MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Milliyetçi Hareket Partisi, Uzlaşma Komisyonu faal ve çalışır haldeyken, uzlaşmayla belirlenen maddelerin bölük pörçük bir şekilde Meclis Genel Kurulu`na getirilmesine karşıdır" dedi.
Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısı`nda yaptığı konuşmada, Irak tezkeresinin kısa süre içinde TBMM`nin gündemine geleceğini belirterek, AK Parti`nin PKK`yla pazarlık ederken, diğer taraftan Irak`ın kuzeyinden doğan muhtemel risk ve tehditlere karşı da sınır ötesi harekat yapabilmek gayesiyle Meclis`ten izin talebinde bulunduğunu savundu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan`ın, Irak`ın kuzeyinden Türkiye`ye yönelik terör tehdidinin ve saldırılarının bertaraf edilmesi amacıyla gerektiği taktirde sınır ötesi hareket ve müdahalede bulunmak üzere, Irak`ın PKK teröristlerinin yuvalandıkları kuzey bölgesi ile mücavir alanlara Türk askerinin gönderilmesi ve görevlendirilmesi için 17 Ekim 2007 tarihli iznin bir yıl daha uzatılmasını istediğini ifade eden Bahçeli, şöyle devam etti:
"PKK`yla harıl harıl müzakere yapan, İmralı canisinin ağına kapılan Başbakan, sınır ötesi hareket için izin isterken hakikaten de aklı başında mıdır? Çözümcü, barışçı, süreçci Başbakan nereye gitmiştir? Silahlar değil fikirler konuşsun diyen Başbakan`a ne olmuştur? Başbakan Erdoğan, PKK`yı terör örgütü olarak görüyorsa o halde teröristlerle masaya oturmasını, eğer varsa onuruna nasıl yedirmekte, vicdanına nasıl anlatmaktadır? Kaldı ki Başbakan ve hükümeti 2007 yılından itibaren ne yapmıştır da, bundan sonra ne olacaktır?
Kandil`e Türk bayrağını dikmek varken, PKK`nın rezil bez parçalarını yurdumuzun değişik yerlerinde sallandırılmasına müsaade veren, süreç ihanetini buna mazeret gösteren bu Başbakan mı terörle mücadele ettiğini söylemektedir? Sayın Başbakan seni kim yönetmekte, kimler seni uzaktan kumanda etmektedir? Farkında mısın, sen PKK`ya operasyon yapmak için sözde Tezkere çıkarma hevesindeyken, PKK sana operasyon üstüne operasyon yapmış ve her şeyini kuşatmıştır. Bu zihniyetin asıl yüzünü bilmemize rağmen yine de Türkiye`nin ve aziz milletimizin menfaati, olası terörist saldırıları, Türkmen kardeşlerimizin emniyeti için Irak Tezkeresine onay vermeyi düşünmekteyiz. Maksadımız Türk devletinin elini güçlendirmek, hareket kabiliyetini artırmaktır. Bakalım bu kandırmaca nereye kadar gidecek, ucu nereye dayanacaktır?"
"Andımız`ın kaldırılma teşebbüsünün yol açtığı tepkiden ürken Başbakan Erdoğan`ın MHP`ye kara çalmaya devam ettiğini" savunan Bahçeli, Başbakan Erdoğan`ın Türklüğe savaş açtığını ileri sürdü. Bahçeli, şunları söyledi:
"Sayın Başbakan, ilkokul çağlarında Andımız okunurken, hiç mi kalbin çarpmadı, hiç mi duygulanmadın? Yıllar yılı sen de, öyle ya da böyle Türküm, doğruyum ve çalışkanım derken içten içe Türk olmadığını mı hatırladın, Türklüğe kin ve husumet mi besledin? Söyler misin bize, Türk olmak seni niçin bu kadar gocundurmakta, niçin bu kadar kaşındırmaktadır? Türk milletinin gönlü öyle geniş, adaleti, hoşgörüsü ve merhameti öyle fazladır ki, seni bile zirveye taşımış, seni bile baş tacı yapmıştır. Sen ki mahalle aralarında top oynarken bu millet seni Başbakanlığa, Türklük seni siyasetin tepesine çıkarmıştır. Bu mudur kabahat, bu mudur suç? Sayın Başbakan, Türk`üm diyen değil, bizzat sen Türkiye`nin itibarını yerlerde süründürdün. Doğruyum diyenler değil, yolsuzluğun dibini sen boyladın. Çalışkanım diyenler değil, sen, hısımların, dünürlerin ve çevrendekiler `yan gel Osman, bir dönüm bostan` deyip hüküm sürdünüz. Türklükle uğraşma, Haçlı sevdandan vazgeç. Onlar emeline ulaşamadı, sen ise asla hedeflerine varamayacaksın."
Başbakan Erdoğan`ın Adana`da milliyetçilikle ilgili yorumlar yaptığını ve "her sabah çocukları sıraya dizip, yağmurun, karın, soğuğun, sıcağın altında 1933`lerden kalma, demir perde ülkelerini hatırlatan sloganlar attırmanın milliyetçilik olmadığını" söylediğini aktaran Bahçeli, Andımız`ın slogan değil, yemin olduğunu dile getirdi. Başbakan Erdoğan`ın milliyetçilikten bahsetmesinin, milliyetçilik tanımları yapmasının "utanmazlık örneği" olduğunu iddia eden Bahçeli, şu ifadelerini kulllandı:
"Sayın Başbakan, bilmelisin ki sen, hakir gördüğün slogan milliyetçisi bile olmazsın. Zira milliyetçilik, BOP`un panzehridir, senin karşı cephendir ve sana çok yabancı milli bir değerdir. Eğer senin bir milliyetin varsa eğer senin bir kimliğin mevcutsa sana tavsiyemiz, sen de onun sloganını at, sen de onunla övün, sen de onunla gururlan. Yoksa sus, seni ya arif bilsinler ya da adam sansınlar. Sorarım sana Sayın Erdoğan, biz ki göğsümüzü gere gere Türk`üz diyoruz, peki sen ne diyorsun, neyinle iftihar ediyorsun? Milli ve manevi değerleri istismarla mı övünüyorsun? Yabancıların dümen suyuna girmekle, küresel kanlı projelere Eşbaşkan olmakla mı kendini teselli ediyorsun? Ya da başörtüsü üzerinden geçinmekle mi avunuyorsun?"
Bahçeli, Başbakan Erdoğan`ın yıllardır başörtüsünü siyasetin malzemesi yaptığını, bunun üzerinden nemalandığını iddia ederek, Erdoğan`ın 2008`de İspanya`da yaptığı bir açıklamadan sonra MHP`nin girişimi ile başörtüsü meselesinin kalıcı ve bütünüyle çözülmesi için harekete geçildiğini belirtti. Anayasa`nın 10 ve 42`nci maddeleri ve YÖK Kanunun geçici 17`nci maddesindeki değişikliklerle başörtüsü sorunun biteceğini yıllar önce ifade ettiklerini anlatan Bahçeli, ancak AK Parti hükümetinin YÖK Kanununun ilgili maddesini değiştirmekte gönülsüz ve isteksiz kaldığını, meseleyi sürüncemede bıraktığını savundu.
Bahçeli, "Şimdi ise başörtüsü bir kez daha gündeme gelmiş ve PKK paketinin içine koyulmuştur. Bizim başörtüsünden rahatsız olmamız eşyanın tabiatına aykırıdır. Ne var ki Başbakan Erdoğan, başörtüsünü inançlı hanımefendilerin başına takmaktansa PKK`nın ve rezilliklerinin kılıfı yapmıştır. AKP`ye oy veren değerli kardeşlerim bu kurnazlığı, bölücü paketin içine başörtüsünü iliştirme şirretliğini şüphesiz iyi değerlendirecekler, bunun da eninde sonunda hesabını Başbakan`dan soracaklardır" diye konuştu.
TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu yetersiz ve ağır da olsa çalışmalarını sürdürdüğünü, üzerinde mutabakata varılan maddelerin demokratik bir havuzda toplandığını bildiren Bahçeli, Başbakan Erdoğan`ın son günlerde yaptığı açıklamaların komisyon üzerinde baskı oluşturduğunu ve kuşku uyandırdığını öne sürdü. Uzlaşılan maddelerin TBMM`ye getirilerek yasalaşması konusunda AK Parti ve CHP arasında medya kanalıyla diyalog ve iletişim hatları kurulduğunu ifade eden Bahçeli, şunları kaydetti:
"Milliyetçi Hareket Partisi, Uzlaşma Komisyonu faal ve çalışır haldeyken, uzlaşmayla belirlenen maddelerin bölük pörçük bir şekilde Meclis Genel Kurulu`na getirilmesine karşıdır. AKP, ikizi BDP ve gizli ortağı CHP uzlaşma masasından kalkarlarsa diyebileceğimiz bir şey yoktur. Uzlaşma ilkelerini ve zemini sabote etmeleri halinde, sahip oldukları gerekli sayısal çoğunlukla istedikleri maddeleri Genel Kurul`da yasalaştırabilmelerinin önünde bir mani hal olmayacaktır. Böylelikle Türk milleti de kimin uzlaşmaya ve diyalogdan kaçtığını tüm açıklığıyla görebilecek, AKP-CHP-BDP ve PKK ortaklığını tüm çıplaklığıyla anlayabilecektir. Öyle anlaşılıyor ki CHP, AKP`nin şanzımanı, BDP motoru, PKK da direksiyonu olmaya tam olarak taliptir. Milliyetçi Hareket Partisi ise her zaman olduğu gibi büyük Türk milletinin yanında duracak, ilkelerinden, vaatlerinden ve sözlerinden asla caymayacaktır."Dedi.
TEZKEREYE TÜRKMEN KARDEŞLERİMİZ İÇİN ONAY VERECEĞİZ
Türkiye`nin Suriye politikasını eleştiren Bahçeli, "Suriye kaosa gömüldüğünden beri Türkiye diken üstündedir. Suriye kaynaklı sorunlar insanımız tehdit etmekle kalmamış, bütünlüğümüzü tehlikeye atmıştır. AKP hükümeti Suriye’de olanları okuyamamış ve önlem alamamıştır. Suriye’de ölen insanlar, iç karışıklıktan kaçan mülteciler üzüntü veren bir resmi ortaya çıkarmıştır" dedi.
Bahçeli, Bakanlar Kurulu`ndan Meclis`e gönderilen Irak Tezkeresi ile ilgili de açıklamada bulundu. Bahçeli, "Türkmen kardeşlerimizin emniyeti için tezkereye onay vermeyi düşünmekteyiz" dedi.
ARTUKLU HABER AJANSI-ANKARA