ÖZ İPLİK İŞ Sendikası Genel Başkanı Murat İnanç?İsteyen çalışanlar da en çağdaş vergileme sistemi olan beyannameye dâhil edilsin?
ÖZ İPLİK İŞ Sendikası Genel Başkanı Murat İnanç“İsteyen çalışanlar da en çağdaş vergileme sistemi olan beyannameye dâhil edilsin”
ÖZ İPLİK İŞ Sendikası, Maliye Bakanlığı’nı çalışanların gelir vergisinde yeni bir sisteme geçmeye çağırdı.
Asgari ücretliler Türkiye tarihinde belki de ilk kez, Gelir Vergisinde ikinci dilime girecekler. Böylece, yüzde 20’lik “Gelir Vergisi” ödeyecekler. Hiç mesai yapmayan asgari ücretliler Ağustos ayında, fazla mesai yapanlar ise Haziran ya da Temmuz ayında, teorik olarak “korunması gereken ücret geliri elde eden kesim” dışına çıkacaklar!..
ÖZ İPLİK İŞ, gelir vergisine yönelik bir çalışma notu hazırladı. Çalışmada, Türkiye’nin asgari ücret üzerindeki vergi yükünün yüksek olduğuna dair iki ayrı akademik çalışmaya atıfta bulunuldu.
Bu çalışmaya göre ücretliler, elde ettikleri gelire göre en fazla vergi veren kesimlerin başında geliyor. Yine ücret geliri elde edenler, vergi açısından giderlerini indiremeyen ve bu nedenle en yüksek vergi veren kesim durumunda. Üstelik Türkiye’de asgari ücretlilerin vergi yükü, dünyanın zengin ülkelerin bile üstünde.
ÖZ İPLİK İŞ Sendikası Genel Başkanı Murat İnanç, Maliye Bakanlığı’nın asgari ücretin bir üst gelir vergisi dilimine girmesine yönelik geri adım atmak istememesinin; soruna bürokratik bakmaktan kaynaklandığını vurguluyor. İnanç, asgari ücretin bir üst vergi dilimine girmesinin; Anayasa'nın 73. maddesinde yer alan verginin mali güce göre alınması esasına ve 4857 sayılı iş kanununun 59. maddesinde yer alan asgari ücret tespit komisyonu ücretlilerin asgari sınırlarını belirler hükmüne aykırı olduğunu belirtiyor. Konuya ilişkin bir değerlendirme yapan Murat İnanç, şu görüşleri vurguladı:
“Biz diyoruz ki, madem yüksek gelir elde ediyoruz, o zaman beyanname verelim!”
“Öncelikle, Maliye Bakanlığımızın, 2016 için gelir vergisi dilimlerini düşük oranlı artırarak, asgari ücretlilere yapılan ücret artışının bir kısmını telafi etme kaygısı güttüğünün farkındayız.
Ücret geliri elde edenlere “sabit gelirli” denilir. Oysa yüksek gelir elde edenler bir yana, asgari ücretlilerin ele geçen maaşı “azalacak..” Bu tanımı değiştirmek gerekebilir, asgari ücretlilere bile artık “azalan gelirli” demek gerekecek. Kimse buna izin vermemeli.
Türkiye’de vergiler karşısında giderlerini düşerek, net gelir üzerinden vergi imkânına sahip olmayan tek kesim ücretlilerdir. Gerek Gelir ve Kurumlar Vergisi, gerekse dolaylı vergilere yönelik olarak, beyannameyle vergi ödeyen her gerçek ve tüzel kişi, yaptığı harcamaları gider yazabilmekte, KDV’sini ekonomik faaliyet içinde satış yaptığı zaman tahsil edip ödemektedir.
Ücretliler de vergi teorisinin temelinde olduğu gibi, vergiyi doğuran geliri elde ederken harcadıkları tutarı, yaptıkları masrafı düşebilmeli, gider yazabilmeli.
Biz de kira giderimizi, çocuklarımızın eğitim masraflarını gider yazmak istiyoruz ve bu bizim hakkımız.
“Türkiye’nin altyapısı beyanname düzeni için yeterlidir..”
Bakanlığımızdan talebimiz, ücretlilere yönelik altyapıyı kurup beyanname sistemine geçilmesini sağlamaktır. Gayrimenkul kira geliri elde edenler için beyannameyi hazır hale getirecek kadar gelişmiş bir teknolojik altyapı elbette ücretlilerin de beyannameye geçişine imkân verecektir.
Beyanname sistemi “ihtiyari” de olabilir. İsteyenler katılabilir. Hatta karma sistem de uygulanabilir. Yani mevcut tevkifat sistemi devam eder, biz de her yıl sonunda sadece giderlerimizi beyan ederiz, Maliye de bu gider beyannamemize bakıp iademiz varsa hesaplarımıza yatırır.
Bu modellerin hepsi başta ABD olmak üzere gelişmiş ekonomilerde uygulanıyor.
Buna basit bir şekilde KDV iade sistemi de eklenebilir. Günlük yaşamda işletmeler elektronik yazar kasalarla çalışmaya başladı. Hepimiz banka nakit kartları ya da kredi kartlarıyla alışveriş yapıyoruz. Elektronik POS cihazları, elektronik beyannameler, elektronik faturalara yapılan yatırımlar boşa gitmemeli. Bütün bu sistemler kullanılarak hem beyanname hem de KDV iade sistemi gerçekleştirilebilir. Bu uygulama kayıt dışılığın önlenmesini de sağlayacaktır. İade sistemi olursa, herkes sisteme gönüllü uyum sağlayacaktır.
Asgari Geçim İndirimi yoluyla Gelir Vergisi desteği yetersizdir ve çalışanlar olarak bunu yeterli göremeyiz.
Bu süreçte gördük ki; Maliye Bakanlığı asgari ücretliden bile gelir elde etmeyi düşünebilmiştir. Açıkçası, Asgari Geçim İndirimi bile elimizden gidecek diye korkuyoruz.
“Maliye, asgari ücretliler yerine, açıkça düşük gelir beyan ettiği ortada olan diğer kesimlere ve kayıt dışılığa odaklanmalı”
Asgari ücretliler, korunması gereken kesimlerdir. Herkesin koruma yönünde çözümler üretmesini beklerken, Maliye Bakanlığının gelir vergisi dilimlerindeki uygulamalarını kabul etmemiz beklenmemelidir.
Siyasilerimizin ve bürokrasimizin meseleye yanlış bir noktadan yaklaştığını düşünüyoruz: Asgari ücret ekonomik-mali bir araç olduğu kadar, sosyal bir araçtır. Korunması gereken kesimi belirlemektedir. Yıllardır bilindiği gibi asgari ücretliler, serbest meslek erbaplarından daha fazla gelir vergisi vermektedir.
Ekonominin (iyimser bulduğumuz hesaplamalara göre) yüzde 26,5’i (GSYH’nin yüzde 26,5’i) kayıt dışı olduğunu da hesaba kattığınızda, bu alanda sağlanacak iyileşmelerin, asgari ücretliden alınacak gelir vergisinden çok daha fazla olacağı ortadadır. Ayrıca, asgari ücretli kadar vergi vermeyen gelir vergisi mükelleflerine odaklanılması da asgari ücretliden elde edilecek ek gelirden fazla olacaktır. Ücretlilerin gelir vergisine odaklanılması açıkçası kolaycılıktır.”Dedi.
ARTUKLU HABER AJANSI