Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, ``Şimdiye kadar 5 bine yakın holigan, yargı kararıyla futbol maçlarını izlemekten men edildi ama bu kararın uygulanabilmesi için elektronik bilet uygulaması ve kameralı güvenlik sistemine geçilmesi şart`` dedi.
Bakan Kılıç, Türkiye Binicilik Federasyonu tarafından Ankara Atlı Spor Kulübü`nde düzenlenen Başbakanlık Kupası Engel Atlama Yarışmaları`nı izledi. Organizasyon kapsamında ilk kez bu yıl yapılan Gençlik ve Spor Bakanlığı Fair Play Kupası yarışmasını da seyreden Kılıç, açıklamasında, biniciliğin ata sporu olduğunu belirtti. Kılıç, "Bu yüzden bu ülkenin gençlerinin atla barışık bir hayat sürmesi ve binicilik sporuna yönelmesi gerek. Yaklaşık 40 yıldır el değmeyen Ankara Atlı Spor Tesisleri`ni baştan sonra yeniledik. Ata, insana ve binicilik sporuna yatırım yapmaya devam ediyoruz`` diye konuştu.
Açıklamasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Kılıç, 6222 sayılı Kanunun, önceki yıllarda neden uygulanamadığına ilişkin soruyu, şöyle yanıtladı:
"Kanunun uygulanamadığını söylemek doğru olmaz. Kanunun uygulanan parametreleri dışında teknik gereklilikler icap ettiren başka bazı parametreleri var. Bunların henüz tam manasıyla yerine getirilmediğini söyleyebiliriz. Bunlardan bir tanesi kameralı güvenlik sistemi. Türkiye Futbol Federasyonu, çalışmalarına devam ediyor. Kameralı güvenlik sistemi en kısa sürede tamamlanacak. Bir diğeri ise elektonik bilet uygulaması. Elektronik bilet uygulamasına da hızla geçilecek. Bu yönde yazılım ve donanım çalışmalarına devam ediliyor. Bunlarla birlikte kanunda yer alacak bir diğer konu seyirden men cezası. Şimdiye kadar 5 bine yakın holigan, yargı kararıyla futbol maçlarını izlemekten men edildi ama bu kararın uygulanabilmesi için elektronik bilet uygulaması ve kameralı güvenlik sistemine geçilmesi şart. Bu iki sistem olmadığında seyirden men cezası verilen holiganların stadyumlara girişini engellemek maalesef mümkün değil. Kanunda hapis cezaları var. Fakat bu hapis cezaları erteleme limitlerinin altında, yani hakimler tarafından holiganlar hakkında hapis cezası verilse bile 2 yıldan az süreli cezalar olduğundan erteleme kararı çıkıyor ve holiganlar elini kolunu sallayarak yeniden stadyumlara geri dönebiliyor."
"Bundan sonra çalışmalarımızda polis operasyonlarını sıklıkla görebileceksiniz"
Holiganizmin uygulanabilir hapis cezası gerektiren suçlar arasına dahil edilmesi yönünde Adalet ve İçişleri bakanlıklarıyla bir çalışma yaptıklarını vurgulayan Kılıç, şunları söyledi:
"Bundan sonra çalışmalarımızda polis operasyonlarını sıklıkla görebileceksiniz. Gereken durumlarda mahkemelerin daha sert kararlar aldığına tanıklık edebileceksiniz. Çünkü holiganizm, sporun en büyük baş belası, kadınları, gençleri ve çocukları stadyumlardan, salonlardan ve sahalardan uzaklaştıran spor düşmanı. Bunun önüne geçmek için hukuk devletinin meşru bütün güçleri, seferberlik halinde çalışma kararlılığındadır. Polisiyle, savcısıyla, hakimiyle ve diğer aktörleriyle birlikte herkes üzerine düşeni yapacak."
Kulüplere acilen taraftarlardan sorumlu yöneticiler belirlemeleri çağrısında bulunan Bakan Kılıç, kanunun ihlali halinde ağır yaptırımlarla takımlarının zarar görebileceğinini taraftar gruplarına anlatılması gerektiğini söyledi.
"Taraftar, sadece 2 haftada bir maça gelen, slogan atan, tezahürat yapan, gerektiğinde sahaya atlayan kişi değildir. Taraftar aynı zamanda spor yapan, sportif bir hayatı olan ve takımın diğer branşlarına ilgi duyan kişidir" diyen Kılıç, "Türkiye Cumhuriyeti devleti holiganizme geçit vermeyecek. 789 tane spor tesisini, 25 stadı holiganlara teslim etmek için yapmıyoruz. Türk sporuna ve Türk insanına fayda sağlamak için yapıyoruz`` ifadesini kullandı.
Kılıç, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan`ın ``referandumda 3 kişi bize ihanet etti`` yönündeki açıklamasına ilişkin soruya ise şu yanıtı verdi:
``Kim olabilir diye düşünüldü ama kesin kanıya varılacak bir çalışma yapılamadı. Anayasa değişiklik paketi referanduma götürüldüğünde oy vermeyenler, içimizden ya da dışımızdan demokratikleşmeye karşı çıkanlar, darbecilerin yargılanmasına karşı çıkanlar her kimse, net ve kesin cevabı referandumda milletten aldılar. TBMM`de tezahür etmeyen birliktelik, sandıkta Türk milleti nezdinde tezahür etti. Fakat kimlerdi, ne yönde oy kullandılar, gerekçeleri neydi, bunu kesin olarak o gün de bugün de bilmek mümkün olmadı. Herkesin demokrasiye inancı aynı düzeyde değil, ama siyasi partiler de dernek değil. Aynı görüşe inanmış insanların aynı hedefler doğrultusunda bir araya geldikleri yerlerdir siyasi çatılar. Bir siyasi partinin fikirlerini benimseyen insanların `kafama göre hareket ederim` deme hakları olmadığını düşünüyorum. Farklı fikirler söylenebilir ama günün sonunda partinin mensupları bir karar alır ve en muhalif olanı bile o karara saygı duyar. Parti olmanın gereği budur."dedi.
ARTUKLU HABER AJANSI