BAŞBAKAN YILDIRIM:``15 TEMMUZ ŞEHİT VE GAZİLERİ İÇİN NE YAPSAK AZDIR``

Başbakan Binali Yıldırım, partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu.Başbakan Yıldırım"15 Temmuz şehit ve gazilerimize ne yapsak haklarını ödeyemeyiz. Şehit ve gazilerimizle ilgili yeni bir düzenleme daha yapıyoruz.``D

16.08.2016 13:50:48 0
BAŞBAKAN YILDIRIM:``15 TEMMUZ ŞEHİT VE GAZİLERİ İÇİN NE YAPSAK AZDIR``

Başbakan Binali Yıldırım, partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu.Başbakan Yıldırım"15 Temmuz şehit ve gazilerimize ne yapsak haklarını ödeyemeyiz. Şehit ve gazilerimizle ilgili yeni bir düzenleme daha yapıyoruz.''Dedi. 

15 Temmuz hain darbe girişiminin yaşandığı o karanlık gecede meydanlara inen kahraman Türk halkı ile ilgili övgü dolu sözler söyleyen Başbakan Binali Yıldırım, "15 Temmuz şehit ve gazilerimize ne yapsak haklarını ödeyemeyiz. Şehit ve gazilerimizle ilgili yeni bir düzenleme daha yapıyoruz. Bunlara aylık bağlanabilmesi için SGK borcu olmaması gereken saçma sapan bir kural vardı. Bu borçlar da siliniyor ve gerekli maaş bağlanıyor. Yarasının ölçüsü ne olursa olsun, onların gönlünü kazanmak bizim borcumuzdur. O meydana inenler tırnağı bile yaralanmışsa onlarda gazilik hakkından yararlanacak." Açıklamasında bulundu.

 

Konuşmasının başında can alan, kan döken terör örgütlerini bir kez daha lanetleyen Yıldırım, "Dün PKK tarafından şehit edilen polislerimiz, evvel gün Şırnak' Beytüşşebap İlçe Gençlik Kolları Başkanımız şehidimiz Naci Adıyaman kardeşimize Allah'tan rahmet diliyorum. Bütün teşkilatlarımızın, özellikle de Şırnak teşkilatımızın başı sağolsun." dedi. 

Diyarbakır'da trafik denetleme görevini yapan polis memurlarına bomba yüklü kamyonla saldırı düzenlendiğini, polislerin şehit olduğunu, sivil vatandaşların da hayatını kaybettiğini hatırlatan Yıldırım, şöyle devam etti:

"İki sözünün biri 'Bölge insanının sorunları bizim sorunumuz' diyen PKK terör örgütü ve onun uzantıları bir kez daha kan dökmekten geri durmadılar. PKK'nın Kürt sorunu diye bir sorunu yok. Olsa olsa Kürt vatandaşlarımızın PKK gibi bir sorunu var. Bizim görevimiz de bu sorunu ortadan kaldırmak. Yani bu eli kanlı terör örgütünü aramızdan uzaklaştırmak. Bölgenin sorununu bölgenin insanıyla halletmek. Aracıya, tefeciye, kanlı örgütlere ihtiyaç yok. Bunlar ne yerli ne milli. Bunların üst aklı dışarıda. Parayı veriyorlar, öldürüyorlar, 'Dur' diyorlar, duruyorlar. Aynen FETÖ gibi. Bunların ikisi yukarıda bir çatıda birleşiyor. Biri sağ eliyle oynatıyor, biri sol eliyle oynatıyor. Ama akıl aynı üst akıl. Milletimiz bunu iyice bilmelidir. Buradaki oyunun adını doğru koymamız lazım. Burada Türkiye'nin geleceği, kardeşliği, toprak bütünlüğü, üniter devlet yapısı, tek devlet, tek bayrak, tek millet, tek vatan prensipleri yok. Ne var? İran'dan, Suriye'den, Irak'tan, Türkiye'den toprak kopararak bölgede istikrarsızlığı kalıcı hale getirmek. Türkiye'yi Irak gibi, Suriye gibi, Yemen gibi, Mısır gibi yapmak var. Bunun için çok uğraştılar."

HESAPLARININ ÜZERİNDE BİR HESAP OLDUĞUNU HESAP EDEMEDİLER

Yıldırım, gerek 15 Temmuz darbe girişimi öncesi gerekse sonrası terör örgütlerinin birlikte hareket ederek Türkiye'de iç karışıklık sürecini nasıl hızlandıracaklarına yönelik plan yaptıklarını söyledi. Terör örgütlerinin kardeşin kardeşe düşmesini amaçladıklarını, 15 Temmuz öncesinde her şeyi mükemmel şekilde yaptıklarını düşündüklerini anlatan Yıldırım, "Artık bu işin dönüşünün olmadığına karar verdiler. Plan, Recep Tayyip Erdoğan'ı halletmek ve Türkiye insanlarını birbirine düşürmek, iç karışıklığı körüklemek... Daha sonra da kurtarıcı gibi gelip birisini birilerinin diğeri de diğerlerinin yanında yer alarak bu kardeş kavgasını sonu gelmez bir duruma dönüştürmek, hesap buydu." şeklinde konuştu.

10 DEĞİL, 100 BİN KURALINIZ OLSA MİLLET VAR KARŞINIZDA, MİLLET

Ancak 15 Temmuz gecesi devlet ve milletin dayanışması ile bütün hesapların bozulduğunu ifade eden Yıldırım, şunları kaydetti:

"15 Temmuz gecesi onların hesabının üzerinde bir hesap olduğunu hesap edemediler. O hesap hakkın hesabı, halkın hesabıdır. 15 Temmuz milletle onların seçtiği hükümetin ne kadar beraber olduğunu, ne kadar kenetlendiğini bir kez daha dünyaya gösterdi. 15 Temmuz sabahı dostlarımız şaşkın, suçüstü yakalandılar. Çünkü beklemiyorlardı. Akıl hocaları onlara 'Bu iş bitti. Tayyip Erdoğan gitti. Gözünüz aydın'. Birbirlerini kutlarken, sabah ışıklarında bir şaşkınlık. 'Ne oldu? Bize böyle denmemişti. Bunlar yine burada'. Nerede hata yaptılar? Başladılar, darbeyi kınamak yerine darbecilerin nerede hata yaptıklarını uzun uzun anlatmaya başladılar. Sonunda da bir dahaki sefer darbede başarısız olmamak için 10 altın kural nedir, onları açıkladılar. 10 değil, 100 bin kuralınız olsa millet var karşınızda, millet."

Demokrasinin beşiği denen "medeniyet havarilerinin suspus olduğunu, darbe lafını ağızlarını almadıklarını, 'Bu darbeciler iyi çocuklar, fazla hırpalamayın. Bunlara iyi bakın. Biraz daha semirsinler, tekrar darbe yapsınlar' anlayışını sergilediklerini" aktaran Yıldırım, "Yağma yok. Hesap sorulacak. FETÖ gelecek, hesap verecek. Şehitlerimizin kanını döken herkesten hesap sorulacak. Ama hesabı sorarken intikam duygusuyla hareket etmeyeceğiz. Adaletle hesap soracağız. Türk adaleti hesap soracak. Hiç kimsenin yaptığı yanına kalmayacak. İdam bir sefer ölümdür ama ölümden daha büyük ölümler var onlar için. O da tarafsız ve adil yargılamadır." değerlendirmesinde bulundu.

HER TÜRLÜ TEZGAH MUTLAKA BOZULACAK

FETÖ'nün darbe girişiminden sonra PKK terör örgütünün de kanlı yüzünü bir kez daha gösterdiğini belirten Yıldırım, terör örgütünün başındaki baronların döktükleri kanın hesabını vereceğini söyledi.  

Türkiye düşmanlarının Türkiye'yi dize getirmek için kurdukları her türlü tezgahın mutlaka bozulacağının altını çizen Yıldırım, "Satılmış, kiralık bütün ruhlar vatanımıza, vatandaşımıza kurşun sıkan katiller en ağır şekilde adalette hesabını vermeye başladı. Unutmayalım ki bu ülke için can veren şehitlerimizin aziz hatırası; vatanımızdır, ülkemizdir, ay yıldızlı bayrağımızdır." diye konuştu.

Yıldırım, şehitlerin emanetine gözleri gibi bakacaklarını, onları asla unutmayacaklarını söyledi. 

Gazi Meclis'in çatısı altında 14 yıldır AK Parti Grubunun, Türkiye'ye aşkla, şevkle hizmet ettiğini ve etmeye devam edeceğini belirten Yıldırım, AK Parti'nin Türkiye'nin, 79 milyon vatandaşın partisi olduğunu dile getirdi. 

Geçen hafta yoğun bir çalışma programı gerçekleştirdiklerini anlatan Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:

"AK Parti Genel Merkezinin düzenlediği toplantıda şehit ve gazilerimiz için hazırlanan projeleri değerlendirdik. Kahramanlarımızın yakınlarıyla bir bir görüşerek, ihtiyaçlarına göre gerekli düzenlemeleri yaptık. Çankaya Köşkü'nde Türkiye'nin dört bir yanından gelen Türkiye İhracatçılar Birliğinin üyelerini kabul ettik. Daha çok üreten, daha hızlı büyüyen Türkiye için neler yaptık, neler yapacağız, bunları konuştuk."

İşsizlik ve iş gücüne katılım oranlarına ilişkin dün istatistiki bilgilerin açıklandığını hatırlatarak, iş gücüne katılım oranının yüzde 52,5 ile rekor seviyeye ulaştığını, 28 milyon vatandaşın şu anda iş sahibi olduğunu aktaran Yıldırım, şu değerlendirmede bulundu:

"Bu şunu gösteriyor; terör gelmiş, darbe girişimi olmuş hiç ama hiç ekonomimiz zerre kadar bundan etkilenmiyor. Şu anda ekonomik göstergelerimiz 15 Temmuz öncesinden daha iyi duruma geldi. Merkez Bankamız 28 Nisan'dan beri 15 Temmuz darbesi de dahil asla bir kuruş piyasaya verme ihtiyacı duymadı. Merkez Bankasının rezervleri 120 milyardan 126 milyar dolara çıktı. Bu ne demektir? Hani 'Türkiye'de darbe olacak, ekonomide istikrar bozulacak, Türkiye'den paralar çıkacak' diyorlar ya, bunların hepsi bir koca yalan."

Başbakan Yıldırım, dün itibarıyla Türkiye'ye giren para miktarının, çıkan para miktarından bir milyar dolar daha fazla olduğunu belirterek, yatırım yapılacak ülkenin hala Türkiye olduğunu kaydetti. 

Demokrasi nöbetlerinin sonuncusunun, 10 Ağustos akşamı Cumhurbaşkanlığı Külliyesi önünde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın huzurunda gerçekleştiğini söyleyen Yıldırım, 10 Ağustos'un farklı bir önemi daha olduğunu ifade ederek, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 10 Ağustos 2014'te halkın oylarıyla doğrudan seçilmiş ilk cumhurbaşkanı olduğuna dikkati çekti. 

Başbakan Yıldırım, geçen hafta yurt dışından ziyaretler gerçekleştiğini belirterek, "Katar Genelkurmay Başkanı, Filistin, İran Dışişleri bakanları ülkemize geldi, darbe konusunda Türkiye ile dayanışma duygularını bizzat ifade ettiler." diye konuştu. 

YATIRIMCININ ÖNÜNÜ AÇACAK REFORMLAR YAPILIYOR

Geçen hafta, İstanbul Sanayi Odasının üyelerine seslendiğini, Türk ekonomisine olan güvenlerini ortaya koyduklarını, kendisinin de Ankara'dan video konferans ile toplantıya katıldığını anlatan Yıldırım, sanayicilerin sorunlarını, onlar için yapabilecekleri projeleri değerlendirdiklerini belirtti. 

Ekonomiyi daha da canlandırmak ve üretimi artırmak için hazırladıkları teşvik tedbirlerini hayata geçirmeye başladıklarını aktaran Başbakan Yıldırım, şunları söyledi:

"Yatırımcının önünü açacak Turkuaz kart, çek sistemindeki düzenlemeler, iş adamlarımıza ihracatçılarımıza hususi pasaport verilmesi, şirket kuruluş, tasfiye işlerinin çok basitleştirilmesi, sürenin kısaltılması, damga vergisi vesaire gibi maliyetlerin ortadan kaldırılması... Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) yasalaştı, buna göre artık vatandaş geleceğe yatırım yapacak. Tasarruflarımızı artıracağız. Bu ne demektir? 10 yıl içerisinde vatandaş, devletin de katkısıyla 90 milyar liralık bir tasarruf sağlayacak, bir anlamda geleceğini garantiye alacak."

Paraya erişimi kolaylaştırmak, yatırımları daha da artırmak için Kalkınma Bankası ve Eximbank'ın sermayesini güçlendirdiklerini dile getiren Yıldırım, Taşınır Malların Rehni Kanunu'nu ile esnafın, küçük sanayicilerin, KOBİ'lerin artık arsa, bina gibi taşınmazların yanında ellerinde ne tür menkul taşınır değer varsa bunları da teminat olarak gösterebileceklerini kaydetti. 

Krediye ve paraya erişimin daha da kolay hale geleceğini belirten Yıldırım, "Yıllardan beri konuşulurdu, nihayet hayata geçiriliyor. Meclis Genel Kuruluna geliyor. Ümit ederim ki en kısa sürede yasalaşır ve böylece KOBİ'lerimiz, küçük girişimcilerimiz rahat bir nefes alır. Gümrük, kurumlar vergilerinde önemli reformlar yapıyoruz. Buradan tüm iş adamlarımıza, sanayicilerimize bir kez daha sesleniyorum; Türkiye için üretmeye, Türkiye'ye güvenmeye devam edin. Önünüzdeki engelleri tek tek kaldırıyoruz." diye konuştu. 

Yıldırım, 15 Temmuz gecesi en büyük görevlerden birini de medya mensuplarının yaptığını, büyük bir sorumluluk duygusu içinde ülkenin birliği, beraberliği, demokrasinin geleceği için canlarını ortaya koyduklarını, darbecilere direndiklerini ve Türkiye'nin geleceğinin aydınlanmasında büyük emek gösterdiklerini söyledi.

"En büyük teşekkür, o gece karanlık gecede Gazi Meclisi aydınlatan milletvekillerimizedir" diyen Yıldırım, bombalar altında "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir." şeklinde haykıran milletvekillerini tebrik etti.

Partisinin kuruluş yıl dönümünde ilk günkü kadar azim, heyecan ve kararlılık içinde olduklarını vurgulayan Yıldırım, "Geride bıraktığımız 15 yılda ülkemize olan sevdamız azalmadı, artmaya devam etti. Ülkemize sadece eserler kazandırmadık; ruhumuzu verdik, canlar verdik, kanımızı verdik, gerekirse vermeye de devam edeceğiz. 15 yıl boyunca bir yandan Türkiye'yi kalkınma yarışında ön saflara taşıdık, hem hizmet hem icraat yaptık, büyük eserler kazandırdık, bir yandan da vesayet odaklarıyla mücadele ettik. O kadar her şey güllük gülistanlık değildi." diye konuştu.

Yıldırım, 2002 seçimlerinde 'tek başına iş başına' diye vatandaşa seslendiklerini, vatandaşın da bu sese kulak vererek AK Parti'yi tek başına iktidara getirdiğini anımsattı.

Göreve gelip, "bismillah" dediklerini, ancak bir takım adamların peydah olduğunu belirten Yıldırım, sözlerine şöyle devam etti:

"(Biz sizin ortaklarınız) dediler. 'Ortak mortak tanımayız, biz vatandaşdan yetki aldık, hadi işinize' dedik. Gizli ortak olmaz. Birini defediyoruz biri geliyor. Bu ne biçim iş kardeşim. Sizinle mi uğraşacağız, millete hizmet mi edeceğiz. Baktık laf anlamıyorlar biz de gereğini yaptık.

Cumhurbaşkanı seçeceğiz, bir icat çıkardılar. Bizim memlekette buna 'tilki fıstığı' derler. Hiç olmayan bir şey. Dünyada eşi benzeri görülmemiş bir iş. 1924'ten beri cumhurbaşkanı seçiyor Meclis, bir şey yok; AK Parti geldi, kural değişti. Ne olacak? 367. Öyle mi kardeşim ben sana 367'yi gösteririm. Vatandaş ne yaptı, gereğini düşündü. O zaman dedi ki 'Ben bu işi alıyorum, olaya el koyuyorum, kendim yapacağım'. Yaptı mı? Yaptı, tartışma bitti. Şer odakları, vesayet odakları pes etmiyor. Bu sefer daha büyük hamle yaptılar. 'Bu partiyi kapatalım, iş bitsin' dediler. Başka türlü olmuyor. Oradan da yırttık."

Yıldırım, bu mücadelelerden her seferinde güçlenerek çıktıklarını, sırtlarını vesayet odaklarına dayamadıklarını, milletin desteğine, duasına ram olduklarını dile getirdi.

15 TEMMUZ'DA NE OLDUKLARINI MİLLET GÖRDÜ

Daha sonra yargı tarafında bir hareket başladığını, bir vesayetin doğduğunu, onu da ortadan kaldırmak için bu sefer yargı reformunu gündeme getirdiklerini anımsatan Yıldırım, HSYK'nın yeniden yapılanmasını ve 26 maddelik bir anayasa değişikliğini milletin önüne götürdüklerini, milletin de yol verdiğini kaydetti.

"Yargı vesayetini bitirdiğimizi zannediyorduk, meğer tatarı gitti, beteri geldi" diyen Yıldırım, şöyle devam etti:

"Bu sefer FETÖ'nün adamları... Bütün diğer vesayet odaklarını da aradan çıkarınca, onlar kafayı kaldırmaya başladı. Yavaş yavaş 'biz buradayız' dediler. Siz buradaysanız, biz de buradayız. İşte meydan, işte Türkiye. Sonra MİT operasyonu... Olmadı. Gezi'de ortalığı karıştırma... Olmadı. 17 Aralık yargı darbe teşebbüsü... İşte orada işin rengi iyice belli oldu. Yeni bir iş çıktı bize bu sefer. Bu FETÖ ile artık mücadele kaçınılmaz hale geldi.

Bu mücadeleyi en kararlı bir şekilde 17 Aralık ile dile getiren, bu tehlikeye dikkati çeken Recep Tayyip Erdoğan'dır. O günlerde bu mücadelenin, bu tehlikenin büyüklüğünü ne yazık ki birçok kurum, birçok insan tehlikenin vehametini anlayamadı. Efendim 'siz de fazla abartıyorsunuz, bunlar böyle değil, bunlar kardeşimiz, bunlar da bizim gibi inançlı, mütedeyyin insanlar...' Ama 15 Temmuz'da ne olduklarını millet gördü." değerlendirmesinde bulundu.

MASUN VATANDAŞIMIZIN BU İŞTE HİÇBİR TAKSİRATI YOK

Yıldırım, terör örgütünün, ortak değerleri, kutsalları yok ettiğini, çocukların dinlerini iyi öğrenmesi için yapılan hayır hasenatı, verilen paraları yurt dışındaki ülkelerin siyasetçilerine, lobi merkezlerine oluk oluk aktardıklarını, kurban paralarını kirli emelleri için harcadıklarını dile getirdi.

Milletin tüm bunları iyi bilmesi gerektiğini vurgulayan Yıldırım, "Müslüman, dininde, diyanetinde halis duygularla yardım eden vatandaşlarımızın bu işle alakası yok. Onları bu terör örgütünden ayırıyoruz. Kiminle işimiz var. Bu temiz duyguları kullanarak, milletin parasını alıp Türkiye'nin, vatandaşın aldığı silahları, tankları, topları, uçakları vatandaşlarının üzerine bomba olarak mermi olarak kullananlardan hesap soracağız. Hesabı onlar verecek. Milyonlarca masum vatandaşımızın bu işte hiçbir taksiratı yok. Eğer bu örgütle hiçbir şekilde bilerek ve isteyerek destek vermeye devam etmediyse 17 Aralık'tan sonra, hiç kimse endişe etmesin. 17 Aralık'tan sonra ise mazeret yok. Çünkü artık gün ışığı gibi bu terör örgütünün niyeti de icraatı da ortaya çıktı. Ondan sonra 'efendim, bilmiyordum' demek asla ve asla hafifletici sebep olamaz." dedi.


Yükleniyor

Yükleniyor

Yükleniyor