MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Hiçbir mihrak Milliyetçi-Ülkücü Hareket'i kardeş kavgasının tarafı yapamayacaktır. Hiçbir dava arkadaşım Türkiye ve Türk milletinin aleyhine olacak bir ilişki ve irtibatın içinde yer almayacak, sonu olmayan gayri meşru v
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, hükümetin suça battığını ve her tarafının kapkara kesildiğini öne sürerek, "Türk milleti bizatihi Başbakan tarafından soyulmaktadır. Devlet hazinesi, hırsızların sevk ve idaresindedir" ifadesini kullandı.
Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısı`nda yaptığı konuşmada, MHP`nin 45 yıllık yürüyüşünde siyaseti zenginleşme aracı olarak görmediğini söyledi.
Sanal medyada provokatörlük yapan ve fitne saçanların MHP`yi sokaklara çekmek için hummalı faaliyet içinde olduğunu ifade eden Bahçeli, "Hiçbir mihrak Milliyetçi-Ülkücü Hareket’i kardeş kavgasının tarafı yapamayacaktır. Hiçbir dava arkadaşım Türkiye ve Türk milletinin aleyhine olacak bir ilişki ve irtibatın içinde yer almayacak, sonu olmayan gayri meşru vuruşmaların figüranı olmayacaktır. Bizim için tek yol demokrasidir" diye konuştu.
AK Parti hükümetinin ekonomi politikalarının hesapsız, ufuksuz, öngörüsüz ve vizyonsuz olduğunu savunan Bahçeli, Türk Lirası`ndaki değer kaybının milleti her gün yoksullaştırdığını söyledi. Bahçeli, Türk Lirası`ndaki değer kaybının 17 Aralık`tan bu yana yüzde 17.7`yi bulduğunu ifade ederek, emekliden memura, çiftçiden esnafa kadar her kesimin kaybettiğini belirtti.
Merkez Bankası’nın hiçbir hesap ve hedefinin tutmadığını anlatan Bahçeli, "Bozulan fiyat istikrarı, tutturulamayan enflasyon hedefleri, sağlanamayan finansal istikrar ve çarpıklaşan makroekonomik denge Merkez Bankası’nın inandırıcılığını yerle bir etmiştir. İktidar, Merkez Bankası’nın bağımsızlığıyla oynadıkça ekonominin güvenlik duvarları bir bir yıkılmıştır" dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, hükümetin telefon dinlemeleriyle ilgili kanun değişikliği hazırlığının, rüşvet ve yolsuzluk iddialarını örtme sinsiliğine hizmet ettiğini öne sürdü.
Bahçeli, partisinin TBMM grubunda yaptığı konuşmada, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan`ın İran`dan dönerken bir kez daha "gündem değiştirme mühendisliğine" soyunduğunu ifade etti.
Başbakan Erdoğan`ın gizli dinlemelerden şikayet ederek, herkesin bundan dert yandığını ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül`ün, TBMM Başkanı Cemil Çiçek`in, kendisi, ailesi ve çocuklarına kadar herkesin dinlenildiğini söylediğini anımsatan Bahçeli, konunun önemli olduğunu belirtti.
Erdoğan`ın Türkiye’yi telekulak çetelerinin emrine soktuğunu öne süren Bahçeli, şunları söyledi:
"Korku devletinin sütunlarını diken bu şahıs, `her tarafı böcek sardı` diyerek ön almaya çalışmakta, kendisini masum göstermeye çabalamaktadır. Halbuki AKP iktidarı, Recep Tayyip Erdoğan Başbakan olasıya kadar hiç kimse hukukta sınırları çizilen alanın dışına çıkarak dinleme ve gözetleme yapmamıştır. Ortam dinleme alışkanlığı, teknik takip bugünkü kadar kontrolsüz, bugünkü kadar kuralsız olmamıştır. Başbakan, kazanına ne koyduysa çömçesinden de o çıkmıştır. Başkalarını dinlerken hiç sesi soluğu çıkmayan Başbakan’ın, bugün `ofisime böcek konulmuş` demesi acizliğin değilse bile, özel hayata saygı duymayan sicilinin eseridir. Şimdilerde ses kayıtlarının internet pazarına düşmüş olması, elbette özel hayatın dokunulmazlığı açısından kayıptır. Fakat bu yolu Başbakan ve etrafındaki iki ayaklı böcekler çoktan açmıştır.
Bir zamanlar, yüksek yargı üyelerinin konuşmaları çarşaf çarşaf sızdırıldığında Başbakan tepki vermemiştir. Genelkurmay başkanlarının, kuvvet komutanlarının, ordu komutanlarının, donanmadaki yüksek rütbeli subayların telefon görüşmeleri afişe edildiğinde Başbakan’ın çıtı çıkmamıştır. Siyasi parti genel başkanlarının, milletvekillerinin, gazetecilerin, öğretim üyelerinin, yazarların, hülasa herkesin dinlendiği anlaşıldığında Başbakan oralı bile olmamıştır. Mahkeme kararı olmaksızın sözde darbe davalarında kullanılmak üzere önüne gelen izlenmiş, özel hayatlar delik deşik edilmiş ama Başbakan üç maymunu oynamaktan hiç gocunmamıştır.
Başbakan Erdoğan tüm bunlar olduktan sonra, ilk defa 2012 yılının Aralık ayının son günlerinde ofisine böcek koyulduğunu duyurmuştur. Böcek sürüsü yolunu şaşırmış, orada burada gezerken sonunda Başbakan’ı da dinleme kafesine almıştır."
Devlet Bahçeli, Başbakan Erdoğan`ın, yasa dışı dinlemelerin önüne geçmek için yeni bir düzenlemenin arifesinde olduklarını açıkladığını anlatarak, "Başbakan ve hükümetinin telefon dinlemeleriyle ilgili kanun değişikliği hazırlığı bulaştıkları rüşvet ve yolsuzluk iddialarını örtme sinsiliğine hizmet etmektedir" dedi.
Özel yetkili mahkemelerle ilgili planlamanın da buna dönük olduğunu ifade eden Bahçeli, şöyle devam etti:
"Başbakan sıkışmış, kendince gündemi değiştirme mecburiyetinde kalmıştır. Bu sebeple düğmeye basmış, PKK’nın ve İmralı canisinin de rüşvet ve hırsızlık serüvenine verdiği destekten dolayı gönüllerini hoş edecek yeni bir demokratikleşme paketinin müjdesini vermiştir. Terörle Mücadele Kanununun 10. maddesinde yapılması planlanan değişiklik PKK’ya verilen tavizlerde yeni bir halkadır.
Rüşvetçiler, ihaleye fesat karıştıran yandaş işadamları, cezaevindeki sahtekarlar, yolsuzluk çeteleri Başbakan’ın paketiyle umutlanmıştır. Böylesi bir pakete demokratik demek, bizzat demokrasiye ihanet, milletimize hakaret, adalete kelepçe takmak demektir. Kanun kaçakları, kamu bankalarını soyanlar, mazlum ahı alanlar, yetimlerin hakkını gasp eden kutucular, ayakkabıcılar, kasacılar, devlete sırtını dayayan haramzadeler ne yaparlarsa yapsınlar ne beşeri adaletten ne de Mahkeme-i Kübra’nın hükmünden kurtulamayacaklardır. Başbakan unutmasın ki darı unundan baklava, incir ağacından oklava olmamış, olmayacaktır."
Bahçeli, Suriye coğrafyasında, en doğudaki Derik’ten en batıdaki Afrin’e kadar uzanan bölgede "Batı Kürdistan’"ın çatısının örüldüğünü ileri sürdü.
Şam yönetiminin PYD ve PKK ile kontak halinde olduğunu anlatan Bahçeli, Şam idaresinin PYD kanalıyla kendisine güvenli bir alan oluşturduğunu söyledi. Bahçeli, "IŞİD terör örgütü Esad hesabına tetik çekmekte, Türkmen kanı dökmektedir. En son 4 Türkmen komutan katledilmiştir. Türkmen kardeşlerimizin can ve mal güveliği tehlike altındadır. Türkmenler yerinden yurdundan olmaktadır" diye konuştu.
El Kaide’nin türevi IŞİD’in Özgür Suriye Ordusu ile çatışmalarının Türkiye’ye sıçradığına dikkati çeken Bahçeli, geçen hafta, IŞİD’in ateşlediği bir havan topu mermisinin Çobanbey Hudut Karakolu`nun yakına düşmesinin tehlikenin büyüklüğünü gözler önüne serdiğini söyledi. Bahçeli, değişen angajman kuralları gereğince Türk Silahlı Kuvvetleri`nin merminin geldiği bölgeye tank ve ağır makineli silahlarla karşılık verdiğini anlattı.
Türkiye`nin El Kaide terör örgütünün de menziline girdiğini ifade eden Bahçeli, "Esad yönetimi kuvvetle muhtemel ülkemize yönelik mütecaviz emellere destek verecektir. Son zamanlarda Türkmen kardeşlerimize yönelik hasmane saldırılar bunun işaretidir. Başbakan ve hükümeti Türkmenleri yüz üstü bırakmamalıdır" dedi.
"Milli birlik ve bütünlüğümüzün onarılamayacak kadar zedeleneceği çok tehlikeli bir süreç maalesef Türkiye’nin önündedir" diyen Bahçeli, "Gerek ihmal, gerek tahrik, gerekse dayatmalarla gelinen nokta, Cumhuriyetin kuruluşu ile elde edilen kazanımların kaybına yol açabilecektir. Bunun için ne PKK’ya, ne PYD’ye, ne de El Kaide tahriklerine hiçbir şart altında müsaade edilmemelidir. Bu Türkiye için hayati bir konudur. Varlığımız buna bağlıdır" diye konuştu.
Türkiye`nin etrafındaki terör kuşatmasının önüne geçilememesi halinde, devletin bugünkü yapısını, toprakların bugünkü halini ve milletin bugünkü beraberliğini korumanın mümkün olmadığını dile getiren Bahçeli, "Başbakan’ı uyarıyorum, ülkemizin içinde bulunduğu yakın coğrafyada yaşanan gelişmeler Türkiye’nin sürüklendiği olumsuz süreci hızlandırıcı rol oynamaktadır. Buna karşı tedbir almamak, çözülmeye, bölünmeye ve dağılmaya meyyal bir siyaset izlemek en büyük ihanettir" dedi.
Merkez Bankası Para Politika Kurulu`nun faiz artırımı kararına değinen Bahçeli, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan`ın geçen yıl rest çektiği faiz lobisinin hükümeti şaşkına çevirdiğini, sunulan geniş imkanlardan azami derecede yararlandığını söyledi. Bahçeli, "Başbakan Erdoğan’ın faizlerdeki anormal artışlarla ilgili sorumluluğu Merkez Bankası’na yüklemesi kaypak ve korkak bir politikacı kurnazlığıdır. Faizlerin gerilediği, enflasyonun düştüğü zamanlarda bunu hükümetinin başarısı şeklinde propaganda yapan bu zihniyetin, hava değişince anında Merkez Bankası’nı satması hiç kimseyi inandırmayacaktır" diye konuştu.
Devlet Bahçeli, AK Parti`nin, hem sistemi yıprattığını hem de Türk siyasetini laçkalaştırdığını öne sürerek, bunun Başbakan Erdoğan ve hükümetinin demokrasiyi kambur olarak görmesinden, muhalefeti gereksiz addetmesinden kaynaklandığını söyledi.
Başbakan Erdoğan`ın partisine verilen oyları yanlış yorumladığını ve milli iradeyi saptırdığını savunan Bahçeli, şöyle konuştu:
"AKP’yi destekleyen muhterem kardeşlerim Başbakan daha iyi çalsın, daha fazla çırpsın diye oy vermemişlerdir. Ayakkabı kutuları milyon dolarla dolsun taşsın diye oy vermemişlerdir. Bakan çocukları köşeyi dönsün, Başbakan çocukları Hazine arazilerini yağma etsin dememişlerdir. Başbakan milli iradeyi dolandırmış, AKP’ye umut bağlayan milyonlarca vatandaşımızı aldatmıştır. Hükümet suça batmış, her tarafı kapkara kesilmiştir. 91 yıllık Cumhuriyet tarihinde bu denli hırsızlığa, bu denli arsızlığa, bu denli ahlaksızlığa gömülmüş başka bir iktidar görülmemiştir. AKP hükümeti milletin nesi var nesi yoksa yandaşlara dağıtmış, yolsuzluklarla buharlaştırmıştır. Türkiye hırsızların iktidar koltuğunda oturduğu kara günleri yaşamaktadır. Başbakan ve hükümeti tam manasıyla çeteleşmiş, yürütmede, götürmede, vurgunda ustalaşmış ve markalaşmıştır.
Görevden alındığı gün Başbakan’ı suçlayan, sonra da aba altından sopayı görünce `Başkanımız davamızın lideridir, özür dilerim` sözleriyle `u` dönüşü yapan Çevre ve Şehircilik eski Bakanı, tüm beyanlarının altında kalmıştır. Yolsuzluk iddialarından dolayı koltuklarından olan ve seçim bölgeleri Mardin ve Mersin’de konuşan iki eski bakan da sanırsınız masumiyet abidesidir. Haklarında düzenlenen fezlekelerle ilgili ağızlarını bıçak açmayan ve hesap vermekten ürken bu iki eski bakanın önce temize çıkıp sonra seçmenlerinin yüzüne bakmaları demokratik ahlakın bir gereğidir."
Devlet Bahçeli, Başbakan Erdoğan’a göre AK Parti`de çete reislerinden, faiz lobisinden, vaiz lobisinden talimat alan milletvekilleri bulunduğunu ve bunların ihanet içinde olduğunu belirterek, şöyle devam etti:
"Başbakan AKP’ye bazı tuzlukların sızdığını da açıklamıştır. Bu aralar her lafını ihanetle bitiren Başbakan, kendisinin Türk milletine karşı hakaretlerini, bölücü ve yıkıcı unsurlarla işbirliğini, hırsızlığa kol kanat germesini nasıl tanımlamaktadır? Tuzluğa ihanet diyen Başbakan; PKK’nın turnikesi, Barzani’nin tutsağı, Ermenilerin tuğlası, Rumların tuğrası, haçlıların tutkunu, Türk düşmanlarının turfandası, vatansızların turbosu olmayı nasıl izah etmektedir? İşin açıkçası, bugüne kadar AKP’ye PKK’nın sızdığını, BOP’un ambargo koyduğunu, küresel hesapların tutunduğunu, İmralı canisinin yapıştığını biliyorduk da tuzlukların sızacağını hiç düşünmemiştik. Başbakan Türkiye’nin başına musallat olan gelmiş geçmiş en ciddi siyasi afettir. Sayın Başbakan şunu bil ki seni ve hükümetini Tuz Gölü’ne atsak, kireç kuyusuna bastırsak, sabun deryasına soksak, ardından da Van Gölü’nde durulasak, yine aklanamaz, yine de temizlenemezsiniz."
Başbakan Erdoğan`ın yargıya müdahale ettiğini ve hesap vermekten kaçtığını öne süren Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ne var ki Başbakan, kaynayan kazanın kapak tutmayacağını öğrenmemiş veya öğrenememiştir. Son günlerde sanal medyaya düşen telefon dinlemeleri rüşvet ve yolsuzluktaki derinliği göstermesi bakımından ibretliktir. Başbakan villaları zincir gibi dizmiş, bürokratik engelleri aşmak ve `abi` dediği işadamlarını rahatlatmak için bakanları, bürokratları, vali ve kaymakamları kuklaya çevirmiştir. Kim sorun çıkarıyorsa anında görevden alarak yol temizliği yapmıştır. Başbakan Erdoğan, edindiği villalarda tespit ettiği eksiklikleri en ufak ayrıntısına kadar gidermek için telefonda abilerine ricacı olmuş, nüfuz ticaretiyle hukuksuzlukların tarafı haline gelmiştir. `Bu kadarı da olmaz` dedirten ne varsa Başbakan için normal görülmüştür. `Bu kadar ahlaksızlık ve utanmazlık da fazla` diyebileceğimiz ne varsa Başbakan için sıradan kabul edilmiştir."
Başbakan Erdoğan`ın medya şirketlerinin el değiştirmesinde aktif rol oynadığının anlaşıldığını ifade eden Bahçeli, "AKP’nin kuytusuna yatarak banka hesaplarını dolduran, usulsüz yollarla devletten ihale alan işadamları, tansiyonu çıksa da yüzleri simsiyah olsa da geceleri uyumakta zorluk çekseler de kendilerinden istenen yüz milyonlarca doları Başbakan’a tıpış tıpış vermişlerdir. Türk milleti bizatihi Başbakan tarafından soyulmaktadır. Devlet hazinesi hırsızların sevk ve idaresindedir" ifadelerini kullandı.
İnternette ses kayıtları yayınlanan işadamlarının millete sinkaflı küfür ettiğini anlatan Bahçeli, "Türk milletinin alın terini çalıp da ardından dönüp ağza alınmayacak küfürler yağdıranları asla unutmayacağımızı, yeri ve zamanı geldiğinde kursaklarından geçen haramı burunlarından getireceğimizi herkes iyi bilmelidir" dedi.
Türkiye`nin yolsuzluğun ve rüşvetin adeta cirit attığı, devletin üstüne çöktüğü bir yer haline geldiğini savunan Bahçeli, "Başbakan ananas ve tesbih şifresi üzerine kafa yoracağına, yargı yakasından tuttuğunda, yandaş işadamları kendisini ele verdiğinde ne yapacağını şimdiden planlamalıdır. Böyle giderse yakın vadede kendisinin önünde sadece iki yol kalacaktır. Ya mahkemede hesap verecek, ya da tası tarağı toplayıp Okyanus Ötesinde soluğu alacaktır" diye konuştu.
ARTUKLU HABER AJANSI-ANKARA