Türkiye Cumhuriyeti?nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk, ölümünün 78?inci yılında Anıtkabir?de düzenlenen törenle anıldı.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk, ölümünün 78’inci yılında Anıtkabir’de düzenlenen törenle anıldı.
Anıtkabir'de düzenlenen törene Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM Başkanı İsmail Kahraman, Başbakan Binali Yıldırım, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Anasaya Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan, Genelkurmay Başkanı Org. Hulusi Akar ve kuvvet komutanları, Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit, Danıştay Başkanı Zerrin Güngör, Bakanlar Kurulu Üyeleri ile Ankara Valisi Ercan Topaca katıldı.
Anıtkabir'deki tören, devlet erkânının Aslanlı Yol’da yürüyüşü ile başladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığındaki devlet erkânı, Anıtkabir’de saat 09.05’te Atatürk’ün mozolesine çelenk koyarak saygı duruşunda bulundu. İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, Misak-ı Millî Kulesine geçerek Anıtkabir Özel Defteri’ne şunları yazdı:
“Aziz Atatürk, bugün ebediyete irtihalinin 78. yıl dönümünde, Kurtuluş Savaşımızın muzaffer komutanı, Cumhuriyetimizin kurucusu olan zati alinizi bir kez daha hürmetle, tazimle yâd ediyoruz. ‘En büyük eserim’ diyerek bizlere emanet ettiğiniz Cumhuriyete sahip çıkmayı görev biliyor, her alanda daha güçlü, itibarlı ve müreffeh bir ülke olma yolunda emin adımlarla ilerliyoruz.
Terör örgütlerinin, ihanet çetelerinin ve bunları maşa olarak kullanan karanlık odakların huzurumuzu, istikrarımızı ve bin yıllık kardeşliğimizi bozmasına, ülkemizi hedeflerinden alıkoymasına asla izin vermeyeceğiz. Ruhun şad olsun.”
Anma töreni, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu tarafından düzenlenen program ile devam etti.
Başbakanlık Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Başkanı Prof. Dr. Derya Örs ile Ankara'daki çeşitli okullarda eğitim gören öğrencilerin de katıldığı törende konuşan Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin, kimsenin toprağında gözü olmadığına işaret ederek şöyle devam etti:
“Her şeyden önce bizim tarihimizde sömürgecilik lekesine, böyle bir utanca asla rastlayamazsınız. Bizim medeniyetimizde hangi kökenden, hangi inançtan olursa olsun, aynı vatan topraklarında yaşadığımız, aynı havayı soluduğumuz, ekmeğimizi bölüşüp yediğimiz herkes kardeşimizdir. Tüm devletlerini bu anlayışla kurmuş bir milletin, başkalarının haklarını gasp etmesi söz konusu olamaz. Tam tersine bizim ecdadımız gittiği her yeri mamur ve abad etmiştir.
Orta Avrupa'dan Afrika'nın derinliklerine uzanan geniş bir coğrafyada asırlarca güven ve huzur ortamını tesis etmeyi başarmış bir devlet geleneğine sahiptir. Böyle bir müktesebattan, Batı tarzı bir işgalcilik profili çıkarmaya çalışanlar beyhude uğraşıyorlar. Bugün gidin Suriye'ye, gidin Irak'a, gidin Kuzey Afrika'daki, Orta Doğu'daki, Balkanlardaki herhangi bir yere, oradaki insanlara Türkiye ile Türk milletiyle ilgili kanaatleri sorun, hiçbir yerde 'sömürge, işgal, zulüm, katliam' gibi ifadeler duyamazsınız. Bunların yerine sadece artık bir sembol haline gelen 'Vefalı Türk geldi yine' teşekkürünü işitirsiniz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaşanmış bir olayı paylaşmak istediğini belirterek, Makedonya'nın dağ köylerinden birine uzun uğraşlar ve çok zor şartlarda ulaşan TİKA ekibinin yanına elindeki bastona yaslanarak, yaşı hayli ilerlemiş bir ihtiyarın geldiğini anlattı.
"Aracın kapısının üzerindeki Türk bayrağını görünce, bastonunun ucuyla TİKA görevlisini dürterek 'Niye bu kadar geç kaldınız?' diye sorar. Görevli de şaşırır, programının birkaç gün gerisinde kaldıklarını sanarak durumu izah etmeye çalışırken, ihtiyar sözünü kesip 'Devam edin, yüzyıldır sizi bekliyoruz' der. Biz o coğrafyalardan ayrılalı bir asır oldu ama oradaki insanların bekleyişi, umudu hiç gitmedi.
Dün devlet olarak oradaydık, bugün yardım kurumlarımızla, eğitim kurumlarımızla, sağlık kurumlarımızla, kalkınma projelerimizle oradayız. Hani diyorum ya dünya 5'ten büyüktür. Türkiye, Türkiye'den büyüktür, bunu böyle bilelim. Biz 780 bin kilometrekareye hapsolamayız. Çünkü bizim fiziki sınırlarımız başkadır, gönül sınırlarımız bambaşkadır. Musul'daki, Kerkük'teki, Halep'teki, Humus'taki, Mısrata'daki, Üsküp'teki, Kırım'daki, Kafkasya'daki kardeşlerimiz fiziki sınırlarımız dışında olabilir ama hepsi gönül sınırlarımızın içindedir, kalbimizin tam ortasındadır."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Gazi Mustafa Kemal'in 'en büyük eserim' dediği ve gelecek nesillere emanet ettiği Türkiye Cumhuriyeti'ni tam bağımsız bir ülke olarak sürekli daha ileriye taşımanın gayreti içerisindeyiz. Eğer bunu başarırsanız Gazi'yi anlamış olursunuz, eğer bunu başaramazsanız sadece patinaj yaparsınız.” dedi.
Anma töreninde konuşan Başbakan Yıldırım, "Gazi Mustafa Kemal'i minnet ve şükranla anıyoruz. Aziz milletimiz, Gazi Mustafa Kemal önderliğindeki milli mücadele ruhunu koruyarak geleceğe emin adımlarla yürümektedir.
Milletimiz, Cumhuriyetimizin bütün kazanımlarına sahip çıkarak, vesayet odaklarını aşarak 2023 hedeflerine odaklanmıştır. Yeni bir anayasa ve hükümet sistem tartışmalarını da geride bırakarak Cumhuriyetimizi ve demokrasimizi daha güçlü hale getireceğiz.
Millet iradesiyle kurulan Cumhuriyetimiz, meşruiyetini millet iradesinden almıştır. Türkiye Cumhuriyeti'nin bütün vatandaşları, Cumhuriyetimize ve demokrasimize sahip çıkma konusunda birlik, bütünlük içindedir.” dedi.
ARTUKLU HABER AJANSI*ANKARA
HABER:ABDULLAH ORTAÇ