BAŞBAKAN DAVUTOĞLU, MHP GENEL BAŞKANI BAHÇELİ İLE GÖRÜŞTÜ

Başbakan Ahmet Davutoğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile görüştü. Bahçeli`nin Meclisteki makamında gerekleşen görüşme, 1 saat 40 dakika sürdü.

5.01.2016 13:55:50 0
BAŞBAKAN DAVUTOĞLU, MHP GENEL BAŞKANI BAHÇELİ İLE GÖRÜŞTÜ

Başbakan Ahmet Davutoğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile görüştü. 

Bahçeli'nin Meclisteki makamında gerekleşen görüşme, 1 saat 40 dakika sürdü. 

Davutoğlu'na görüşmede, Başbakan Yardımcısı Lütfi Elvan, AK PARTİ Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, AK PARTİ Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik ile AK PARTİ Grup Başkanvekili Naci Bostancı eşlik etti. 

Görüşmeye, Bahçeli ile birlikte MHP genel başkan yardımcıları Semih Yalçın ve Oktay Öztürk, MHP Genel Sekreteri İsmet Büyükataman ile MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural katıldı. 

MHP Genel Başkan Yardımcısı Oktay Öztürk, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'yi ziyaretinin ardından açıklama yaptı. 

Çok geniş bir gündemin söz konusu olduğunu, Başbakan Davutoğlu tarafından, Türkiye'nin içerisinde bulunduğu hassasiyetler ve yaşananların dile getirildiğini belirten Öztürk, görüşmede ağırlıklı olarak anayasa değişikliğinin ve AB uyum yasalarının gündeme geldiğini aktardı. 

Geçmişte kurulan Anayasa Uzlaşma Komisyonunun çalışmaları sonucunda 60 madde üzerinde anlaşıldığını anımsatan Öztürk, "Şimdi bizim teklifimiz, sanki süreç devam ediyormuşcasına mutlaka Anayasa'da değişiklik süreci başlatılmalı. 61. maddeden itibaren üzerinde konuşulmalı. Sayın Başbakan tarafından da bu kabul gördü" dedi. 

21. yüzyılda Türk Devleti'nin, Türk milletinin önünde engel teşkil edebilecek maddelerden Anayasa'nın arınması gerektiğini, en önemlisi de sivil inisiyatifin, sivil iradenin mührünü taşıyan bir anayasanın olması gerektiğini bildiren Öztürk, bu noktada hem fikir olduklarının ortaya çıktığını ifade etti. 
Öztürk, şunları kaydetti: 

"Anayasa değişikliği dikkate alınınca İçtüzükteki değişiklikler de gündeme geldi. İçtüzükle ilgili de bir komisyon çalışması vardı. Onun da kaldığı yerden devam etmesi noktasında teklifler oldu, temennilerde bulunuldu. 

Türkiye 93 yıllık bir parlamenter tecrübeye sahip. Parlamenter sistemin, süreç içerisinde aksayan ve ihtiyaç hissedilmeyen tarafları var ise bunlar mutlaka gözden geçirilmeli, parlamenter sistem güçlendirilmeli ve yolumuza böyle devam etmeliyiz düşüncesini ortaya koyduk. Sayın Başbakan tabii ki bu noktada 'Hayır, parlamenter sistem olmaz' gibi bir tabir kullanmadı. Ama başkanlık sisteminin de tartışılması gerektiğini, parlamenter sistemin artık ihtiyaca cevap vermediğini, bunun yerine başkanlık sistemini önerdiklerini, bunun tartışılması gerektiğini ifade etti. Biz her konuyu tartışmaya hazır olduğumuzu ifade ettik. Ama başkanlık sistemini zinhar kabul etmeyeceğimizi de ifade ettik. Tartışırız. Getirdikleri takdirde her konuyu tartışırız. Ama başkanlık sisteminden yana olmadığımızı, hele hele Türkiye'nin bugün içerisinde yaşadığı şartları dikkate aldığımız vakit böyle bir konuyu tartışmanın bile lüks olduğunu ifade ettik." 

Daha sonra gazetecilerin sorularını yanıtlayan Öztürk, başkanlık sistemiyle ilgili detaylara girilmediğini, parlamentoda bulunan bütün partilerin eşit şekilde temsil edildiği bir komisyon kurulmasının, geniş katılımla bir Anayasa değişikliği üzerinde çalışılmasının kararlaştırıldığını söyledi. 

AK PARTİ'nin, Anayasa Komisyonu'na 6 ay gibi bir çalışma süresi öngördüğünü belirten Öztürk, kendilerinin de bu konuya komisyonun kendisinin karar vereceğini söylediklerini aktardı. 

Öztürk, karar almalarda oy birliği veya oy çokluğu gibi hususların komisyon kurulduktan sonra kararlaştırılacağına işaret ederek, Anayasa değişikliği noktasında hassasiyetlerini gündeme getirdiklerini, Başbakan Davutoğlu'nun da "bu konularda herhangi bir sıkıntı olmadığını ifade ettiğini" bildirdi. 

Öztürk, "Anayasanın problemlere çözüm getirilmesini isterken devletin çözülmesine sebebiyet verebilecek adımların atılmasının karşısında olduğumuzu ifade ettik" dedi. 

"Sürecin içerisine HDP dahil olacak mi?" sorusuna Öztürk, "Parlamentoda bulunan bütün partiler olmalı. Biz 'flu bakıyoruz' dedik ama Sayın Başbakan ve partisi şimdi şaşı bakıyor. O nasıl olacak bilemiyorum. Parlamentoda bulunan bütün partilerin iştirak edebileceği bir komisyonu söyledik" karşılığını verdi. 

Genel Başkan Bahçeli'nin "komisyonda üye sayısının eşit olması gerektiğini" özellikle söylediğinin altını çizen Öztürk, görüşmede dokunulmazlıkların gündeme gelmediğini belirtti. 

Öztürk, "Terörle mücadelede kararlı olmaları gerektiğini, bize ihtiyaçları olduğu vakit, devletin huzura kavuşması, milletin geleceğe umutla bakması noktasında Mecliste üzerimize düşen her türlü görevi yapacağımızı ifade ettik. Yeter ki terörden kurtarılsın, terörle mücadelede kararlı olduklarını, biz de takip edeceğimizi söyledik" diye konuştu. 

Görüşmede başkanlık sistemine karşı olduklarını söylediklerine dikkati çeken Öztürk, "Görüşme kayıt altına alındı mı?" sorusuna, "Biz girişte 'basın mensuplarının ve kameralardan bir kısmının olabileceğini daha önce söylemiştik, istiyorsanız gelsin' dedik ama susarak baktılar, susarak cevap verdiler" dedi. 

Milletin ve devletin lehine olduğunu gördükleri noktada AB yasalarına destek vereceklerini ifade ettiklerini aktaran Öztürk, dokunulmazlıklar konusundaki tavırlarının ise gündeme geldiği zaman görüşüleceğini dile getirdi. 

Darbe yasalarının mevzuattan kaldırılmasının gündeme gelmediğini bildiren Öztürk, "Cumhurbaşkanı'nın Hitler Almanyası'nı örnek vermesini nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna, "Çok yanlış. Sayın Cumhurbaşkanını yanlış bilgilendirmişler ya da Sayın Cumhurbaşkanı kendisine verilen notu yanlış değerlendirmiş Böyle bir şey olmaz" yanıtını verdi. 

Öztürk, yeni bir görüşme için takvim belirlenmediğini vurgulayarak, yeni bir başkanlık modelinin de gündeme gelmediğini söyledi. Öztürk, "Biz eski başkanlık sistemini biliyoruz ki o 'seçilmiş kral' diye ifade ettiğimiz bir sistem" ifadesini kullandı. 

"Anayasa'dan Türk vatandaşlığının çıkarılması gündeme geldi mi?" sorusu üzerine Öztürk, "Hayır. Anayasa'nın ilk dört maddesinde ısrar ettiğiniz vakit o zaten korunmuş oluyor" diye konuştu. 

AK PARTİ Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Başbakan Ahmet Davutoğlu ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin Meclis'teki görüşmesinin ardından açıklama yapan Çelik, evsahipliği ve görüşmede gösterilen nezaket için Bahçeli ve heyetine teşekkür etti. 

Çelik, MHP Genel Başkanı Bahçeli'nin Türkiye'nin yeni bir anayasa ihtiyacı olduğunu vurguladığını ve yeni anayasa temelindeki çalışmalara olumlu baktıklarını söylediğini kaydetti. 

Ömer Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü: 

"Bu çerçevede uzlaşılan konu, geçmişte görev yapmış uzlaşma komisyonunun aynı formülle, daha önce mutabakata varılan maddeleri çoğaltmak suretiyle bir yeni anayasa yapacak aşamaya gelene kadar bir çalışma ortaya koymaları şeklindedir. Tabii ki bunun bir süresi olacak. Geçmişte Türkiye'de çok uzun yeni anayasa tartışmaları yapıldı. Pek çok yeni anayasa başlığı değerlendirildi. Pek çok taslak var. Ayrıca vatandaşın ayağına gidilerek yapılan çalışmalarla oluşmuş büyük bir müktesebat var. TBMM'nin sitesinde bunların çoğu yayınlandı. Bu açıdan bakınca müktesebatın hazır olduğunu ve sadece eyleme geçilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bu sebeple belli bir süre dahilinde bu uzlaşma komisyonunun yeniden faaliyete geçmesi ve çalışmaları tamamlaması uzlaşma noktalarından bir tanesi. Dolayısıyla artık anayasa değişiklikleri ile Türkiye'nin vakit kaybetmemesi gerektiği, yeni anayasa gündemi ile TBMM'nin çalışmalarını ele alması gerektiği konusunda bir uzlaşma var." 

Başbakan Davutoğlu'nun daha önceki komisyona verilen teklifte yer alan başkanlık sistemi önerisini gündeme getirdiğini, Bahçeli'nin ise güçlendirilmiş parlamenter sistemden yana olduklarını söylediğini bildiren Çelik, Davutoğlu'nun sistemlerin mekanizmalar üzerinden değil, sistemler yolunda temin etmek istenilen demokratik değerler üzerinden tartışılması gerektiğinin altını çizdiğini belirtti. 

Yeni anayasa tartışmalarında, temel hak ve hürriyetlerin daha çok nasıl garanti altına alınacağı, yargının bağımsızlığının ve tarafsızlığının daha çok nasıl sağlanacağı, kuvvetler ayrılığının daha çok nasıl gerçekleştirileceği, gerçek bir ileri demokrasinin en yüksek yazılı metin olan anayasa vasıtasıyla nasıl teminat altına alınacağı şeklindeki başlıkların AK PARTİ için esas olduğunu vurgulayan Çelik, şöyle devam etti: 

"Bu demokratik değerler üzerinden bir mekanizmanın tartışılması gerektiğini düşünüyoruz. Mekanizmaların sadece retorik düzeyinde, etiket düzeyinde tartışılması birtakım ön yargıların çarpıştırılmasından öteye gitmez. Tartışmalar hangisinin bu dediğimiz demokratik değerleri tahakkuk ettirecek bir anayasal modeli ortaya çıkarmaya muktedir olduğu düzeyinde yapılmalıdır. Bizim bu tartışmadan muradımız Türkiye'nin kuvvetler ayrılığının tam tahkim edildiği, denge denetim mekanizmalarının tam olarak kurulduğu, yargının bağımsızlığının ve tarafsızlığının garanti altına alındığı bir anayasal modelin ortaya çıkması yönündedir. Burada AK PARTİ olarak görüşümüz, bunun başkanlık sistemi üzerinden tartışılması gerektiği, bu sistemle bunun daha çok teminat altına alınacağıdır. Buna karşı parlamenter sistemi savunanları da bu dediğimiz değerler üzerinden görmek ve tartışmak istiyoruz." 

Sistemleri sadece sistemleri savunanların niyetleri üzerinde bir araştırma yaparak ya da sistemleri savunan kişilerin pozisyonuna bakarak değerlendirmenin Türkiye için yapılmaması gereken konjonktürel sonuçlar doğuracağına işaret eden Çelik, bundan kaçınılması gerektiğini vurguladı. 
Çelik, "Sık sık önümüze gelen konulardan biri Türkiye'nin 140 yıllık parlamento deneyimine sahip olduğudur. Bu siyaset bilimciler ve anayasa hukukçuları arasında tartışma konusu yapılıyor. Biz ,Türkiye'nin 1876 yılından beri yetkin bir parlamenter sistemle yönetildiğini düşünmüyoruz" diye konuştu. 

Parlamenter sistemin uzun bir döneminin tek parti dönemi olarak geçtiğine dikkati çeken Çelik, şunları kaydetti: 

"Bir kısmı meşrutiyet dönemi olarak, arkasından darbelerle kesintiye uğrayan bir sistem. Arkasından yoğun koalisyonlar ve krizlerin ortaya çıktığı bir sistem. Dolayısıyla 'parlamenter sistem geleneğimiz vardır' diyerek bir tartışma yürütülüyor. Sanki bu geleneğin karşısında bir başkanlık sistemi konumlandırılıyor. Hayır, tam tersi 'bu demokratik değerleri hangi sistem üzerinden daha çok garanti altına alırız, daha çok temin ederiz' çerçevesinde bir tartışmanın yürütülmesinin faydalı olacağını düşünüyoruz. Bahçeli'nin yaklaşımını saygıyla karşılıyoruz. Faaliyete başlayacak olan komisyonda bu demokratik değerlerin hangi mekanizmalar üzerinden sağlanacağı üzerinde ciddi ve verimli bir tartışmanın Türkiye'nin önüne konulması gerektiğini düşünüyoruz." 

Ömer Çelik, Başbakan Davutoğlu'nun terörle mücadele konusunda Bahçeli'ye ayrıntılı bilgi verdiğini belirterek "Türkiye'nin demokrasisini savunmak, hukuk devletini savunmak, vatandaşlarımızın bir arada yaşama hürriyetini savunmak, Türkiye'nin temel anayasal değerlerini savunmak konusunda terörle mücadele vazgeçmeyeceğimiz bir alandır" dedi. Çelik, terörle mücadelede MHP grubunun verdiği destekten dolayı Bahçeli'ye teşekkür etti. 

Çelik, önlerinde mart ayına kadar tamamlanması gereken vize muafiyeti başta olmak üzere birtakım reform yasalarının olduğunu, bu çerçevede de MHP'den destek talebinde bulunduklarını ve MHP'nin bunu değerlendireceğini söyledi. 

İktidarın daha çok icraat yapmak için Meclis'in hızlı çalışmasını istediğini, muhalefetin ise daha çok denge-denetim mekanizması kurmak istediğini belirten Çelik, şöyle konuştu: 

"Bu ikisinin optimum noktasını yakalayacak bir içtüzük düzenlemesine ihtiyaç var. Şu anda elimizdeki Meclis çalışma modeli eskimiş, sinerjiden çok çatışmaya yol açan bir model. Dünyada daha çok komisyonlar üzerinden bir çalışma modeli, Genel Kurul'da son kararların verildiği bir model var. Bizde ise komisyonların daha geri planda olduğu, ana eksenin Genel Kurul üzerinde kurulduğu bir çalışma modeli. Bunun pek çok meseleyi aksattığını, birtakım sıkıntılara yol açtığı herkesin malumudur. Bu çerçevede bakıldığında, bu konudaki çalışmaların da belli bir çerçeve içerisinde, kaldığı yerden başlaması ve gelinen noktanın da gözden geçirilmesi suretiyle hızla sonuçlandırılması konusunda mutabakata varıldı. Bu çalışmalar da yakın zamanda inşallah başlayacaktır." 

Çelik, dış politika konusunda da geniş kapsamlı değerlendirme olduğunu belirtti. 

"Anayasa ile ilgili kurulacak komisyonda, daha önce olduğu gibi dört partinin eşit temsilinin olup olmayacağının" sorulması üzerine, Ömer Çelik, "Tabii" dedi. 

Çelik, iktidar partisi olarak Uzlaşma Komisyonu'nun eşit sayıda üyeden oluşması şeklindeki daha önce de uygulanan çalışma modelinde mutabık olduklarını kaydederek, bu modelin değişmesi için gereklilik görmediklerini vurguladı. 

Ömer Çelik şunları kaydetti: 

"Fakat unutulmaması gereken bir nokta vardır. Bu çalışmalar iktidar partisinin inisiyatifinde yürümeyecektir. Sayın Başbakanımız'ın açıkladığı gibi, takdir Meclis Başkanı'na aittir. Sayın Başbakanımız bu turu tamamladıktan sonra Sayın Meclis Başkanımız'a muhtemelen yarın bu konularla ilgili bilgi verecektir. Meclis Başkanımız'ın kendi takdiriyle, kendisi böyle bir komisyonun kurulmasına karar verdiği taktirde, komisyon zaten kendi gündemine hakim olacaktır. Komisyon geçmişte kendi çalışma yöntemini kendisi belirlemişti. Orada kararların nasıl alınacağı konusunda kendi içlerinde yapacakları yöntem tartışmasıyla, bu karar alma biçimini Meclis Başkanı'na ve komisyona bırakmakla daha doğru bir kararı sergilemiş oluruz." 

Çelik, "Komisyona eşit üyelik verme konusunda AK Parti'de sıkıntı var mı?" sorusuna, "Hayır yok. Bu açıklandı zaten, Sayın Başbakanımız da bunu ifade etti, herhangi bir sıkıntı yok" yanıtını verdi. 

Yeniden görüşme olup olmayacağının sorulması üzerine ise Çelik, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun, "istenildiği takdirde, istenilen konuda bilgi verme hususunda her zaman, 24 saat kapısının açık olduğunu, liderlerle görüşmeye ve Türkiye'nin büyük meseleleri hakkında kendilerini düzenli bilgilendirmeye fevkalade önem verdiğini" gösterdiğini bildirdi. 

Ömer Çelik, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve heyetine, siyasi nezaket kuralları bakımından AK PARTİ Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu ile beraberindeki heyeti karşılamasından dolayı teşekkür ettiklerini söyledi. 

Görüşmenin son derece sıcak geçtiğini ifade eden Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü: 

"MHP sözcüsünün yaptığı açıklamada, bir cümlenin bütün bu görüşmenin ruhuna uymadığını düşünüyoruz. O da şudur: 'Biz kendilerine kamera teklif ettik, onlar kabul etmediler' gibi bir şey. Sabahleyin bu tip haberler ortaya çıktığında Grup Başkanvekilimiz Naci Bey, MHP Grup Başkanvekili'ni aradı, bu haberlerin ne manaya geldiğini sordu. Onlar da böyle şey olmadığını söylediler. 

MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli tarafından Sayın Başbakanımız'a yapılmış böyle bir teklif yoktur. Sadece kameralar ayrılırken, oturma düzeni içerisinde bir sayın MHP yetkilisi, 'böyle bir teklifimiz vardı' gibisinden, bizim tarafımıza dönük olarak böyle bir şey ifade etti. Bizim açımızdan da söylenecek bir şey yok. Zaten herhangi bir şekilde sabah reddedilmiş bir şey. Sayın Genel Başkan'ın hiç bir şekilde gündeme getirmediği bir şey. Bunun bu şekilde, 'teklif edilmiş de reddedilmiş' gibi sunulmasını, görüşmenin içeriği açısından çok olumlu bulmadığımızı, görüşmenin içerdiği kapsamlı konulara ve siyasi nezakete uygun olmayan bir cümle olduğunu ifade etmek isterim. Sehven söylenmiş olduğunu kabul etmek isteriz." 

Çelik, "AK PARTİ'nin başkanlık modeli kamuoyuna ne zaman açıklanacak? Biz komisyonda mı göreceğiz?" sorusuna, "Daha önce verdiğimiz bir teklif var, TBMM'nin sitesinde duruyor. Burada, diyorum ya 'değerleri tartışalım' diye. Bizim söylediğimiz bu değerler açısından, daha çok yargı bağımsızlığı, yargının tarafsızlığı, denge-denetim mekanizmalarının kurulması, temel hak ve hürriyetlerin garanti altına alınması. Fakat tüm bunların üstünde insan onur ve haysiyetinin yüceltilmesi bakımından, tabii ki tek tek maddelerle ilgili olarak başkanlık sistemi modelinde de 'bu, şu düzenleme değil de bu düzenleme şu şekilde olabilir' şeklinde güncellemeler yapılabilir. Bunu daha önce de açıklamıştım ben" yanıtını verdi. 

Daha önce Anayasa Uzlaşma Komisyonu görüşmelerinin başkanlık sistemi konusunda tıkandığı, şu anda da CHP ve MHP'nin başkanlık sistemiyle ilgili yaklaşımının değişmediği ifade edilerek, "İki partinin tavrında değişiklik olmazsa başkanlık sistemi Türkiye'nin gündemine nasıl gelecek?" sorusuna, Çelik şu karşılığı verdi: 

"Aslında tıkanan nokta orası değil. Gelin diyoruz, etiketleri, tabelaları, mekanizmaları çarpıştırmak yerine, siyasi değerler üzerinden konuşalım. Bizim önerdiğimiz sistem mi, sizin önerdiğiniz sistem mi yargı bağımsızlığını, temel hak ve hürriyetleri, denge denetim mekanizmalarını daha çok ortaya çıkarıyor. O zaman belki Türkiye'nin önüne şöyle bir şey gelecek; ihtimal var, iki taraftan biri diğerini ikna edecek ya da iki yetkin model Türkiye'nin önüne gelmiş olacak. O artık altı ayın sonunda uzlaşma komisyonunun nasıl bir çalışma yapacağına bağlı bir konu." 

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın başkanlık sistemi ile ilgili açıklamasında Hitler Almanyası'ndan söz ettiğinin belirtilerek, bunu nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine Çelik, "Türkiye'de çok önemli dönemde 13 yıl boyunca genel başkanlık, başbakanlık yapmış bir Cumhurbaşkanımız var. Sayın Cumhurbaşkanımız'ın bütün siyasi hayatı demokratik mücadele ile geçmiştir. Dolayısıyla kendisinin, Hitler'e atıfla Hitler dönemini olumlayan bir açıklama yapması zaten düşünülemez. O çarpıtmayla ilgili olarak da Cumhurbaşkanlığı kapsamlı bir açıklama yaptı" diye konuştu. 

Cumhurbaşkanlığı'ndan yapılan açıklamanın, Erdoğan'ın Türkiye'nin demokratikleşmesi yönünde sarf ettiği çabaları anlattığına işaret eden Çelik, "Dolayısıyla 'Hitler dönemine olumlu referans verdi' gibi bir çarpıtmanın tabii ki doğru olmadığını, bunu biz de reddettiğimizi ifade ediyoruz" dedi. 

Çelik, "HDP'yi sürece katacak mısınız?" sorusuna ise şu yanıtı verdi: 

"Şunu kesin olarak bilelim; biz HDP'yi sürece kattık, HDP kendisini süreçten çıkardı. HDP'den randevu istememizin de daha sonra iptal etmemizin de sebebi bellidir. Niçin HDP'den randevu istedik? HDP'ye oy veren vatandaşlarımıza duyduğumuz saygı gereği. Niçin randevuyu iptal ettik? HDP yöneticilerinin AK PARTİ Genel Başkanı ve Başbakanımız'a dönük saygısız tutumları birincisi, ikincisi yeni anayasa sürecinin gerektirdiği ciddiyete uymayan bir takım yanlış yaklaşımları yüzünden. 

Dolayısıyla bizim açımızdan tabii ki Uzlaşma Komisyonunda Meclis'teki bütün partiler olmalıdır. Bunun altını çiziyoruz. Çünkü bütün partilere vatandaşlarımız oy vermiştir, vatandaşlarımızı temsil eden her parti Uzlaşma Komisyonu'nda olur. Ancak, AK PARTİ'nin HDP'yi muhatap alması için, söylediğim siyasi nezaket kurallarına uygun davranması ve siyasi meşruiyet kanalları içinde hareket etmesi gerekir." 

Çelik, "HDP'lilerin dokunulmazlığı tartışılıyor. Dokunulmazlıklar Meclis'e gelirse AK PARTİ nasıl bir tavır alır?" sorusuna, "Onlar geldiği zaman konuşuruz. Dünyada terörü destekleyen partilerin kapatılması, ileri demokrasilerin kırmızı çizgisidir. Dünyanın en ileri demokrasilerinde, demokrasiyi tehdit eden silahlı unsurlara karşı kapatma, bir demokratik enstrüman olarak konumlandırılmıştır. Biz AK PARTİ olarak parti kapatmalara karşıyız. Fakat demokrasiyi, hukuk devletini tehdit eden teröre destek verenlerin de bir şekilde bu desteklerinin bedelini ödemesi gerektiğini düşünüyoruz. Genel ilke budur. Bu somut siyasi gündem önümüze geldiği zaman onu açıklarız" karşılığını verdi.

 

ARTUKLU HABER AJANSI-ANKARA


Yükleniyor

Yükleniyor

Yükleniyor