İLHAN KARAÇAY 'IN HABERİ
Yunus Emre Enstitüsü'nün Amsterdam şubesinde cereyan eden olaylar, Hollanda'da yaşayan Türk toplumu içinde büyük üzüntüye neden oldu.
Türk kültürü, Türk tarihi, Türk sanatı ve Türk dilini yurtdışında tanıtma ve geliştirme amacı ile kurulan Yunus Emre Enstitüsü'nün Amsterdam şubesinde yaşanan olaylar, 'skandal' olarak nitelendiriliyor.
Remzi Kabadayı
Yunus Emre Enstitüsü'nün Amsterdam şubesinin açılması ile birlikte, Remzi Kabadayı isimli Hollandalı bir Türk Başkanlığa getirilmişti.
Ne var ki, Remzi Kabadayı'nın başkanlığına 2016 eylül ayında son verilmiş ve yerine Fatih Okumuş atanmıştı. Başkanlıktan çıkarılan Remzi Kabadayı, işten çıkarılmamış ve Proje Koordinatörü olarak işine devam etmişti. Remzi Kabadayı ile Fatih Okumuş arasındaki ilişki iyi değildi. Remzi Kabadayı hastalığını öne sürerek işe gelmez oldu. Daha sonra, işe yeniden alışabilmesi için, doktorların tavsiyesi üzerine haftanın belirli günlerinde birkaç saatlığına işine gelip gitmeye başladı. Ama Başkan Fatih Okumuş ile ilişkiler yine iyi gitmiyordu.
Fatih Okumuş
Geçtiğimiz 30 eylül günü, Yunus Emre Enstitüsü'nde, Türkler İçin Danışma Kurulu'nun dışa kapalı bir toplantısı yapılmıştı.
O toplantıya gelen Remzi Kabadayı ile Fatih Okumuş arasında hoş olmayan bir olay yaşandı. Polemiği büyütmemek için, bu konuda yazılanlar ve söylenenleri bir kenara bırakıyorum. Ama, Remzi Kabaday'nın şikayeti üzerine olay yerine gelen Amsterdam polisinin müdahalesinden sonra yaşananların bir hayli üzücü olduğunu da belirtmek istiyorum.
'Skandal' olarak nitelendirilen bu olayın Ankara'da duyulmasından sonra, Ankara'dan Amsterdam'a gelen Caner Akkurt, bu kez Fatih Okumuş'un işine son verdi. Bir süre Amsterdam şubesini yöneten Akkurt, daha sonra Abdullah Akın Altay'ın Amsterdam Başkanlığı'na getirildiğini açıkladı.
Amsterdam'da muhasebecilik yapan ve Amsterdam Musiad'ın Genel Sekreterliğini yapan Abdullah Akın Altay, Yunus Emre Enstitüsü Amsterdam şubesine, bir yıl içinde dördüncü Başkan oluyor.
Şimdi, gerek Hollanda'daki pek çok Türk adına ve kendi adıma soruyorum:
Yunus Emre Enstitüsü'nün Amsterdam şubesinde neler oluyor?
Böylesi güzide bir kuruluşun, Amsterdam şubesini hakkıyla yönetebilecek kişiyi bulmak çok zor mu?
Buraya 'Başkan' olarak atananlar neyi paylaşamıyorlar?
Yeni atanan Başkan Abdullah Akın Alpay
En son atanan Başkan Abdullah Akın Altay
Kendilerine tercüman olmaya çalıştığım Hollanda'daki bazı Türkler'in bu sorularına yanıt beklerken, Yunus Emre Enstitüsü'nün Amsterdam şubesindeki skandalların sona ermesini diliyoruz.
Yunus Emre Enstitüsü'nün, Türkiye ve Türkler için ne kadar önemli ve değerli bir kuruluş olduğunu anlatabilmek için, kurumun web sayfasından aldığım bilgileri altta sunuyorum:
Yunus Emre Vakfı
Türkiye’yi, Türk dilini, tarihini, kültürünü ve sanatını tanıtmak; bununla ilgili bilgi ve belgeleri dünyanın istifadesine sunmak; Türk dili, kültürü ve sanatı alanlarında eğitim almak isteyenlere yurt dışında hizmet vermek; Türkiye’nin diğer ülkeler ile kültürel alışverişini arttırıp dostluğunu geliştirmek amacıyla 05.05.2007 tarihli ve 5653 sayılı kanunla kurulmuş bir kamu vakfıdır.
Yunus Emre Enstitüsü ise Vakfa bağlı bir kuruluş olarak bu Kanunun amaçlarını gerçekleştirmek üzere yurt dışında kurduğu merkezlerde yabancılara Türkçe öğretimi çalışmalarının yanı sıra ülkemizin tanıtımı amacıyla kültür ve sanat faaliyetleri yürütmekte, ayrıca bilimsel çalışmalara destek vermektedir.
2009 yılında faaliyetlerine başlayan Yunus Emre Enstitüsünün yurt dışında 40’dan fazla kültür merkezi bulunmaktadır. Kültür merkezlerimizde verilen Türkçe eğitiminin yanı sıra, farklı ülkelerdeki eğitim kurumlarıyla yapılan işbirlikleri ile Türkoloji bölümleri ve Türkçe öğretimi desteklenmektedir. Kültür merkezleri aracılığıyla kültür ve sanatımızı tanıtmak amacıyla birçok etkinlik düzenlenmekte, ulusal veya uluslararası etkinliklerde ülkemiz temsil edilmektedir.
Vizyon
Vizyonumuz; kültür sanat ve yabancılara Türkçe öğretimi ana başlıkları altında dünyanın birçok ülkesinde gerçekleştirilecek faaliyetler ve oluşturulacak iş birlikleri ile dünya toplumlarının Türkiye'yi daha yakından ve doğru kaynaklardan tanımasını sağlamaktır.
Misyonumuz Türkiye'yi, kültürel mirasını, Türk dilini, kültürünü ve sanatını tanıtmak, Türkiye'nin diğer ülkeler ile dostluğunu geliştirmek, kültürel alışverişini arttırmak, bununla ilgili yurt içi ve yurt dışındaki bilgi ve belgeleri dünyanın istifadesine sunmak, Türk dili, kültürü ve sanatı alanlarında eğitim almak isteyenlere yurt dışında hizmet vermektir.
Yunus Emre Enstitüsü, adını 13. ve 14. yüzyıllarda yaşamış bir Anadolu mutasavvıfı Yunus Emre’den almıştır. En önemli özelliği, insanî değerleri, insan sevgisini ve toplumsal barışı temsil eden bir sembol isim olmasıdır. Dolayısıyla Enstitümüz, dünyaya Türkiye’nin kültür ve sanatını tanıtarak, uygarlığın en yetkin, incelikli ve kendine özgü dilini kullanarak birbirini daha iyi anlayan, daha barışçıl bir dünya için çalışmayı hedeflemektedir. Bu amaca ulaşabilmek ve bütün dünyaya söyleyecek bir sözümüz olduğunu göstermek için, öncelikle kendimizi ve kültürel değerlerimizi doğru anlatmak zorundayız. İnsan odaklı bir anlayışla hareket eden Enstitümüze Yunus Emre isminin seçilmesi bir tesadüf değildir. Bu büyük şahsiyet, şiirleriyle sadece Türkçenin gelişimine önemli bir katkıda bulunmakla kalmamış, aynı zamanda evrensel insani değerler üzerine inşa edilmiş felsefesiyle, hiçbir din, dil, ırk ayrımı gözetmeksizin insanoğlunun barış ve ortak değerler etrafında birlikte yaşamasını amaçlayan mesajlar vermiştir. Yunus Emre Enstitüsü tüm faaliyetlerinde bu temel felsefeyi gözetmeyi bir hedef olarak belirlemiştir
ARTUKLU HABER AJANSI
HABER;İLHAN KARAÇAY/HOLLANDA