Tarih: 06.04.2018 13:48

BAŞKAN UYSAL ?YERLİ ÜRÜN ÇALIŞTAYI?NDA KONUŞTU

Facebook Twitter Linked-in

İSKİ?nin düzenlediği ?II. Su ve Atıksu Sektöründe Yerli Ürün Çalıştayı?nda konuşan Başkan Mevlüt Uysal, İBB?nin her alanda teknoloji üreten ve yerli teknolojiyi kullanmaya özen gösteren bir kurum olduğunu belirterek, ?Her alanda yerli ürün kullanmak konusunda biraz daha cesur olduğumuzu düşünüyorum. İBB olarak UBER?in yerlisini yaptık, İTaksi?yi hayata geçirdik. İnşallah kısa zamanda Turkcell ve PTT ile çok büyük bir sektör olan yemek kartı alanında bir çalışma hayata geçireceğiz? dedi. İBB’nin bağlı kuruluşlarından İSKİ’nin düzenlediği “II. Su ve Atıksu Sektöründe Yerli Ürün Çalıştayı”na, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal’ın yanı sıra, İSKİ ve İBB Bürokratları, STK’lar ile sektör temsilcileri katıldı.

“İBB OLARAK YERLİ ÜRÜN KULLANMAK KONUSUNDA CESURUZ”

Çalıştayda konuşan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal, teknolojinin insan hayatının vazgeçilmezi olduğunu belirterek, “İBB olarak her alanda yerli ürün kullanmak konusunda biraz daha cesur olduğumuzu düşünüyorum. Açıkçası baktığımız zaman, sadece İSKİ değil, İstanbul Büyükşehir olarak bütün birimlerimizde yerli ürün kullanımı konusunda biraz daha cesur olduğunu düşünüyorum. Bunun nedeni Sayın Cumhurbaşkanımızın 1994 yılında belediye başkanı olduktan sonra bu kapıyı açması ve daha sonrasında da Türkiye’de gerçekten yerlileşme adına güzel adımların atılmış olmasıdır. Gerçekten İstanbul’a bakıldığı zaman birçok birimimizde yerli ürünleri kullanıyoruz” dedi.

Kullanılan ürünün Türkiye’de üretilmiş olmasının yerli olması için yeterli olmadığını, kullanırken ve kullandıktan sonra bu ürün bizi bir başka ülkeye bağımlı hale gelinmemesi gerektiğini vurgulayan Mevlüt Uysal, bu konuda milli sanayicilere büyük iş düştüğünü söyledi.

Başkan Uysal, “Bizim yaşlarımızda olanlar hatırlar, geçmişte ilkokullarımızda yerli malı haftası olurdu. Yerli malı, yerli ürün dediğimiz zaman ne anlaşılmalı? Şu anda bizim İSKİ’de kullandığımız bir ürünün sadece İstanbul’da, Türkiye’de sanayicimiz tarafından yapılmış olması yetmiyor. Kullandıktan sonra, kullanırken ve bu ürün bizi bir başka yere bir başka ülkeye bağımlı hale geliyorsa şayet, bu ürün yerli olmaktan çıkmıştır. Bu manada da sanayicilerimize iş düşüyor. Zaten baktığımız zaman ürün tanımımız da değişmiş durumda” diye konuştu.

YERLİ VE MİLLİ ‘YEMEK KARTI’

İstanbul’da yemek kartının ciddi bir pazar olduğunun ve bu pazarın Fransızların elinde olduğunun altını çizen Uysal, şöyle konuştu; “İstanbul’da yaşıyoruz. Hareketli bir şehir, yemek kartı ciddi bir pazar. Ama Fransızların elinde. Şu anda yerli bir ürün çalışması yapıyoruz. Aslında tamamen bir yazılım, bir program. Yerlilik nedir? Ürünü alan da satan da dışa bağımlılıktan kurtulsun. Yemek kartı sisteminde şu anda Fransızlar hakimler. Satanda alan da onların kararına bağlı kalmışsa, artık o sistem yerli olmaktan çıkmıştır. İnşallah kısa bir zamanda Turkcell, PTT ve Büyükşehir olarak bir çalışmamız var, inşallah hayata geçireceğiz.”

“Yemek kartı bir rahatlıksa yemek yiyenle yemek ikram eden arasındaki kararı çok uzaklardan birileri vermemeli. O konforu burada sağlayabilmemiz lazım” diyen Uysal, sözlerini şöyle sürdürdü;

“Yerli malı deyince hakikaten rekabet edebilen, yenilik getirebilin ürün demektir. İşin çerisine teknoloji ve inovasyon giriyor. Kurumlarımızla, akademik çevremizle, STK’larımızla ve sanayicilerimizle hep beraber bir araya gelir, bu sorunları aşarız diyorum. Yakın geçmişe bakıp çok daha iyimser olmak gerektiğini düşünüyorum. Bu potansiyelle önümüzdeki 5-10 yıl içinde her alanda dünya ile rekabet edebilen sanayicilerimiz, dünyanın konforunu yaşayan halkımızı oluşturabileceğiz diye düşünüyorum.”

UYSAL: “UBER’İN YERLİSİNİ YAPTIK”

UBER’in de yemek kartı gibi bir sistem olduğunu, taksiye binen ve kullanın yerli olmasına rağmen başkalarının aldığı karara uymak zorunda kaldıklarını hatırlatan Uysal, sözlerini şöyle sürdürdü; “Yine son günlerin en fazla gündem olan konularından birisi, UBER, aynen yemek kartı gibi bir sistem aslında. Taksiye binen de bindiren de aslında yerli, ama o sistem sayesinde başkalarının aldığı kararları uymak durumundalar. Şu anda biz de onun yerlisini yaptık, İTaksi. Aslında sistem olarak aynı sistem. Birisinde kararı yurtdışında, Amerika’da, New York’tan birileri karar veriyor. Diğerinde ülkemizde bu konunun ilgililerinin oluşturduğu bir ekip karar veriyor. Evet çok güzel, ama şimdi bazen bakıyoruz; 18 bin taksimiz var dersek, 5 bin tane üyemiz var. Niye katılmıyorlar? Şoför diyor ki; ‘Ya Başkan, ‘Kamera koyup bizi takip ediyorlar içeride’ diyor. İyi baba da ondan başka da bir çaresi yok yani. Neticede, UBER’e karşı çıkmak, onu yerli yapalım demek, ele sopa alıp sokakta UBER’cileri kovalamakla olmuyor. Yerlisini yaparsak bunu çözmüş oluruz. Bu manada gerçekten önemli olduğunu düşünüyorum. Şu anda öyle bir noktaya gelmiş vaziyetteyiz ki, gerçekten uzun soluklu olarak aslında bu ürünlerle başkalarının kararlarına mahkum olarak yaşıyoruz.”

“UBER, aslında rahatlık demektir. Şoförle müşterinin birbirine güvenini sağlaması demektir. Biz o konfordan uzak kalmamalıyız. Ama o konforu yaşarken biz ta yurtdışındaki bir insanın kararıyla taksicimizle müşteri birbiriyle kavga eder hale düşmemeli” ifadelerini kullanan Uysal, şunları kaydetti;

“Yerli malı dediğimiz zaman, o zaman ortaya şu da çıkıyor; Hak eden, rekabet edebilen, yenilik getiren o konforu alıcıya da satıcıya da sunabilen ürün demektir. İşin içerisine teknoloji giriyor, inovasyon giriyor. Ürünü alan da satan da geliştiren de onları yetiştiren de akademik çevresinden idarecisine hep beraber bir araya gelip inşallah bunları aşarız diyorum. Geçmişe batıp çok ümitsiz olmak yerine, yakın geçmişe bakıp ve geleceğimiz iyi planlayıp çok daha iyimser olma gerektiğini de düşünüyorum. İnşallah bunu yapalım. Bu potansiyelle, bu havayla biz inanıyorum ki kısa bir süre içerisinde, önümüzdeki 5 yıl 10 yıl içerisinde her yönüyle dünyayla rekabet edebilen bir mecraya geçeriz. Dünyayla rekabet eden sanayicilerimiz, dünya konforunda yaşayan halkımız, hep beraber bunu yapacağız diyorum. Sanayicilerimize bu konudaki destekleri için ayrıca teşekkür ediyorum.”

“KAMU VE SANAYİCİ BİRBİRİNE GÜVENMELİ”

İBB olarak yaptıkları metroları biraz daha uzatmak istediklerinde sinyalizasyonu yapan firma ‘benden izinsiz yapamazsın yada şu kadar para isterim’ dediğini ve bunun müthiş bir bağımlılık olduğunu dile getiren Uysal, “Bu müthiş bir bağımlılıktır. Bu durumda yerli ve milli ürünün önemi çok daha iyi ortaya çıkıyor. O zaman görüyoruz ki yerli ve milli ürün ülkemiz adına çok daha önemli hale geliyor. Bu nedenle İSKİ’nin attığı bu adımın önemli olduğunu düşünüyorum. Sanayiciler ile bu ürünlerin en büyük kullanıcıları olan kamu idareleri birbirine güvenmeli ki gerçekten mesafe kat edebilelim. Güvenmeli ki ülke olarak bir başkasına bağımlı kalmayalım, huzurumu bozmayalım” şeklinde konuştu.

“İSKİ İLE ÇALIŞMAK ÇOK İYİ BİR REFERANS”

Bugün İSKİ’nin 15 milyonluk kente su ulaştıran, arıtmasını da yapan, Melen gibi yaklaşık 300 kilometreden bize su getiren bur kurun haline geldiğine dikkat çeken Başkan Mevlüt Uysal, “İSKİ’nin ürünlerini temin eden, ona ürün yapabilen bir sanayici dünyada herhalde ürün satamayacağı herhangi bir su idaresi yoktur. Baktığımız zaman İSKİ’nin alanı birçok Avrupa devletinden daha büyük ölçekte. Türkiye’deki bütün belediyeler de bir süre sonra İSKİ’nin yaptıklarını kullanır hale geliyor, gelecek. Sanayicilerimizin önünde çok büyük bir Pazar var. İlk yaptıkları ürün güven vermelidir. O zaman sanayicilerimiz kendileri adına baktığı zaman ilk yaptıkları ürünler tanıtım adına en doğru olmalı, o manada da sanayicilerimize iş düşüyor” diye konuştu.

İBB SANAYİCİLERE YERLİ ÜRÜN TEKLİFİ GÖTÜRÜYOR

“İstanbul Büyükşehir Belediyesi olarak öyle bir noktaya geldik ki sanayicilerimizi zoraki çağırarak ‘Aman şunu beraber yapalım’ der konumuna geldik” diyen Uysal, sözlerini şöyle tamamladı;
“İnşallah bu devam eder. Bunun sanayimize ve ihracatımıza çok önemli katkıları olacak ve artık başka ülkelere bağımlılığımız olmayacak diye düşünüyorum. Bu devam ettiği zaman inanıyorum ki kısa zamanda sanayimizde, ticaretimizde önemli markalar olacak. Ondan daha önemlisi de artık başkalarına bağımlılığımız olmayacak diye düşünüyorum.”


Orjinal Habere Git
— HABER SONU —