BAHÇELİ:``HÜKÜMET,PKK`NIN TALEPLERİNİ KARŞILIYOR``

MHP Grup Toplantısında Konuşan MHP Genel Başkanı Devlet bAhçeli,Demokratikleşme paketinin, özünde PKK'nın yıllardır beklediği hain isteklerin bir kısmı olduğunu ifade eden Bahçeli, bölücülüğün bir adım daha mesafe aldığını, özerklik, federasyon, konfedera

Siyaset 1.10.2013 13:47:37 0
BAHÇELİ:``HÜKÜMET,PKK`NIN TALEPLERİNİ KARŞILIYOR``

MHP Grup Toplantısında Konuşan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli,`:Demokratikleşme paketinin, özünde PKK’nın yıllardır beklediği hain isteklerin bir kısmı olduğunu ifade eden,bölücülüğün bir adım daha mesafe aldığını, özerklik, federasyon, konfederasyon ve bağımsız Kürdistan amacına biraz daha yaklaşıldığını ``söyledi. 


MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin yeni yasama yılının ilk TBMM Grup Toplantısı`nda yaptığı konuşmada, bu yasama yılının diğerlerine kıyasla zahmetli ve çetin geçeceğinin güçlü bir ihtimal olduğunu belirterek, mahalli idareler seçimleri ve arkasından yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçiminin siyasetin tansiyonunu artıracağını kaydetti. 

Başbakan Erdoğan`ın bu iki seçim öncesinde "Türkiye’yi yine ip gibi gereceğini, cepheleşmeleri ileri merhalelere taşıyacağını" iddia eden Bahçeli, "Bunu görmek, bunu bilmek ve buna da her anlamda hazır olmak lazımdır. Anlaşılıyor ki AKP, bayatlamış taktiklerini, artık cılkı çıkmış istismar politikalarını, yavan ayak oyunlarını yaygınlaştıracaktır" dedi. 

İktidar gemisinin "su almaya başladığını" öne süren Bahçeli, şöyle devam etti: 

"Başbakan Erdoğan ani, kıvrak ve çok vahim manevralarla batmaktan kurtulmak için çirkeflik ve çirkinlikte kural ve insaf tanımayacaktır. Gelişmeler bize bunu göstermektedir. Ne var ki tertipler ne kadar fazla olursa olsun, uyanan ve galeyana gelen aziz milletimiz Mahalli İdareler Seçimleri’nde Başbakan ve partisini uyaracak ve aşağıya çekecektir. Cumhurbaşkanlığı ya da içten içe başkanlık rüyası gören Başbakan Erdoğan büyük hayal kırıklıkları yaşayacak ve kaybetmekten başka şansı da olmayacaktır. Kimliği aşağılanan, tarihi kişiliği alaya alınan ve tüm varlığı hücuma uğrayan aziz milletimiz, Allah’ın izniyle Başbakan Erdoğan karabasanından ve bu şahsiyetin karanlık dolu emellerinden kurtularak aydınlık ve parlak günlere ulaşacaktır." 

Türkiye`nin tartışmaların daha da alevleneceği, görüş ve fikir ayrılıklarının daha da derinleşeceği bir dönem yaşayacağını öne süren Bahçeli, kümeleşme, kutuplaşma ve ayrı ayrı saflarda toplanma eğilimlerinin gittikçe genişleyeceğini, gittikçe içinden çıkılmaz bir hal alacağını savundu. Bahçeli, "Önümüz hem iklim bakımından, hem de siyasi şartlar açısından kara kıştır" diye konuştu. 

Bahçeli, şunları kaydetti: 

"Muhtemeldir ki siyasal, toplumsal, ekonomik alanlardaki tehlikeli gelişmeler bir sağanak gibi gelecektir. Nihayetinde Türkiye, AKP’yle uçurumun sıfır noktasına kadar getirilmiştir. Başbakan Erdoğan savaş kaybederek esir düşmüş, eli ve zihni kelepçeli, kararları ve niyetleri hasarlı milli onur yoksunu yöneticilerin tıpkısı, aynısı haline gelmiştir. Nitekim bunun en yakın örneğini yaz ayları süresince PKK’dan gelen tehdit ve hakaretleri sineye çekmesinde, ilaveten bölgesel meselelerdeki bulanık ve başkalarının menfaatini gözeten talihsiz adımlarında görmek mümkün olmuştur. Başbakan Erdoğan’ın kalbi, kararları, feraseti ve siyasi kişiliği PKK, İmralı canisi ve küresel güç merkezleri tarafından makasa alınmıştır. İşin tuhaf tarafı düştüğü halin ne denli içler acısı olduğunu henüz kavrayamamasıdır." 

Son dönemde yaşanan bunalımların, gerginlik ve skandalların ortak akıl ve sağduyu ile bir fırsat penceresine dönüştürülmesi için henüz vakit olduğunu belirten Bahçeli, çalkantılar içinde sarsılan Türkiye’nin durulmasını sağlayacak ve Türk milletinin gerçek gündemine dönülmesini mümkün kılacak yolların henüz tükenmediğini söyledi. 

Hala az da olsa umut ateşinin yandığını kaydeden Bahçeli, "Bu bakımdan TBMM`nin, milletimizin gerçek sorun alanlarını mümkün olabilecek en geniş tabanlı bir mutabakat ve katılımla ortadan kaldırması acil bir ihtiyaçtır. Bilhassa TBMM’de temsil edilen partilerin, `temiz siyaset, temiz yönetim ve temiz toplum` idealine bağlılık konusunda ne derece samimi ve buna ne kadar bağlı oldukları gelecek günlerde daha da billurlaşacaktır" şeklinde konuştu. 

Bahçeli, demokrasinin bütün kurum ve kurallarıyla fonksiyonel hale gelmesinin, milli varlığı parçalamaya yönelik karanlık senaryoların mağlup edilmesinde çok önemli katkı sağlayacağını belirtti. Bahçeli, "Parti olarak bugünkü darboğazın, bugünkü sağlıksız ve istikrasız tablonun, demokratik rejimin meşru zeminlerinde, kuruluş ilkelerimizin ahlaki ölçülerinde, dünden miras aldığımız milli ilkeler boyutunda aşılabileceğine yürekten inanıyoruz. İstendikten sonra, Türkiye’nin önünü kesmeye kimsenin gücü yetmeyecektir. İstendikten sonra, Türkiye’yi kimse tutamayacak ve durduramayacaktır. Birlik ve beraberlik ruhu sağlamlaştıktan sonra Türk milletinin yükselmesine kimse mani olamayacaktır. Yeter ki, bu Meclis çatısı altında Türk milletinin müşterek milli değerlerine sadakat gösterilsin, yeter ki milli hedeflerden en ufak bir sapma gösterilmesin, yeter ki milli kimlikten kimse gocunmasın" şeklinde konuştu. 

Milliyetçilikle demokrasinin ayrılamaz bir birlikteliği olduğunu ifade eden Bahçeli, "Başbakan milliyetçiliğe hasım olmakla, Türk milleti gerçeğine şaşı bakmakla teoride ve pratikte demokrasiye cephe almıştır. İşte böylesi bir zihniyet demokratikleşme paketleriyle milletimizin gözünü boyamaya, PKK taleplerini bir bir karşılayarak bölücülere ustalık gösterisinde bulunmaya kalkışmıştır. Evet, Başbakan ustadır, ama bölünme duvarının mimarisinde ustalaşmış ve uzmanlaşmıştır. Evet, Başbakan ustadır, ama gücü yeterse ancak ve ancak yıkımın ve çözülmenin ustalığıyla anılacak, bu leke de bozuk sicilini kapkara yapacaktır" diye konuştu. 

Bahçeli, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın dün açıkladığı demokratikleşme paketinin, her haliyle millet adına büyük bir utanç vesikası olduğunu öne sürdü. 

Paketin, usul ve esas bakımından antidemokratik olduğunu, demokrasinin ruhu ve lafzıyla çeliştiğini savunan Bahçeli, "Başbakan Erdoğan, bu paketi, gerçekten de Türkiye’nin demokratikleşme tarihinin, özellikle de son 11 yıllık buhran döneminin tabii bir sonucu olarak görüyorsa; bu demektir ki, aklını Kandil’de, zekasını da İmralı’da kaybetmiştir" dedi. 

Paket hazırlanırken kimsenin fikrinin sorulmadığını, AK Parti milletvekillerinin dahi haberinin olmadığını ifade eden Bahçeli, "paketin PKK’nın emrivakilerini, tehditlerini, bölücü oburluğunu ve kan tutkusunu tatmine yönelik olarak kaleme alınmasının" daha da yürek burkucu olduğunu söyledi. Bahçeli, "Görünen odur ki Başbakan Erdoğan vicdan tapusunu, iradesinin şifrelerini PKK’ya ve İmralı canisine siyasi ikbal uğruna haraç mezat satmıştır" diye konuştu. 

Bunun altından kolay kolay kalkılmayacak bir ayıp ve rezalet olduğunu öne süren Bahçeli, şunları söyledi: 

"Açıklanan paketten yüzü gülecek, içten içe sevinecek bölücü zümre ve küçük bir azınlık dışında kaç kişi vardır? Türk milleti inim inim ağlarken, elindeki avucundakini borca ve hayat pahalılığına teslim etmişken, üstelik kimliği hedef alınmışken kimin sevinecek ve havalara uçacak hali kalmıştır?Başbakan hangi gezegende yaşamaktadır? Yeni bir ütopya kitabı mı yazmakta, burayı da güneş ülkesi mi sanmaktadır? 

Başbakan, duyunca hepimize ‘pes doğrusu’ dedirtecek bir beyanda daha bulunmuştur. Buna göre açıklanan demokratikleşme paketiyle şehitlerimizin arzularını yerine getirdiklerini hiç yüzü kızarmadan, en ufak çekinme, mahcubiyet hali göstermeden dile getirmiştir. Ne zamandan beridir PKK’nın taltifi, ödüllendirilmesi ve dayatmalarının karşılanması aziz şehitlerimizin arzusudur? Sayın Başbakan, sende hiç mi vicdan, hiç mi akıl, hiç mi erdem kalmamıştır? Eli ve vicdanı kanlı katillere müjde verilmesini, şehitlerimizin, şehit analarının ve yakınlarının arzusu olarak lanse etmek kendini bilmezliğin dik alası değilse nedir?" 

Bahçeli, Başbakan Erdoğan`ın muhalefet partilerini tanzime yeltendiğini savunarak, "Demokratik adap ve terbiyede, kendi dışındaki partilere ayar vermek, iftiralarla, dayanaksız sözlerle yer hatırlatmak var mıdır? Başbakan Erdoğan’ın, PKK’ya övgüler yağdırdığı, İmralı canisine methiyeler düzdüğü iki dudağından, Milliyetçi Hareket Partisi’ne nasihatler çıkarması, şişeden fil çıkması kadar hezeyandır, akıl dışılıktır" dedi. 

Erdoğan`ın "korkaklar zafer anıtı dikemezler" sözünü de hatırlatan Bahçeli, "Başbakan, bırakın anıt dikmeyi, işler ters gittiği anda, bu da çok uzak değildir, BOP hesabından kesilen bir biletle soluğu okyanus ötesinde zor güç alacaktır" diye konuştu. 

Demokratikleşme paketinin terör örgütünün dayatmalarının klasik, bildik ve ezberlenmiş bir yansıması olduğunu savunan Bahçeli, paketin pazarlıkların sonucu olduğunu iddia etti. 

Devlet Bahçeli, paketin terör örgütünün elinden, İmralı canisinin tezgahından geçtiğini, Akil İnsanlar Heyeti’nin raporlarıyla harmanlandığını öne sürerek, şöyle devam etti: 

"Demokratikleşme paketinde Türk milleti yoktur, TBMM iradesi yoktur, milletimizin beklentisi asla yer almamıştır. Başbakan Erdoğan, 11 yıl boyunca hiçbir reformu dayatmalarla, baskıyla, pazarlıkla açıklamadıklarını, millet ne dediyse, milletimiz için hayırlı olan neyse onu yaptıklarını yalandan medet umarak belirtmiştir. Acaba milletimiz, demokratikleşme paketinin neresine onay vermekte, nesini beğenmektedir? Açıktır ki bu ihanet ve teslimiyet belgesinin patenti teröristbaşı ve kanlı terör örgütüdür. Bölücü talepler Başbakan eliyle siyasete taşınmış, meşruiyet kazandırılmak istenmiştir." 

Demokratikleşme paketinin, özünde PKK’nın yıllardır beklediği hain isteklerin bir kısmı olduğunu ifade eden Bahçeli, bölücülüğün bir adım daha mesafe aldığını, özerklik, federasyon, konfederasyon ve bağımsız Kürdistan amacına biraz daha yaklaşıldığını söyledi. 

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç`ın da bundan sonra "densiz" ifadesini kolay kolay ağzına alamayacağını ifade eden Bahçeli, "Zira bir insanın kendine hakareti akıl hastalığı belirtisidir ki, Sayın Arınç henüz bu düzeye gelmemiştir" diye konuştu.

Terör örgütünün bölücü ve ayrılıkçı taleplerinin kısa, orta ve uzun vadeye yayılarak, Öcalan`ın yol haritasına göre şekilleneceğini belirten Bahçeli, "Başbakan`ın artık tek millet, tek devlet, tek bayrak ve tek vatan söylemlerinde ne denli samimiyetsiz olduğu netleşmiştir" dedi. 

Başbakan Erdoğan`ın, siyasi partilerde eş genel başkanlık sistemiyle, BDP’nin fiilen yürüttüğü bölücü ve otoriteyi sarsıcı modeli genele şamil kılma arayışına girdiğini savunan Bahçeli, "Oldu olacak Başbakan, resmiyette bunun ilk tecrübesini yapmalı, İmralı canisini partisine eş başkan olarak almalıdır" ifadesini kullandı. 

Demokratikleşme paketiyle, özel okullarda farklı dil ve lehçelerde eğitim verileceğinin anlaşıldığını da belirten Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü: 

"Bu, bal gibi ve apaçık biçimde anadilde eğitim onayıdır. Başbakan Erdoğan, PKK’nın, bölücü çevrelerin taviz vermediği bu zorlamasına boyun eğmiş, tarihi bir zilletin tarafı olmuştur. Oysaki aynı Başbakan, 15 Ağustos 2013 günü, Türkmenistan dönüşünde, anadil eğitimiyle ilgili sorulan bir soruya; `Resmi okullar için de ve özel okullar için de böyle bir çalışma yok. Ne getirir, ne götürür kimse düşünmüyor. Biz AK Parti olarak ülkemizi bölecek konular üzerinde adım atmayız` cevabını vermiştir. Başbakan Erdoğan ne olmuştur da, çok değil, 45 gün içinde çark etmiş ve yeni bir iki yüzlülük destanı yazmıştır. Demek ki, PKK bu süre zarfında öyle boğazını sıkmış, öyle bunaltmıştır ki, Başbakan sonunda ipleri teröristlerin eline vermiş, bölünmeyi makul görmüştür. Anadilde eğitim Türk milleti için en ciddi açmazdır ve sonuçları ağır olacak, Türkiye’yi parçalanmaya götürecektir. Milliyetçi Hareket Partisi olarak bunu kabullenmemiz kesinlikle mümkün olmayacaktır." 

Bahçeli, köylerin eski isimlerini yeniden almasının da söz konusu olacağını anlatarak, "Bu da açık seçik bir şekilde PKK’ya verilen ödün olup, Türkiye’nin üniter milli yapısına kast eden bir hazırlıktır" dedi. 

Erdoğan`ın, Roman Dil ve Kültür Enstitüsü kurulması ve roman konutlarından bahsettiğini de anımsatan Bahçeli, "Bu nasıl bir ayrımcılıktır ki Roman kardeşlerimiz sanki toplumun dışında, milletin yabancısı gibi gösterilmeye çalışılmaktadır?" diye sordu. 

Devlet Bahçeli, ilkokullarda okutulan "Andımız"ın kaldırılması hazırlığının büyük bir ahlaksızlık olduğunu öne sürerek, sözlerini şöyle tamamladı: 

"Başbakan Erdoğan ve zihniyeti, her sabah yavrularımızın, Türk’üm demelerinin, doğruyum diye haykırmalarının, çalışkanım diyerek seslenmelerinin neresinden rahatsızdır? Sayın Başbakan bölücü terör örgütü bu kadar mı gözünü korkuttu, bu kadar mı aklını başından aldı? Yarın çocuklarımızın aileleri okulları sardığında, hep bir ağızdan Andımızı okuduğunda Başbakan ve hükümeti ne yapacak, mesela bunlara da gaz sıkacak kadar gözü dönecek midir? Bu karanlık kampanya dikiş tutmayacak, yavrularımızı ve geleceğimizi PKK’ya havale etme, peşkeş çekme sinsiliği Allah’ın izniyle maya tutmayacaktır. Ve sizlerin huzurunda Andımızın son satırlarını yüksek sesle okuyarak konuşmamı bitirmek istiyorum: Varlığım Türk varlığına armağan olsun. Ne Mutlu Türküm Diyene." dedi.


ABDULLAH ORTAÇ-ANKARA


7.6° / 3.3°
  • BIST 100

    9549,89%1,94
  • DOLAR

    34,47% -0,02
  • EURO

    36,21% 0,61
  • GRAM ALTIN

    2956,62% -1,61
  • Ç. ALTIN

    5031,94% 0,00