Acıbadem Maslak Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Tayfun Karahasanoğlu, kalın bağırsak kanserlerinin erken evrede yakalandığında tamamen tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu belirterek ?Son on yıl içinde kalın bağırsak kanserlerinin tedavisinde
Halen tüm dünyada en önemli sağlık sorunlarından biri olarak gösterilen kalın bağırsak kanserleri her yıl milyonlarca insanın hayatını tehdit etmeye devam ediyor.
Öyle ki kalın bağırsak kanseri, kadın ve erkeklerde kansere bağlı ölüm nedenleri arasında üçüncü sırada yer alıyor. Çoğunlukla 50 yaş üstü kişilerde görülmesine rağmen son yıllarda genç insanlarda da rastlanıyor. Uzmanlar, kalınbağırsak kanserinin gençlerde görülme nedeninin kötü çevresel koşullar ve genetik faktörlerin yanı sıra tanı yöntemlerindeki gelişmeler sayesinde hastalığın daha erken saptanmasından kaynaklandığını belirtiyorlar.
Erken tanı ise, hastalıkla mücadelede büyük bir avantaj. Çünkü erken tanı ve başarılı bir tedaviyle yüz güldürücü sonuçlar alınabiliyor. Acıbadem Maslak Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Tayfun Karahasanoğlu, kalın bağırsak kanserlerinin erken evrede yakalandığında tamamen tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu belirterek “Son on yıl içinde kalın bağırsak kanserlerinin tedavisinde kapalı cerrahinin yaygın olarak kullanılması ve bu alanda yaşanan gelişmeler de kanserli hastalara daha uzun ve kaliteli yaşam yolunu açıyor” diyor.
Tümörün tamamen alınması çok önemli!
Kalın bağırsak kanseri tedavisinde bağırsaktaki tümör ile birlikte hastalığın yayılabileceği lenf bezlerinin ve başka organlara tutulma varsa kanserli dokuların tamamen çıkarılması gerektiğine işaret eden Prof. Dr. Tayfun Karahasanoğlu, “ Tümör ve çevre dokuların temizliğinin mükemmel yapılması hastalığın seyri açısından son derece önemlidir” diyor. Prof. Dr. Tayfun Karahasanoğlu, başarılı sayılabilecek bir cerrahi sonrasında elde edilecek kazanımlar konusunda ise şunları anlatıyor: “Hastalığın tamamen ortadan kaldırılması zamanla tekrarlama olasılığını da en aza indiriyor. Kanserin evresi de en iyi bu şekilde tespit edilmesi sayesinde, gereken diğer onkolojik tedavilerde daha etkin sonuçlar alınabiliyor.
Kapalı cerrahi hastanın yaşam kalitesini artırıyor
Kalın bağırsak kanserlerinde mutlaka cerrahi yapılması gerektiğini belirten Prof. Dr. Karahasanoğlu, açık ve kapalı cerrahi yöntemlerinden hastaya ve hastalığa uygun olan tercih edildiğini belirterek özellikle halk arasında “kapalı ameliyat” olarak bilinen laparoskopik cerrahinin kalın bağırsak tedavisinde oldukça yaygın olarak kullanıldığını dolayısıyla hastanın yaşam kalitesinin de yükselttiğine işaret ediyor. Öyle ki, ABD Ulusal Verileri 2009-2012 arasında yapılan tüm kalın bağırsak ameliyatlarının yüzde 52’sinin açık, yüzde 46’sının laparoskopik ve yüzde 2’sinin robotik yöntemlerle yapıldığını gösteriyor. Avantajları nedeniyle giderek gelişen kapalı yöntemlerin, önümüzdeki yıllarda bağırsak cerrahisinde vazgeçilmez olacağı tahmin ediliyor.
Geçmişte kalın bağırsak kanseri ameliyatları hastanın karın bölgesinde açılan ve uzunlukları 40-50 cm'lik kesilerden yapılıyordu. Günümüzde ise kalın bağırsak kanserlerinin tedavisinde laparoskopik cerrahi, tek port (tek delikten) cerrahi ve robotik cerrahi gibi yeni yöntemlerin sıklıkla kullanıldığını anlatan Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Tayfun Karahasanoğlu, “Bu yöntemler ile ameliyatlar, hastanın karnında açılan 2-3 cm’lik küçük kesilerden yapılıyor. Bu sayede iyileşme sürecinde hasta bir çok avantaj kazanıyor.
Prof. Dr. Tayfun Karahasanoğlu, açık ve cerrahi yöntemlerin farklılıklarını ve hasta üzerinde etkilerini ise şöyle ifade ediyor: “Geçmişte kalın bağırsak kanseri ameliyatları hastanın karın bölgesinde açılan ve uzunlukları 40-50 cm'lik kesilerden yapılıyordu. Ancak açık cerrahideki büyük kesiler nedeniyle hastalar çok fazla acı duyuyor ve hastanede daha fazla kalmaları gerekiyordu. Günlük yaşama dönme süresi de uzun olan bu hastaların ek tedavi alması gerektiği durumlarda beklemesi gerekiyordu. Komplikasyon oranı da daha fazla olan açık cerrahide, hastaların yaklaşık yüzde10’unun ileriki yıllarda ameliyat yeri fıtığı ve yapışıklığa bağlı bağırsak tıkanıklığı nedeniyle tekrar ameliyat edilmesi gerekiyordu. Bugün sıklıkla kullandığımız kapalı cerrahi yöntemleri sayesinde hastanede yatış süresi belirgin olarak kısaldı. Hastalar çok daha az ağrı duyuyor ve ameliyat sonrası kısa sürede normal yaşantılarına dönebiliyor. Estetik görüntü çok iyi olduğu gibi ameliyatlardan sonra fıtık ve bağırsak tıkanıklığı nadiren görülüyor.”
Başarılı cerrahi hastalığın seyrini değiştiriyor
Kalın bağırsak kanserinin, cerrahi, kemoterapi, radyoterapinin yer aldığı multidisipliner bir şekilde tedavi edildiğini söyleyen Prof. Dr. Tayfun Karahasanoğlu, sözlerine şöyle devam ediyor: “Ana tedavi yöntemi olan cerrahi ile tümör, varsa metastazları tamamen çıkarılıyor. Tedavide, hastanın yaşı, genel sağlık durumu, kanserin evresi, tümörün bulunduğu yer, metastaz yapmışsa yayılma durumu gibi birçok faktör etkili oluyor. Hastanın aldığı tanıya göre de ameliyat öncesi veya sonrası kemoterapi ve/veya radyoterapi uygulanabiliyor.”
ARTUKLU HABER AJANSI-SAĞLIK SERVİSİ