Nüfus idaresine giren her vatandaşın oradan ayrılırken memnuniyet derecesinin yüksek olacağını vurgulayan Soylu, şu değerlendirmede bulundu:
"Devletin elinde tek tuşa basarak ulaşabileceği kayıtları vatandaştan kağıt ortamında istemesi garabetine de yaptığımız bu değişiklik ile son verdik. Artık kağıtları eline tutuşturup da gelmenin bir anlamı olmayacak. Bu kanunu çıkartmadan önce de bu değişikliği yaptık ve uyguladık. Sebebi zaman, maliyet ve tasarruf açısından doğru adımları atabilmekti. Sebebi, adresi esas alan tüm hizmetlerden yerleşim yeri ve diğer adres bilgilerinin etkin olarak kullanılmasını, güvenlik, kimlik doğrulama, araçları kullanılarak nüfus kayıt örneği ve yerleşim yeri belgesinin e- devlet üzerinden alınmasını, hastane, mahkeme, evlendirme memurlukları, dış temsilcilikleri, doğum, evlenme, boşanma ve ölüm olayları ile mahkeme kararlarını elektronik ortamda bildirme ve nüfus kütüğüne kayıt etme yetkisinin verilmesiyle birlikte vatandaşların nüfus müdürlüklerine gerek kalmadan işlem yapabilmesiydi."
Bakan Soylu, vatandaşın değil devletin takip etmesi gerektiğine dikkati çekerek, "Bu bilgisayarlar, fiber optik kablolar niçin var. Vatandaşı koşturacağımıza devleti koştururuz, teknolojiyi, fiber optik kabloları koştururuz. İki iki daha dört. Hastanede doğacak çocuk, baba anne koştur koştur nüfus idaresine gidecek. Gerek yok. Hastaneden adı ve soyadıyla, eğer aile adını koyamamışsa, soyadıyla oradan bildirilecek. T.C. kimlik numarasını alacak daha sonra adı soyadı bildirilmişse nüfus kağıdı adresine gidecek. Normali 5 artı 2 günde gönderiyorsak, bunu biraz daha önce göndereceğiz. Yeni doğan bebeklerin nüfus kağıtlarını yetişmişlerden çok daha erken bir şekilde ailelerine teslim edebilme fırsatına sahip olabileceğiz." dedi.
Soyadı Kanunu'na aykırı soyadları, yazım ve imla hatasından kaynaklanan anlam değişikliği bulunan isim ve soy isimlerin mahkemeye gitmeden il veya ilçe idare kurulu kararıyla değiştirilebilmesinin de önünün açıldığına işaret eden Soylu, şöyle devam etti:
"Bu çok doğal bir hak. Burada geçmiş dönemlerde yapılan bir yazım yanlışlığını düzeltebilmek için mahkeme kapılarında sürünmenin bir anlamı yok. Nüfus müdürlerimiz kendi iradeleriyle gelen kişilerin bu taleplerini yerine getirebilme kabiliyetine her daim sahip olmalı. Aslında biz bir yere gidiyoruz. Güven devletine. Vatandaş ile devlet arasındaki güvenin tamamen kurulduğu, arka planda da bu güvenin teknolojik aygıtlarla kontrol edildiği bir anlayışa doğru hep beraber adım atıyoruz."
Vatandaşların evlenme işlerini kolaylaştırmak, resmi nikahı artırmak amacıyla il ve ilçe müftülüklerine evlendirme memurluğu yetkisini verilmesini sağlayacak düzenlemelerin yeni kanunda yer aldığını anımsatan Soylu, "Müftüler de kıyabilecek ama nüfus müdürlükleri de bu konuda yetkinlikleri, evlendirmeyi yerine getirebilecek yetkinlikleri söz konusudur. Köy muhtarlarımız, belediye başkanlarımız zaten bu nikahları kıyabiliyor. İsteyen istediği yerde, çoğulculuğu esas alan bir unsurla beraber kıydırabilme ve aynı zamanda erişimi daha da yaygınlaştırabilme konusunda bir adımı ortaya attığımızı ama bütün bunların sorumluluğu İçişleri Bakanlığı'nda, bunları tutma açısından da kurallarını aynı şekilde muhafaza edilme açısından da nüfus müdürlüklerinde olduğunu ifade etmek isterim." diye konuştu.
Nüfus hizmetleri konusunda yeni bir iletişim kanalı kurduklarını dile getiren Soylu, vatandaşlara hızlı ve etkin bir şekilde cevap verebilmek için "Alo 199" etkileşim merkezini hayata geçirdiklerini ifade etti.
Türkiye Cumhuriyeti kimlik kartlarında 12 milyon 700 bin sayısını aştıklarını bildiren Bakan Soylu, 13 milyon sayısına doğru gidildiğini belirterek, katkı sunan personele teşekkür etti. Süleyman Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"T.C. kimlik kartını gördüğümde rengi gri ve solgundu. Bunu hemen çok iyi noktaya taşınması gerektiğini söyledim. Yetkili arkadaşlarımız bu konuda çalıştılar. Yeni bir yazılımla hiçbir maliyete girmeden daha kaliteli, daha renkleri ayırt edici çok daha iyi noktaya ulaşan kimlik kartını oluşturdular. Şimdi vatandaşlarımıza giden kimlik kartı bu. Kendi iç yeteneklerimizle kaliteyi çok daha iyi noktaya getirebiliyoruz. Bizim hükümet politikamız vatandaşımıza, ehliyet, pasaport ve kimliklerinin belirli süre içinde gitmesini sağlayabilmektir. Devlet vatandaşına öngörülebilirlik ortaya koymalıdır. Hizmet, huzur için bunu koymalıdır. Bir belirsizlik değildir devletin vatandaşına verebileceği. Ben nüfus kağıdına başvurduğumda kaç günde alırım. 5 6, 7 gün mü? Ben bunu 2- 3 ayda alacağım ne zaman geleceği belli olmaz beklentisi içinde olmamalıdır. Bu konuda önemli adımlar daha atılacak. Bir günlük daha bir tasarruf sağlayacak adım gerçekleştiriyorlar. Aynı zamanda bu pasaport, ehliyet içinde geçerlidir. Bir kurumun en üst profesyonelliği noktasında gerçekleştirmek temel görevimizdir."
İkinci nesil pasaportla ilgili de açıklama yapan Soylu, bunun hem Avrupa Birliği nezdinde attıkları önem bir adım olarak anlaşılması hem de önemli bir süreç olarak değerlendirmesi gerektiğini söyledi.
İllerdeki ödenek ve personel ihtiyacının bilgileri dahilinde olduğuna dikkati çeken Soylu, "2018 yılı için cari ödenek miktarını bir önceki yıla göre yüzde 6, yatırım ödeneği miktarını ise yüzde 53,21 oranında arttırdığımızı ifade etmek istiyorum. Personel noktasında sözleşmeli ve normal memur alımı yollarından kısa zamanda gidermek üzere çalışmalarımız devam etmektedir. Bin 200 civarında personelin bir kısmı başlamış, bir kısmı bu hafta sonuna kadar başlayacak. İş yükünün artmasıyla personel açısından da bir artışa gittik. Çok az daha bir personel ihtiyacımız karşılanması söz konusu olabilir ama bu bize 4 binin üzerinde polis tasarrufu sağlayacak. Gerek pasaporttan, gerek ehliyetten gerekse polisin elinde bulunan trafik tescilinin noterlere devrinden dolayı ciddi şekilde hem tasarruf hem de herkes kendi hizmetlerini yapabilecek kabiliyette olabilecek bir odaklaşmayı gerçekleştirecek." açıklamasını yaptı.
"Strateji Geliştirme ve Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığı eliyle yürüttüğümüz ve 'Yalınlaştırma Projesi' olarak tabir ettiğimiz bu çalışma ile hizmet süreçlerinin vatandaş odaklı olarak yeniden tasarlandığı, kurumlar arası veri paylaşımını ve veri mahremiyetini en üst düzeyde sağlamaya imkan veren bir takım düzenlemeleri gerçekleştiriyoruz." diyen İçişleri Bakanı Soylu, şu ifadeleri kullandı:
"Bu dönüşüm için bakanlık ve taşra birimlerimizde değişik kademelerden 253 kişilik bir ekip oluşturduk. Öncelik olarak bakanlığımızca yapılan tanımlayabildiğimiz 684 hizmetin tamamı hizmet envanteri yönetim sisteminde tamamlandı. Yaptığımız incelemeler sonunda anlaşıldı ki başvuruya dayalı hizmetlerin sunulduğu kişi ve kurumlardan bakanlık olarak 2 bin 186 belge talep ediyoruz. Yapacağımız bu yalınlaşma çalışması ile bunların 664 tanesinden kurtuluyoruz. Bu sayede yüzde 30 oranında kırtasiye yani bürokratik bir tasarruf sağlıyoruz. Ayrıca 4 birim kapatılacak ve 96 işlem sürecinde de iyileştirme sağlanacaktır. Emniyet Genel Müdürlüğü ile Jandarma arasında tespit ettiğimiz 29 ortak hizmette istenilen belgelerde süreçler birebir eşleştirilmiştir. Örneğin özel güvenlik eğitim kurumu faaliyeti izin belgesi, maddi hasarlı trafik kazalarında trafik kazası tespit tutanağının taraflara verilmesi veya otoparklara çekilen araçların teslimi gibi hizmetlerde bu eşleştirmeler sağlanmıştır."
Nüfus Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünde 18 yaşını tamamlayıncaya kadar nüfus kütüklerini tescil edilmemiş kişilerin tescil işlerinde istenen belge sayısının 6 olduğunu anlatan Soylu, yalınlaştırma sonucunda bunu 4'e düşürdüklerini aktardı.