Anne adaylarının önemli bir bölümü doğumlarını havaların ısınmaya başladığı bahar aylarında yapmayı tercih ediyor.
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Sebahat Turan, bilimsel olarak hangi mevsimin doğum için uygun olduğunun kanıtlanmadığına dikkati çekerken, anne adaylarının önemli bir bölümünün kış soğuğundan ve hastalıklarından etkilenmemek için bahar aylarında doğum yapmayı tercih ettiğini söyledi.
Anne adayları bahar aylarını tercih ediyor
Doktor Sebahat Turan, her mevsimin kendine özgü güzelliği olduğunu ancak anne adaylarının önemli bir bölümünün bahar aylarında doğum yapmayı tercih ettiğini söyledi. Turan, bu durumun sebeplerini şöyle açıkladı:
“Kışın o soğuk günlerinde eve ziyaretçi kabul etme zulmüne girmemek. Grip enfeksiyonu yüzünden tedirginlik yaşamamak. Doğumdan sonra, kışınki ev ortamında doğum sonu depresyonuna girmemek. Okula giden büyük abla ya da ağabeyin varlığında onların okulda olması ve annenin yeni doğan bebeğe zaman ayırabilmesi. Havaların çok soğuk olmaması nedeniyle rahat rahat banyosunu yaptırabilmek. Tatil zamanı geldiğinde de artık tatile gidecek kadar büyümüş olması.”
Yaz aylarının avantaj ve dezavantajları
Doktor Turan, annelerin hamile kaldığında gebeliği boyunca üç mevsimi de yaşadığına işaret etti. Yazın gebe kalındığında sıvı alımının önemli olduğunu belirten Turan, “Sıcaklar sıvı-elektrolit dengesini bozabilir. Anneler çok sıkıntı çekebilir. Sıcak aşırı terlemeye yol açar. Sıvı alımını artırmalıdır. Terleme çok fazla olabilir, ellerde ve bacaklarda ödem yaz aylarında daha da artar. Yoğun egzersizlerden kaçınmalı, açık renk giysiler giyinmeli, bol sıvı tüketilmeli, terlemeye karşı mineralli maden suları az şekerli limonatalar ve tuz kaybına karşı tuzlu ayran içecek olarak önerilebilir. Yaz meyvesi olarak potasyum içeren kayısı ve şeftali gibi meyveler ve tüketebilir.” dedi.
Annelere yazın güneşe çıkmamayı önerdiklerini ifade eden Doktor Sebahat Turan, “Güneş ışınları cildinizde kalıcı lekelere dönüşebilir. Temiz deniz ve havuzda yüzmelerinin hiçbir mahsuru yoktur. Gölgede güneşlenmeli, ıslak mayo ile beklememeli, güneş altında kalmamaları tavsiye edilir. Güneş ışınları ciltlerinde kalıcı leke oluşturabilir. Yazın kullanılan klimalarda gebeler için uygun bir serinleme ortamı değildir.” değerlendirmesinde bulundu.
Kış gebeleri zamanını evde geçiriyor
Kış gebelerinin soğuk hava nedeniyle zamanının çoğunu evde geçirdiğini söyleyen Turan, şöyle devam etti:
“Kışın dışarıya çıkıp dolaşma gebe bir kadın için zor ve zahmetlidir. Kış gebeleri besinsel anlamda şanslı gebelerdir. Kış sebze ve meyveleri annenin sağlığı, iyi beslenmesi ve gelişmesi için bol mineral ve vitamine sahiptir. Mevsiminde yetişen sebze ve meyveler ihtiyacı bol bol karşılar. Kış mevsimi balık yönünden zengindir. Kışın brokoli, lahana ıspanak, pırasa, turp, dere otu, kereviz gibi sebzeler mevsimin son derece yararlı sebzeleridir. Meyve olarak da turunçgiller bol bol tüketilmelidir.”
Kışın gribal enfeksiyonlara yakalanma riskinin arttığına vurgu yapan Turan, “Anne adayının kapalı ve kalabalık ortamlarda bulunmaması tavsiye edilir. El sıkışmak, insanlarla öpüşmek gribal enfeksiyon riskini artırabileceği için kaçınılacak davranışlardandır. Evlerde soba ve kaloriferlerden kuruyan havayı kaynayan bir çaydanlık ve ıslak bezler ile nemlendirmek faydalı olacaktır. Kışın soğuk havalarda giyilen naylon sentetik taytlar ve sıkı kıyafetlerde terleme ve mantar enfeksionuna sebep olur. Kışın yünlü, pamuklu havalanabilir, yumuşak giysiler tercih edilmelidir. Kış ayları güneş daha azdır ve D vitamini için şansımız yaza göre azalır. Yazın gebe kalan anneler güneşin, tatilin ve denizin etkisi ile D vitamini ve güneş ışığına daha çok maruz kalırlar. Yapılan çalışmalarda da sonbaharda doğan bebeklerin yılın diğer mevsimlerine göre doğanlardan daha fit olduğu gözlenmiştir. Artık D vitamini gebelerde rutin önerilmektedir.” dedi.
ARTUKLU HABER AJANSI-SAĞLIK SERVİSİ