ARŞ.YAZAR İHSAN ÜNLÜ`NÜN KİTABİ ÇIKIYOR

 Artuklu Haber Sitesi Yazarı Araştırmacı Yazar İhsan Ünlü`nin Toplumsal Empati Kitabının 2.Baskısı Yeni kitabı çıkıyor.

Kendimden bahsetmekten çok hoşlanmam ancak, bazı dostlarımın ‘hayrola gözükmüyorsun, nerelerdesin?’ sorularına muhatap olunca, çoktandır ara verdiğim yazılarıma başlayayım dedim.

Evet, çoktandır yazmıyordum çünkü bu ara akademik çalışmalara ağırlık verdim ve yüksek lisansımı bitirdim.

3 yıl önce Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesinde başlamış olduğum lisansüstü eğitim maratonunun sonunda savunma sınavımı da yüz akıyla geçerek diplomaya hak kazandım.

Tercan özelinden hareketle, “Alevilikte Dedelik ve Ocak Anlayışı” adıyla ortaya çıkan bu eserin hayırlara vesile olmasını diliyorum.

Bu güzel eserin ortaya çıkmasında emeği geçen herkese şükranlarımı sunuyor, daha güzel eserlere kapı aralamasını temenni ediyorum.

Tabi oldukça özellikli ve derinlikli olan bu konu hakkında yazmak isterdim ancak, buna zamanım ve satırlarım müsait değil. Bu tezi görmek ve okumak isteyen değerli okurlarıma, yakında bu eserin kitap olarak çıkacağı müjdesini verebilirim.

Bizim açımızdan yine önemli bir haber ve müjde de “Toplumsal Empati” kitabımızın gözden geçirilip revize edilerek “Barışa Giden Yolda Toplumsal Empati” adıyla tekrar yayın hayatına girmesidir.

Barış sürecinin kritik bir aşamadan geçtiği şu günlerde herkese ve her kesime önemli mesajlar veren bu kitabın okunacağını ve hak ettiği yeri bulacağına inanıyorum.

Gerçekten çok kritik günlerden geçiyoruz toplum olarak. Bir yandan şiddet olaylarıyla sarsılırken, öbür yandan soygun ve talan haberleriyle çalkalanıyoruz.

Kimilerinin “soygun” dediği, kimilerinin de “komplo” dediği bir operasyon hakkında şimdiden bir yorum yapmak güç ve doğru değil.

“İspatlanmadığı sürece kişiler masumdur” hukuk karinesinden hareketle şahıslar hakkında spekülatif şeyler söylemek uygun olmaz.

Yine velev ki bu iddialar doğru bile olsa kişilere bakarak kurumlar hakkında genelleme yapmak da doğru bir yaklaşım değildir.

Tabi bu söylediklerimiz, soygun ve talana göz yummak anlamına gelmemeli, elbette bu tür iddiaların sonuna kadar gidilip ucu kime dokunursa dokunsun cezasını çekmelidir.

“Kızım Fatıma da olsa cezasını çekmeli” diyen bir peygamber ümmetinin fertlerine yakışan, en ufak bir haksızlık ve yolsuzluğun üzerine gidilmesidir.

Ancak, bunu yaparken siyasi mülahazalarla yargısız infazlara da mahal verilmemelidir.

Hele bir toz-duman dağılsın, kimin eli kimin cebinde olduğu ortaya çıksın. Sonrasında zaten gerekli merciler gereğini yapacaktır.

Şu anda biraz zamana, biraz sabra ve sükûnete ihtiyacımız var. Zaman, sükûnet ve suhulet zamanıdır.

En büyük hataların telaşla ve önyargılarla yapıldığını unutmayalım.

Öfkelerimiz, bizi adalet ve merhametle davranmaktan alıkoymasın. En yakınlarımızı bile kaybetme pahasına adalet ve hakkaniyetten ayrılmayalım.

En ufak bir şeyin bile hesabının sorulduğu ve mutlak adaletin tecelli ettiği öteler ötesine inanan insanların telaşlanmasına gerek yoktur.

Bunun yanında, haksızlık kimden gelirse gelsin ve kime yönelik olursa olsun mazlumdan yana zalime karşı çıkmak da insanlığın ve Müslümanlığın gereğidir.

Haksızlık karşısında susmayalım ama haklı iken haksız bir pozisyona da düşmeyelim.

Mevla görelim neyler, neylerse güzel eyler…