BAŞBAKAN,RAKİPLERİNE MEYDAN OKUDU!

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, bütün şiddet ve vandalizmde hedef alınanlardan birinin AK Parti olduğunu belirterek, "Bununla şu mesajı vermek istediler; bu coğrafyada bir tek biz oluruz, başkasına izin vermeyiz. Birileri çekinebilir,

Siyaset 14.10.2014 14:36:23 0
BAŞBAKAN,RAKİPLERİNE MEYDAN OKUDU!


AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, bütün şiddet ve vandalizmde hedef alınanlardan birinin AK Parti olduğunu belirterek, "Bununla şu mesajı vermek istediler; bu coğrafyada bir tek biz oluruz, başkasına izin vermeyiz. Birileri çekinebilir, CHP oraya ancak izinle gidebilir. MHP çekinebilir ama bilsinler ki AK Parti`nin hiçbir ferdi, hiçbir şantajdan hiçbir tehditten korkmaz" dedi. 

Davutoğlu, AK Parti Grup Toplantısında, gündemdeki konuları değerlendirdi. 

Partisinin ilk grup toplantısını, 1 Eylül`de Meclis`te hükümet programını okuduğu gün yaptıklarını anımsatan Davutoğlu, aradan 44 gün geçtiğini söyledi. 

Davutoğlu, haftalık grup toplantılarının hem ortak akıl ve vicdanların harekete geçtiği hem de istişare imkanı sağlayan bir platform olarak çok önemli işlem gördüğünü kaydetti. 

Aradan geçen 44 gün içinde yaşanılanlara değinen Davutoğlu, Türk siyasi ve demokrasi tarihinin, ileride onurla anılacak iki önemli görev değişikliğini ağustosta gerçekleştirdiklerini belirtti. Davutoğlu, "Siyasi tarihimizde ilk kez, aynı kadro içinden gelen iki devlet başkanı, iki cumhurbaşkanı, birbirine görevleri, iki dost, aynı siyasi hareketin iki ferdi olarak devir teslim ettiler. 95 ülkenin katılımcılarının, liderlerinin bulunduğu bir törenle" diye konuştu. 

AK Parti Olağanüstü Kongresi`nin verdiği yetkiyle Genel Başkan olarak, Cumhurbaşkanı`ndan Başbakanlık görevini devraldığına işaret eden Davutoğlu, kısa sürede yeni kabineyi kurduklarını anlattı. 

Davutoğlu, vakit kaybetmeden, hiç ara vermeden, çok tempolu bir çalışma içine girdiklerini, 6 Eylül`de güvenoyu aldıklarını, Bakanlar Kurulu`ndaki görev devir teslimlerinden sonra çalışmalara başladıklarını dile getirdi. 

Bu süre içinde Bakanlar Kurulu`nu özel gündemlerle topladıklarına işaret eden Davutoğlu, bütün bakanlıklarda brifing aldıklarını vurguladı. 

Gündemde olan önemli konularla ilgili eylem planları hazırladıklarını, ilk olarak iş kazaları gündemde olduğu için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı`nı ziyaret ettiklerini söyleyen Davutoğlu, iş kazalarını önleme konusunda bir eylem planı hazırladıklarını, önümüzdeki haftalarda da bir törenle kamuoyuyla paylaşacaklarını kaydetti. 

AB Eylem Planıyla ilgili özel bir Bakanlar Kurulu toplantısı yaptıklarına işaret eden Davutoğlu, AB Bakanı`nın, dün Bakanlar Kurulu toplantısında alınan karar doğrultusunda eylem planının ilk aşamasını sunduğunu belirtti. 

Davutoğlu, Sağlık Bakanlığı ile uyuşturucuyla mücadeleyi ele aldıklarını, bir eylem planı hazırladıklarını, kasımda uyuşturucuyla mücadele şurası toplayacaklarını bildirdi. 

Milli Eğitim Bakanlığı`nı ziyaretinde de iki önemli karara imza attıklarını anımsatan Davutoğlu, "Birincisi meslek liselerinin yeniden yapılandırılması ve sanayi, piyasayla işbirliği halinde bu yapılandırmanın sürdürülmesi. İkincisi, bulunduğunuz il ve ilçelerde büyük bir coşkuyla kabul gören başörtüsüne ortaöğretimde de özgürlüğün kapısını açtık. Böylece başı açık, başı örtülü bütün vatandaşlarımız, toplumun her kesiminde yan yana eşit vatandaşlar olarak bulunma özgürlüğünü kazandılar. Bizim için dini inançlar, siyasi görüşler, vatandaşlık hukuku bakımından herhangi bir ayrımcılık da imtiyaz da getirmez. Bundan sonra her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı, başı açık, başı örtülü toplumun her kesiminde ve kamunun her yerinde eşit vatandaşlar olarak omuz omuza bulunabilecekler" diye konuştu. 

Davutoğlu, Maliye Bakanlığı`nı ziyarette kayıt dışı eylem planı hazırladıklarını, bu çerçevede gelecek günlerde adım atmaya devam edeceklerini bildirdi. Davutoğlu, devletin şans oyunlarından tümüyle çekilmesinde prensip kararı aldıklarını ifade etti. 

YÖK Başkanı ve Milli Eğitim Bakanı ile yaptıkları temaslarla uzun zamandır genç akademisyenlerin beklediği bir kararı hayata geçirdiklerini anımsatan Davutoğlu, "Akademisyenler de araştırma görevlileriyle muadilleri olan kamuda çalışan memurlar arasındaki özlük haklar farklarını giderdik. Bakanlar Kurulu`nda dün imzaya açarak, akademisyenliği teşvik eden önemli kararlar aldık. Akademisyenlik çok daha cazip hale getirilecek, yüzde 20`yi aşkın ücret zammı, teşvik primiyle akademisyenlerimizi ödüllendirmeye devam edeceğiz" dedi. 

Başbakan Davutoğlu, daha yasama yılı başlamadan 1 ay içinde eylem planı bekleyen bir çok konuda ciddi adımlar attıklarını dile getirdi. 

Göreve geldiğinden sonra kendisi için sembolik değeri çok yüksek olan Konya, İstanbul, Söğüt, Kırşehir, Samsun ve Malatya`yı ziyaret ettiğini anlatan Davutoğlu, irfanları, bu topraklardaki kültürlerin manevi bekçileri olan Hz. Mevlana, Ertuğrul Gazi, Ahi Evran gibi bütün yüce önderlerden göreve başlarken destur, izin aldığını, göreve onların manevi huzuruyla başladığını anlattı. 

Davutoğlu, omuzlarındaki tarihi sorumluluğu bir kez daha derinlemesine duyarak, görevi yerine getirmenin onurunu taşıdığını kaydetti 

Başbakan Davutoğlu, dün Ankara`nın başkent ilan edilişinin yıldönümü olduğuna işaret ederek, Ankara`nın ebediyen istiklallerinin başkenti olacağına inancını dile getirdi. 

Bu ziyaretlerle halkla buluşurken diğer yandan iki kardeş ve dost ülke KKTC ve Azerbaycan`ı ziyaret ettiğini anlatan Davutoğlu, Türkiye ile Azerbaycan`ın, bir millet, iki devlet anlayışı içinde hem ikili ilişkilerini geliştireceğini hem de Balkanlar ile Kafkaslar arasında Anadolu coğrafyasını, enerji üzerinden bir barış coğrafyası yapacağını söyledi. 

Çözüm bekleyen sorunlara bir anlamda çerçeve planlar hazırlamaya çalıştıklarını, diğer yandan yurt içi ve yurt dışında temaslarını sürdüklerini belirten Davutoğlu, şöyle devam etti: 

"44 günü hepimizi bayram kılan en önemli gelişmesi, 101 günlük esaretten sonra rehinelerimizin kurtarılması oldu. 101 günün her bir saati, her saniyesi sadece o rehineler, sadece onların aileleri için değil, bizim içinde imtihan, metanet, sabır sınavı oldu. Her saniye onları düşündük. Onların ülkemize, vatanımıza geri döneceği günün, anın planlamasını yaptık. O gün geldiğinde, onlarla Şanlıurfa`da kucaklaşıp, Ankara`ya indiğimizde Allah`a hamd ettik. Bu büyük milletin büyüklüğünü bir kez daha gördük. 77 milyon, o gün bir kez daha bayram yaptı. Nasıl 101 gün birlikte üzülmüşsek, o günde bir bayram havasında buluştuk. Bütün uluslararası toplumda, Suriye`de rehinelerle ilgili bir çok olumsuz görüntülerin yaşandığı bir dönemde 49 rehinenin burnu kanamadan, vatanlarına geri dönmesi büyük bir başarı hikayesi olarak tarihe geçmiş oldu. Başta MİT Müsteşarlığımız, Genelkurmay Başkanlığımız, emniyet birimlerimiz olmak üzere bu bayramı bizlere yaşatanlara teşekkürü borç biliyorum. Sorumlu yayıncılık anlayışını sürdüren medyaya da teşekkür ediyorum. Allah bir daha böyle acıları, hiçbir ailemize, ülkemize yaşatmasın. Ama bu sınav da gösterdi ki eğer böyle bir acı yaşanması söz konusu olursa 77 milyon tek bir beden, tek bir ruh olarak bu acıları paylaşmaya hazırdır." 

Davutoğlu, böyle bir bayramı yaşarken, bir takım kriz beklentileri ortadan kalkmış, Türkiye`de yeni hükümet, yeni Türkiye programını açıklamış, halkın seçtiği cumhurbaşkanı göreve başlamış, toplumda genel bir sükunet, son derece olumlu bir atmosfer oluşmuşken, Kurban Bayramı`nın 3. gününden başlamak üzere bir takım provokatörlerin, milletin sevincini kursaklarında bırakacak şekilde tam bir vandalizm, eşkıyalık ve terör faaliyetine giriştiklerini belirtti. 

Bunu ilk kez görmediklerini dile getiren Davutoğlu, şunları kaydetti: 

"Geçen yıl mayısta, Türkiye`de 3. köprü, 3. havaalanı, İstanbul`da büyük projelere imza atılmış, Türkiye Cumhuriyeti devleti ilk kez devlet anlamında IMF`ye borcunu sıfırlamış, dış borç defterini kapatmış, büyük bir bayramı yaşarken birileri Gezi provokasyonu başlatmıştı. 30 Eylül`de en kapsamlı demokratikleşme paketlerinden biri açıklanıp, başörtülü milletvekillerimiz özgür şekilde parlamentoya girmenin hazzı ve onurunu yaşarken, 16 Aralık`ta Türkiye Cumhuriyeti AB ile Ankara`da vize muafiyet anlaşmasını imzalamışken, milletimiz tam da bayram yaşarken 17 Aralık`ta bir başka tuzak kurdular. Birileri bu millete bayramları zehir etmeye çalışıyor. Ahdimiz ve andımız olsun ki bu millete bayramları yaşatmaya devam edeceğiz, kim ne yaparsa yapsın. Şimdi de bir şölen havası içinde cumhurbaşkanlığı görev devir teslimi yapılmış, hükümet kurulmuş ve şevkle göreve başlamışken, rehinelerimizin kurtarılmasıyla bütün millet bayram havasını yaşarken bu kez de yine taşeronlar, provokatörler devreye girdiler, bu bayramı bize zehir etmeye çalıştılar. Biz bu sınavları çok gördük. Bu sınavlar karşısında direnmeyi de biliriz o provokatörlere gereken hesabı sormayı da biliriz. 

Bu kez bahane Kobani bahanesiydi. Bu aslında 30 Mart seçimiyle, 10 Ağustos cumhurbaşkanı seçimiyle darbe yemiş vesayetçilerin perde gerisinde oldukları, 2015 seçimini ipotek altına alma çabasıdır. 2015 seçimlerine, bu ülkeyi huzur içinde götürmeye kararlıyız. Bu bahaneyle yapılan şiddet, terör ve vandalizm sonucunda 33 vatandaşımız hayatını kaybetti, 2 polisimiz şehit oldu. 531 sivil araç, 631 resmi araç, önemli bir kısmı ambülans tahrip edildi, yakıldı. 214`ü okul olmak üzere, bin 122 bina yakıldı. Bunların arasında kütüphaneler, kuran kursları, müzeler, parti binaları, işyerleri var." 

Başbakan Davutoğlu, televizyonlarda, "Biz şiddete dönüşsün istemedik, sadece gösteri yapın demiştik" diye konuşanların bulunduğunu belirterek, "Biz bunu görmüyor muyuz, nasıl bir planlama yapıldığını hissetmiyor muyuz zannediyorlar?" diye sordu. 

Bütün şiddet ve vandalizmde üç şeyin hedef alındığını belirten Davutoğlu, bunlardan ilkinin kamu binaları ve kamu otoritesi olduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: 

"Neden işyerlerine biliyor musunuz, kendilerine yakın olmadığı düşünülen işyerlerine. Çünkü çözüm süreciyle bütün Doğu ve Güneydoğu Anadolu`ya büyük bir yatırım dalgası başladı. Çarşı, pazarlar hareketlendi, oradaki vatandaşlarımız barışın, ekonomik kalkınmanın huzurunu ve semeresini görmeye başladılar. Gelecek perspektifi olmaya başladı, istihdam artmaya başladı, teşvik paketi içinde 6. bölgeye aldığımız bu illerimize milyarca dolar yatırımlar gitmeye başladı. Rahatsız oldular. Çünkü biliyorlar ki eğer bu bölgelerimiz ekonomik olarak kalkınırlarsa, onların terör çığlıklarına, çağrılarına cevap vermeyecektir. Üçüncü neden ise onurla aramızda bulunan il, ilçe belediye başkanlarımıza, bütün teşkilatlarımıza yönelik olarak sürdürülen saldırılardır. Yani AK Parti hedef alındı. Bununla şu mesajı vermek istediler: Bu coğrafyada bir tek biz oluruz. Başkasına izin vermeyiz. Birileri çekinebilir, CHP oraya ancak izinle gidebilir. Bayrak taşımadan Hakkari mitingi yapmak gibi. MHP çekinebilir ama bilsinler ki AK Parti`nin hiçbir ferdi, hiçbir şantajdan hiçbir tehditten korkmaz." 

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Memnuniyetle görüyoruz ki HSYK seçimlerinde hakimlerimiz, savcılarımız hür iradeleriyle, çok özgür bir ortamda kendi tercihlerini yaptılar. Türkiye`de yargı bağımsızlığının önemli eşiklerinden birisi gerçekleşmiş oldu" dedi. 

Davutoğlu, AK Parti TBMM Grup Toplantısı`nda yaptığı konuşmada, HSYK seçimlerine değindi. Davutoğlu, TOBB İstişare Toplantısı`nda, "Yargı hür ve bağımsızdır" derken, adaletin her şeyin temeli olduğunu anlattığını, adaletin olmadığı yerde devletin de huzurunun da olmayacağını vurguladığını belirtti. Hakim ve savcılara, "Yargı bağımsızlığı demokratik bir siyasal sistemin ana unsurlarındandır" dediğini kaydeden Davutoğlu, "Bunda kimsenin şüphesi yoktur. Yargı bağımsızlığına saygımız her zaman vardır. Ama yargının kendi içinde herhangi bir vesayetin parçası haline gelmemesi veya tek bir grubun, şu veya bu grubun, şu veya bu çevrenin tesiri altına girmemesi de yargı bağımsızlığının ana unsurlarından biridir" diye konuştu. 

Davutoğlu, hakim ve savcılara, "Kendi vicdanınıza sorun ve kendi vicdanınızla oy verin. Kesinlikle HSYK`yı tek bir grubun eline teslim etmeyin. Öyle bir teslimiyet olursa, en büyük zararı siz görürsünüz" dediğini ifade ederek, şöyle konuştu: 

"Şimdi memnuniyetle görüyoruz ki HSYK seçimlerinde hakimlerimiz, savcılarımız hür iradeleriyle, çok özgür bir ortamda kendi tercihlerini yaptılar. Her birine kefilim. Türkiye`de yargı bağımsızlığının önemli eşiklerinden birisi gerçekleşmiş oldu. Çünkü demokrasinin şartı, özgür, bağımsız ve vesayetten uzak bir yargının oluşmasıdır. Bakınız geçmişte Osmanlı döneminde de oldu, yakın siyasi dönemimizde de... Yargı ne zaman bürokrasinin bir kesimiyle vesayet ilişkisine girmişse darbelere meşruiyet kazandırmıştır. 27 Mayıs, 12 Eylül darbesi... 28 Şubat yargısının brifing alması hepimizin bildiği şeylerdir. Ha bir yere gidip brifing almışsınız, ha yargının parçası olmayan bir yerden talimat almışsınız. Bunlar aynı. Bizim tek bir arzumuz var, vesayetten kurtulmuş yargı. 

Said-i Nursi`den Nazım Hikmet`e, rahmetli Adnan Menderes`ten rahmetli Necmettin Erbakan`a, Necip Fazıl`dan Şeyh Said`e, Deniz Gezmiş`den Seyit Rıza`ya, İskilipli Atıf Hoca`ya kadar... Yargının vesayet altına aldığı, şu veya bu görüşten, inançtan, mezhepten onlarca önemli kanaat önderimizi bu topraklarda kaybettik. Sizin buraya getirip hakim ve savcı yapmak için, `kadroları oluşturanlar böyle istiyor` diye talimat vermeye kalkanlar oldu. Şimdi Türk yargı bağımsızlığı açısından tarihi bir sınavdan geçildiği ve en doğru zeminde doğru bir sürecin işletildiği kanaatindeyim. Bu sebeple de tüm yargı camiasını bir kez daha tebrik ediyorum. Onların gösterdikleri ihtimamın, hepimizce özenle korunacağını da bilmelerini istiyorum. Yargının hak ettiği saygınlığa ulaşması, demokrasimizin de devletimizin de toplumsal huzurumuzun da teminatıdır. Hiç kimsenin şüphesi olmasın, Türkiye 21. yüzyılın yükselen gücüdür." 

Başbakan Davutoğlu, New York`ta bulunan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile sürekli temas halinde olduğunu kaydederek, perşembe günü BM Güvenlik Konseyi seçimlerinin olacağını anımsattı. Davutoğlu, "İnşallah BM Güvenlik Konseyi`ne daimi olmayan üye statüsünde seçileceğiz. Eğer seçilirsek ki - büyük bir ihtimalle seçileceğimize inanıyoruz - ilk defa dünyada 5 yıl aradan sonra bir ülke tekrar seçilmiş olacak. Bu da Türkiye`nin önemini gösteriyor. Biz Türkiye`yi dünyanın her yerinde temsil etmeye, en güçlü şekilde hakkın, hukukun ve uluslararası barışın güvencesi olmaya devam edeceğiz" dedi. 

Türkiye`nin gelecek dönemde enerji koridorlarının, ulaştırma hatlarının havzası, kültür ve medeniyetlerin buluştuğu kültür havzası olacağını kaydeden Davutoğlu, kimsenin bundan şüphesinin olmamasını istedi. Davutoğlu, "Birileri tuzak kurar, birileri vizyon kurar. Biz vizyon kuruculardanız, vizyon kuruculardan olmaya devam edeceğiz" diye konuştu. 

Şehit düşen güvenlik görevlilerine, helikopter ve trafik kazasında şehit olan asker ve polislere rahmet dileyen Davutoğlu, "Yol hayır, yolcu hayır, istikbal hayır. Bu hayırlı yolun hayırlı yolcularına selam olsun" dedi. 



ARTUKLU HABER AJANSI-ANKARA


Yükleniyor

Yükleniyor

Yükleniyor