Meclis kürsüsünden seslenen Akşener, “Tarım girdi maliyetlerine göre küçük zeytinin fiyatı 9 lira 25 kuruş, iri zeytinin fiyatı ise 25 lira olmalıdır” dedi.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, zeytin üreticilerinin kanayan yarasını memleket gündemine taşıdı. Meclis kürsüsünden seslenen Akşener, “Tarım girdi maliyetlerine göre küçük zeytinin fiyatı 9 lira 25 kuruş, iri zeytinin fiyatı ise 25 lira olmalıdır” dedi.
Bu işin peşini bırakmayacaklarını vurgulayan Akşener, “Gemlik zeytininin yok edilmesine isyan eden Bursalı zeytin üreticisi kardeşim diyor ki; ‘Her yıl zeytinimiz 1 lira zamlanıyor.
Her yıl gübreye, ilaca %30-40 zam gelirdi eskiden. Bu yıl %140, %150 zam geldi. Artık dayanacak gücümüz kalmadı. Biz bu durumda nasıl üreteceğiz?’ Ben de bu kardeşlerime diyorum ki, bu işin peşini bırakmayacağım” şeklinde konuştu.
Akşener, TBMM Grup toplantısında, İYİ Parti Bursa Teşkilatı’nın Orhangazi’de ve köylerinde hafta sonu gerçekleştirdiği etkinliklerde edindiği gözlem ve izlenimleri şu sözlerle dile getirdi:
BU YIL YÜZDE 150 ZAM GELDİ
“Aziz milletim,
Ne yazık ki Ak Parti iktidarıyla birlikte siyasetçilerin milletin derdinin değil, rantın peşinde koştuğu; dertlerimizin değil, dedikoduların gündem olduğu bir büyük siyasi yozlaşmayla karşı karşıya kaldık.
27 yıllık siyasi hayatını; “Seçmen velinimettir.” anlayışıyla yaşamış biri olarak bu yozlaşmaya son vermek; rekabeti tıpkı olması gerektiği gibi millete hizmet üzerinden yürütmek ve seçmeni yeniden velinimet yapmak için arkadaşlarımla birlikte 22 aydır ülkemizi karış karış geziyoruz.
Bu hafta Tokat ve Bursa’daydık.
Bakın Tokatlı ve Bursalı vatandaşlarımız ne diyor?
Derdini dökerken sinir krizi geçiren Zileli bir anne; “3 çocuğum atanamadı.
Eşim iş kazasında parmaklarını kaybetti ve işsiz.
Biz şimdi ne yapacağız?” diyor.
Pancar üreticisi bir kardeşim; ‘’Bunu götür ve o salonu dolduran….’’ dedi.
“Biz çiftçiler olarak bırakın emeğimizi, gübremizi dahi alamıyoruz. Bir ton pancara bir çuval gübre gidiyor. Dolayısıyla tarlamızı süremiyoruz. Pancar dahi üretemiyoruz.” diyor.
Çocuklarını okutmak için ayıkladığı cevizlerden elleri çatlayan Bursalı bir çiftçi kardeşim, bir kadın çiftçi kardeşim; “Biz insanca yaşamayı hak etmiyor muyuz?
‘’Benim maaşım’’ emekli maaşı alıyor; ‘’2 bin lira, onlara bir günlük çay parası.
İki çocuğum var.
Biri İngilizce öğretmeni oldu.
Şimdi otelde garsonluk yapıyor.
Yazık, günah değil mi bize?” diyor.
GEMLİK ZEYTİNİ YOK EDİLİYOR
Gemlik zeytininin yok edilmesine isyan eden Bursalı zeytin üreticisi kardeşim diyor ki; “Her yıl zeytinimiz 1 lira zamlanıyor.
Her yıl gübreye, ilaca %30-40 zam gelirdi eskiden. Bu yıl %140, %150 zam geldi.
Artık dayanacak gücümüz kalmadı. Biz bu durumda nasıl üreteceğiz?”
Duruma bakar mısınız?
Ayıptır, günahtır.
Üreticimizi bu duruma düşürmeye ne hakkınız var?
Bu vesileyle buradan dile getirmek istiyorum.
Tarım girdi maliyetlerine göre küçük zeytinin fiyatı 9 lira 25 kuruş, iri zeytinin fiyatı ise 25 lira olmalıdır.
Zeytin üreticisi kardeşlerim hiç merak etmesin.
Bu işin peşini bırakmayacağız.
Orhangazili bir esnaf kardeşim diyor ki; “Burası Diyanet’in yeri. Kiralarda çok zorlandık.
17 gün dükkânımızı açmasak da kiramızı ödemeye çalıştık.
Bir gün geciktiğinde faiz koyuluyor.
Diyanet’te bile faiz var.
Dinimizde haram ama yine de faiz işletiyorlar.”
Diyanet’in hâline bakar mısınız?
Allah ıslah etsin hepsini.
KAMYONCULAR DA DERT KÜPÜ
Dava arkadaşlarım;
Biliyorsunuz her fırsatta iktidarın yaptığı projelerin milletimize yük, yandaşa da rant olarak dönmesine karşı olduğumuzu söylüyoruz.
Bursa’da bunun bir başka örneğiyle karşılaştık.
Yük değil, âdeta dert taşıyan Bursalı bir kamyoncu esnafı kardeşim dedi ki; “Vergilerden dolayı aşırı derecede yük bindi üzerimize.
Şu anda matrah artırımı geldi.
Peşin olarak 38 bin lira ödedik.
Eğer peşin ödemeseydik 46 bin lira olarak taksitlere bölünecekti.
Ücretlerden dolayı köprülerden geçemiyoruz. Otobanlardan geçemiyoruz.”
Şimdi kamyoncu esnafı borçla yaşıyor.
Sayın Erdoğan işte durum tam olarak bu.
Sen istediğin kadar köprü, yol, tünel yap.
Eğer vatandaşlarımız yüksek fiyatlardan dolayı o yoldan, o tünelden, o köprüden geçemiyorsa; o köprüyü kullanamıyorsa, bir de üstüne ödemek zorunda kaldığı vergilerin altında eziliyorsa sen millete hizmet etmenin değil, rantın peşindesin demektir.
Bu kadar basit.
Biz de işte tam olarak bu nedenle diyoruz ki; Projeye değil ranta karşıyız!”
ARTUKLU HABER AJANSI-ANKARA