Tarih: 01.03.2015 22:33

Ahmedinejad`a Bursa`da Sevgi Seli

Facebook Twitter Linked-in

Bursa’ya gelen İran İslam Cumhuriyeti 6. Cumhurbaşkanı Prof. Dr. Mahmud Ahmedinejad, Ulucami’de vatandaşlar tarafından büyük ilgiyle karşılandı.

 
Bursa’ya gelen İran İslam Cumhuriyeti 6. Cumhurbaşkanı Prof. Dr. Mahmud Ahmedinejad, Ulucami’de vatandaşlar tarafından büyük ilgiyle karşılandı.
Mahmud Ahmedinejad, Prof. Dr. Necmettin Erbakan Vakfı tarafından düzenlenen ’Erbakan’ı Anma ve Anlama Gecesi’ne katılmak üzere Bursa’ya geldi. İlk olarak Dürdane rampasında Fatih Erbakan tarafından karşılanan Ahmedinejad, daha sonra otelde dinlendi. Cuma namazı için Ulucami’ye giden Ahmedinejad, vatandaşların büyük ilgisiyle karşılaştı. Cami çıkışında kendisini bekleyen kalabalığı selamlayan Ahmedinejad, ‘Kahrolsun İsrail’ sloganları atan vatandaşlara el salladı.
 
Mahmud Ahmedinejad, Ulucami’nin ardından 1964 yıllarında Ayetullah Ruhallah Humeyni’nin merkez Yıldırım ilçesinde kaldığı evi ziyaret etti. Evin şu anki sahipleri olan Tayfun Köktay (Eroğlu), Zeynep Aygün ve Mine Eroğlu ile sohbet eden Ahmedinejad, ikram edilen Türk kahvesinin de tadına baktı. Daha sonra evin önünde hatıra fotoğrafı çektiren Ahmedinejad, dinlenmek üzere otele gitti.
 
Ahmedinecad, Erbakan için Bursa'da
 

Erbakan'ı Anma Toplantısında konuşmak üzere Bursa'ya gelen Ahmedinecad, İran ve Türkiye'nin iki büyük güç ve millet olduğunu söyledi

İran eski Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad, "İran ve Türkiye milletleri ve devletleri dayanışma ve birlik içine girerlerse aynı zamanda uluslararası alanda problemlerin çözümüne büyük katkıda bulunmuş olurlar çünkü İran ve Türkiye iki büyük güçtür, iki büyük millettir" dedi.

Prof. Dr. Necmettin Erbakan Vakfı tarafından eski başbakanlardan Necmettin Erbakan'ın vefatının 4'üncü yılı dolayısıyla düzenlenen törene katılmak üzere Bursa'ya gelen Ahmedinejad, kent girişinde Vakıf Genel Başkanı Fatih Erbakan ve beraberindekiler tarafından karşılandı.

Ahmedinejad, konakladığı otelin lobisinde gazetecilere yaptığı açıklamada, Türkiye'ye ve Bursa'ya gelmekten büyük mutluluk duyduğunu belirterek, kendisine yönelik davetten dolayı Fatih Erbakan'a teşekkür etti.

Merhum Erbakan'ın, idealist, hedefleri bulunan kişiliğe sahip büyük bir insan olduğunu belirten Ahmedinejad, "Dünya meselelerini çok iyi tanıyordu. Beşer hayatının problemlerini çok iyi idrak etmişti ve tasarladığı programlarla beşer hayatının düzeltilmesi doğrultusunda programlar ileri sürmüş, çabalar sarf etmişti" ifadesini kullandı.

Ahmedinejad, Erbakan'ın aynı zamanda gerçek bir siyasetçi ve mümin olduğunu dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"İmanı ve siyaseti birdi. İki yüzlü değildi. O, insanlık toplumuna hizmet etmek için ve bütün bir dünyada adalet ve barışın yerleştirilmesi doğrultusunda çabalar sarf etti. Onun takip ettiği, ortaya koyduğu planlar, milletlerin birliği, beraberliği doğrultusundaydı. Müstekbir ve emperyalistler önce milletleri zayıflatır, daha sonra onlar üzerinde sulta kurar, gerçek siyasetçiler ise milletlerin arasındaki ilişkileri takviye yönünde hareket eder. Merhum Erbakan, milletlerin güçlü olması için hayatını sarf etti. Müstekbirler milletleri önce birbirlerinden ayırır, aralarına ihtilaf salar ve daha sonra onlar üzerine otorite kurmaya çalışır. Halbuki merhum Erbakan ise tam bunun aksine milletlerin birliği, vahdeti için çalıştı. Allah ona rahmet etsin. O büyük insanın ölüm yılı etkinliğine katılacağım için bahtiyarım. Bu merasimde onun şahsiyetini anma fırsatını bulmuş olacağız."

Milletlerin refah ve izzeti için bu yolda birlikte hareket edilmesi ve çaba harcanması gerektiğini anlatan Ahmedinejad, bunun aynı zamanda Erbakan'ı da anma, ona saygı duyma anlamına geleceğini belirtti. Ahmedinejad, şöyle konuştu:

"Bu aynı zamanda Peygamberimiz Hazreti Muhammed'in de bize nasihatidir, vasiyetidir, aynı zamanda Allah'ın bize emridir. Allah bizden birlik olmamızı irade etmiştir. Arzu ettiğimiz izzet ve büyüklük, sadece milletlerin vahdetinde yeter. İran ve Türkiye milletleri ve devletleri dayanışma ve birlik içine girerlerse aynı zamanda uluslararası alanda problemlerin çözümüne büyük katkıda bulunmuş olurlar çünkü İran ve Türkiye iki büyük güçtür, iki büyük millettir. Kültür ve uygarlık sahibi iki millettir. Sadece Müslümanlar arasında ve İslam dünyasında değil, bütün bir dünyada, dünyayı etkileyebilecek güce sahip iki ülkedir. Bunlar birlikte olurlarsa bölgenin çehresi de değişir, dünyanın durumu da ıslah olur. Tabii bu iki milletin birlik ve beraberliği karşısında düşmanlar da dikilmekteler ve şeytan, milletlerin baş düşmanıdır. Milletler bir araya gelirlerse şeytan ve şeytani güçler hiçbir şey yapamaz. Size şu müjdeyi vereyim ki şeytanın ölümü yakındır ve milletlerin vahdeti de yakındır."

54'ÜNCÜ HÜKÜMET DÖNEMİNDE İRAN İLE İLİŞKİLER

Fatih Erbakan da Ahmedinejad'ın tüm meşguliyeti ve yoğunluğuna rağmen düzenledikleri programa ana konuşmacı ve şeref konuğu olarak Bursa'ya geldiğini bildirdi.

Babasının, 54'üncü Hükümeti kurduğunda ilk resmi yurt dışı ziyaretini İran İslam Cumhuriyeti'ne gerçekleştirdiğini ve bu dönemde İran ile ilişkilerin geliştirilmesi için geçmişte olmadığı kadar büyük ve ciddi adımlar attığını söyleyen Erbakan, bunlardan birinin doğalgaz anlaşması olduğunu hatırlattı.

Bu anlaşmanın yanı sıra İran ve Türkiye arasındaki alışverişlerde Amerikan dolarının kullanılmasının terk edilerek iki ülkenin para birimlerine geçildiğine değinen Erbakan, "Yine Erbakan Hocamızın, vefatından önceki son İslam ülkesine ziyareti de İran'a oldu. Yine 54'üncü Hükümette, İslam birliğinin ilk adımı olan D-8 projesi çalışmasını İran ile başlattı. İnşallah bu ziyaret, vakfımız ve milletimiz ile İran arasındaki ilişkilerin gelişmesine, İslam birliğinin kurulması yolunda çalışmalar yapılmasına vesile olur" diye konuştu.

 

 
 
 
 
Ahmedinejad ‘Ümmetin Vahdeti Yakındır’
 
İran İslam Cumhuriyeti 6. Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad, Bursa’da birlik ve beraberlik mesajı verdi. Ahmedinejad, küresel çapta insani hedeflerin gerçekleşmesinin tek yolu milletlerin birlik ve beraberlikleriyle mümkün olduğunu söyledi.
BURSA (YT)
https://www.youtube.com/watch?v=SxKs9-iTP44

Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın Anma programı Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlendi. Prof. Dr. Necmettin Erbakan Vakfı Genel Başkanı Dr. Fatih Erbakan, Ahmedinejad’ın katılımıyla gerçekleşen programda birlik ve beraberlik mesajları verildi. Programda konuşan Ahmedinajad, “Allah insanları barış, özgürlük, refah içerisinde, adetliliği sağlamak kemal için yaratmıştır. Ancak peygamberler ve salihlerin eşsiz fedakarlıklarına rağmen insan toplumu son 400 yıldır düzensizlik ve karışıklık yüz yüze geldi. Yaygın fakirlik, uluslararası ilişkilerdeki hile, iki yüzlülük, ayrımcılık, küçükseme ve adaletsizlik sıkıntıların bir bölümüdür. Bu insanlık dışı davranışların sebebi ne olabilir. Temel sebep, ahlak yoksunluğu, bir grup egoistin her yönteme başvurmasıdır. Bunlar yaklaşık 4 asırdan beri dünyada bütün alanlarda otorite kurmuş bulunuyorlar. Birinci ve ikinci dünya savaşlarını da çıkaranlar bunlardır. Savaştan sonra yeni düzenlemelerle, geçmişe nazaran daha etkili ve daha geniş çaplı olarak sömürülerini devam etmişlerdir. Bu uğursuz güçler bugün de dünyadaki siyasal ve ekonomik ilişkilerle medya ağı üzerinde tamamen sulta ve kontrol oluşturmuşlardır. Küresel yöneticilik iddiasındaki bu çevreler hiç kuşkusuz günümüzdeki karışıklıklarında sorumlusu olarak girişimlerinin uğursuz sonuçlarını da kabul etmek zorundadır. Mevcut durumunun oluşmasında milletlerin herhangi bir rolü yoktur” dedi.
Etkin ve müessir bir çözüm bulabilmenin yolu beşer toplumunun temel ile hakiki hedeflerini doğru tanımakla mümkün olacağını söyleyen Ahmedinejad, “İnsanlar ve milletler iradi fıtratları ile buna bağlı olarak ilahi peygamberlerin öğretileriyle üzerine, refah, özgürlük, dostluk ve kalıcı barışı aramaktalar. Herkes bu dünya hayatından manevi kemal ve Allah vergisi yeteneklerini yeşertmek için bir fırsat olarak yararlanmak ister. Herkes yer yüzünde adil insanlara şefkatle bakan bir hükümetin kurulmasını arzu eder. Birincisi yücelik, insan yaratılışı gereği yücedir. Aziz ve kerim olan Allah insanları yaratırken herkesten izzet ve yücelikle yaşamalarını buyurmuşlardır. Şeytani ve kapitalist sisteminin suntası insanların yüceliğine gölge düşürmektedir. Bir lokma ekmeği muhtaç ve uluslararası sömürüsü baskıların altında olan insanların yücelik yapmaları beklenir mi? Sömürücü güçler zaten kendi üstünlüklerini arar” diye konuştu.


Adalet olmadan hedeflerin gerçekleşmesinin mümkün olmadığını anlatan Ahmedinejad, şu açıklamayı yaptı:
“Bütün insanların görevlerinin en önemli hükmü adaletin yerleşmesidir. Fırsatlar ve kaynaklar adil biçimde dağıtılmasa milletlerin çoğu yoksul ve zaaf içinde kıvranacaktır. Bugün 3 milyardan fazla insan açlık sınırı altında yaşamakta, 1 milyar insan ise sıcak yemeğe bile ulaşamamaktadır. İnsanın layık olduğu refah ve yararlanma ölçüsünü esasa alırsak, büyük çoğunluğu yoksulluk,bir kısmı zenginlik içinde yüzmektedir. Adalet ve insan hakikati karşısından en kötü ve çirkin amel zulümdür.”


Müstekbirlerin milletleri tahrik etmeyi, kendilerine güveni ortadan kaldırmayı ve kendi sonsuz güçlerinden gaflete düşürmeye çaba sarf ettiklerini belirten Ahmedinejad, “Kendine güven düşüncesinin yayılması, milletlerin yenilmez gücünün tanıtılması büyük bir sinerji hazırlayacak ve bu büyük enerjiyi hedefleri yönünde kanalize edecektir. Çünkü milletlerin gücü Allah’ın gücünün tecellisidir ve hiçbir kuvvet bu gücün karşısında duramaz. Şuurlaşma ve düşmanın planlarını yorumlama ikinci yorumumuz. Bölgemizdeki ve dünyanın başlıca yerlerindeki çalışmalarının sulta sisteminin ve küresel siyonizmin çıkarına başlatılıp, sürdürüldüğünden şüphesi olan var mıdır? Kimler birbirlerini öldürüyor ve kimler bunun pastasını topluyor. Nihai kazanan kimdir. Milletlerin servetleri hangi yolda harcanıyor. Bu çatışmaların bölge milletlerin yararına olduğunu söyleyecek tek bir kişi çıkar mı? Olayların perde arkasında dünyanın uğursuz güçlerinin kirli ellerini görmeyen varmadır? Açıktır ki onlar milletlerin uyanışı ve kıyamı karşısında aciz kaldıkları için hile ve iç çatışmaları hayata geçiriyorlar” açıklamasını yaptı.

Beşeriyet ve düşmanların zaafları, güçsüzlükleri ile çirkin eylemlerinin ifşa edilmesi gerektiğini dile getiren Ahmedinejad, “Beşeriyet düşmanlarının zaafları ve cinayetlerin tanıtılması milletlerin gücüne güç katar, birlik ve motivasyonlarını arttırır. Yoksulluk, katliam, kölelik ve sömürgeciliğin sorumluluğu milletlerden alacaklı bulunmamalıdır. Onlar cevap vermek zorunda bırakılmalıdır. Herkes bilmelidir ki milletlerin yoksulluğun baş sebebi ve Amerikan ekonomisinin sıkıntılarının örtülmesinin baş faktörü doların uluslararası suntasıdır. Amerikan hükümetinin bütçe açığı ve borçları 18 trilyon dolardan fazladır. Ama dünyada piyasalarına karşılıksız dolar pompalayarak gerçekte milletlerin cebini boşaltmakta, bunun yerine ülkelerle pahalılık ve yoksulluk dayatmaktadır. Herkes bilemelidir ki güçler kendilerini yenilmez olarak tanıtır. Ama gerçekte zayıf ve kırılgan olup, milletin güçlerinden ödleri kopmaktadır” dedi.


Küresel çapta insani hedeflerin gerçekleşmesinin tek yolu milletlerin birlik ve beraberlikleriyle mümkün olduğunu anlatan Ahmedinejad, “Hepimiz kutsal bir görev olarak ihtilaf faktörlerini ortadan kaldırmaya çaba sarf etmeli, adalet ve küresel salih yönetime ulaşmak için bütün milletlerin vahdeti, dayanışması düşüncesini yaymalı ve takviye etmeliyiz. Müstekbirler kavmi ve hatta mezhebi taassupları körüklemek suretiyle milletler arasında ayrılık ve düşmanlık çıkarmayı kendi sultanlarını sürdürmeyi planlıyor. Halbuki Allah, insanların birlik olmasını istemiş, dini de milletlerin vahdeti için göndermiştir” açıklamasında bulundu.
Bütün milletlerin kendi kaderleri ve geleceklerini belirleme haklarına saygı duyulması gerektiğinin altını çizen Ahmedinejad, “Her millet kendi hükümet türünü, hayat yönetimini seçme hakkına sahiptir. Kimsenin ve hiçbir unvan altında milletlerin iç işlerine karışma hakkı yoktur. Her türlü müdahale milletlerine zararına ve dünya barışına karşıdır. Dünyanın yönetimi değiştirilmediği, müvahhidlerin, Salihlerin, adaletçilerin ve pak insanların dünyanın güç merkezlerine hakimiyeti gerçekleşmediği sürece durum olduğu gibi devam edecektir. Bu büyük hedef, aktif ve genel bir katılım olmadığı sürece gerçekleşemez. Hepimiz el ele vermeli, ortak küresel yönetimi bütün milletlerin aktif, yapıca katılımıyla yeryüzüne gerçekleştirmeliyiz. Ancak böyle bir yönetim insan toplumda adalet, dostluk ve izzete ortam hazırlayabilir” ifadelerini kullandı.



Ahmedinejad sözlerini şöyle noktaladı:
“Günün birinde milletlerin genel istek ve idaresiyle Resulullah’ın soyundan, kamil insan ve kurtarıcı Hz. Mehdi, Hz. İsa ve bütün Salihlerle birlikte gelip milletlerin imdadına yetişecek ve halkın genel katılımıyla yeryüzüne layık yönetimi yerleştirecek. Bu zuhur ardından bütün kötülükler, gamlar, ayrılıklar, kinler, güzelliğe, sevince dayanışmaya ve muhabbete dönüşecektir. O gün insanın günüdür. O gün Allah’ın günüdür. O gün insanların günüdür. Yaşasın bahar, yaşasın insan, yaşasın tevhit, adalet, yaşasın özgürlük ve aşk.”


Prof. Dr. Necmettin Erbakan Vakfı Genel Başkanı Dr. Fatih Erbakan ise, “Bu salonu dolduranlar, türlü zorluklarla ve engellemelerle karşılaştılar. Bütün bunlara rağmen Erbakan hocamızdan aldığı ferasetle, dava aşkıyla davalarından vazgeçmediler. Ne mutlu sizlere. Erbakan hocamızın sadece kendisi anlamakla kalmıyoruz. Bu akşam bütün dünyaya mesaj veriyoruz. Ey zalimler Erbakan hoca vefat etti diye boşu boşuna sevinmeyin. Erbakan hocamız vefa etti ama onun arkasından davasına sahip çıkacak milyonlarca milli görüşçü var” diye konuştu.

Ahmedinejad hakkında övgüyle bahseden Erbakan, “Ahmedinejad bey Türkiye’de karizmatik bir kişi olarak tanınıyor. Bu karizması dünyaya meydan okumasından dolayıdır. Türkiye’deki etkisi ve dünyadaki karizması Erbakan hocamız gibi İslam birliği diye çırpınması ve didinmesinden dolayıdır. Bu karizması ve büyük etkisi sadece bir devlet başkanı olmasından dolayı değildir. Aynı zamanda Mücahit bir devlet adamı olmasındandır. Siyonizme, zulme ve zalimlere karşı Erbakan hocamızı ile Ahmedinejad’ı bağrına basanlar olarak, korkuyorsunuz değil mi? diye soruyoruz. Bizim yıllardan beri ayırmaya çalıştığımız insanlar bir araya geliyor konuşuyorsunuz diyorsunuz. Ne zannettiniz elbette yeni bir dünya, İslam birliği kurulacak ve mağlup olacaksınız. Elbette zafer İslam’ın ve Müslümanların olacak. Korkunun ecele faydası yok. Hiç boşu boşuna gulu gulu dansı yapmayın, en sonunda bizlerde sizlerde Ayasofya camiinde İslam birliğinin kurulduğunu göreceğiz. İran İslam Cumhuriyeti, İslam devriminden sonraki 36 sene boyunca orta doğuda siyonizmin kurmak istediği dengeleri bozmuştur. Büyük İsrail önündeki en önemli engellerden bir tanesi olmuştur. Bu şeref İran’a yeter. Bölgemizin üç önemli İran, Türk ve Arap unsurlarının kardeşlerini sağlaması ve İslam birliğinin kurulması hepimiz en önemli görevidir. İran’ın dünya siyonizmi önünde engel olduğunu bilenler 2007 yılından beri İran’ı karıştırmak için milyonlarca dolar harcadılar. İsrail nükleer tesis gibi sudan bahanelerle, İran’ı Amerikan yardımıyla vurmayı planlamıştır. Bu planlar gerçekleşmeyince başka unsurlar devreye sokularak Suriye ve Irak savaş alanına çevrilmiştir. Orta doğudaki mevcut sıkıntıların, Amerika ve İsrail’in planlarına hizmet ediyor. Bu nedenle geç kalınmadan İran ve Türkiye’nin gerekli önlemleri alması kaçınılmazdır” şeklinde konuştu.
 
 
ARTUKLU HABER AJANSI-BURSA



Orjinal Habere Git
— HABER SONU —