Yeniden Refah Partisi, Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Doğan BEKİN,Srebrenitsa Katliamaının yıldönümü dolayısıyla mesaj yayınladı. Bekin Mesajında;
‘’Birleşmiş Milletler tarafından 1995 yılında güvenli bölge ilan edilen Srebrenitsa’da, Sırp Cumhuriyet Ordusu (Vojska Republike Srpske) tarafından yaklaşık sekiz bin Boşnak erkeğin 11-22 Temmuz 1995’te hunharca katledilmesi 26 Şubat 2007’de Lahey Adalet Divanı tarafından “soykırım” olarak tanımlanmıştır.
Srebrenitsa’da ,11 Temmuz 1995 soykırımında şehit olanların anısına yaptırılan Potoçari Anıt Mezarlığı’nın yirminci yılında BMGK tarafından hazırlanan Srebrenitsa katliamının soykırım olarak tanımlanmasını öngören tasarının Rusya tarafından veto edilmesi ne yazık ki sübjektif nedenlere dayanıyordu.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde baş at oynayan beş ülkeden olan Rusya Federasyonu, eski SSCB ideologlarının algı politikasıyla örtüşen bir yaklaşımla hareket ederek BMGK’nde kararı veto etmesi ana kronik politikasının gereği olsa gerek. Bu tutum, Balkanlarda farklı kültürlerin özgün birliktelik anlayışını ortadan kaldırmaya yönelik bir adım niteliğinde idi.
Aliya Izzetbegoviç, bu katliamı II. Dünya Savaşı’ndan sonra yapılmış en büyük soykırım olarak ifade etmişti. Hatırlanacağı üzere Mart 1938’de Avusturya’nın ilhakından (Anschluss Österreichs) sonra kurulan Demokratik Avusturya Cumhuriyeti, 1948’de Nazi Partisi’nin %90’ına af getirirken, 1957’de de SS ve Alman Gizli Servisi Gestapo (Geheime Staatpolizei)’ya da benzer şekilde af getirilmişti. Bu yaklaşım, bir bakıma soykırım uygulayanların ödüllendirilmesi anlamına geliyordu. Benzer şekilde 2015’te Srebrenitsa’da meydana gelen soykırımla ilgili BMGK’in tasarısına ret oyu veren Rusya'nın tutumu da SS ve Gestapoyu ödüllendiren Avusturya’nın tutumuna benzer niteliktedir. Rusya, bu anlayışla Sırpların Boşnaklara karşı uyguladıkları vahşi soykırımı ödüllendirmiş oldu.
Sırp ve Bosna- Sırp liderleri 2015’te BMGK tarafından oylamaya sunulan soykırım tasarısını anti-Sırp girişim olarak gösterme çabaları ve bu konuda onlarla paralel hareket eden Rusya’nın Güvenlik Konseyi'nde ret oyu kullanmasına yönelik çağrıları bir bakıma karşılık bulmuş oldu. Rusya, “soğuk duş” etkisi yapan “Boşnak karşıtı” duruşuyla, Balkanlarda çatışma ortamını yeniden tetikler bir tutum içerisine girmiştir. Böylece Rusya, Balkanlarda ihtilafların dolaylı tarafı olduğunu BMGK’inde oylanan karar tasarısı sırasında bir kez daha ortaya koymuş oldu.
Rusya, BMGK’de 2015’te oylanan soykırıma karşı durarak Balkanlardaki stratejik çizgisini “Ortodoks inisiyatifi” yönünde ortaya koyarak, temelinde iç içe geçmiş matruşkaların yer aldığı keskin uçlu farklı bakış açılı rotasını yeniden mezhep endeksli şekillendirerek, konuya Balkanlaştırmaya özgü cepheleşme prizmasından bakmayı yeğlemiş oldu.
Rus yönetimi, Sırp çıkarlarına zarar getirebilecek bu uygulamaya karşı soykırımın yanında yer almak suretiyle taraflı tavrını kullanarak, taraflar arasında normal barışçıl çabalara da sekte vurmuş oldu. Bu gelişmelerden sonra siyasi iki ateş arasında kalan Boşnak Müslümanlar, 2015'te Rusya tarafından veto edilen karar taslağı ile yeniden tahkim edilmeye çalışılan “Karşıt Ortodoks Cephesi” gölgesinde, gerginliklerin azaltılması ve ilişkilerin düzeltilmesi yönünde zor bir süreçle karşı karşıya bırakılmış oldu.
Balkanlarda, sorunlar girdabına sürüklenmeye çalışılan Boşnaklar, çalkantılı bir ortamda yeniden barış ve güvenlik içerisinde diğer kültürlerle bir arada var olma(co-existance) ve yaşama haklarını aynen muhafaza etme yolunda her zaman için daha ihtiyatlı ve emin adımlar atmaları gerekecektir.
BM koruması altındaki Srebrenitsa kasabasında 11-22 Temmuz 1995 tarihleri arasında 8 binden fazla Boşnağı sistematik şekilde katleden Bosnalı Sırpların bu vahşetinin hafızalarda canlı tutulması elzemdir. Benzer şekilde Siyonist Netanyahu’nun Gazze’de uyguladığı vahşet ve katliamın Srebrenitsa’dan bir farkı olmadığını ifade etmek isteriz.
Bosnalı Müslümanlara yönelik katliamlardan sonra zor ve dolambaçlı yollardan geçilerek adeta pamuk ipliğine bağlı olarak oluşturulan ve bıçak sırtında kör topal ilerlemekte olan barış sürecinin devamı için Türkiye’ye her zamankinden daha büyük görevler düşmektedir.
Ez cümle, Bosna’daki savaşın seyrini değiştiren önemli hamlelerin atılmasına vesile olan Aliye Izzetbegoviç ve Erbakan Hocamızı da minnet, şükran ve rahmetle yâd ediyoruz.''ifadelerini kullandı.
ARTUKLU HABER AJANSI-ANKARA