|
Bugün 2014 yılı Haziran ayının üçüncü pazarı… Babalar Günü…
Erken gittin aramızdan, seninle uzun uzun konuşmaya vaktimiz maalesef olamadı Baba... Hatırladığım ise sadece bizi büyütmek için esnaflık yaparak bin bir zorluklarla yaptığın o amansız hayat mücadelesi… Senin ile yaşadıklarım ve hatırladıklarım ölene kadar bana yeter. Ellerin öyle sıcaktı ki, öyle şefkatle okşardın ki başımı… Başım sıkışınca gözlerine bakardım her seferinde ürkek ürkek. Bakışlarından “korkma oğlum arkanda ben varım” dediğini hep yüreğimde hissederdim. İşte tam da o zaman dünyam değişir, her şey güzelleşirdi Baba…
Şimdi seninle sohbet etmeyi çok ama çok isterdim. Seni uzun uzun dinlemek ve de yavaş yavaş yaşlandığını görmek isterdim. Seni hayallerime eşlik etmek ve arada bir de seninle hayatı çekiştirmek isterdim Baba. Her zaman olduğu gibi “hayat zor” derdin ve yine sıkılırdım aklı beş karış havada olarak. Hayat sen varken zor olsa ne yazar ki? Ya şimdi…. Ah Baba, hiç gitmeyecekmiş gibi yaşamımıza girdin, sonra birdenbire bizleri bırakıp gittin ve en kötüsü sen ölünce ne yapılır hiçbirini anlatmadın bize. Babasız yaşarken naçar kalınca beni kim teselli eder ki artık güvenle... Ah keşke seninle yaşamdan biraz daha zaman çalabilseydim. Ben şimdi hayatta sensiz, yalnız ve… babasızım. Babası olanlara uzaktan bakarken neye sahip olduklarının farkında olup olmadıklarını artık hep merak ediyorum. Ama şunu biliyorum ki birlikte yapacakları çok şeyleri ertelediklerini de… Bir gün babasız kalınıyor işte…
Baba, beni artık düşünme… çünkü alıştım artık Seni özlemeye… 15.06.2014
|