Türkiye, 2013`de AB müktesebatına uyum kapsamındaki somut adımlarını içeren kendi ilerleme raporunu yayımladı.
Türkiye, 2013`de AB müktesebatına uyum kapsamındaki somut adımlarını içeren kendi ilerleme raporunu yayımladı.
İlki geçen yıl kaleme alınan rapor, AB Bakanlığı`nın internet sitesinde paylaşıldı.
AB Bakanı Çavuşoğlu, raporun yayımlanmasıyla ilgili yaptığı yazılı açıklamada, bu yıl ikincisi yayımlanan "Türkiye İlerleme Raporu`nun", AK Parti hükümetinin reform sürecindeki kararlılığını ve bu meyanda 2013`de her alanda gerçekleştirilen çalışmaları somut örnekleriyle ortaya koyan en önemli belgelerden biri olduğunun altını çizdi.
Türkiye tarafından hazırlanan İlerleme Raporu`nun, Avrupa Komisyonu tarafından hazırlanan rapora bir tepki olmadığına dikkati çeken Çavuşoğlu, "Amacımız ülkemizin kararlılıkla sürdürmekte olduğu reformları en kapsamlı ve en objektif şekilde ilk elden kamuoyuyla paylaşmak, katılım sürecinin, müzakere sürecinde yaşanan sorunlara rağmen, ülkemize önemli kazanımlar sağladığını vurgulamaktır" ifadelerini kullandı.
İkinci rapor
Bu yıl ikincisi hazırlanan rapor, Türkiye`nin Avrupa Birliği`ne katılım süreci çerçevesinde, "Siyasi Kriterler", "Ekonomik Kriterler" ve "Üyelik Yükümlülüklerini Üstlenebilme Yeteneği" başlıklarına ilişkin son bir yılda yapılan çalışmalar ve kaydedilen gelişmeleri özetliyor.
Giriş kısmında, geçmiş yıllarda AB tarafından eleştirilen ve öneri getirilen hususlar da dikkate alınarak Türkiye`nin son bir yılda kat ettiği mesafeyi ilk elden aktarmak amacıyla hazırlandığı ifade edilen rapor, Ocak 2013 ile Aralık 2013 arasını kapsıyor.
Siyasi kriterler
Türkiye`nin AB’ye üyelik sürecinde önemli bir yer teşkil eden siyasi kriterler ile siyasi kriterlerle yakından ilişkili “Yargı ve Temel Haklar” ile “Adalet Özgürlük ve Güvenlik” fasıllarında 2013 yılında önemli ilerlemeler kaydedildiğine değinilen raporda, 30 Eylül 2013`de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan Demokratikleşme Paketi`nin, AB’nin temel ilkelerine uyum açısından önemli adımlar içermekte olduğu vurgulandı.
Raporda, 2013`deki siyasi reformların bazıları şu şekilde özetlendi:
"Kamuda başörtüsü yasağı kaldırıldı, geçtiğimiz yıl ortaokullarda kaldırılmış olan öğrenci andı uygulamasına ilkokullarda da son verildi. 2013 yılı Kasım ayında, Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından, Roman vatandaşlarımızın dil ve kültürleri ile karşılaştıkları sorunlara ilişkin araştırmalar yapmak, çözüm önerileri üretmek amacıyla Trakya Üniversitesi bünyesinde “Roman Dili ve Kültürü Araştırmaları Enstitüsü” kurulması yönünde karar alındı.
Daha önce (TSK İç Hizmet Kanunu) 35’inci maddede yer alan “Silahlı Kuvvetlerin vazifesi; Türk yurdunu ve Anayasa ile tayin edilmiş olan Türkiye Cumhuriyetini kollamak ve korumaktır” ifadeleri, “Silahlı Kuvvetlerin vazifesi; yurt dışından gelecek tehdit ve tehlikelere karşı Türk vatanını savunmak” şeklinde değiştirildi.
Büyükşehirlerde özel idareler kapatılarak, il özel idarelerinin yerel hizmetlere ilişkin görevleri belediyelere devredilmektedir. Ayrıca söz konusu kanun kapsamına giren illerdeki köy ve beldeler mahalleye dönüşmektedir. Tüm bu değişikliklerle etkin bir yerel yönetim yapılanması ve daha güçlü bir yerel demokrasi hedeflendi.
Yürürlüğe giren yargı reformu paketlerinin devamı olarak hazırlanan ve kamuoyunda 4. Yargı Reformu Paketi olarak bilinen İnsan Hakları ve İfade Özgürlüğü Bağlamında Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun yürürlüğe girdi.
Kamu Denetçiliği Kurumu 29 Mart 2013 tarihi itibariyle idarenin işleyişine ilişkin gerçek ve tüzel kişilerin başvurularını almaya başladı.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) yapılmış bazı başvuruların tazminat ödenmek suretiyle çözümü ve muhtemel ihlal kararlarının önüne geçilmesi amacıyla, "AİHM`e Yapılmış Bazı Başvuruların Tazminat Ödenmek Suretiyle Çözümüne Dair Kanun" yürürlüğe girdi.
Eğitim alanında ise Gökçeada’da Rum İlköğretim Okulu açılması yönündeki Rum cemaati talebi doğrultusunda, 28 Mart 2013 tarihi itibariyle, Gökçeada’da Rum azınlık okulunun açılmasına izin verilmiş, bahse konu okul, 2013-2014 eğitim-öğretim yılında yeniden açılarak eğitim faaliyetlerine başladı."
Ekonomik Kriterler
Güçlü bankacılık sektörü ve mali yapısı sayesinde Türkiye ekonomisinin dış şoklara karşı dayanıklılığının önemli ölçüde arttığına dikkat çekilen raporda, zamanında alınan ve kararlılıkla uygulanan politikaların da yardımıyla Türkiye`nin küresel krizin olumsuz etkilerinden hızla uzaklaşarak güçlü bir büyüme sürecine girdiği vurgulandı.
Raporda, Türkiye`nin 2013 yılında daha uyumlu bir para politikası izlemesinin ve kamu harcamalarındaki ve yatırımlardaki artışın da yardımıyla ekonomik aktivitenin yeniden canlanmasıyla, ilk altı aylık dönemde yıllık GSYH artışının yüzde 3,7 olduğu kaydedilerek, "Büyümeye en büyük katkıyı bankaların artan kredi miktarına bağlı olarak yükselen tüketim harcamaları yaparken, kamu harcamaları ve özellikle kamu sabit yatırımları ve stok birikimleri büyümeye katkı sağlayan diğer önemli faktörler olmuştur" ifadelerine yer verildi.
Yüksek işsizlik ve zayıflayan istihdam artışının dünya ekonomisinin en büyük sorunlarından biri olduğuna değinilen raporda, Türkiye’de uygulanan etkin politikalar ve ekonominin yüksek büyüme performansı sayesinde istihdam artışının güçlenerek devam ettiği kaydedildi. Buna göre, Türkiye`nin, küresel kriz nedeniyle 2009 yılında yüzde 14,9 seviyesine yükselen işsizlik oranını, işsizlikle mücadele kapsamında alınan tedbirler ve yüksek büyümenin katkısıyla 2012 yılında yüzde 8,2’ye düşürdüğü, 2013 yılı Ağustos sonu itibarıyla ise yüzde 9,8 olarak gerçekleştiği ifade edildi.
Raporda, aktif işgücü piyasası politikasına ayrılan kaynakların önemli ölçüde artırıldığı hatırlatılarak, hükümetin, aktif işgücü programları için her yıl ortalama 1,5 milyar TL kaynak ayırma kararı almış olduğu, 2013 yılından itibaren her yıl 400 bin işsizin bu programlardan yararlanması hedeflendiği belirtildi.
AB, Türkiye`nin birinci ticari ortağı
AB`nin, Türkiye’nin birinci ticari ortağı konumunda olduğunun vurgulandığı raporda, 2013 yılının Ekim ayında AB’nin Türkiye`nin toplam ihracatından aldığı payın bir önceki yılın aynı dönemine göre artarak yüzde 41,7; toplam ithalattan aldığı payın ise azalarak yüzde 43,4 olduğu kaydedildi. Böylece AB’nin, Türkiye`nin toplam dış ticareti içindeki payı 2013 yılı Ekim ayı itibarıyla yüzde 42,7’ye yükseldiği ifade edildi.
"Üyelik Yükümlülüklerini Üstlenebilme Yeteneği" başlığında ise Türkiye`nin AB ile yürüttüğü tam üyelik müzakerelerine ilişkin fasıllar konusunda yapılan çalışmalara yer verildi.
Türkiye tarafından hazırlanan 2013 İlerleme Raporu, AB Bakanlığı`nın internet sitesinde yer alıyor.
ARTUKLU HABER AJANSI-ANKARA
HABER:ABDULLAH ORTAÇ