İçişleri Bakanı Muammer Güler, "Gezi Parkı`na ilişkin bu protestolar maalesef amacını aşan bir boyuta da yönelmiştir" dedi.
Güler, Taksim Gezi Parkı olaylarıyla ilgili düzenlenen gösteriler sırasında Adana`da ağır yaralanan ve kaldırıldığı hastanede kurtarılamayarak şehit olan Mustafa Sarı`nın cenaze törenine katılmak için geldiği Adana`da, Emniyet Müdürlüğünü ziyaret etti.
Güler, gazetecilere yaptığı açıklamada, şehit komiserin acısını, ailesi ve çalışma arkadaşlarıyla paylaşmak üzere geldiğini belirterek, komiser Sarı`yı böylesi bir kaza sonucu kaybetmenin üzüntüsünü yaşadıklarını söyledi.
Komiser Sarı`ya Allah`tan rahmet, ailesine, yakınlarına ve çalışma arkadaşlarına, Osmaniyelilere, Adanalılara, emniyet teşkilatına ve tüm vatandaşlara başsağlığı dileyen Güler, şunları kaydetti:
"Sizlerin de bildiği gibi halen ülke gündemini meşgul eden İstanbul Taksim Gezi Parkı düzenlemesine karşı başlayan protesto eylemlerinin, son günlerde ciddi provakasyonlarla toplumsal olaylara ve bazı yerlerde çatışmalara sebep olduğunu görüyoruz. Başlangıçta, toplumun anayasada açıkça belirtilen haklar çerçevesinde ve ifade özgürlüğü dahilinde bir takım protesto eylemleri olarak başlayan bu hareketlerin bazı grup ve örgütlerin provakasyonları sonucu maalesef kolluk kuvvetleriyle çatışma ve kolluk kuvvetlerine yönelik saldırı başta olmak üzere kamu kurumlarına, bazı kuruluşlara, araçlara, kamu mallarına, özel şahıslara ait mallara yönelik şiddet içerikli eylemlere dönüştüğü ve sosyal alanların tahrip edilmesi, araçlara zarar verilmesi gibi üzücü hadiselere sebep olduğu görülmektedir."
"Vatandaşların arasına karışan provakatörler"
Güler, eleştiri hakkını kulllanmak isteyen vatandaşların arasına karışana provakatörlerin, onları kullanarak, o kalabalıklardan istifade ederek veya bazen de galeyana getirerek, bu eylemleri amacından çıkardığını, halkı polisle karşı karşıya getirdiğini gözlediklerine dikkati çekti.
Eylem alanlarında bunlar yaşanırken, özellikle de sosyal medyada yanlı, yönlendirici, yine provakatif paylaşımların olayların büyümesine sebep olunduğunun görüldüğünü belirten Güler, şöyle devam etti:
"Bunları özellikle de vatandaşlarımızın dikkatine sunmak istiyorum. İşte böylesine müessif bir olay sonucu yine bu tür protestoların kanunsuz eylemlere dönüşmesi ve bunun hemen akabinde de polisin kamu düzenini sağlamak için gerekli tedbirlere yönlenmesi sonucu bir kardeşimizi, arkadaşımızı maalesef kaybetmiş bulunuyoruz. Elbette yalnız polis veya emniyet teşkilatı mensuplarımız değil, bu hadisede sivil vatandaşlarımızı da kaybettik. Antakya`da Abdullah Cömert kardeşimizi, yine İstanbul`da bir kardeşimizi bir trafik kazası sonucu kaybettik. Bunların hepsi bu tür karışıklıkların, gösterilerin sonucunda oluşan kaos ortamının yarattığı sıkıntılardır."
Güler, hastanelerde yatmakta olan, yoğun bakımda tedavileri süren vatandaşlar ve çok sayıda yaralanmış emniyet teşkilatı mensubu olduğunu belirterek, acil şifalar diledi. Hayatını kaybedenlere Allah`tan rahmet dileyen Güler, şunları kaydetti:
"Gezi Parkı`na ilişkin bu protestolar maalesef amacını aşan bir boyuta da yönelmiştir. İçeriden ve dışarıdan yoğun bir bilgi kirliliğiyle, ajitasyonla, yönlendirmeyle toplumsal tabanda derin yaralara yol açabilecek provokasyonlar da ortaya çıkarmaktadır. Hayatını kaybeden arkadaşlarımızın yarattığı acıyı bunların önemli bir örneği olarak gösterebiliriz. Hukuksuzluğu meşrulaştırma bir diğer boyutudur. Bir de toplumsal düzeyde bir çatışma ortamı yaratılmak ve bu ortam içerisinde karşı şiddeti de davet ederek, kaos ortamını genişletmek. Bu maalesef provakasyonların en temel olarak kullandığı araçlar. "
"Sağduyulu davranmaya davet ediyorum"
Güler, Adana ve Hatay gibi bölgelerde başka hassasiyetler de kaşınarak, toplumsal gerginliğin tırmandırılmaya çalışıldığını gördüklerini vurgulayarak, "Başta sayın valilerimiz olmak üzere bütün güvenlik güçlerimiz, polisimiz, jandarmamız, sahil güvenlik teşkilatımız, bütün kamu kuruluşları büyük bir dikkatle bu konuyu izliyoruz. Ben artık bu işlerin protesto boyutunu aşan bu gösterilerin bir an önce sonlandırılması için sağduyulu davranmaya herkesi davet ediyorum" diye konuştu.
Hükümetin temel hak ve özgürlüklerin, ifade hürriyetinin en iyi şekilde kullanılması için elinden gelen bütün gayreti gösterdiğini ve göstermeye devam edeceğini bildiren Güler, özgürlük alanlarının genişlediği en önemli dönemin son 10 yıllık dönem olduğunu söyledi.
Demokratikleşme adımları atıldıkça, demokrasinin standartları yükseltildikçe bu alanların daha da açılacağını anlatan Güler, şöyle devam etti:
"Kaos alanlarından kimse bir şey elde edemez. Elde edilecek şeyin kimseye hayrı olmaz. Önemli olan siyasetin meşru zeminini, hukuki zeminini kaybetmemektir. Ben Adana`da da, bu anlamda Hatay`da da bu tür faaliyetlerin Osmaniye`de daha az olmakla beraber geldiği boyutları en alt seviyeye çekmek için arkadaşlarımızın, valilerimizin, güvenlik güçlerimizin büyük gayret sarf ettiğini, yöre milletvekillerimizin bu olayların dindirilmesi için önemli çabalar gösterdiğini, iktidarıyla muhalefetiyle tam bir anlayış içerisinde ve bizi getirmek istenen o çekişme ortamını derinleştirmemek için gayret sarf ettiklerini biliyorum. Genel kanaat önderlerinin, yerel yöneticilerin de bu böyle bir çaba içinde olduklarını biliyorum. Her seviyedeki vatandaşımızın sorumluluk içerisinde bu olaylarda Türkiye`nin geleceğine, marka değerine, büyüyen Türkiye`nin, bölgede güçlenen Türkiye`nin imajına zarar vermeyecek bir yaklaşımı sergilemelerini bekliyorum."
Güler, Türkiye`de doğacak kargaşa ve kaosun, herkesi doğrudan ve aynı şekilde etkileyeceğini belirterek, "Hak kullanımına evet, ama meşruiyet dışına çıkan hiçbir harekete de, yağmalamaya, kamu malına zarar vermeye, özel şahısların özgürlüklerini kısıtlamaya varacak davranışlara da tabii ki hayır demek zorundayız. Bu sadece bizim söyleyeceğimiz bir şey değildir. Meşru zeminde herkesin söylemesi gereken bir sözdür, bir davranıştır. Bu anlamda tabii ki böylesine bir müessif olay sonucu kaybettiğimiz, 27 yaşında pırıl pırıl bir evladımız. Eşinin 5 aylık hamile olması acımızı daha da derinleştirdi" dedi.
Hayatını kaybeden sivil vatandaşların da acısının yüreklerinde olduğunu vurgulayan Güler, "Bunların bir an önce sonlanmasını istiyoruz. Tekrar milletimizin başı sağolsun. Adana Emniyet müdürümüze, çalışma arkadaşlarına da ayrı ayrı başsağlığı dileklerimi iletiyorum. İnşallah bu olaylar bir daha tekerrür etmez" diye konuştu.
Güler, güvenlik güçlerinin zor şartlarda görev yaptığının bilincinde olduklarını bildirerek, "Daha dikkatli, daha özenli, bütün hassasiyetleri gözeten bir yaklaşımla gece gündüz görevlerini yerine getirmek için çalışan emniyet teşkilatının, jandarmamızın ve sahil güvenlik teşkilatlarımızın bütün görevlilerine teşekkür ediyorum. Onların her zaman yanında, beraberinde olacağız. Ama özgürlük ve güvenlik dengesini de koruma anlamındaki hassasiyetimizi de sürdüreceğiz. Vatandaşlarımızın da haklarını ve hürriyetlerini kullanma konusundaki çabamız da devam ettiği kadar, kamu düzeninin korunması anlamındaki gayretlerimizi de sürdürmeye devam edeceğiz" ifadesini kullandı.
"Kanuni gereği elbette yapılacaktır"
Güler, bir gazetecinin "Türkiye Barolar Birliği heyetinin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül`ü ziyaretinde polisi şikayet ettiği" yönündeki sorusuna ise şu yanıtı verdi:
"Bu tür toplumsal olaylarda elbette ki geniş çatışma ortamlarının olduğu alanlarda polisin zor kullanma yetkisini kulandığı alanlarda yanlışlıklar, eksiklikler olabilir. Biz olayı sadece bir kesimin üzerinde onun yaptığı bir eylemmiş gibi taktim etmeye çalışırsak, bu sorumlulukları sadece bir kesim üzerinden yürütmeye çalışırsak bunun sonucunu alamayız. Kim hangi sorumluluk seviyesinde görevini ihmal etmişse, yapmamışsa onun gereği yerine getirilir. Ama ben özellikle polisi halkla karşı karşıya getirmeyecek, polisi güç kullanmaya zorlamayacak bir yaklaşımın da sergilenmesini istiyorum. Vatandaşlarımızdan talebimiz budur. Elbette biz şu anda konuyu inceletiyoruz. Kanuni gereği elbette yapılacaktır. Ama polisimizin hangi şartlarda, hangi zorluklar içerisinde bu görevi yaptığının anlaşılmasını, bu konuda olumlu bir yaklaşım sergilenmesini, herkesin kendine düşen sorumluluğu da yerine getirmesini bekliyoruz. Biz bu konuda gerekli incelemeleri yapıyoruz ama toplumun her kesimine bu anlamda sağduyuyla, aklıselimle hareket etmesi konusundaki telkinlerini de bekliyoruz."
Bir gazetecinin DHKP/C terör örgütü üyesi Bulut Yayla’nın yakalanmasıyla ilgili sorusunu yanıtlayan Güler, şunları söyledi:
"31 Mayıs günü Edirne`nin Karaağaç ilçesinde 06.00 saatlerinde şüpheli bir şahsın sorgulanması sonucunda araştırma yapıldı. Bu şahsın DHKP/C terör örgütü üyesi Bulut Yayla isimli şahıs olduğu, gençlik yapılanmasında eğitim gördüğü, terör örgütünün üst düzey sorumluları ile irtibat halinde bulunduğu, 2012 yılında DHKP/C terör örgütü ile ilgili yapılan geniş bir operasyon sonucunda firari olarak aranmakta olduğu, Avrupa’da silah ve özellikle bomba eğitimi aldığı, yurdumuza kaçak yollarla girerek muhtemelen kolluk güçlerine veya yabancı temsilciliklere bombalı bir saldırı yapma ihtimali olduğu belli olmuştur. Bu illegal girişleriyle de kendisi daha önceki suçlardan aranmış olması da tahkikat konusu yapılarak 3 Haziran günü de adli mercilerce tutuklanmıştır. Konu budur.”
Ziyarette Emniyet Genel Müdürü Mehmet Kılıçlar, Adana Valisi Hüseyin Avni Coş, Osmaniye Valisi Celalettin Cerrah, AK Parti Adana Milletvekili Mehmet Şükrü Erdinç, Adana Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Zihni Aldırmaz, AK Parti Adana İl Başkanı Ziyaeddin Yağcı da hazır bulundu.
Güler, daha sonra cenaze törenine katımak üzere Osmaniye`ye hareket etti.