AK Parti 1. Olağanüstü Büyük Kongresi, Genel Başkan ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan`ın salona giriş yapmasının ardından başladı.
Erdoğan, AK Parti 1. Olağanüstü Büyük Kongresi`nin yapıldığı Ankara Arena Spor Salonu önünde toplanan partililere hitap ettikten sonra, kongre salonuna giriş yaptı.
Salona, eşi Emine Erdoğan ile gelen Erdoğan, sahneye çıkarak partilileri ve delegeleri selamladı.
Partililere kırmızı karanfil dağıtan Erdoğan çifti, daha sonra kendileri için ayrılan bölüme geçerken, Başbakan Erdoğan`ın seslendirdiği "Aynı Dağın Yeliyiz" adlı şiiri yayınlandı.
Erdoğan, salonda, Genel Başkan Adayı ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile yanyana oturdu.
Erdoğan`ın yerini almasının ardından, kongrenin açılışı yapıldı.
Ankara Arena Spor Salonunda gerçekleşitiren AK Parti Birinci Olağanüstü Büyük Kongresi`nde AK Parti Tüzüğü gereğince divan başkanı ve üyelikleri için seçim yapıldı.
Tüzüğün ilgili maddeleri uyarınca açık oylamaya sunulan ve ilk sırada Genel Başkan ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan`ın imzaladığı listede çok sayıda bakan, parti genel başkan yardımcısı ve kongreye katılan bin 245 delegenin imzası yer aldı.
Divan başkan ve üyelerinin birlikte seçildiği liste uyarınca Divan Başkanlığına AK Parti Genel Sekreteri ve Ankara Milletvekili Haluk İpek seçildi. Divan Başkan Yardımcılığına da AK Parti İstanbul Milletveki ve Grup Başkanvekili Berna Satır seçilirken, divan üyeleri de İstanbul Milletvekili Mehmet Doğan Kubat, Mardin Milletvekili Gönül Bekin Şahkulubey, Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Güldal Akşit, Genel Merkez Gençlik Kolları Başkanı Zafer Çubukcu, İstanbul İl Başkanı Aziz Babuşcu oldu.
Salona Genel Başkan Adayı Ahmet Davutoğlu Eşi Sare Davutoğlu ile birlikte girerek partilileri selamladı. Davutoğlu`nun ardından 12`inci Cumhurbaşkanı seçilen Recep Tayyip Erdoğan eşi Emine Erdoğan`la birlikte Ankara Arena Spor Salonu`na geldi ve AK Partilileri selamladı.
Cumhurbaşkanlığına seçilen AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti 1. Olağanüstü Kurultayı`nın yapıldığı Ankara Spor Salonu`na gelişinde, salonun dışındaki vatandaşlara hitap etti.
Konuşmasına, "Hanımefendiler, beyefendiler, birinci olağanüstü kurultayımızda, böyle anlamlı buluşmada bir arada olmanın mutluluğu içerisinde sizleri en kalbi duygularla selamlıyorum" diyerek başlayan Erdoğan, Ankara`nın en büyük salonunda yapılacak olağanüstü genel kurulda, çok daha detaylı bir şekilde hitap edeceğini söyledi.
"Şunu bilmenizi istiyorum, Bizim, bu konuşmamız bir misyon değişikliği değildir, sadece bir isim değişikliğidir. Ve asla bir veda değildir. Bilesiniz ki bu da bir Fatiha`dır, bir başlangıçtır, yeni bir açılıştır, yeni bir milattır" diyen Erdoğan, şunları kaydetti:
"Şu anda 40 bine varan Türkiyemizin 81 vilayetinden buraya gelen kardeşlerim birşeyi ortaya koyuyorsunuz; Biriz, iriyiz, diriyiz, beraberiz, kardeşiz hep birlikte Türkiyeyiz. Misyonumuzdan hiçbir zaman feragat etmedik, taviz vermedik. Ama biz 77 milyonu sevdik, kucakladık, ayırt etmeksizin kucakladık. 780 bin kilometrekarelik vatan topraklarımıza, ayırt etmeksiniz hizmet götürdük. Aynı şekilde bu hizmeti götürmeye devam edeceğiz. Edirne`den Hakkari`ye, Sinop`tan Hatay`a 780 bin kilometrekare, hep birlikte inşallah ihya oldu, inşa oldu, inşa olmaya devam edecek. Modern bir Türkiye`yi gerçekleştirdik, gerçekleştiriyoruz. Asla taviz vermek yok. Hep ne dedik meydanlarda? Tek millet dedik, tek bayrak dedik, tek vatan dedik, tek devlet dedik. Yine böyle yürüyeceğiz."
Bu yolda birlikte yürüdükleri, içlerinden biri olan ortak adayın Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu olduğunu belirten Erdoğan, "İnanıyorum ki bugünkü kongreden de katılımın tümünün ittifakıyla, Ahmet Davutoğlu kardeşim çıkacaktır. Ve süratle yarın cumhurbaşkanlığıyla ilgili yemin törenini yaptıktan sonra, devir teslim töreninden sonra da kendilerine inşallah kabineyi kurma görevini vereceğiz. Ve cuma günü de inşallah yeni kabine gerçekleşmiş olacaktır" dedi.
"Sizlerden ayrılmıyorum, ama bugüne kadar genel başkan, başbakan sıfatıyla aranızdaydım. İnşallah bundan sonra 10 Ağustos`ta seçmiş olduğunuz ilk cumhurun başkanı olarak aranızda olacağız" diyen Erdoğan, vatandaşlardan haklarını helal etmelerini sitedi. Erdoğan, kendi hakkını da helal ettiğini söyledi.
SÜLEYMAN SOYLU AÇILIŞ KONUŞMASINI YAPTI
AK Parti`nin 1. Olağanüstü Kongresi Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu`nun açılış konuşması ile başladı.
Ankara Arena Spor Salonu`nda gerçekleştirilen kongrede 12. Cumhurbaşkanı Seçilen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan konuşuyor.
Konuşmasına katılımcıları selamlayarak, emeği geçenlere teşekkür ederek başlayan Erdoğan, Zafer Haftası dolayısıyla şehitlere rahmet diledi.
10 Ağustos tarihinde yapılan Cumhurbaşkanı seçimine değinen Erdoğan, "Bu teşkilat 10 Ağustos`ta bir tarih yapdı. Bu tarihi hadiseyi bizzat sizler ellerinizle inşa ettiniz. Gayretleriniz, emekleriniz, alınteriniz, dualarınız için sizlere teşekkür ediyorum" dedi.
TEK TEK TEŞEKKÜR EDİYORUM
Cumhuriyet tarihinde ilk kez bu kadar sorunsuz, kolay bir cumhurbaşkanı seçimi gerçekleştirildiğini belirten Erdoğan, birinci tur, ikinci tur, gibi seçimlerin olmadığını ifade etti ve "Bu süerçte sandığa gidip oyunu kullanan milletimizin her bir ferdine tek tek teşekkür ediyorum" dedi.
GENEL BAŞKANLIK VAZİFESİNİ SİZLERE TESLİM EDİYORUM
13 yıl 13 gün AK Parti`nin Genel Başkanlık görevini yürüttüğünü belirten Erdoğan, "Bu görevi artık sizlere emanet ediyorum. Yarın saat 14.00`da TBMM`de mazbatımızı alıp yemin ederek Başbakanlık görevini iade edecek ve Türkiye`nin 12. Cumhurbaşkanı olarak görevie başlayacağız" diye konuştu.
BUGÜN DEĞİŞEN SADECE ŞEKİLDİR
1 Temmuz’da adaylığımın açıklandığı toplantıda bunun bir nihayet olmadığını, bir son bir bitiş olmadığını, bunun yeni bir başlangıç olduğunu söylediğini hatırlatan Erdoğan, "Sonrasında yaptığımız toplantılarda mitinglerimizde 10 Ağustos akşamı AK Parti genel merkezi balkonunda, bu hususun altını çizmiştim. Bugün değişen unutmayın sadece şekildir. Bugün öz değişmiyor. Bugün partimizin yüklendiği misyon, davamızın ruhu, hedef ve ideallerimiz değişmiyor. Bugün sadece ve sadece isimler değişiyor. Her zaman ifade ettim. AK Parti 13 yıllık bir parti olsa da aslında asırlar öncesinden başlamış kutlu bir yürüyüşün, davanın, mirasını omuzlarında taşıyan bir partidir. 1071’de Malazgirt Ovası`nda, Sultan Alparslan’ın arkasında namaza duran, neferlerin hissiyatı neyse bizim de hissiyatımız işte odur" şeklinde konuştu.
BİZ KÖKÜ MAZİDE OLAN ATİYİZ
"Hicazın çöllerinde sıcağın altında, Sarıkamış’ta Allahu Ekber dağlarının ardında beyaz karların altında şehit olan bizim dedelerimizdir" ifadelerini kullanan Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: Çanakkale’de yüreğiyle direnen, zafer kazanan şehitler bizim dedelerimizdir. Bizler hep birlikte Kurtuluş Savaşımızda var olmak ya da olmamak, onuruyla yaşamak veya onuruyla şehit olmak arasında seçim yapan kahraman Mehmetçiğin torunlarıyız. Sanmayın ki 13 yıllık bir yoldan geliyoruz. Biz asırlardır yürüyoruz. Biz kökü mazide olan atiyiz. Biz kökü olmayan ruhu olmayan geçmişiyle irtibatlarıyla koparmış bir parti, böyle bir hareket asla değiliz."
İSİMLERİ TEK TEK SAYDI
"Bu harekette Gazi Mustafa Kemal`in ufku vizyonu vardır" diyen Erdoğan, "Menderes’in millet uğruna verilmiş canı vardır. Bu harekette şüpheniz olmasın Necmettin Erbakan’ın da alın teri vardır. Eski başbakanlarımızdan, cumhurbaşkanlarımızdan Turgut Özal’ın da emeği vardır. Bu hareket Ahmet Yesevi’den Mevlana’ya Hacı Bektaş Veli’den Fuzuli’ye, Nazım Hikmet’ten Necip Fazıl’a Mehmet Akif’ten Sezai Karakoç’a kadar o bereketli pınarlardan beslenmiş bir harekettir. Biz bu yola 13 yıl önce 100 yıl önce çıkmadık. İşte onun için isimlerin hiç ama hiç önemi yoktur. Hazreti Adem’den bugüne kadar nice insanlar geldiler. Kondular ve göçtüler. Mezarlıklarda ismi unutulmuş bedeni çürümüş, toprağa karışmış nice insanlar var. milyarlarca insan kayboldu ve gitti. Hazreti Adem ile başlayan iyinin ve kötünün mücadelesi devam etti. Hak ile batıl mücadelesi. İsimleri fanidir. Baki olan davadır. Dün bu büyük davanın sancaktarlığını başkaları yapıyor, mücadelesini başkaları veriyordu. Bugün bu sancağı biz gururla taşıyoruz. Yarın da bu dava sancağı düşmeyecek. İstiklalde de bu dava sahipsiz kalmayacak. Bugünün çocukları gençleri bizlerden devralacak ve onurla o sancağı taşıyacaklar" dedi.
BU DAVA HİÇ BİR ZAMAN KOLTUK DAVASI OLMAMIŞTIR
Gençler seslenen ve "şunu unutmayın" diyen Erdoğan, "Ben olmasam dava ilerleyemez diyen davanın ruhunu, özünü anlayamamıştır. `Bu dava ancak benim ismimle ayakta kalabilir, ancak benim ismimle şereflenebilir` diyen kibir tuzağına düşmüştür. İstişareyi, danışmayı, ortak aklı dışlayan, ortak kararları şahsi beklentileriyle uyuşmadığı için beğenmeyen bu kutlu davaya haksızlık etmiştir. Zira bu dava hiçbir zaman koltuk davası olmamıştır" ifadelerini kullandı.
ONLARI KİMSE HATIRLAMIYOR VE HATIRLAMAYACAK
"Bu dava hiçbir zaman tarihin hiçbir döneminde, makam davası, rütbe paye davası olmamıştır" ifadelerini kullanan Erdoğan sözlerini şöyle devam ettirdi: "Bu dava şahsi hırsları, kibri, fitneyi ve nifakı kıskançlığı çelme takmayı, başkasının kuyusunu kazmayı her zaman dışlamış bir davadır. Tarih davasına ihanet edenlerin nasıl onursuzca yok olup gittiğinin örnekleriyle doludur. Bizim dahi yakın tarihimiz davasına ihanet eden, kendisini seçen millete ihanet edip zillete düşen isimlere şahit olmuştur. İşte onları hiç kimse hatırlamıyor ve hatırlayamayacak. Onların iftiralarını kimse hatırlamıyor, hatırlamayacak. Okyanus ötesinden gelen telefonla istifa edenler, darbecilerin haberlerine inanları bugün kimse hatırlamıyor ve hatırlamayacak bunu böyle biliniz."
MİLLET MÜSAADE ETMEMİŞTİR
Cumhuriyet tarihi boyunca Türkiye`yi asırlık dava yürüyüşünden koparmaya yönelik girişimlerin olduğunu söyleyen Başbakan Erdoğan "Hiç şüphesiz 91 yıllık Cumhuriyet tarihimiz boyunca, kabuğu, özü ve ruhu değiştirmeye, Türkiye`yi bu asırlık dava yürüyüşünden koparmaya yönelik girişimler olmuştur. Millet, bu girişimlere izin vermemiştir. Aziz millet, devletinin ve medeniyetinin kadim davasının değiştirilmesine, örselenmesine ve yıpratılmasına müsaade etmemiştir."
KÜRSÜNÜN ARKASINA ŞURA SURESİ`NİN 38. AYESİ ASILMIŞTI
İlk Meclis`te kürsünün arkasına "Onlar işlerini istişareyle yaparlar" mealindeki Şura Suresi`nin 38`inci ayetinin yazıldığını hatırlatan Erdoğan, "İlk Meclis’teki muhteva tam anlamıyla bir Türkiye manzarasıydı. Orada Türkler vardı, Kürtler vardı, Araplar vardı, Çerkezler vardı, Arnavut vardı, Boşnak vardı, Sünniler vardı, Aleviler de vardı. Milletin bütün unsurları, kurtuluş savaşını sevk etmek için gönül birliği yapmışlardı. Türkiye Cumhuriyeti’nin mayası işte orada atılmıştı" şeklinde konuştu.
DEVLETLE MİLLET ARASINDAKİ MESAFE AÇILDI
Farklılıkların bir zenginlik olarak görüleceğini, Osmanlı coğrafyasındaki bir arada yaşama kültürünün Türkiye Cumhuriyeti`nde devam edeceğini belirten Erdoğan, "Devlet milletine istikamet çizmek istedi. Devlet vatandaşına her şeyine karışmaya, kılık kıyafetine, müziğini dahi şekillendirmeye çalıştı. Adeta tornadan çıkmış gibi şeklen, fikren birbirine benzeyen fertler imal edilmek istendi. Tüm farklılıklar reddedildi. Etnik kökenler, diller değerler reddedildi. Farklı kıyafete tahammül edilemedi. Bu neyi getirdi? Devlet ile millet arasındaki mesafe açıldı. Devlet milletinden uzaklaştı. Ret, inkar, asimilasyon bu tür politikalar geliştirildi" dedi.
İLGİLİ ZATA SÖYLEDİM
2002 seçimlerinin ardından görevi devraldıklarında Türkiye`nin üzerinde kara bulutların dolaştığı karamsar bir ülke olduğunu söyleyen Erdoğan, "Ekonomi çok ağır bir krizin içindeydi. Türkiye bütün umutlarını Para Fonu`ndan gelecek borçlara bağlamıştı. Borç verenler her ay gönderdikleri müfettişleri eliyle sadece ekonomiyi değil, siyaseti de kontrol etmek istiyorlardı. Bir gün ilgili zata şunu söyledim: `Siz bize borç verdiniz. Verdiğiniz borcu ne zaman alacağınızı takip edin. Ama siz bize siyasette yol çizmeye kalkarsanız, kusura bakmayın, biz buna `evet` diyemeyiz...` Bu görüşmeyi onların en tepesindeki zat ile yaptım. Sayın Babacan da vardı" dedi.
ARTUKLU HABER AJANSI-ANKARA