İTO Haziran ayı Meclis toplantısında bir konuşma yapan 2 No’lu Toptan ve Dış Ticaret Meslek Komitesi Meclis Üyesi Mardinli İş adamı Ferhan Ademhan``TÜRKİYE`Yİ DERİNLİĞİ BİLİNMEYEN BİR BATAKLIĞA ÇEKMEK İSTİYORLAR``Dedi.
İstanbul Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Çağlar, “Yılın ilk çeyreğinde yüzde 4.3’lük büyüme oranına şaşırmadık. Kaos senaryolarına rağmen, Türkiye büyümeye devam ediyor. Önümüzdeki süreçte de büyüme yönündeki bu güçlü eğilimler sürecek. Senaryoları yazanlar, bizlerin kararlılığını ve güvenini hiç hesaba katmıyorlar” dedi.
İstanbul Ticaret Odası Haziran ayı Toplantısı yoğun katılımla gerçekleştirildi.Meclis Toplantısında Lice’de yaşanan gelişmeler, Türkiye’nin Musul Başkonsolosluğu’na düzenlenen baskın ve Soma’da yaşanan maden faciasına ilişkin değerlendirmelerde bulunuldu.
MECLİS ÜYELERİ KÜRSÜDE
Bayrağımıza saldırı kabul edilemez
51 No’lu Ayakkabı ve Ayakkabı Yan Sanayi Meslek Komitesi Meclis Üyesi Ender Yazıcıoğlu: Bayrağımıza yapılan her türlü saldırıya karşıyım. En zor günlerde bir araya gelmesini bilen bir milletiz. Bunlar son olsun inşallah.
Soma’yı çok çabuk unuttuk
81 No’lu Doğal ve İşlenmiş Katı Yakıt Meslek Komitesi Meclis Üyesi Hüseyin Akarçeşme: Türkiye’nin en önemli gündemi Soma idi ama çok çabuk unuttuk. Bazı olaylara karşı ne kadar duyarsız olduğumuz bir kez daha ortaya çıktı. Soma için yaptığımız yardımlar yetmiyor.
Veri tabanımız olmalı
59 No’lu Makina ve Ekipmanları Meslek Komitesi Meclis Üyesi Adil Nalbant: Biz sektör olarak veri tabanımızı oluşturmalıyız. Ayrıca yerli malı kullanmamız gerekiyor. Komitelerimizin çalışmaları var, memleketimizin bu çalışmalara ihtiyacı var.
Vakit önemli bir emanet
56 No’lu Demir Dışı Metaller Meslek Komitesi Meclis Üyesi Ali Bakaner: Vakit bize verilen çok önemli bir emanet. Peygamberimiz de meramını en kısa şekilde ifade edermiş. Grup toplantılarımızda ayrıntıları konuşabiliriz. Ancak Meclisimiz’de 5-7 dakikada meramımızı anlatmalıyız. Zaman çok önemli.
Perakende yasası başka bahara kaldı
1 No’lu Perakende Ticaret Meslek Komitesi Meclis Üyesi Zeki Paşalı: Uzun zamandır yasalaşmasını beklediğimiz Perakende Kanun Tasarısı yine bir başka bahara kaldı. Bu tasarı gündeme geldiğinde 38 yaşındaydım; şimdi 48 yaşındayım. Son yıllarda ülkemizde uygulanan politikalar bizi yavaş yavaş yok olmaya itiyor. Artık marketler köylerde de yatırıma başladılar. Bu yatırımı yapan marketlerin sayısı 10’u bulmuyor ama sahip olduğu pazar yüzde 40’ı geçiyor. Oysa en az 1.000 metre yanına market açılamayacak kuralının konulması lazım. Bizler “Ben siftah yaptım, komşumdan al” diyen bir kültürden geliyoruz. Zincir marketlerin yayılması tamamlandığında bizler burada olmayacağız.
Üniversitenin faaliyetlerini önemsiyorum
44 No’lu Altyapı İnşaatı Meslek Komitesi Meclis Üyesi Fuat Kulaçoğlu: İstanbul Ticaret Üniversitesi’nin etkinliklerinde neden bu kadar eksiğiz bilmiyorum. Meclis üyelerimizin üniversitede gerçekleştirilen girişimcilik etkinliklerini çok ciddiye alması lazım. Üniversitede okuyan öğrencilere staj konusunda yardım edilmesi onlarda büyük bir heyecan oluşturuyor. Komite üyelerimizin öğrencilerimizle ilgilenmesi onları çok mutlu ediyor. Ayrıca üniversiteye yaptığım ziyaretlerde öğrencilerin okullarına olan güvenlerinin çok üst düzeyde olduğunu gördüm.
Vizyon projelerine ilgi gösterelim
21 No’lu Emlak Müşavirleri Meslek Komitesi Meclis Üyesi Karabet Hemengül: Geçtiğimiz günlerde Yönetim Kurulu Başkan Yardımcımız Gökhan Murat Kalsın başkanlığında 3. Boğaz Köprüsü’nün Garipçe şantiyesini ziyaret ettik. Bu İstanbul’un vizyon projelerinden biri. Gezi için toplam 50 kişi davet edilmişken gezide 13 kişiydik. Bu tür gezilere katılım herkese fayda sağlayacaktır.
Bayraklar asla indirilemez
79 No’lu Fotoğrafçılık Meslek Komitesi Ali Uluoğlu: Bayrağımızın indirilmesini şiddetle kınıyorum. O bayrak için şehitler verdik biz. Bayraklar asla indirilemez, Kıbrıs Barış Harekâtı’na katıldım. Vatan için bayrak için insanın yapamayacağı şey yok.
Trafik kurbanları da şehit sayılsın
61 No’lu Teknik Hırdavat Meslek Komitesi Meclis Üyesi Mehmet Güney: Devlet alamadığı bazı vergileri tahsis etmek için çok doğru bir karar aldı. Ancak bir eksiklik var. Eğer devlet son bir yılda vergisini ve sigortasını problemsiz bir şekilde ödeyene yüzde 5, son iki sene düzgün ödeme yapanlara yüzde 7, son üç seneye yüzde 9, son dört seneye yüzde 11 ve son 5 sene ve üzerine de yüzde 15 gibi bir vergi indirimi koysaydı vergisini düzgün ödeyenler de memnun olurdu. Trafik kazalarında her ay 300 kişi hayatını kaybediyor. Şehit haklarından faydalanmak için illa toplu ölümler mi olmalı? Trafik kazalarında ölenlerin yakınlarına da şehit aylığı bağlansın. Bence bu konuda devlet büyüklerinin de katılacağı ses getirecek büyük bir çalıştay yapılmalı.
Geceli gündüzlü çalışıyoruz
36 No’lu Örme Kumaş, Çorap ve Trikotaj Meslek Komitesi Meclis Üyesi Mustafa Balkuv: Son bir yıl içinde komitemin birçok çalışmasına katıldım. Ermeni sorunları için kurduğumuz komisyonda geceli gündüzlü çalışıyoruz. Komite çalışmalarımızın yanı sıra odamızın faydasına olacak; seçimlerimizin elektronik ortamda yapılmasını, binamızın yeşil binaya dönüştürülmesini, Kore’de Türk günü gerçekleştirilmesini istedim.
Rüzgara ve güneşe yönelelim
25 No’lu Gümrük Müşavirliği Meslek Komitesi Meclis Üyesi Bayram Doğan: Enerjide dışa bağımlı bir ülke olduğumuzu Enerji Bakanımız çok iyi izah etti. Doların yükselmesi ile eneri tedariki çok pahalı hale geldi. Ben nükleer enerjiye karşıyım. İnsana değer veren batı ülkeleri hızla bu teknolojiden uzaklaşıyor. Hollanda 36 rüzgâr tribününü denize koydu. Türkiye olarak rüzgâr alan bir bölgemize 173 rüzgâr tribünü yerleştirerek nükleer santrale eş üretim yapardık.
Kardeşliğe yapılan saldırıyı kınıyorum.
25 No’lu Gümrük Müşavirleri Meslek Komitesi Meclis Üyesi Mehmet Metin Korkmaz: Komitemizin önerisi ile hayata geçen İŞKUR-KOSGEB-İTİCÜ projesi, asgari hizmet genelgesi gibi birçok çalışmamız var. Her yıl bu konu için sivil toplum kuruluşları ile bir araya geliyoruz. Anlaştığımızı sanıyoruz, ama çözüm yok. Kendi sektörlerimize sahip çıkmazsak yabancılar ele geçiriyor. Karayolu taşımacığını yabancılar elimizden aldı bile. Bayrak olayını şiddetle kınıyorum. Ülkemizin birlik beraberliğine, kardeşliğine yapılan saldırıları nefretle kınıyorum. İnşallah birlik, beraberlik ve huzura kavuşuruz.
2 No’lu Toptan ve Dış Ticaret Meslek Komitesi Meclis Üyesi Mardinli İş Adamı Ferhan Ademhan:
Ülkemizde ve yakın çevremizde yaşanan kaygı verici gelişmeleri sizinle paylaşmak adına, bana konuşma fırsatı verdiğiniz için teşekkür ederim.
Yaşadığımız bu zor coğrafyada birliğimizi, bütünlüğümüzü, ekonomik,sosyal,siyasal, demokratik ve askeri gücümüzü ayakta tutma adına hepimize çok önemli sorumluluklar düşmektedir.
En son; komşumuz Irak’ta Musul Konsolosluğumuza baskın yapılmış, diplomatlarımız, vatandaşlarımız rehin alınmıştır. Devletimizin bu önemli olayı büyük bir soğukkanlılıkla çözeceğine inanıyoruz.
O coğrafyayı bilen orada yaşayan biri olarak; Irak’a kalcı bir askeri operasyonunun TÜRKİYE’Yİ DERİNLİĞİ BİLİNMEYEN BİR BATAKLIĞA ÇEKMEK OLDUĞUNU düşünüyorum.
Vatandaşlarımızın diplomatik yol ve yöntemlerle ailelerine kavuşmalarını diliyorum.
Öte yandan Diyarbakır’ın Lice ilçesinde karakol yapımını protesto etmekle başlayan olaylar, tehlikeli bir boyuta vardı ve maalesef iki insanımızı orada kaybettik..
Lice’de hayatını kaybeden kardeşlerimize Allah’tan rahmet diler ve ailelerine başsağlığı diliyorum.
Hükümetin ölümler üzerine hemen soruşturma başlatması gerginliği giderecek ve kamu vicdanını rahatlatacak bir adımdı. Ancak, bu adımın atıldığı gün ayını ilçede bayrağımız çirkin bir saldırı sonucu gönderden indirildi. Bayrağımıza yapılan saldırıyı kınıyor ve ülkemizin ortak değerlerine el uzatmanın kabul edilemez olduğunun altını çizmek istiyorum.
Değerli arkadaşlar,
21. yüzyılın ilk 14 yılını neredeyse geride bıraktığımız şu günlerde maalesef hala, ülkemizin bir iç sorununu konuşuyoruz.
Etnik temelli toplumsal problemler, dünyanın bazı bölgelerinde hala yaşansa bile, özü itibariyle bu sorunlar 19. Yüzyıla ve 20. Yüzyılın ilk çeyreğine ait problemlerdir.
Şunu üzülerek belirtmeliyim ki, ülkemizin doğusundaki çatışma ortamı başta olmak üzere, diğer sorunlarımızı bugün, şu anda bile çözsek, maalesef 20. Yüzyılın dünyasına varmış olacağız.
Gelişmiş ülkeler, insan ve devlet yönetimi konusunda belli bir düzeye ulaşmışken, tarihi ve toplumsal anlamda çok güçlü bir deneyime birikime sahip olan ülkemiz, hala bir iç mesele ile boğuşuyor.
Şüphesiz ki, mevcut iktidarın attığı adımlar bizi ve tüm Türkiye toplumunu umutlandırmış ve barış rüzgarlarını içimizde hissetmemizi sağlamıştır. Tam bir buçuk yıldır, hiçbir insanımızın hayatını kaybetmemiş olması, bize güç veren bir olguydu. Siyasi iktidarın, büyük bir irade ve kararlılık göstererek attığı adımlar, son günlerde yaşanan olaylarla adeta tehlikeye girmiştir. Barış ve çözüm sürecinin, Türkiye’deki tüm siyasi aktörler tarafından açık bir şekilde desteklenmemiş olması ciddi bir sorundur. Ancak, bana kalırsa, sorunun bir yönünü de toplumsal dinamiklerde aramak gerekir. İspanya’da halk barış için 123 kilometrelik barış zincirleri kurarak, barış kararlılığını ortaya koyarken, biz toplum olarak bir buçuk yılda çok iyi bir pratik sergilemedik.
Değerli dostlarım,
Bizler, iş dünyasının fertleri olarak, barışın tesis edilmediği ortamlarda, hiçbir yatırımın sağlıklı bir şekilde hayata geçirilemediğini iyi biliriz. Toplumun, şiddet ortamında temel insani ihtiyaçlardan bile yoksun kaldığını biliyoruz. Şiddetin olduğu ortamda, sanayicisi,
esnafı, tüccarı ile topyekun iş dünyası fertleri büyük sıkıntılar yaşamaktadır. Bunu bölgenin bir işadamı olarak iyi biliyorum.
Bizler, yatırımlarımızla, istihdamımızla bu ülkenin önemli bir yükünü sırtlayan iş insanları, yüksek bir sesle barışın tesisini istemeliyiz. Çünkü, bu ülke, bu insanlar bizim ve bizim bunu istemeye hakkımız var.
Bu gerçeklerden yola çıkarak, siz değerli meclis üyelerimizin dikkatini bu konuya çekmek istedim. Bizim, siyaset kurumunu uyarıcı olmak ve toplumsal dinamiklere barışı anlatmak gibi bir sorumluluğumuz var. Hepinizi, barış için ateşe bir damla su dökmeye davet ediyorum.
Ülkemizin, tarihin karanlık dönemlerine dönmemesi ve çağdaş dünya ile uyumlu yürüdüğü bir gelecekte görmek hepimizin temel hedefi olmalıdır. Şu gerçeği açıkça ifade etmem gerekir ki, sorunun bir diğer tarafı uluslararası güçlerin, güçlü bir Türkiye istemiyor oluşudur. Güçlü bir Türkiye yaratmanın tek yolu da, toplumsal barışın sağlandığı bir ortamdır. Bizler de, eğer güçlü bir Türkiye istiyorsak, barış sürecine sahip çıkmak ve siyasi iradeyi bu konuda yalnız bırakmamalıyız.
Sözlerimi Ülkemizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün sözleri ile bitirmek istiyorum:
Yurtta sulh, cihanda sulh.``Dedi.
``HABERİN OLDUĞU HER YERDE``
ARTUKLU HABER AJANSI-İSTANBUL