MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ,Başbakan Recep Tayyip Erdoğan`a seslenerek,:``Bugün Taksim'e saldırma planları yapanlar, yarın nereyi hedefleyecektir? Sayın Başbakan seni uyarıyorum: Kalabalıkların gazına gelip de dilinin ayarını bozmaktan, tabanını mot
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ,Başbakan Recep Tayyip Erdoğan`a seslenerek,:``Bugün Taksim’e saldırma planları yapanlar, yarın nereyi hedefleyecektir? Sayın Başbakan seni uyarıyorum: Kalabalıkların gazına gelip de dilinin ayarını bozmaktan, tabanını motive ve konsolide etmek için düşmanlık tohumları saçmaktan acilen vazgeçmelisin." Dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "MHP bu faiz lobisinin, hemen, acilen TBMM’de Araştırma Komisyonu kurularak incelenmesini, ele başlarının, yerli ve yabancı işbirlikçilerinin ortaya çıkarılmasını talep etmektedir" dedi.
Bahçeli, partisinin Meclis Grup Toplantısı`nda yaptığı konuşmada, Taksim Gezi Parkı olayları ortaya çıktığı andan itibaren Başbakan Erdoğan’ın gerilimi sürekli tırmandırdığını, olaylara karışanları "aşırı uçlar" diyerek dışladığını, Gezi Parkı protestolarını ideolojik olarak gördüğünü ve tehditvari sözler sarf ettiğini savundu.
Bahçeli, şöyle devam etti:
"Zannedersiniz ki Türkiye savaşa girmiş ve muzaffer komutan edasıyla Recep Tayyip Erdoğan meydanda kükremiştir. Onu dinleyen kalabalıklar `yol ver gidelim, Taksim’i ezelim` sözleriyle zıvanadan çıkmıştır. Başbakan Erdoğan göğsü kabarırcasına bu sloganları dinlemiş ve zımnen de onay vermiştir. Bizim Bursa mitingimizi ağzına dolayarak sürekli eleştiren şahıstan ortada eser kalmamıştır. Başbakan’ın demokrasi makyajı İstanbul Havalimanı’nda bir kez daha dökülmüştür. Sayın Başbakan sen yol versen de Taksim’i hangi fani, hangi bedbaht, nasıl ezebilecektir? Bugün Taksim’e saldırma planları yapanlar, yarın nereyi hedefleyecektir? Sayın Başbakan seni uyarıyorum: Kalabalıkların gazına gelip de dilinin ayarını bozmaktan, tabanını motive ve konsolide etmek için düşmanlık tohumları saçmaktan acilen vazgeçmelisin."
Başbakan`ın havalimanında, "Bizim karşımıza geldikleri zaman sizin zamanınızda 5 kat daha zengin olduk diyenler, işte bugünlerde bizle uğraşmaya başladılar" dediğini anımsatan Bahçeli, "Başbakan’ın burada bahsettiği faiz lobisidir. Demek ki faizcilerin, faiz lobisinin 10 yıldır Başbakanla yedikleri içtikleri ayrı gitmemiştir. Üstelik karşısına geçip `bizi 5 kat zengin ettin` diyerek pişkin pişkin minnetlerini sunmuşlar, teşekkürlerini iletmişlerdir. Başbakan Erdoğan milletimizin emeğini, göz nurunu ve alnından dökülen mübarek teri faiz lobisine 10 yıldır haraç mezat devretmiştir. Sayın Başbakan sana buradan soruyorum, bu faiz lobisi kimlerden oluşmaktadır? Lobinin tarafları Taksim’deki olayların neresindedir? Yurt içi, yurt dışı ayakları nerelere kadar uzanmaktadır? Bunlardan destek aldın mı? Bunlardan yardım gördün mü? Bunlardan menfaat elde ettin mi? Bunlardan komisyon alarak yabancı bankalara istiflendin mi?" iddialarında bulundu.
Faiz lobisini 5 kat zenginleştirirken, çiftçiyi, esnafı, memuru, işçiyi, emekliyi yoksullaştırmanın hangi inanca, ahlaka, vicdana ve hangi kitaba sığıdını dile getiren Bahçeli, "Borsa spekülatörlerine, faizcilere, rantiyecilere, döviz vurguncularına, küresel tefecilere elini verdin de bunlar kolunu ve hatta kalan siyasi şerefini de mi istemektedirler? `Ümüğü sıkarım` dediklerin yoksa 10 yıldır senin mi ümüğünü sıkmaktadır? Cevap ver sayın Erdoğan sen ne hallere düştün? Hangi karanlık ilişkilere girdin? Kimlerin kulu kölesi oldun? Eğer faiz lobisinin isteklerini yapmazsan, aranızdaki alacak verecek meselesini onların lehine çözmezsen bunun cefasını kime çektirecek, bunun faturasını kime yükleyeceksin?" ifadelerini kullandı.
Bahçeli, MHP`nin bu faiz lobisinin, hemen, acilen TBMM’de Araştırma Komisyonu kurularak incelenmesini, elebaşlarının, yerli ve yabancı işbirlikçilerinin ortaya çıkarılmasını talep ettiğini ifade ederek, "Bu kan emici keneler deşifre edilmelidir. Bu simsarlar açığa çıkarılmalıdır" şeklinde konuştu.
Tasarruf açığından istifade ederek milletin üzerinden paraya para demeyenlerin yakasından tutmanın siyasi iktidar için namus meselesi olduğunu belirten Bahçeli, "Başbakan Erdoğan kendinden eminse, saklayacak, gizleyecek ve erteleyecek herhangi bir şeyi yoksa mertçe ortaya çıkar ve dürüstçe bizim bu teklifimizin gereğini yapar" dedi.
MHP`nin simgelerini, işaretlerini kullanarak Başbakan’ı karşılama törenlerinde bulunanların kendileriyle uzaktan yakından hiçbir ilgisinin olmadığına dikkati çeken Bahçeli, "bu tip fırsatçılara, kapkaççılara göz açtırmama konusunda kararlı olduklarını" kaydetti. Bahçeli, "Başbakan Erdoğan ve partisine bir haller olmuş, ayak bastığı her yere bindirilmiş kıtalar yerleştirilmiştir. `Menderes’i astılar, Özal’ı zehirlediler, Erdoğan’ı yedirmeyiz` türünden fotoğraflı afişler her tarafa asılmıştır" diye konuştu.
Bahçeli, AK Parti`nin miting kararlarıyla ilgili de "Merakımız Başbakan’ın bu mitingler kanalıyla daha ne kadar düşmanlıkları tahrik edeceği, cepheleşmeleri ne kadar derinleştireceğidir" şeklinde konuştu.
Bahçeli, şunları söyledi:
"Türkiye’nin bu gelişmelerine baktığımızda, Başbakan ve partisinin teyakkuza geçişini yorumladığımızda, Taksim Gezi Parkı’nın bu seviyeye gelmesinde Başbakan talimatlı derin unsurların parmak izi olduğu ister istemez akıllara gelmektedir. Bu çerçevedeki mütalaamız şudur; Başbakan Erdoğan siyaseten eridiğinin farkındadır. İmralı canisiyle müzakerelerin ters teptiğini, 63’lüklerin milli iradenin duvarına çarptığının da bilincindedir. Bunun önüne geçmek, süreç ihanetini ilerletmek ve AKP’nin inişini durdurmak maksadıyla düğmeye basmış olmalıdır. Önümüzdeki yıl yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimini başkanlık seçimine çevirmek, yeni anayasayı ya da muhtemel referandumu BDP’yle yapabilmek için kendi taraftarlarının, aklınca yüzde 50’lik kesimin kemikleşmesini arzu etmektedir. Bunun için de Taksim Gezi Parkı’na şiddetle müdahale ettirmiş, doğal tepkiye karşı da kendi cephesini ve tarafını sağlama almayı planlamıştır. Özellikle partimizin temalı mitingleri Başbakan’ı ürkütmüş ve paniğe sürüklemiştir. Bu yüzden yeni bir gerilim ve çatışma taktiğine başvurmuştur. Kaldı ki yıllardan beri yaptığı da budur. Şayet Başbakan ve hükümetinin hakikaten de Türkiye’nin bugünkü tablosunda payı ve dahli varsa, bunu ihanetle bile tanımlamak mümkün olmayacaktır. Şu nazik ortamda Başbakan bölücülük yapmakta, sinir uçlarını tahriş etmekte, herkesi birbirine düşürmekte ve ortalığı ayağa kaldırmaktadır. Krizi yönetmek için yeni krizler üretmektedir.
Bir yanda `Mustafa Kemal’in askerleriz` diyenler, öbür yanda `Tayyip’in askerleriyiz` diyerek karşılık verenler sanki muharebeye hazırlanmaktadır. Ne hazindir ki asıl askerlerimiz köşeye sıkışmışken, PKK’nın silahlı teröristleri de her tarafta keyif sürmektedir. Başbakan Türk gençliğine saldırmakta, düne kadar beslediği ve palazlandırdığı işadamlarıyla, medya patronlarıyla meydanlar aracılığıyla hesaplaşmakta ve bunların protesto edilmesini dayatmaktadır. Başbakan Erdoğan başörtüsü istismarına tekrar müracaat etmekte, geçmişte yaşananları bugüne getirmekte, İstanbul Dolmabahçe Camii’ne bira şişeleriyle girildiğini ilgili cami imamının tekzip etmesine rağmen kışkırtıcılık yapmaktadır. Tüm zamanların en vahşi provokatörü gibi hareket etmektedir. Milletimizin arasını ve ahengini bozmaya pimi çekilmiş fitne bombası gibi hazırdır. Sayın Başbakan bu fikirlerin menşei ve kaynağı neresidir, telif ve patent hakları kimlere aittir? Beyaz Saray Kırmızı Salon’da dar kapsamlı bir kadroyla yaptığın görüşmelerde bunlar konuşuldu mu? Bizzat şahsına ev ödevi olarak verildi mi?"
Başbakan Erdoğan`ın tehlikeli bir işe soyunduğunu, diktiği ağaçları sayarak kendisini temize çıkarma gayretine giriştiğini ve masum gençleri tehdit ederek, protestolarını sonlandırmazlarsa anladıkları dilden konuşacağını ifade ettiğini belirten Bahçeli, "Sayın Erdoğan soruyorum sana gençlere ne yaparsın; asar mısın, keser misin, döver misin? Türk gençliği yalan dilini bilmez. Türk gençliği BOP dilinin gramerini çözemez. Türk gençliği ona buna el açmaz, yabancıların elini, eteğini öpmez. Sayın Başbakan evladın yaşındaki gençlerle uğraşmaya, azarlamaya, `bunlar benim gençliğim değil` demeye utanmıyor musun? Hadi geçtik utanmadan da taşıdığın görevin gereği olarak neden sabır ve hoşgörü içinde kalamıyorsun? Kafanın bir köşesinde bu milletin çocuklarını birbirine kırdırmak mı vardır? Sende hiç mi insaf, hiç mi merhamet, hiç mi şefkat yoktur? Bil ki Türk gençliğini sana çiğnetmeyiz, böldürmeyiz, teslim etmeyiz ve yedirmeyiz. Son zamanların modasıyla yedirtmeyiz sayın Başbakan. AKP’ye gönül vermiş kardeşlerim, sorumluluk bilincinde hareket eden değerli milletvekili arkadaşlarım bu olanlara ne zamana kadar sessiz ve tepkisiz kalacaklardır?" diye konuştu.
Bahçeli, gençlere "iftiharımız" ve "gelecek umudumuz" şeklinde seslenerek, "Sizler mizahınıza devam ediniz, resminizi çiziniz, gitarınızı, sazınızı çalınız, bilgi ve iletişim teknolojilerinden sonuna kadar istifade ediniz. Geleceğinizi de düşününüz, planlayınız ve tahriklere aldanmayınız. Sizler gücünüzün farkına varınız" dedi.
Seçme ve seçilme çağında olan 18-25 yaş kuşağındaki genç neslin toplam nüfus içindeki payının yüzde 13,2 düzeyinde olduğunu anımsatan Bahçeli, 10 milyonun üzerinde gencin oy kullanma çağında olduğunu söyledi.
İsterlerse AKP’yi iktidardan düşürebileceklerini, isterlerse diledikleri herhangi bir partiyi iktidara getirebileceklerini belirten Bahçeli, bunu da sandıkta oy kullanarak yapabileceklerini kaydetti. Bahçeli, şunları söyledi:
"Sokaklar belirsizdir, sokaklar tehlikelidir, sokaklar karanlıktır ve sokaklar her şeye açıktır. Taksim’de suyun, gazın ve türlü zorluğun altında kalmaktansa, erken veya zamanında yapılacak bir seçimde tüm isteklerini, beklentilerini ve hayallerini sandığa yansıtmalıdırlar. Başbakan Erdoğan’ı görevden alacak demokratik iradeyi göstermelidirler. Bu itibarla Türk gençliğini AKP’ye sandıkta ders vermeye davet ediyorum. Bu gücün, bu yeterliliğin onlarda olduğunu biliyor ve görüyorum. Türk gençliği hem kendi geleceğine hem de Türkiye’nin geleceğine mühür vurmalıdır. Tertemiz vicdanlı evlatlarımız Başbakan’ın hakkından sandıkta gelmelidir. Bu yetki onlarda vardır, bu imkan onların elindedir. Türk gençliği Başbakan’ın anladığı dilden konuşarak sandıkları patlatmalı ve Yüce Divan’ın yolunu açmalıdır. Demokrasilerde seçeneksizlik olmaz, olmayacaktır. Demokrasi hepimizin en büyük güvencesidir. Milliyetçilikle demokrasinin kaderini ayrılmaz ve birlikte gören partimiz için başka bir yol ve çare de yoktur. Bir siyasi iktidarın değişeceği yer sandıktır, sandık olmalıdır. Demokrasiyle gelen demokrasiyle gitmelidir. Buna hepimiz destek olmalı, hepimiz sahip çıkmalı ve hepimiz kabullenmeliyiz. Biz bu vatanı sokakta bulmadık, Başbakan Erdoğan’ın isteği doğrultusunda da sokağa teslim etmeyelim, edilmesine rıza göstermeyelim. Türk gençliğine diyorum ki sandığa gidin, Başbakan’ı indirin, sandığı süpürün, Başbakan ve partisini söndürün."
Bahçeli, Başbakan Erdoğan`ın demokratik tepkisini gösterenleri anlayacak basiret ve olgunluğu vakit geç olmadan, yangın büyümeden ortaya koyması, gençlere karşı siyasi güç ve gövde gösterisi yapmaması, tepkilerini anlayacak alicenaplığı, hoşgörüyü ve büyüklüğü sergilemesi gerektiğini söyledi.
Türkiye iyice sıkışır ve bunalıma düşerse demokrasinin imkanları bulunduğunu ve gereğinin yapılacağını belirten Bahçeli, "Bu kapsamda seçimler çıkıştır, çaredir ve emniyettir. Aynı zamanda gerilimli atmosferi soğutucu bir işlev görmektedir. Türkiye bugün tedirginliğin içindedir, buhranların kıyısındadır. Siyasi iradenin yenilenmesi şarttır. Demokrasinin anlam ve karşılık bulması için iktidarın doğal ve meşru yollardan el değiştirmesi elzemdir. Erken ya da zamanında yapılacak bir seçimle Başbakan kızağa alınmalı ve AKP kenara çekilmelidir. MHP yüzde 50’nin, ya da yüzde 76’nın değil, herkesin, her kardeşimin temsilcisi, sözcüsü olmaya talip ve hazırdır" dedi.
ABDULLAH ORTAÇ(ARTUKLU HABER AJANSI)-ANKARA
9549,89%1,94
34,47% -0,02
36,21% 0,61
2956,62% -1,61
5031,94% 0,00