İçişleri Bakanı Muammer Güler, çözüm sürecine ilişkin çok önemli açıklamalarda bulundu.
İçişleri Bakanı Muammer Güler, çözüm sürecine ilişkin çok önemli açıklamalarda bulundu.
İçişleri Bakanı Muammer Güler, gündeme ilişkin sorulara cevap verdi. Bir yıldır şehit haberi alınmadığı hatırlatılarak, süreçle ilgili ne gibi çalışmalar yapıldığı sorusu üzerine, Bakan Güler, çözüm sürecinin bu topraklardaki bin yıllık kardeşliğe sahip çıkma ve bu kardeşliği geleceğe taşıma, toplumdaki beraber yaşama iradesini daha güçlü tutmaya yönelik bir proje olduğunu söyledi.
Bakan Muammer Güler, Şunları söyledi:
"Bir kısım insanlar da bundan rahatsız olabilir. Bu sürecin böyle devam etmesini istemeyenler olabilir. Eski alışkanlıklarını sürdürmek isteyen, eski rant alanlarını kaybetmek istemeyenler olabilir. Bölgede, bizim de üzerinde durduğumuz ve güvenlik önlemleriyle tedbirler almaya devam ettiğimiz, tehdit, HES inşaatlarına, kamu yatırımlarına yönelik rahatsızlık verici çalışmalar, şehir içinde asayiş olaylarında belli arayışlar... Bunların hepsi sonlanacaktır. Bu ortam, yumuşama ortamı, normalleşme ortamı içerisinde hepsi belli bir noktada sona erecektir ve sona ermek zorundadır. Bu süreci baltalamak isteyenler bunun vebali altında kalırlar. Biz bu süreci sürdürme niyetindeyiz ama kim bu süreci baltalamaya kalkarsa bunun da sorumluluğunu hem bölge halkına karşı, hem de tabanına karşı, herkese karşı üstlenmek durumunda kalır. Herkesi bu anlamda sorumluluk bilinciyle davranmaya ve sağduyulu bir şeklide söylediklerimi hayata geçirmeye davet ediyoruz. Bu anlamda bizim de devlet olarak vatandaşın can ve mal güvenliğini sağlamak gibi çok önemli bir görevimiz var."
Bir yıldır şehit haberi alınmadığı hatırlatılarak, süreçle ilgili ne gibi çalışmalar yapıldığı sorusu üzerine, Bakan Güler, çözüm sürecinin bu topraklardaki bin yıllık kardeşliğe sahip çıkma ve bu kardeşliği geleceğe taşıma, toplumdaki beraber yaşama iradesini daha güçlü tutmaya yönelik bir proje olduğunu söyledi.
"İnanıyorum ki sorunlarını çözen bir Türkiye, ortak geleceğini çok daha güçlü bir şekilde inşa edecektir. Çünkü bu terör belası Türkiye`nin önünde bir ayak bağıdır. Bunun öncelikle çözüme kavuşturulması lazım" diyen Bakan Güler, hükümetin yılların birikimi olan bu sorunlara çözüm geliştirip risk üstlenerek çözmeye yönelik bir yaklaşımda bulunduğunu anlattı.
Güler, "Çözüm süreciyle beraber, terör sorununu bitirmeyi amaçlarken bütün halkımızın refahını ve mutluluğunu amaçlayarak böylesine bir sabır ve samimiyet içinde yola çıktık" dedi.
Vatandaşların, çözüm sürecinin getirdiği ortamın, yumuşama, normalleşme ikliminin hakim olduğu havayı solumanın bile mutluluğunu yaşadığını belirterek, bölge milletvekili olarak o bölge insanının yüzde 90`ın üzerinde çözüm sürecine desteğini gördüğünü bildirdi.
İçişleri Bakanı Güler, şöyle konuştu:
"Bunun mutlaka bir anlamı olmalı. Bunun ilgililere, hükümete, bütün siyasi partilere, bölgede siyaset yapan aktörlere, oradaki kanaat önderlerine, sivil toplum kuruluşlarına ve o bölgede rol almak durumunda olan, kendini o bölgeyle ilgili politikaları oluşturmakla yetkili gören kim varsa... Hatta Ortadoğu`daki bütün diğer aktörleri de, bölgesel aktörleri de, uluslararası aktörleri de etkiliyecek, onlara da mesaj olarak bir yaklaşımdır bu benimsenme oranı.
Elbette yıllardan beri gelen her cenaze her bir ocağa ayrı acılar düşürdü ve toplumsal gerginliği maalesef daha uç noktalara çekti, toplumsal ayrışmayı derinleştirdi. Bu ileride duygusal kopuş anlamına gelecek bir ortamı da beraberinde getirir. Sürekli kavga, sürekli acılar, sürekli kan, göz yaşı, terör, her gün cenaze, her gün şehit cenazesi... Bu kaldırılabilecek, sürdürülebilecek bir durum değildir. Bunun güvenlik politikalarıyla da sürdürülebilecek bir yanı yoktur. Birlikte yaşama iradesi bir toplumu ayakta tutan en önemli unsurdur. Yani farklılıklarınız da olabilir, ama yıllardan beri bizim, aynı devletin eşit yurttaşları olarak bir arada bulunmayı istiyorsak birlikte yaşama irademiz olacak."
Güler, devletin vatandaşı ile kucaklaşmasının, yatırımların da o bölgede farklı bir konuma gelmesine sebep olduğunu belirterek, havaalanları, sulama, enerji, yol, okul hastane projeleri bulunduğu anlattı.
Mardin Milletvekili olduğunu hatırlatan Güler, sıralamada Mardin`in bir çok ilinden çok daha geride bir vilayet olarak görülebileceğini ancak ilin 2002 yılında eskisine göre 9,5 trilyon olan kamu kaynaklarından aldığı payın, bugün yine eski rakama göre 1,5 katrilyon olduğunu söyledi. Güler, 2002`den bugüne bakıldığında neredeyse 170 misli bir kaynak aktarıldığının görüldüğünü, benzer oranların diğer iller için de mümkün olabileceğini ifade etti.
Bu kaynak payının devletin bölge halkına verdiği önemi ifade edeceğini dile getiren Güler, "Bu bölgelerde huzurla yaşanırsa, istikrar ortamı oluşursa, oraya gelecek yatırımlarda da büyük bir artış olur" diye konuştu.
"Sürdürülebilir politikalar önemli"
Alınan tedbirlerin, politikaların sürdürülebilir olmasının önemli olduğuna işaret eden Güler, herkese düşen görevler bulunduğunu bildirdi.
Güler, şöyle konuştu:
"Bir kısım insanlar da bundan rahatsız olabilir. Bu sürecin böyle devam etmesini istemeyenler olabilir. Eski alışkanlıklarını sürdürmek isteyen, eski rant alanlarını kaybetmek istemeyenler olabilir. Bölgede, bizim de üzerinde durduğumuz ve güvenlik önlemleriyle tedbirler almaya devam ettiğimiz, tehdit, HES inşaatlarına, kamu yatırımlarına yönelik rahatsızlık verici çalışmalar, şehir içinde asayiş olaylarında belli arayışlar... Bunların hepsi sonlanacaktır. Bu ortam, yumuşama ortamı, normalleşme ortamı içerisinde hepsi belli bir noktada sona erecektir ve sona ermek zorundadır. Bu süreci baltalamak isteyenler bunun vebali altında kalırlar. Biz bu süreci sürdürme niyetindeyiz ama kim bu süreci baltalamaya kalkarsa bunun da sorumluluğunu hem bölge halkına karşı, hem de tabanına karşı, herkese karşı üstlenmek durumunda kalır. Herkesi bu anlamda sorumluluk bilinciyle davranmaya ve sağduyulu bir şeklide söylediklerimi hayata geçirmeye davet ediyoruz. Bu anlamda bizim de devlet olarak vatandaşın can ve mal güvenliğini sağlamak gibi çok önemli bir görevimiz var."
Güler, "terör örgütüne katılımın devam ettiği ve terör örgütü mensuplarının sınır dışına çıkışlarının beklenen oranda olmadığı" yönündeki değerlendirmelerin hatırlatılması üzerine, şunları söyledi:
"Silahlı unsurların yurt dışına çekilmesi konusundaki yaklaşım şu anda yüzde 15- 20`ler seviyesini aşmadı. Tabii belli oranda örgüte katılımları da sürdürmeye yönelik gayretler var ama söylediğim gibi, bir yandan demokratik talepleri sürdürüp, bir yandan da silahlı örgütle olan münasebetlerinizi sürdürmek, çözüm sürecinin ruhuna uygun değil. Hep ifade ediyorum, `bir elim demokratik taleplerde, bir elim silahta` veya `işte efendim silahı bıraktım ama tetiği parmağımda, her an bunu çekeceğim` şeklindeki bir yaklaşım bunun ruhuna uygun değil."
Bakan Güler, TBMM`de AK Partili 4 kadın milletvekilinin başörtüsüyle görev yapmasıyla ilgili şöyle konuştu:
"Bakın TBMM`de partilerimizin üzerinde artık uzlaşıp, yeni bir kavga ortamı yaratmadan, gerginlik imkanı verilmeden, eleştirel bazı konular da olsa bunlar demokrasinin gereğidir, bu yaklaşımı da normalleşme ortamı olarak değerlendiriyorum. Onun yansıması olarak görüyorum, çözüm süreci beraberinde bir normalleşme getirecek ki toplumun bu konudaki iradesi ortaya çıkmış olsun. Toplum giderek, normalleşerek bu sorunları aşabilir diye düşünüyoruz."dedi.
BAKAN GÜLER KORUMA MEMURLUĞU HAKKINDA AÇIKLAMLARDA BULUNDU
Koruma memurluğu Bakan Güler, hassas yerlerin, binaların, tesislerin, kişilerin korunmasıyla ilgili emniyet hizmetleri sınıfı içerisinde "koruma memurluğu" adı altında yeni bir sınıf oluşturduklarını hatırlattı.
Bu konudaki çalışmalarını tamamladıklarını belirten Güler, Bakanlar Kurulu`na sunmayı planladıklarını bildirdi.
Koruma memurlarında fiziki niteliklerin ön plana çıktığını, polisi koruma işiyle meşgul etmek istemediklerini vurgulayan Güler, "Bunlar statlarda korunacak görevleri de üstlenecek. Bugün polisimizin değişik ihtisas alanları var, 253 bin kişilik bir teşkilatın 30 bine yakın bölümünü biz binalarla, tesislerle, kişilerle veya özel güvenliğin yapamadığı yerlerdeki alınan tedbirlerle meşgül ediyoruz. Halbuki polisin başka ihtisas alanları var" diye konuştu.
En az lise mezunu, 172 metre boyundaki erkeklerle, 165 metre boyundaki kadınların koruma memurluğuna başvurabileceğini ifade eden Güler, sınav tarihinin belirlenmesi için ilgili kanunun çıkmasını beklediklerini söyledi.
Güler, "Bizim niyetimiz yıl sonuna kadar, tabii bütçe görüşmelerindeki takvimi de dikkate alarak en kısa zamanda, Bakanlar Kuruluna sunarak, kanunlaştırmak istiyoruz. Hemen 2014`ün başından ilk fırsatta 4 aylık bir eğitim, 2 aylık da tatbiki bir eğitim olmak üzere ilk planda 10 bin kişiyi bir yıl içinde düşünüyoruz. Maaşları polislerden çok az farklı olacak. Arkadaşlarımız 6 yıllık başarılı görev sürelerini bitirirlerse polis de olabilecekler" dedi.
ARTUKLU HABER AJANSI-ANKARA
9367,77%3,72
34,58% 0,33
36,23% 0,01
2987,83% 0,88
4956,37% 0,00