projede, çocukların olumsuz deneyimlere karşı dayanıklılığını artırarak sağlıklı bir duruş geliştirmelerini amaçlıyoruz.” ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Nazife Güngör: “Çocuğa dokunmak insanlığa dokunmaktır”
Rektör Prof. Dr. Nazife Güngör, sempozyumda yaptığı konuşmada, çocukların sesini duyurmanın büyük bir anlam taşıdığını ifade ederek, şunları dile getirdi:
“Çocuk denildiğinde benim için çok hassas bir noktaya değiniliyor. Bu proje topluma büyük bir katkı sağlayacak. Çocuğa dokunmak insanlığa dokunmaktır. Üsküdar Üniversitesi olarak, eğitim-öğretim ve bilim hizmetlerimizin yanında topluma da katkı sunmayı görev biliyoruz. Üniversiteler, yalnızca eğitim ve bilim kurumları değil, topluma karşı büyük sorumlulukları olan kurumlardır. Akademisyenler de toplumun entelektüel önderleridir. Bu nedenle, sosyal sorumluluk projeleriyle topluma katkıda bulunmak üniversitelerin öncelikli misyonlarından biridir. Bu misyon doğrultusunda ilerlemeye kararlıyız. Çocukların mutluluğu bizi mutlu ederken, acıları da aynı derecede etkiliyor. Çünkü dünya, çocuklardan başlıyor. Daha mutlu, sağlıklı yetişen çocuklar, daha huzurlu ve barışçıl bir dünya anlamına geliyor. Bu tür dokunuşlar kutsaldır ve önemli bir amaca hizmet eder. Projeye katkıda bulunan tüm uzmanları ve iş birliği içinde olduğumuz tüm kurumları kutluyorum. Çocuklar geleceğimizdir, onlara verdiğimiz her emek, daha güzel bir dünya hayalini gerçeğe dönüştürme çabamızın bir parçasıdır.”
Prof. Dr. Nurper Ülküer: “Bu projeyle, çocukların sesi olmayı amaçlıyoruz”
Sempozyumda konuşan Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Çocuk Gelişimi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Nurper Ülküer, bu projeyle çocukların sesini duyurarak daha iyi koşullarda yaşamalarının sağlanması gerektiğini vurguladı.
Bu sempozyumda deprem sonrası yaşama çocukların gözünden bakmayı ve onların seslerini duyurmayı amaçladıklarını kaydeden Prof. Dr. Nurper Ülküer, şöyle devam etti:
“Doğal afetler ve savaş gibi krizler, insanların yaşamlarını altüst ediyor ve en çok çocukları etkiliyor. Bu tür olumsuz deneyimler, çocukları daha derinden etkiliyor. Bu nedenle, kalıcı ve olumlu önlemler alarak süreci iyi yönetmemiz gerekiyor. 6 Şubat 2023 depreminin etkisiyle 6 milyondan fazla çocuk etkilendi. Bu tür afetlerin sık yaşanabileceğini göz önünde bulundurarak, olumsuzlukları en aza indirecek ortamlar yaratmalıyız. Afet süreci üç aşamada ele alınır: Birinci aşama, hayatta kalma ve temel ihtiyaçların karşılanmasıdır. İkinci aşama, normale dönüştür. Üçüncü aşama ise ‘daha iyisini yapmak’, yani sadece eskiye dönmek değil, daha sağlam ve güvenli yapılar kurmaktır. Artık bu son aşamaya geçerek çocukların daha iyi koşullarda yaşamasını sağlamalıyız. Çocukları dinlemek, onların sesini duyarak daha güçlü bir toplum inşa etmek için bu proje bir başlangıçtır. Bu projeyle, çocukların sesi olmayı amaçlıyoruz.”
Didem Alkan İlhan: “Onlar bu sürecin kahramanlarıydı, bizler yalnızca destek olduk”
Save The Children İletişim ve Medya Bölüm Başkanı Didem Alkan İlhan ise sempozyumdaki konuşmasında, “Çocukların gözünden deprem sonrası yaşamı anlamak için bir aradayız. Çocukların bakış açılarını görmek adına bu sempozyum çok değerli. Çocuklara fotoğraf makineleri vererek yaşadıklarını anlatmalarını sağladık. Sonuç olarak çocukların sorumluluk bilinci, özgüveni arttı, fotoğrafçılık becerileri gelişti. Bu proje depremden etkilenen çocukların sosyal hayata katılımını sağladı, anlık ihtiyaçları karşılamanın ötesinde sürdürülebilir bir iletişim de yarattı. Aynı zamanda bu proje, çocukların yaşam koşullarını iyileştirebileceklerini görmelerini sağladı. Onlar bu sürecin kahramanlarıydı, bizler yalnızca destek olduk.” ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Lucy Bassett: “Kendi acılarını ve deneyimlerini anlatma fırsatı buldular”
Sempozyuma Virginia Üniversitesinden katılan Prof. Dr. Lucy Bassett, “Amerika’dan buraya gelmiş olmaktan mutluluk duyuyorum. Bu projeyi yürütmemizin üç ana nedeni var. Birincisi, çok değerli bir ekibi bir araya getirdik. Bize rehberlik eden tüm proje ekibi üyeleri, çocuklarla bizi buluşturan, onlardan veri toplamamıza olanak sağlayan tüm katılımcılarla birlikte çalışmak harika bir deneyimdi. Buradaki proje ekibim ve Üsküdar Üniversitesi’nden katılan ekip çok yaratıcı ve zekiydi. Projede yeni bir yaklaşım olarak ‘Çocukların Sesi’ yöntemini kullandık ve bu onların sayesinde mümkün oldu. İkincisi, bu projede yeni bir metodoloji kullanmamız beni çok heyecanlandırıyor. Bu yöntem, çocukların sesini duymamızı sağlayan güçlü bir potansiyele sahip. Üçüncü olarak, bu yöntem çocukların aktif ve etkili bir şekilde çalışmaya dahil olmalarını sağladı. Depremden ciddi şekilde etkilenen çocuklar, kendi acılarını ve deneyimlerini anlatma fırsatı buldular.” şeklinde konuştu.
Sema Hosta: “Her birinin travması ve hikayesi var”
UNICEF İletişim Bölüm Başkanı Sema Hosta, sempozyumun çok önemli bir dönemde, kritik adımlar atmış bir çalışma olduğunu ifade ederek, “Buradaki herkes çocukların sesinin ne kadar önemli olduğunu biliyor. Çocuklara bir kamera, bir araç verdiğimizde neler ifade edebileceklerini görüyoruz. Depremlerden sonra kayıplardan bahsederken çoğunlukla sayılardan bahsediyoruz. ‘50 bin kişi öldü’ diyoruz ama aslında her birinin bir kimliği vardı. Anneler, babalar, komşular ve çocuklar...” dedi.
Bu kayıpların arasında çocukların da olduğunu ve hala bu çocukların üzerindeki etkilerin devam ettiğini de anlatan Hosta, “Depremin ardından 8’inci günde çocuk dostu merkezlerimizi açabildik. Ankara’dan gelip merkezleri kurduk. Bir çocuk, ‘Depremin korkusunu ellerim ve ayaklarımın altında hissediyorum’ diyerek ifade etti. Bu unutulacak bir şey değil. Bir başka çocuk, deprem gecesi annesinden yatağını yere sermesini istemişti. Bu sayede kurtulabildi ama 28 saat enkaz altında kaldı. Depremin yaralarını sarmak kolay olmayacak. Her birinin travması ve hikayesi var. Çalışmalarımız bitmeyecek, çocuklarımızı unutmayacağız. Bu çocuklara daha fazla ses vermek ve destek olmak zorundayız.” diye konuştu.
Panel oturumu gerçekleşti
Açılış konuşmalarının ardından panel oturumuna geçildi. Panelin oturum başkanlığını Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Arif Aktuğ Ertekin gerçekleştirdi. Virginia Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Lucy Bassett, projenin tanımı hakkında sunum gerçekleştirdi. Save The Children Türkiye İletişim Uzmanı Ayşe Nur Gençalp, projenin uygulanması hakkında bilgiler verdi.
6 Şubat depreminden etkilenen ve çadır ile konteyner kentlerde yaşayan 5-10 yaş arası çocukların deneyim ve bakış açılarını anlamak amacıyla bir araştırma projesi gerçekleştirildi. Bu projede, çocukların deneyimlerini ifade etmeleri için 'Photovoice' tekniği kullanıldı. Çocuklar, çektikleri fotoğraflar aracılığıyla nasıl bir yaşam istediklerini gözler önüne serdiler.
Fotoğraflar analiz edilip yorumlandı
Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Yeni Medya ve İletişim Bölüm Başkanı Doç. Dr. Gül Esra Atalay ve Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Yeni Medya ve İletişim (İngilizce) Bölüm Başkanı Doç. Dr. Bahar Muratoğlu Pehlivan, çocuklar tarafından çekilen fotoğrafların yorumlanmasını ve analizini gerçekleştirdiler.
En çok gökyüzü, çiçek ve hayvan çektiler…
Çocukların fotoğraflarında en çok ‘Gökyüzü’, ‘Çiçekler’, ‘Bisiklet’, ‘Sanat’, ‘Aile Bağları, Arkadaşlar ve Hayvanlar’, ‘Koşullar Üzerinde Söz Sahibi Olma’, ‘Eve ve Tanıdık Mekanlara Duyulan Özlem’, ‘Ağaçlar ve Yeşil Alanlar’ gibi temaların ön plana çıktığı görüldü.
‘Gökyüzü’ temalı fotoğraflarda kaçış, umut, özgürlük gibi kavramların öne çıktığı yorumlandı. Bu bağlamda çocuklar için gökyüzü izleme etkinlikleri, uçurtma festivalleri gibi etkinliklerin çocukların refahını artırabileceği söylendi. ‘Çiçek’ temalı fotoğraflarda iç huzuru yakalama çabasının olduğu dile getirildi. Bu bağlamda çocuklar için ağaç dikme etkinlikleri, bahçe atölyeleri gibi çalışmaların çocukların psikolojisine iyi gelebileceği vurgulandı.
Çocuklar için sanat atölyelerinin kurulması önerildi
‘Bisiklet’ temalı fotoğraflarda çocukların harekete ve özgürlüğe dikkat çektikleri görüldü. Bu bağlamda çocuklar için bisiklet yolları yapılabileceği konuşuldu. ‘Sanat’ temalı fotoğraflarda yaratıcılık ve kendini ifade etme çalışmaları görüldü. Bu bağlamda çocuklar için sanat atölyelerinin kurulması, sanat eserleriyle dekore edilmiş ortamların çoğaltılması çocukların daha iyi hissetmelerine yardımcı olabileceği söylendi.
‘Aile Bağları, Arkadaşlar ve Hayvanlar’ temalı fotoğraflarda, sevgi ve bir arada olma duyguları ön plana çıktı. Bu bağlamda oyunlar ve kolektif aktivitelerle çocukların birbirleriyle olan bağlarının güçlenebileceği vurgulandı. ‘Koşullar Üzerinde Söz Sahibi Olma’ temalı fotoğraflardan yola çıkarak, konteyner şehirler ve konteynerler tasarlanırken çocukların görüşlerinin dikkate alınması gerektiği önerildi.
‘Eve ve Tanıdık Mekanlara Duyulan Özlem’ temalı fotoğraflarda kayıp hissinin ön planda olduğu görüldü. Bu bağlamda terapilerin ve grup aktivitelerinin faydalı olabileceği vurgulandı. ‘Ağaçlar ve Yeşil Alanlar’ temalı fotoğraflarda doğa ile bağlantı, rahatlama hissinin ön planda olduğu görüldü. Bu bağlamda ağaç ve çiçek dikme aktivitelerinin faydalı olabileceği konuşuldu.
Bulgular çocuk gelişimi açısından da değerlendirildi
Panelin sonunda ise Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Çocuk Gelişimi Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Demet Gülaldı ve Arş. Gör. Seher Sav, bulguları çocuk gelişimi açısından da değerlendirdi.
Sempozyum katılımcıların sorularının cevaplanmasının ardından toplu fotoğraf çekimiyle sona erdi. Daha sonra lobi alanında bulunan “Çocukların Gözüyle Deprem Sonrası Yaşam” fotoğraf sergisi ziyaret edildi. Depremzede çocukların çektiği fotoğraflardan oluşan sergi yoğun ilgi gördü. 25 fotoğrafın yer aldığı sergi bir hafta süreyle gezilebilecek.
ARTUKLU HABER AJANSI-İSTANBUL