Memorial Şişli Hastanesi Nöroloji Bölümü?nden Prof. Dr. Türker Şahiner, Alzheimer hastalığı hakkında bilgi verdi ve Alzheimer hastalarının bakımını üstlenen kişilere depresyondan ve bu hastalıktan korunmak için önemli tavsiyelerde bulundu.
Yaşam kalitesi ve süresini önemli ölçüde düşüren hastalıklar arasında ilk sıralarda yer alan Alzheimer, dünyada 50 milyona yakın kişide görülüyor. 2050 yılında bu sayının 110 milyona ulaşacağı tahmin ediliyor. Unutkanlığın sosyal yaşama yansıyarak sorumlulukları yerine getiremez hale gelmesi, en önemli Alzheimer belirtisi olarak karşımıza çıkıyor.
Alzheimer hastalarının bakımını üstlenen yakınları ise tüm bu zorlukları en az onlar kadar çekmekle kalmıyor, yoğun stres ve sorumluluk dolayısıyla depresyon ve Alzheimer riskiyle de karşı karşıya kalıyor. Memorial Şişli Hastanesi Nöroloji Bölümü’nden Prof. Dr. Türker Şahiner, Alzheimer hastalığı hakkında bilgi verdi ve Alzheimer hastalarının bakımını üstlenen kişilere depresyondan ve bu hastalıktan korunmak için önemli tavsiyelerde bulundu.
Alzheimer’ı sadece unutkanlık olarak algılamayın
Toplumda yaygın bir düşünce olarak Alzheimer sadece unutkanlık olarak algılanmaktadır. Oysa beynin yeteneklerini yitirmesi demektir. Alzheimer bir yangın gibi düşünülürse bu yetenek kaybı, kıvılcımın ilk başladığı yerdir. Bazen duygusal belleğin hasarı olabilir, bazen görsel belleğin hasarı olabilir, bazen uzayda konumlanma yani adres bulma yetisi kaybolabilir, bazense konuşma ya da yazma yetileri kaybolabilir. Hasar, beynin her noktasından başlayabilmektedir. Ancak Alzheimer’ın en sevdiği bölge yakın bellek merkezi olan hipokampustur. Hipokampus, ilk kez öğrenilen bilgilerin tekrar edilmeden önce atıldığı yakın, geçici hafıza bölümüdür. Bu merkeze atılan bilgiler tekrar edilirse kalıcı hafızaya aktarılır, tekrar edilmez ise belli bir süre sonra yeni bilgiler eklendikçe yakın bellek merkezinden silinir. Bu merkez hasar gördüğünde kalıcı belleğe atılmak istenen bilgiler de kullanılamaz. Bilgiler tekrarlandığında ise ilk kez öğrenilmiş hissi yaratmaktadır.
Beyin sağlınız için uykunuzdan ödün vermeyin
Uyku kalitesi bozulduğunda beyin hücreleri erken ölmektedir. Kronik uykusuzluk çekenlerin Alzheimer riskleri çok yüksektir. Uykusuzluk depresyonla birleştiğinde ise bu risk kat kat artmaktadır. Alzheimer’ın oluşma sebebi beyinde biriken amiloid beta adındaki proteinlerdir. Amiloid beta, beynin öğrenmesi için gerekli bir protein olmasına rağmen beynin proteini işledikten sonra yeniden parçalayıp kullanıma hazır hale getirmesi gerekmektedir. Bu işlemse uyku sırasında gerçekleşir. Yeterince uyumayan kişilerin beyninde amiloid beta birikimi artar. Bu nedenle az uyuyan kişilerin Alzheimer riskleri yüksektir. Ancak bu durum; “çok uyumak Alzheimer’a iyi geliyor” demek değildir. Bu proteinin birikimi beyin MR çekimlerinde de görülebilmekte ve böylece kişilerin gelecekteki Alzheimer riskleri de tahmin edilebilmektedir. Alzheimer hastalığına karşı şu an üzerinde çalışılan aşılar bu amiloid beta kalıntılarını temizlemeyi amaçlamaktadır.
Stres, sorumluluklar ve uykusuzluk Alzheimer’ı tetikliyor
Tüm bu süreçlerde Alzheimer hastalarının en yakınları stres yaşamaktadır. Bu stres nedeniyle Alzheimer veya depresyon gibi hastalıklara yakalananların oranı da yüksektir. Bu nedenle geçmişte Alzheimer’ın bulaşıcı olduğu dahi düşünülmüştür. Alzheimer hastalarının sürekli evde kalmaması önerilmektedir. Yürüyüş yapmak ve hava almak Alzheimer hastaları için birçok ilaçtan daha etkilidir. Ancak bunu gerçekleştirmek bakımını üstlenen kişiler için zor olmaktadır. Bütün bunları yapamamak, tüm yükün bakım verenin üzerine kalması ve buna bir de gece uykusuzlukları eklendiğinde bakıcının Alzheimer’a yakalanma riski oldukça artmaktadır. Uzmanların Alzheimer’dan korunmak adına ‘yapılmaması gerekenler’ olarak sıraladığı tüm faktörleri hasta yakınları gerçekleştirmiş olmaktadır.
Alzheimer’dan korumak ve korunmak için 9 öneri
ARTUKLU HABER AJANSI-SAĞLIK SERVİSİ
9367,77%3,72
34,47% 0,05
36,42% 0,21
2956,00% 0,72
4956,37% 0,55