BAŞBAKAN ERCDOĞAN`DAN FLAŞ AÇIKLAMALAR

Başbakan Erdoğan, "Gençliğimizi daha iyi yetiştireceğiz, onların kalifikasyonunu daha da artıracağız ve inşallah onları parlamentoda, devletin önemli kademelerinde göreceğiz" dedi.

Siyaset 14.08.2014 18:39:06 0
BAŞBAKAN ERCDOĞAN`DAN FLAŞ AÇIKLAMALAR

Başbakan Erdoğan, "Gençliğimizi daha iyi yetiştireceğiz, onların kalifikasyonunu daha da artıracağız ve inşallah onları parlamentoda, devletin önemli kademelerinde göreceğiz" dedi.

AK Parti Genel Merkez`inde düzenlenen Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı`nda konuşan Erdoğan, "AK Parti`nin yalpalamasını bekleyenleri sevindirmeyelim, Allah için sevindirmeyelim. AK Parti bu milletin umududur ve bu milletin umudu olarak kurulmuştur" diyerek, hareketin 13 yıl boyunca "milletin ve ümmetin umudunu" nitelediğini koruduğunu ifade etti.

Telefonlarda ağlayarak bu ifadeleri kullanan liderleri dinlediğini aktaran Erdoğan, sorumluluk ve mesuliyetin ne kadar ağır olduğunu bildiğini ve bunu hatırlatmayı da görev telakki ettiğini söyledi. Erdoğan, şöyle konuştu:

"Onun için bu süreci zedeleyen, yaralayan, bu umudu zayıflatan, ülkeye, millete, bu aziz ümmete ve tarihe çok büyük haksızlık etmiş olur. Altını çizerek ifade ediyorum, bu sözlerimle asla hiç kimseyi itham etmiyor, hiç kimseyi işaret etmiyorum. Çünkü bizim içimizde bu sözlerimin hilafına davranacak hiç kimse yoktur, ben böyle inanıyorum.

Partimiz, birilerine genel başkanlık koltuğu vermek, cumhurbaşkanlığı, başbakanlık, bakanlık, milletvekili koltuğu vermek için kurulmuş bir parti değildir. Bu parti, çocukların gözündeki umut ışığını çoğaltmak, yoksulun sofrasındaki ekmeği büyütmek, mazlumun yüreğindeki umudu alevlendirmek, Türkiye Cumhuriyeti`nin bayrağını, itibarını yüceltmek için kurulmuş bir partidir. Makam ve mevki hırsı, işte o çocukların gözündeki parıltıyı söndürür. Makam ve mevki hırsı, yoksulun ekmeğini azaltır. Rütbeler için çekişme, mazlumun yüreğindeki umut alevini köreltir. Biz bunu yapacak, buna fırsat tanıyacak, buna zemin hazırlayacak bir kadro asla değiliz."

"Kimin ne söyleyeceği varsa istişare kurullarımızda özgürce ifade eder"

10 Ağustos akşamı kazanılan zaferden dolayı Gazze`deki çocukların sevinç çığlığı atmasının, omuzlardaki sorumluluğu ağırlaştırdığını vurgulayan Erdoğan, masum çocukların sevinç çığlığını susturmanın da tarihe, ecdada ve AK Parti`nin köklü davasına apaçık ihanet olacağını söyledi. Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Buradan da açık açık söylüyorum, bizim bu kadromuz karnından konuşan bir kadro değildir ve olmayacaktır. Bizim bu kadromuz medya üzerinden irtibat kuran bir kadro değildir ve olmayacaktır. Kulisler, ayak oyunları, eski Türkiye`ye ait siyasi çalımlar bu kadronun, bu duvarların, bu hareketin dışındadır. Kimin ne söyleyeceği varsa çıkar, istişare kurullarımızda özgürce bunu ifade eder. Bunun ötesinin hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur. İnanın hiçbir zaman da olmayacaktır. Her bir arkadaşımızın önümüzdeki iki haftayı da bu hassasiyet ve sorumluluk bilinciyle idrak edeceğini biliyorum. Fitnecilerin tuzağına düşmeden, medyanın iştihasına kapılmadan, hasımlarımızı sevindirmeden, Türkiye, millet adına, tüm mazlumlar adına bu süreci inşallah başarıyla tamama erdireceğiz. Bir tek arkadaşımızı dahi üzmeden kırmadan, bize umut bağlayanları hayal kırıklığına uğratmadan, fitnecileri sevindirmeden bu süreçten çıkacağız."

"Üç dönem kuralı, bir kişinin siyasi yaşamının bitmesi değildir"

AK Parti kurulurken, "üç dönem kuralı"nın 13 yıl önce, istişareyle koyulduğuna, istişare neticesinde ortaya çıkan bu kuralın oylanarak kabul gördüğüne dikkati çeken Erdoğan, halka böyle gidildiğini kaydetti. AK Parti`nin "bir farkın partisi" olarak kurulduğunu, "üç dönem kuralı"nın da bu farkın en güzel simgelerinden biri olduğunu ifade eden Erdoğan, şu değerlendirmeleri yaptı:

"Şahsen bu önemli ilkenin sarsılmadan uygulanması taraftarıyım. Bütün istişarelerimizde bu kuralın muhafaza edilmesi ve uygulanması yönünde ittifak oluştuğunu da biliyorum. Üç dönem kuralı, bir kişinin siyasi yaşamının bitmesi değildir. Üç dönem kuralı, sadece parlamentoya girişle alakalı, üç dönem arka arkaya görev yapmışsa bir dönem ara verip, ondan sonra tekrar parlamentoya girebilme şartını getiren bir anlayıştır. Partinin kurallarında yine görev yapabilirsin, çeşitli STK`larımızda görev yapabilirsin, konferanslar, partinin görevleri her yerde yapabilirsin. Bu siyaset değil mi? Bu da siyaset. Biz siyasi hayatımızı sadece parlamento içinde milletvekili olarak mı görüyoruz? Eğer milletvekili olarak görüyorsak bu çok büyük bir hırstır. Bir defa bunu frenlememiz lazım. Bir de, arkadan genç kuşaklar geliyor, biz bu genç kuşaklara zemin hazırlamamız lazım. Onlar da gelsinler bu parlamentonun içinde yerini alsınlar."

Seçilme yaşının 30`dan 25`e indirilmesine AK Parti dışındaki tüm partilerin karşı çıktığını söyleyen Erdoğan, "Hele hele MHP`den bir tanesi, güya da profesör, diplomaside bunlara sözde profesör denir, iki yanına iki tane genç aldı, o gençlere ben şaştım. Ne diyor, `Biz parlamentoyu çoluk çocukla mı dolduracağız`. Ben MHP`ye gönül veren gençlerimize şaşıyorum. Siz bu parlamentoya layık değil misiniz? Sizi bu parlamentoya layık görmeyenlerle, siz nasıl beraber yürüyorsunuz? Ey profesör, sen nasıl bir profesörsün ki güya genç nesillere hocalık yapıyorsun ama senin hocalık yaptığın bu gençleri şu parlamentoya layık görmüyorsun. Sen ne biçim hocasın" ifadelerini kullandı.

"Seçilmek zor değil, zor olan seçmektir"

Yeni yasama yılında AK Parti`nin, batıda olduğu gibi seçme ve seçilme yaşını 18`e indirmesini istediğini dile getiren Erdoğan, aralarında Almanya, Hollanda, Finlandiya`nın da bulunduğu AB üyesi 15 ülkede seçme ve seçilme yaşının 18 olduğuna vurgu yaptı. Erdoğan, "Buralarda oluyor, bunların genci parlamentoya layık da, benim Ahmedim, Mehmedim, Hasanım, Hüseyinim niye bu parlamentoya layık değil? Kaldı ki biz 21 yaşında, bir karanlık çağı kapatan, bir aydınlık çağı açan Fatih`in torunlarıyız, bizim bir farkımız var" diye konuştu.

Erdoğan, bu adımın atılmasıyla gençlerin, "Ben de bu ülkede oy kullanabilirim, ülkemin mukadderatı üzerinde artık benim de bir düşüncem olacak" diyeceğini vurguladı.. Avusturya Dışişleri Bakanı Sebastian Kurz`un 27 yaşında olduğunu anımsatan Erdoğan, Türkiye`nin de bunu aşması gerektiğini belirtti. Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:

"Burada, yöneticiler ve devlet olarak sorumluluktan kaçamayız. Gençliğimizi daha iyi yetiştireceğiz, onların kalifikasyonunu daha da artıracağız ve inşallah onları parlamentoda, devletin önemli kademelerinde göreceğiz. Şunu da unutmayın, seçilmek zor değil. Zor olan seçmektir. Seçmede 18 yaşı söylüyorsun, `Evet` diyorsun, seçilmeye gelince 18 yaşa `Hayır` diyorsun. Bu olmaz. İnşallah ben bunu da partimizin halledeceğine inanıyorum. İnşallah yeni oluşacak yönetimin tasarrufunda bu konu da olacaktır. Yola çıkarken koyduğumuz, çok önemli, üç dönem meselesi inşallah bu ilkenin çiğnenmeden yürüyeceğine inanıyorum. Siyasetin bu sayede genç ve dinamik kalacağına gönülden inanıyorum."

 

 

ARTUKLU HABER AJANSI-ANKARA


Yükleniyor

Yükleniyor

Yükleniyor