Sağlık Bir Sen Mersin Şube Başkanı Mahmut Karaarslan , Biyologlarin artık laborant olarak görülmesinden vazgeçilmesi gerektiğini belirtti
Sağlık Bir Sen Mersin Şube Başkanı Mahmut Karaarslan , Biyologlarin artık laborant olarak görülmesinden vazgeçilmesi gerektiğini belirtti
Biyolog unvaninin tanımının Türkiye Cumhuriyeti Mesleki Yeterlilik Kurumu tarafından yapıldığını belirtti.
Biyologlarin ,biyolojik bilimlerin uygulayıcısı olduğu , biyolojik bütün sistemlerde biyologlarin aslı personel olduğu , gününüz çağının biyolojik çağ olduğunu ve en fazla biyologlarin konusulmasi gerektiği ve daha çok biyolojik mevzuatların çıkması gerektiğini ifade etti.
Biyologlarin ,bütün laboratuvarların teknik personeli olduğunu , ister klinik ister klinik dışı olsun bütün laboratuvarlarda analist olarak görev alması gerektiğini , biyologlari laborant gibi gören düşüncenin artık son bulması gerektiğini belirtti.
İşte Mesleki Yeterlilik Kurumu tarafından yapılan biyolog tanimlamasidir.
Biyolog; üniversitelerin lisans eğitimi veren fen/fen-edebiyat fakültelerinin biyoloji, moleküler biyoloji ve genetik bölümlerinden mezun olan; tüm canlıları, canlıların birbirleri ve çevreleri ile olan etkileşimlerini, bilimsel yöntemlerle inceleyen, bu yöntemler sonucunda elde ettiği verileri eğitim, tarım, orman, sağlık, çevre, gıda, endüstri, biyoteknoloji, nanobiyoteknoloji, doğal kaynakların yönetimi ve ekoloji alanlarında araştıran, inceleyen, analiz eden, üreten ve kontrol eden, denetleyen, uygulayan ve uygulatan, bu sonuçları rapor halinde sunan meslek mensubudur.
BİYOTEKNOLOJİ, BİYOGÜVENLİK, BİYOÇEŞİTLİLİĞİN KORUNMASI, GENETİĞİ DEĞİŞTİRİLMİŞ ORGANİZMA = GDO SORUNU, BİYOGAZ-BİYODİZEL, BİYORAFİNERİLER ve MOLEKÜLER BİYOLOJİ - GENETİKTEKİ HIZLI GELİŞMELER gibi alanlar isimlerinden de anlaşılacağı gibi Biyoloji biliminin bizzat kendisi ile ilgilidir ve gelecekte BİYOLOG mesleğinin gözde, aranılır ve daha çok ihtiyaç duyacağımız bir meslek olduğunu göstermektedir. Salgın nedeni ile Gönüllü olarak PcR larda analist olarak fedakarca görev yapan biyologlarin haklarinin verilmesini talep ediyoruz. Virüslere çare bulabilmek için biyolojik bilimlerin uygulama aşamasını ,kanunlarini ,tekniklerini bilmekle basarilacagini her zaman dile getirdik. Milli ve yerli aşimizin üretim aşamalarında da biyologlar yer alacaktır. Sayın Cumhurbaşkanımız dan Biyologlarin meslek yasa tasarısının yasalaşması süreçlerine destek olmasını ve aşağıda bahsettiğimiz sorunların çözülmesinde yardımcı olmasını beklemekteyiz.
Biyologlar, 1985-86 yılından önce Fen/Fen-Edebiyat Fakültelerinin bölümlerinden
dört yıl okuyarak mezun olan (Fizik, Kimya, Matematik, İstatistik vb.) temel fen bilimciler gibi Teknik Hizmetler Sınıfında istihdam edilirken ve tüm haklardan eşit olarak yararlanırken; daha sonra son derece yanlış ve hangi nedenle olduğu kesin olarak anlaşılamamış eksik bir yaklaşımla biyologların sadece Sağlık Hizmetleri Sınıfında hastanelerde görev alabilecekleri şeklinde bir yasal düzenlemeyle sınırlandırılmışlardır.
Halen Sağlık Bakanlığı’nda sağlık hizmetleri ile ilgili eğitimleri olmadığı savunulurken Maliye Bakanlığı da tam aksini yani “Üniversitelerin mesleki sağlık eğitimi veren Fen ve Fen-Edebiyat Fakülteleri Biyoloji bölümleri” ibaresini kullanmakta ve savunmaktadır. Oysa Biyoloji bölümleri mezunları doğada saha çalışmaları başta olmak üzere öncelikle “Teknik Hizmet veren” bir eğitim-öğretim görmektedirler. Üstelik yine Maliye Bakanlığı’nın görüşü doğrultusunda “Teknik Hizmetler Sınıfında yer alan Kimyager ve Fizikçiler de Sağlık Bakanlığında istihdam edilmelerinin yanı sıra sağlık alanında farklı nitelikli görevleri yerine getirmektedirler” görüşü ile Biyologlar Teknik Hizmetler Sınıfı’na geçtikleri takdirde yine sağlık kurum ve kuruluşlarında görev alabileceklerdir.
Biyologların Sağlık Hizmetleri Sınıfında çalışmaları ile ilgili düzenleme hem Gıda,
Hayvancılık Bakanlığı, hem Tarım ve Orman Bakanlığı , Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, hem de diğer çeşitli bakanlıklara bağlı olarak çalışan Biyologların yetki ve sorumluluklarını kısıtlamış; hem 2 yıllık meslek yüksek okulu mezunları gibi maaş almaya başlamışlar hem de aynı fakültenin diğer bölümlerinden mezun olan Fizikçi, Kimyager, Matematikçi ve İstatistikçi kadrolarında istihdam edilenlerle aralarında özellikle derece, ek gösterge ve özel hizmet tazminatları yönünden ciddi bir uçurum oluşmuştur. Aynı fakültenin farklı bölümlerinden mezun olanlar arasında büyük bir eşitsizlik doğmuştur. Tüm girişimlerimize rağmen, başta kamu kurum ve kuruluşlarında birçok bakanlıkta olmak üzere henüz biyologların görev yetki ve sorumlulukları da belli değildir.
Buna ek olarak Fen Fakülteleri ve Fen-Edebiyat Fakültelerinin tüm bölümleri kendi mezunlarını kadro ve unvanlarıyla istihdam edebilirken yani Fizik Bölümlerinde “Fizikçi”, Kimya Bölümlerinde “Kimyager” kadroları bulunurken “Biyolog” kadroları sadece Sağlık Hizmetleri Sınıfı ile ilgili alanlara verildiğinden Biyoloji bölümleri mezunlarını “Biyolog” kadrosunda istihdam edemez hale gelmişlerdir. Yani Türkiye’de kendi mezun ettiği unvan ile eleman alamayan tek bölüm “Biyoloji Bölümleridir”.
Biyologların ister Sağlık Hizmetleri Sınıfında isterse Teknik Hizmetler Sınıfında istihdam edilsin, hastanelerde çalışmalarında bir engel yoktur. Ancak diğer bakanlıkların bünyelerinde de aldıkları eğitim-öğretim ve ilgili bakanlıklardaki gereksinim doğrultusunda istihdam hakkının elde edilebilmesi ve ek olarak özel sektörde de yer alabilmeleri halen ülkemizde bulunan ve sayıları 100.000’in üzerinde ve çoğu işsiz ya da gizli işsiz olan Biyologları son derece rahatlatacaktır. Bunun en tipik örneği Gıda ve Hayvancılık Bakanlığı’dır, 2012 yılında gereksinim duyduğu 85 Biyolog için mecburen 4B statüsünde kadro ilan etmiştir.
Bugün Gıda ve Hayvancılık Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Tarım , Orman ve Su İşleri Bakanlığı vb. kurum ve kuruluşlarla yaptığımız çeşitli görüşmelerde özellikle bakanlıkların Ar-Ge birimlerinde biyologların mutlaka bulunması gerektiği, araziye çıkıldığı zaman biyologlara çok gereksinim duyulduğu gerçeği ifade edilmektedir. Keza ilgili bakanlıklar çeşitli zamanlarda yapılan toplantılara biyolog akademisyenleri çağırmakla birlikte genelde bu geçici bir çözümden öteye gitmemektedir.
Ayrıca kamuda KPSS sonucunda Sağlık Bakanlığı’na bağlı sağlık kurumlarında
görev alacak biyolog sayısı da her geçen yıl giderek azalmaktadır. Son dönemlerde hastanelerde istihdamları noktasında da ciddi sıkıntılar doğmuştur, özellikle özel hastaneler ve laboratuarlar 4 yıllık fakülte mezunu biyologların yerine daha cüzi ücretlerle 2 yıllık Sağlık Meslek Yüksek Okulları mezunlarını çalıştırmaya başlamışlardır. Sağlık Bakanlığında görev yapan biyologlar yardımcı sağlık personeli statüsünde sayılmakta birçok sektörde ise yasal düzenlemeler yapılmadığından asgari ücretlerle çalıştırılmakta ve haksızlığa uğramaktadırlar.
Buna ek olarak 30.Nisan.2012 tarihinde Sağlık Bakanlığı’nın sorusu üzerine YÖK tarafından üniversitelere de gönderilen bir yazı ile “Sağlık Bakanlığına bağlı insan sağlığında hizmet veren tıbbi laboratuarlarda (mikrobiyoloji veya biyokimya) ve merkezlerinde diğer bazı 4 yıllık fakülte mezunları ile birlikte Biyoloji Bölümü mezunlarının da 2 yıllık yüksek okul mezunu Tıbbi Teknikerlerle aynı işi yapabileceklerine” dair alınan kararı iletmiştir. Adı geçen birçok en az 4 yıllık bölüm mezunlarının 2 yıllık meslek yüksek okulu mezunlarıyla eşdeğer görev almalarını savunmak çok büyük bir yanlışlıktır.
Bilimin ve teknolojinin hızla geliştiği ülkelerde yüzyılın mesleği olan biyoloji bilim
dalının ve biyologların; ülkemizde neredeyse hiçbir değerinin olmadığı, öğrenciler ve çalışanlar, boşta kalanlar ve bu bölümü daha sonra seçecek olan gençlerimizce gözde bir meslek olmadığı gibi yanlış ancak düzeltilebilir bir kanı, kamuda çıkan mevzuat ve uygulamalarla giderek artmaktadır. Öğrencilerimizin ve öğrenci adaylarımızın gelecek kaygılarını giderecek hukuki iyileştirmelerin yapılması için adım atılması gerekmektedir.
Biyologların faaliyet göstermeleri gereken alanlar maalesef başka meslek grupları
tarafından adeta işgal edilmektedir. Öğretim programlarında biyoloji veya ilgili bir ders alan herkes kendisini bir biyologun yapabileceği her şeyi yapabilir sanmakta, kurum ve kuruluşlar da bu durumu teşvik etmektedir. Bu düşünce tarzı giderek özel sektörde de yaygınlaşmaktadır.
Oysa hiç şüphe yoktur ki ülkemizin konumu; korumamız ve sahiplenmemiz gereken biyolojik zenginliklerimiz; susuzluk, çevre kirliliği ve küresel ısınmaya bağlı sorunların durdurulamaması; keza yakın ve uzak geleceğimizde ulusal çıkarlarımızın korunması açısından biyolojinin kapsamı ve önemi her geçen gün inanılmaz bir hızla artmaktadır. Dünyadaki çağdaş ve modern yaklaşımlı gidişe katılmamız yaşam boyu biyoloji eğitimi, biyologların istihdamı ve özlük haklarının kesin hatlarıyla belirlenmesi konusunda ivedilikle davranmamız gerekmektedir ve Türkiye Cumhuriyeti Devletimizin ilgili ,yetkili kurum ve kuruluşlarını Biyologlar için acil düzenlemeler yapmaya davet ediyoruz.''Dedi
ARTUKLU HABER AJANSI-MERSİN