Başbakan Davutoğlu: Cizre ve Yüksekova`nın il merkezine dönüşmesi için dokuları çok uygun. Diyarbakır Sur`da da tarihine uygun yapılar yapılacak
Başbakan Davutoğlu: Cizre ve Yüksekova'nın il merkezine dönüşmesi için dokuları çok uygun. Diyarbakır Sur'da da tarihine uygun yapılar yapılacak.
Başbakan Ahmet Davutoğlu İngiltere'nin başkenti Londra'ya giderken uçakta beraberindeki gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Davutoğlu'nun konuşmasından satırbaşları şöyle:
Güneydoğu’daki terörle mücadele operasyonlarını değerlendiren Başbakan Ahmet Davutoğlu, bölge ile ilgili de çok konuşulacak yeni planları anlattı. Başbakan; Hakkari ile Şırnak şehir merkezlerinin Yüksekova ile Cizre’ye kaydırılacağını açıkladı.
TERÖRLE MÜCADELE MASTIR PLANI:Bunun birkaç ayağı var, detaylı olarak çalıştık. Bizim genel olarak yaklaşımımız, sistematik olarak şu: Operasyon öncesi, operasyon süreci ve sonrasında atılacak adımlar. Bunlar birbirini tamamlayan adımlar. Operasyon öncesi iyi planlanmazsa bu sivil kayıplara yol açar. Birçok sıkıntılar doğar, hizmetler aksar. Operasyon süresince iyi bir koordinasyon olmazsa istenen netice hasıl olmaz. Sonrasında iyi bir planlama yapmazsanız 3 ay sonra bir operasyona daha ihtiyaç hissedersiniz. Silopi'de şu anda operasyon süreci büyük ölçüde tamamlandı ve bütün mahalleler, bütün sokaklar temizlendi. Sokağa çıkma yasağı bir müddet daha devam edecek. Hayat normale dönerken bir taraftan da yeni bir güvenlik yapılanması sağlayabilelim. Sonraki aşama hayatın normale dönmesi, okulların açılması. Cizre'de de büyük ölçüde bu aşamaya doğru geliniyor. Sur'da da... Her türlü destek verilir de kalıcı bir afet bölgesi tanımı doğru değil. O zaman hayatı normale döndürdük diyemeyiz. (Soma'daki gibi) O imkânların çoğu sağlanacak.
VATANDAŞLARIMIZA MÜTEŞEKKİRİZ Güneydoğu'daki vatandaşlarımıza müteşekkiriz, bir kitle desteği sağlayamadılar. Cenazeleri 15 gün tutup sonra ailelere veriyorduk. Şimdi 3 gün içinde aile gelip almıyorsa defnedilecek. Çünkü istismar ediyorlar. Halk bunlara destek vermediği gibi operasyonların yanında durdu. Bölgede üçüncü önemli başarı, bence asker-polis işbirliği ve koordinasyonunun mükemmel olması... İlk defa bu anlamda, bu kapsamda bir harekâtı birlikte yapıyorlar. Bu üç başarı konusunun üzerine şimdi yapacağımız hayat akışını normalleştirmek, ekonomik hayatı canlandırmak. Cizre'nin Nur mahallesine 80'li 90'lı yıllardan beri girilmezdi. Şimdi yok. Her mahallede bunu gerçekleştireceğiz. Orada yeni karakollar gerekirse yeni güvenlik sistemiyle bunu yapacağız. Gereken yerde kentsel dönüşüm yapacağız. Sur'da tarihi doku niteliği taşımayan, virane şeklindeki yapılar tasfiye edilip o tarihi dokuya uygun yapılar söz konusu olacak.
CİZRE VE YÜKSEKOVA İL OLACAK: İdari bazı tasarruflarımız olabilir; Cizre'nin ve Yüksekova'nın il merkezi haline dönüşmesi gibi... Çünkü dokuları buna çok uygun. Şırnak'ta Cizre'nin Hakkâri'de Yüksekova'nın... Yüksekova Havaalanı ve şehrin yayılması dahil olmak üzere bunları da çalışıyoruz. İl merkezinin değişmesi. İçel ve Mersin denir ya mesela. Şırnak çok dar. Ama Cizre çok geniş bir alan. Aynı şekilde Hakkâri'nin genişlemesi zor, Yüksekova genişliyor. Fakat vilayet yapılanması haline dönüşmediği için genişlemeye uygun bir güvenlik ve hizmet altyapısı olmuyor. Bunu planlıyoruz, yani üzerinde çalıştığımız hususlardan biri...
BİR EL MAKULÜ BOZMAK İSTİYOR: Nedense bir el Türkiye'de tansiyonun düşmesini ve rasyonel, makul, karşılıklı saygı ve nezaket kuralları içinde bir fikir alışverişini bozmaya dönük hamleler yapıyor. Anayasada böyle bir şey geçerli. Bence meselenin yüzde 70'i psikolojik. Yüzde 20-25'i siyasi iradedir. Teknik detay yüzde 5-10 düzeyindedir. Mesela Kılıçdaroğlu'nun üzücü açıklamaları. Heyetler arası görüşmede dikta falan demişti. Ben de 'Parlamenter sistem Milli Şef gibi bir kavram üretiyorsa bu diktanın kendisi' dedim. Anayasa dediğiniz şey bir partinin tek başına yapacağı bir süreç değil. Herkesin katılacağı, toplumun en zıt kesimlerinin de katkıda bulunacağı bir yolu tercih ederim. Ha o olmadığı zaman başka şeyler düşünülür. Herkesi ikna etmeye çalışacağız.
ESAD DİKTAYI TERCİH ETTİ: Türkiye'nin güvenlik kaygılarını gözetmeyen bir çözüm Suriye'de yaşayamaz. Türkiye ile iyi geçinmeyen bir rejim de Suriye'de rahat edemez. Eğer Beşar Esad bizimle yol yürümeyi, ülkesini yavaş yavaş reforme etmeyi tercih etmiş olsaydı, Suriye bölgenin yükselen yıldızı veya en azından huzurlu bir ülkesiydi. Ama o başka bir yolu tercih etti. Esad azınlık diktası yönünde bir yolu tercih etti.
AB SÜKUTU HAYALE UĞRATTI: Bizi en fazla sükutu hayale uğratan şey, Avrupa ve Batı'da, blok içi tartışmada Arap Baharı'ndan sonra yeni demokrasilere gerekli desteğin ve ihtimamın verilmemiş olması. Ama öylesine atalet öyle bir strateji eksikliği yaşandı ki alan Rusya ve Suriye'ye bırakıldı. Bari güvenlik hattı oluşturalım, bari halkı koruyalım teklifi getirdik. Bugün fiilen Suriye Rusya'nın işgali altında. Böyle bir tablonun ortaya çıkmasının sebebi batı ülkelerinde Suriye'nin güvenliği, çevre bölge ülkeleri açısından ortak bir anlayışın getirilmemesi etkili oldu. Şimdi bunu getirmeye çalışıyoruz.
'AKADEMİSYENLERLE HESAPLAŞMAYA HAZIRIM'
"Dikkat ederseniz bildirinin sonucundan daha çok arkasındaki zihniyeti deşifre etmeye çalıştım. Burada bir zihniyet sapması ve yanlış bir zihniyetin egemenliği var. Doğuda ve güneydoğuda devlet katliamı var ve hiç terör örgütü yok mu? Olgusal gerçekliğe uymuyor, bir akademisyenin fikir özgürlüğü denildiğinde uyması gereken ahlaki kriterlere de uymuyor. Birçok akademisyeni özeleştiriye zorlamamız lazım. Benimle hesaplaşmak istiyorlarsa ben buna hazırım. O metin kesinlikle bu akademisyenlerin elinden çıkmamıştır. O metin bir yerden geldi, onlar da imza attı. Aydının en önemli vasfı sürü psikolojine kapılmamasıdır. Birçok arkadaşım bana dedi ki 'Görmeden imza attık.' Orada eleştiri varsa bunu göğüslemeye hazırız. Bir polis aracına cenaze takılıp sürüklendiğinde biz özeleştiri yaptık."
KAYNAK;SABAH
9367,77%3,72
34,47% 0,05
36,42% 0,21
2956,00% 0,72
4956,37% 0,55