Bahçeli:"Davutoğlu, kol keseyim derken baş yardı``

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Şayet, AKP'nin vicdanı kelepçeli olmayan vekilleri de devreye girerse, bu dört eski bakan soluğu Yüce Divan'da alacaktır. Bundan kuşkum yoktur" dedi.

Siyaset 20.01.2015 19:53:27 0
Bahçeli:

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, Başbakan Ahmet Davutoğlu`nun geçtiğimiz günlerde, çocukluğunda babasının dükkanına giderken bir handa bulduğu 50 liranın sahibini bulmak için anlattığı hikayeyi anımsattı. 

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Şayet, AKP’nin vicdanı kelepçeli olmayan vekilleri de devreye girerse, bu dört eski bakan soluğu Yüce Divan’da alacaktır. Bundan kuşkum yoktur" dedi. 

Bahçeli, "Handa bulduğu 50 lira için kaygıya kapılan Davutoğlu, aynı hassasiyeti acaba rüşvet kirine bulaşan, yolsuzluk karanlığına gömülen dört eski bakan hakkında niçin gösterememiştir? Yoksa büyüdükçe doğru ve namuslu olmanın çizgisinden çıkmış, haksızlığın, hukuksuzluğun ve kanunsuzluğun pençesine mi düşmüştür?" diye sordu. 

"Davutoğlu, kol keseyim derken baş yarmış, göz çıkarmıştır" ifadesini kullanan Bahçeli, şunları söyledi: 

"Rüşvet ve yolsuzluk faili eski bakanlar, 17-25 Aralık Erdoğan`ın müdahalesi, havuz medyasının ahlaksız saldırısı ve saptırmasıyla Meclis Soruşturma Komisyonu`ndan yakayı kurtarmışlardır. Millet iradesine tecavüz niyetiyle korsan bildiriler yayımlanmış, sarayın dayatması, çirkefliği, provokasyonu TBMM`nin saygınlığını yaralamıştır. Erdoğan`ın arkasına saklanan güruh demokrasiyi karalamış ve kara çalmıştır. Erdoğan`dan güç devşiren, feyizlenen ve Erdoğan`a dayanan vesayet mihrakları aziz milletimizin vekillerini oyuncağa çevirmişlerdir. İnanıyorum ki, onurundan ve haysiyetinden bir şey kaybetmemiş AKP`li milletvekili arkadaşlarım bundan oldukça rahatsızdır. 

Gazi Meclis`in 95 yıllık tarihi içerisinde, ara dönemlerde dahil hiç bu kadar rezilce bir olay yaşanmamıştır. Demokrasiye kast etmek demek olan bu teşebbüsün net olarak kimler tarafından organize edildiği, hazırlanan metnin kimler tarafından kaleme alınıp neyin amaçlandığı bağımsız yargı tarafından mutlaka açığa çıkarılmalıdır. TBMM, böylesi bir vesayet ağırlığı altında kalamayacaktır. Türk milletinin egemenlik haklarını hazmedemeyen, Türkiye`nin demokratik kazanımlarına hücum eden, ihanet ve melanetin deliklerinde kurşun asker olarak beslenen bu insanımsı yaratıklara hak ettikleri ders kesinlikle verilmelidir. Millet iradesine sahip çıkmak, şerefle işi bitmiş olanlar dışında, hepimizin şeref ve fazilet meselesidir." 

Dört eski bakanla ilgili Soruşturma Komisyonu raporunun bugün Genel Kurul`da görüşüleceğini anımsatan Bahçeli, "Şayet, AKP’nin vicdanı kelepçeli olmayan vekilleri de devreye girerse, bu dört eski bakan soluğu Yüce Divan’da alacaktır. Bundan kuşkum yoktur" dedi. 

AK Parti`li milletvekillerinin tarih ve millet önünde hayati bir sınav vereceklerini ifade eden Bahçeli, "Ya akaracı makaracı edepsizler aldıkları milyon dolarlarca rüşvetin hesabını vermekten şimdilik kurtulacaklar ve adalet bir kez daha katledilecek ya da mahkemenin önüne çıkmaktan başka seçenekleri kalmayacaktır" diye konuşan Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü: 

"İranlı kaçakçının 700 bin liralık saatle aklını aldığı, piyanoyu bile rüşvet olarak almaktan gocunmayan; devletin tüm imkanlarını kişisel çıkarları için kullanan eski bakan ya layığını bulacak, ya da rüşvet ve yolsuzluğa tüm AKP grubu ortak olacaktır. İranlı karanlık simanın önüne yatarak İçişlerini Bakanlığı`nı rüşvet ve hırsızlık şantiyesine çeviren, şanslı mahdumunun yatak odalarından haram para nehri akan eski bakan ya adaletin huzurunda hesap verecek, ya da AKP’liler topluca 17-25 Aralık depreminin altında ezilecektir. Artık orta yol kalmamıştır. Bugün TBMM, hırsızlıkla hukuk arasında seçim yapacaktır; soygun şebekesiyle soyulan millet arasında tercih yapacaktır. Eğer eski bakanlar kendilerine güveniyor, yaptıklarından eminseler, korkacakları ve çekinecekleri bir şey yoktur. İranlı’nın rüşvet ağına düşmeleri yalan, 17-25 Aralık darbeyse, yine telaşlanacakları bir şey olmayacaktır. Nasıl olsa her şey ellerindedir. Yüce Divan aklanma, temizlenme, iddialardan ve suçlamalardan arınma mercidir. Davutoğlu, 50 liranın derdine düştüğü gibi, milyar dolarlarca rüşvet ve yolsuzluk iddialarını ciddiye almalı, himayesi ve hezeyanı altında kaldığı Erdoğan’a karşı dik durmalı, direnç göstermelidir. 

Davutoğlu eski bakanlarla ilgili bu kadar vahim ve örtülemez suçlama varken, işin kolayına kaçıp 17-25 Aralık`ı darbeye bağlamamalı, Yüce Divan’a güvenmediğini belirten Erdoğan borazanlarına itibar etmemelidir. Sayın Başbakan bırakalım hukuk konuşsun, bırakalım yargı çalışsın, bekleyelim tarafsız ve bağımsız hakimler son sözü söylesin. AKP’li milletvekili arkadaşlarım, siyasi mücadelenizin bir kaçakçının eliyle haram biberonuyla beslenen eski bakanlar tarafından hiç edilmesine gönlünüz razı mıdır? Allah’tan korkan, kuldan utanan TBMM’nin muhterem üyeleri, bakanlık sorumluluğuna ihanet eden soygunculara ne kadar katlanacaksınız? Bugün dürüstlük kazanamazsa, Gazi Meclis kaybedecektir. Adaletin yüzü ağarmazsa, herkesin, hepimizin vicdanı sızlayacaktır. Buna izin veremeyiz, buna tepkisiz kalamayız, kalmamalıyız. Milli mücadelemizin ana karargahı bu aziz Meclis, hırsıza, uğursuza, rüşvetçiye, din, diyanet ve millet hasımlarına kol kanat gererse bunun vebalini telafi etmek, emin olunuz ki, çok zor olacaktır." 

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Erdoğan, AKP`lileri gruplar halinde kabul edip, dün Bakanlar Kurulu`na başkanlık yaparak ipleri millet önünde bütünüyle eline almıştır. Bu aslında bir sistem ve rejim krizine davetiyedir" dedi. 

Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısında yaptığı konuşmada, Başbakan Ahmet Davutoğlu`nun geçen hafta "Kamu Yönetiminde Şeffaflık Programı"nı açıkladığını hatırlatarak, şöyle devam etti: 

"Madem şeffaflıkla ilgili program hazırlanmıştır, gelin o halde ilk meyvesini bugün toplayalım, ilk semeresini bugün görelim. Şeffaf bir iktidar adaletten kaçmaz, yolsuzluğun altında kalmaz. Sayın Davutoğlu, hadi buyurun, hodri meydan. Mademki yolsuzlukla mücadele ve şeffaflaşma konusunda 12 yılda olağanüstü mesafeler kat ettiğinizi söylüyorsunuz, işte önünüzde altın değerinde bir fırsat sizi beklemektedir. Sayın Ahmet Sani gereğini yapmalısınız, Hazreti Yesevi`yle ters düşmemelisiniz, akidelerimizle çelişmemelisiniz ve topu taca atmamalısınız. Başbakan, şeffaflık ve hesap verebilirlik konusunda hem ulusal bazda hem de evrensel standartlarda bir çerçeve oluşturduklarını, bütün uluslararası sözleşmelere de taraf olduklarını açıklamaktadır. Gerçekten böyleyse bunun ispatı, bugün yapılmalıdır. Sayın Başbakan, siyaset kurumunun hesap verebilme makamı olduğunu söylüyorsunuz. Doğrudur, hakkınız vardır. O halde, bugün baştan ayağa hesap veriniz, hesap sorunuz, hesabı muhataplarına acı da olsa çıkarınız." 

Davutoğlu`nun açıkladığı şeffaflık programında siyasi partilerin ve seçim kampanyalarının finansmanından, mal bildiriminde bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu`nda yapılacak değişikliklere kadar pek çok konunun yer aldığını belirten Bahçeli, İmar Kanunu`nda yapılması planlanan düzenlemeden Kamu Görevlerinden Ayrılanların Yapamayacakları İşler Hakkındaki Kanun ile Devlet Memurları Kanunu kapsamına giren bazı değişiklik hedeflerinin de bulunduğunu ifade etti. 

Başbakan Davutoğlu`nun kamu görevlilerinin yolsuzlukla mücadele konusunda ihbarda bulunmaları halinde taltif edileceklerini, izinli sayılacaklarını, hatta ödüllendirileceklerini anlattığını aktaran Bahçeli, şunları söyledi: 

"Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusudur? Devletin memuru olan savcılar yolsuzluğu ihbar etmişlerdir de ne olmuştur? Devletin memuru polisler hırsız kovanını karıştırmışlardır da ne sonuç çıkmıştır? Başbakan Davutoğlu`nun aklı başında mıdır? Ortada 17-25 Aralığın iddiaları dağ gibi dururken, Davutoğlu neyin ihbarından, hangi muhbirden medet ummaktadır? Sayın Davutoğlu ille de ısrar ediyor ve yolsuzlukla ilgili ihbar istiyorsan ilkini biz yapalım, yeter ki sen kendini paralama, üstünü başını yırtma. Önce, dün başkanlığı altında toplanmak zorunda kaldığın Recep Tayyip Erdoğan, sonra da çevrende dolaşan rüşvet yuvalarına dönüp bakmalısın, gücün yetiyorsa gözün kesiyorsa ciğerin varsa bunlarla ilgili gereğini yaparsın." 

Bahçeli, Cumhurbaşkanı Erdoğan`ın, Başbakan Davutoğlu`nun şeffaflık paketini medya üzerinden ağır şekilde eleştirdiğini ifade ederek, şöyle konuştu: 

"(Cumhurbaşkanı Erdoğan) `Böyle şeyler açıklanmadan istişare yapılmalı` diyerek Başbakan`ın vidalarını sıkmıştır. Geçen hafta Perşembe günü AKP Meclis Grup Yönetim Kurulu`nu saraya çağıran Erdoğan, Davutoğlu`nun gürültü patırtıyla açıkladığı şeffaflık programının büyük kısmını Başbakanlığı döneminde bir genelgeyle hayata geçirdiğini belirtmiştir. Anlayacağınız, Davutoğlu havanda su dövmüş, Dimyat`a pirince giderken evdeki bulgurdan olmuştur. Erdoğan, şeffaflık lafını duyunca birden bire irkilmiş, yaklaşan yakın ve açık tehlikeyi savuşturmak için doğrudan doğruya ağırlığını koymuş ve Davutoğlu`nu kenara çekmiştir. Bu tip düzenlemelerin seçim öncesi doğru olmadığını, ekonominin olumsuz etkileneceğini, mal bildiriminden dolayı, böyle giderse görev alacak il ve ilçe başkanı bulunamayacağını söyleyen Erdoğan, resmen saray darbesi yapmıştır. Niyazım odur ki Allah hiç kimseyi Sayın Ahmet Davutoğlu`nun durumuna düşürmesin, böyle bir küçülmeye, irtifa kaybına uğratmasın. 

Ayrıca Erdoğan, önemli konuların kendisiyle istişare edilmediğinden yakınmış, Cumhurbaşkanlığı ile Başbakanlık arasında danışma mekanizmasının yeterince işletilmediğinden dert yanmıştır ve dilinin altındaki baklayı tam manasıyla çıkartarak, istişarenin anlamlı ve aktif olabilmesi için başkanlık sistemine ihtiyaç olduğunu ileri sürmüştür. Başbakan bu sözleri sineye çekmiş, içindeki öfke dalgasını belli etmeden, sanıyorum yumruğunu sıkarak istemeden de olsa uysal ve munis bir maske takmıştır. Artık 62`nci Hükümet, tam anlamıyla mevta olmuş, sadece rutini sürdüren, miş gibi davranarak iktidar oyunu oynayan iradesiz, etkisiz, kifayetsiz zihniyetle teslimiyetin derin çukuruna çam gibi devrilmiştir. Davutoğlu, artık Beştepe vesayetinin kaygan basamaklarından siyasi tutsaklığın derin mahzenine inmiştir. Erdoğan, AKP`lileri gruplar halinde kabul edip, dün Bakanlar Kurulu`na başkanlık yaparak ipleri millet önünde bütünüyle eline almıştır. Bu aslında bir sistem ve rejim krizine davetiyedir." 

Bahçeli, Cumhurbaşkanı Erdoğan`ın Anayasa`dan kaynaklanan hakları bulunduğuna işaret ederek buna itirazları olmadığını vurguladı. Geçmişte de bunun örnekleri olduğunu dile getiren Bahçeli, Cumhurbaşkanı Erdoğan`ın Anayasa`nın amir hükmü gereğince gerekli gördüğü hangi hallerden dolayı Bakanlar Kurulu`na başkanlık yaptığını açıklamak zorunda olduğunu savundu. Bahçeli, şu değerlendirmeleri yaptı: 

"Gölgeden ve tabeladan ibaret bir Başbakan olan Davutoğlu`nun sesi soluğu kesilmiş, dut yemiş bülbüle dönmüş ve Erdoğan`ın yanı başında otururken yüzü asılmıştır. Ne dediyse yutmuş, hangi taahhütte bulunduysa çark etmiştir. Davutoğlu, bu şartlar altında, 7 Haziran`a kadar eften püften de olsa Başbakanlık görevini nasıl yürütecektir? Erdoğan`ın başkanlık isteği, başkanlık hırsı, parlamenter sisteme, yani mevcut devlet nizamına taban tabana zıttır. PKK ve bölücü çevrelerle `Al özerkliği, ver başkanlığı` mutabakatını sağladığı anlaşılan Erdoğan`ın bundan sonra, ısrarla açıktan siyaset yapacağı ve hatta 7 Haziran öncesi siyasi kampanya yürüteceği güçlü ihtimaldir. Erdoğan, tek adam olmak için bastırmakta, son kozlarını oynamaktadır. 

Cumhuriyet`i reklam filmine benzeten, Osmanlı nedir diye sorsanız iki cümle söylemeyecek şahıslar, başkanlık falı açmaktadır. `AKP sayesinde Türk olmaktan kurtulduk` diyen milliyetsizlerin gayesi başkanlığa hizmettir. Öcalan`a özgürlük, PKK`ya genel af, özyönetim, demokratik konfederalizm diyen fitne lobisi başkanlık vaadiyle Erdoğan`dan her türlü tavizi koparmak için yıkım peronuna yanaşmışlardır. Çözülme diyenler, başkanlık sistemini alkışlamakta, Türk milleti yeni bir devlet modeline ite kaka alıştırılmaktadır. Cumhurbaşkanlığı ile Başbakanlık arasında istişare olmadığından bahisle, başkanlık sisteminin alt yapısını kuran Erdoğan, İmralı canisini garantiye almış, Kandil`deki adamlarından söz almış ve Türkiye Cumhuriyeti`nin başına çöreklenmiştir. Cizre`de emniyet müdürünün peşine düşüp yakalayan, fakat bölücüleri selamlayarak sözde kanton rezilliğine göz yumanlar başkanlıkla Türkiye`nin fişini çekmek için sıraya girmişlerdir." 

Oyunun 7 Haziran`da bozulacağını iddia eden Bahçeli, şunları kaydetti: 

"Türkiye, 7 Haziran`da AKP`den, PKK`dan, bölücülerden ve Erdoğan`ın senaryolarından kurtulacaktır. AKP`nin hasımlarını Türkiye`nin hasmı gören ahlaksızlar 7 Haziran`da sokağa bile çıkamayacaktır. Paris`te İsrail`le kol kola yürüyen, Oslo`yu kutsayan, Ankara`da PKK`ya göz kırpan, İmralı`da caniye göz kulak olan, ihaneti besleyip palazlandıran Davutoğlu sözde genel başkan olarak girdiği ilk seçimde boyunun ölçüsünü alacaktır. 7 Haziran`da dirilen milli ruh kesin bir galibiyete ulaşacak, bir millet uyanacak ve Türkiye`nin kalbi MHP`de atacaktır. Kalkan dokuz zafer ve sefer tuğumuzla AKP`ye demokrasi meydanını dar edeceğimizi, bu konuda aziz milletimize sonsuz güven duyduğumuzu bir kez daha vurgulamak istiyorum. Erdoğan`ın başkanlık hayalleri suya düşecek ve Türkiye bu günleri inşallah geride bırakacaktır." 

Bahçeli, TBMM Grup Toplantısından ayrılırken bir gazetecinin, MHP`nin TBMM Genel Kurulu`ndaki yapılacak Yüce Divan oylamasına tam kadro katılıp katılmayacağına ilişkin bir soruna "İnşallah" yanıtını verdi. 

MHP lideri Bahçeli, yurt dışında olan MHP Milletvekili Lütfü Türktan`ın da uçakla Türkiye`ye geleceğini söyledi. 



ARTUKLU HABER AJANSI-ANKARA


Yükleniyor

Yükleniyor

Yükleniyor