AK Parti Grup Toplantısı`nda konuşan AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu önemli açıklamalarda bulundu. Davutoğlu, İç Güvenlik Paketi`ne ilişkin ayrıntılı bilgiler verdi.
İçişleri Bakanlığı`nın yeniden yapılandırılacağını ifade eden Davutoğlu, "Jandarma ve Sahil Güvenlik komutanlıklarının atama ve sicil bilgileri doğrudan İçişleri Bakanlığı`na bağlanacak" dedi.
Reform paketi ile ilgili olarak da Başbakan Davutoğlu, "Reform paketi, özgürlük güvenlik uyumudur. İki taraflı denge değil, iç içe geçmiş uyum mantığıyla yaklaşıyoruz" diye konuştu.
Davutoğlu, konuşmasında, "Bu toprakları Kerbela`ya çevirmek isteyenlere bir daha izin vermeyeceğiz. Hiçbir şekilde etnik ve mezhep temelli katliamlara, katillere bu topraklarda yer olmayacak. Bunu böyle bilmeleri lazım" ifadelerini kullandı.
Kimsenin silahla gösteri yapma hakkına sahip olmadığını belirten Davutoğlu, silahlı gösteri yapanın cezasının 2,5 yıldan 4 yıla çıkarılacağını açıkladı.
Avrupa ülkelerindeki uygulamalara ilişkin bilgiler veren Davutoğlu, "Polisimize vali yardımcısı veya üst amirin kontrolünde savcılığa başvurması şartıyla 24 saat gözaltı süresi hakkı verilecek" dedi.
TERÖRİST SAYILACAKLAR
Bonzai ve diğer uyuşturuculara ilişkin yapılacak düzenlemelere ilişkin düzenlemelere de değinen Davutoğlu, "Bonzai ve diğer uyuşturucuların ticaretini yapanlar terörist sayılacak ve böyle muamele görecekler" diye konuştu.
Uyuşturucu satıcılarının okullara yaklaşması durumunda ise cezanın iki katına çıkarılacağını açıklayan Davutoğlu, sanal ortamda yapılacak şiddet çağrılarının da suç sayılacağını yaygın şiddet olaylarına dönüşen durumlarda sosyal medya ile ilgili de tedbir alınacağını ifade etti.
Başbakan Davutoğlu, mahremiyetin korunması ve kişisel verilerin depolanmasında vatandaşlar korunarak gerekli düzenlemenin yapılacağını belirtti.
İSTANBUL TAHKİM MAHKEMELERİNİ KURACAĞIZ
Devrim mahiyetinde bir reform yaptıklarını ifade eden Davutoğlu, "Kolluğun görevlerini nasıl kullandığını denetlemek amacıyla AB standartlarına uygun bir şekilde Kolluk Gözetim Komisyonu kurulacak" dedi.
İstanbul Tahkim Mahkemelerini kuracakları bilgisini de veren Davutoğlu, bütün bu düzenlemelerin AB standartlarına uygun olacağını vurguladı.
Bu anlamda bu son planlanan değişikliğin gerçek bir reform niteliği taşıdığını ifade eden Davutoğlu, "Ayrıca bunun dış alana yansıması, görünür olması için de bundan sonra jandarmalarımız İçişleri Bakanlığımızın tayini ile özel bir kıyafet giyecekler, özel bir kıyafetle alanda çalışacaklar. Bu anlamda, hem idari işlerlik bakımından hem de toplumsal görünürlük bakımından demokratik, sivil hayatın daha yakın unsurlara halinde çalışmaya devam edecekler" dedi. Davutoğlu, şöyle konuştu:
"Aslında biz yapısal tedbirleri öne çıkardık. Devlet ne yapılması gerektiği konusunda önce kendisine bakıyor, bu hususları ele alıyor, sonra da insan hakları bağlamında atılması gereken adımları önceleyerek tedbir planlaması yapıyor. Dördüncü adım. Son derece önemli ve bu olaylardan sonra bazı iç güvenlik reformu tedbirleri almamız gündeme geldiğinde istismar edilen bir konuyu da açık ve net biçimde bu reform paketi içinde cevap vereceğiz. O da kolluğun önleyici ve adli istihbarat faaliyetlerinin denetimi. Yani herhangi bir istihbari faaliyet yapılıyorsa, bunun da uyum içinde karşısında dengeleyici mahiyette denetimi yapılacak. Çeşitli konularda güvenlik birimlerinin yaptığı istihbarat, kanunlarda da olan teknik takip ve dinleme gibi yetkilerin önce bu birimlerde, İçişleri Bakanlığı`nda ve Başbakanlık Teftiş Kurulu ve Başbakanlık`ta denetimi yapılacak. Ayrıca TBMM`de oluşturulan 17 kişilik bir komisyona da rapor sunacak. Yani dinleme ile ilgili rahatsızlıkların hepimizi nasıl meşgul ettiğini son aylarda biliyoruz. Bu rahatsızlıkları gidermek için her türlü tedbiri alacağız. Ama eğer herhangi bir suçun önlenmesi için, tek bir konuya münhasır önleyici bir istihbarat dinlemesi yapılmışsa ya da mahkeme kararı ile adli bir istihbarat yapılmışsa, bu yapılan dinlemelerin hepsi TBMM`de bütün partilerin katıldığı bir komisyonda değerlendirilecek, raporlandırılacak denetim altına alınacak. Kimse bu konuda şu şüpheye düşmesin: `Hükümetimiz dinlemelere karşı en etkin tedbiri aldı, acaba geriye dönüş mü var?` Hayır, verdiğimiz hiç bir özgürlükten geriye dönüş yaşatmayız, ama şunun da bilinmesi gerekir; son derece dinamik bir değişim çağında yaşıyoruz. Yeni gelen teknolojik bir araç imkanlarımızı genişlettiği kadar, özgürlükleri kısıtlayıcı sonuçlar da doğurabiliyor. Bu konuda da son derece dikkatli, gerektiğinde kanunlarımızı, yönetmeliklerimizi, genelgelerimizi insan haklarına uygun bir şekilde revize ederek, halkımızın özgürlüğünü ve güvenli bir biçimde yaşamasını teminat altına alacağız.
Şiddet olayları, toplantı ve gösteri yapma hakkının korunması ile ilgili alınacak tedbirler. Toplantı ve gösteri yapma hakkı demokratik bir haktır, engellenemez. Eğer biri engelleyecek olursa, önce ben bu engellerin önüne gider, engellediği yerde toplantı ve gösteri yaparım. Ama aynı zamanda her hak ve özgürlük gibi, toplantı ve gösteri yapma hakkı da hukuk devleti ve kamu düzeni kurulları içinde gerçekleşir. Bir hakkın verilmesi, o hakkın başkalarının haklarını gasp edecek şekilde kullanılması sonucunu doğurmaz. Bu haklar herkes tarafından kullanılabilecek ama `şu alan benim alanımdır, bu alanda sadece ben gösteri yaparım, başkası yapamaz. Ben bu alanda gösteri adı altında her türlü şiddeti yaparım, kimse bana ses çıkaramaz` denirse, ses çıkarılır. Bir vatandaş `devlet nerede?` diye sorarsa, biz buradan haykıracağız, devlet de burada millet de burada."
Başbakan Davutoğlu, toplumdaki kamuoyu hassasiyeti bağlamında bazı konulara tek tek girmek istediğini söyledi.
Bu bağlamda, toplantı ve gösteri yapanlara karşı her türlü saldırının engelleneceğini belirten Davutoğlu, "Öyle durumlar oluyor ki toplantı ve gösteri yapılıyor, o toplantı ve gösteri yapanlar bize karşı da olsalar, eleştirel de olsalar, güvenlik birimlerimizin görevi, o toplantı ve gösteri yapanların da can güvenliğini teminat altına almaktır. Herhangi bir toplantı ve gösteriye dışarıdan saldırı olduğunda en etkin bir şekilde bu saldırı durdurulacak. Bu çerçevede, şiddete dönüştüren her türlü eylem suç sayılacak. Yani toplantı ve gösteri yürüyüşü yapıyoruz, fikirlerinizi ifade ediyorsunuz, çok güzel. Ama elinize molotofkokteyli aldığınız anda, toplantı ve gösteri hakkı biter, şiddet eylemi başlar. O andan itibaren `ben toplantı ve gösteri hakkımı kullanıyorum, falan filan, diyemez kimse" diye konuştu.
Ahmet Davutoğlu, bununla ilgili geçmişte bazı yasal düzenlemelerin yapıldığını, bu konuda İçişleri ve Adalet bakanları ile saatlerce biraraya geldiklerini belirterek, "Patlayıcı, yanıcı, ateşli silahlar gibi pek çok tanımlamalar var. Ama maalesef molotofkokteyli konusunda öyle bir muğlaklık var ki hakimlerin takdir yetkisine kalıyor, molotofkokteyli yakıcı bir madde mi yoksa değil mi?` diye. Hakimlerimize saygımız sonsuz ama son yaşanan olaylardan sonra bu konuda kimseye takdir hakkı tanımayız. Molotof bir saldırı aracıdır. Molotofkokteyli ile ambülanslar yakılmışsa, kütüphanelere ve müzelere saldırılmışsa, kuran kursları yakılmışsa, o molotofkokteyli insanların yüzlerine atılarak polislerimiz yanmışsa, belediye otobüsüne atılıp genç kızlarımız genç yaşta hayatlarını kaybetmişse biz buna sessiz kalamayız; bunun adı özgürlük olamaz. Bu konuda tamamıyla Avrupa Birliği ve dünya evrensel standartları esas alacağız" dedi.