Başkan Öter ;’Kadına Yönelik Şiddeti Artıran İstanbul Sözleşmesi İptal Edilsin ‘

Mardin toplumsal dayanışma federasyonu ve Türkiye aile meclisi Mardin il Başkanı Mehmet Şerif Öter “İstanbul sözleşmesinin 9.Yıl dönümü dolayısıyla bir açıklama yaptı.

Mardin 25.11.2020 22:34:00 0
Başkan Öter ;’Kadına Yönelik Şiddeti Artıran İstanbul Sözleşmesi İptal Edilsin ‘

Mardin toplumsal dayanışma federasyonu ve Türkiye aile meclisi Mardin il Başkanı Mehmet Şerif Öter “İstanbul sözleşmesinin 9.Yıl dönümü dolayısıyla bir açıklama yaptı.

 

Başkan Öter açıklamasında “Kasım 2011'de TBMM’de tüm partilerin şerhsiz oybirliğiyle kabul ettiği "İstanbul Sözleşmesi ve uygulamalarının” 9. Yılını tamamladık.

 

Geçirdiğimiz bu 9 senenin sonunda Türkiye’nin ve daha birçok devletin küresel ve emperyal bir baskı neticesi olarak imzaladığı İstanbul Sözleşmesi, emperyal politikalar açısından oldukça başarılı olmuş gibi görünüyor. Oysa Kadına yönelik şiddeti bitirme iddiası ile toplumlara dayatılan İstanbul Sözleşmesi, ona atıf yapan uygulamalar ve onun üzerine inşa edilen aile ve toplum politikaları kadını-erkeğe/erkeği kadına düşman ederek birçok alanda daha önce görülmemiş rakamlara şahitlik Etmemize sebep oldu. Mesela kadına yönelik şiddet her geçen sene bir önceki senenin rekorunu kırıyor.

 

Üstelik yeni yeni rekorlar kırmaya da devam edecek gibi duruyor. Sadece son bir hafta içinde cinayete kurban giden kadın sayısı: 13.

2019 yılında öldürülen kadın sayısı son yılların rekoru: 474. Son 9 yılda İstanbul sözleşmesi/6284 fitnesi sebebiyle 3 milyon ailenin yuvası dağıldı 3bin kişi öldü.

 

İmzalandığı günden beri dağılan aile miktarı ve boşanma oranlarında her sene rekor kırıyor. Evinden atılan, uzaklaştırılan, aile içi tecavüz saçmalığı veya iftira ile ceza evine atılan baba sayısında da her sene rekorlar kırılıyor. Tabi bunlar annesiz kalan çocuk sayısındaki rekor demek; Babası cezaevinde veya uzaklaştırmada olan çocuk sayısında da rekor demek;

Ebeveynlerinden en az birinden mahrum büyüyen çocuk sayısında da rekor demek;

Ölen annesinden, cezaevine giren ya da intihar eden babasından olup sevgi evlerine düşen çocuk sayısında da rekor demek; Yaşadığı halde babasına, yaşadığı halde çocuğuna ulaşamayan ebeveyn sayısında da rekor demek;  Evladına yabancılaştırılmış çocuğu ile ilişkisi kopmuş baba sayısında da rekor demek.

 

Bunun aynı zamanda toplumla uyum sorunu yaşayan, uyuşturucu, alkol bağımlısı gençlik sayısında ve çocuk yaşta suça bulaşma oranlarında da rekor demek olduğunu hatırlatmaya gerek yok sanırım.

 

Sözleşmenin sözde başarısı(?) bunlarla sınırlı değil. Sözleşmenin imzalandığı günden beri evlenme oranları hızla düşüyor. Burada da bir rekor söz konusu Kadınlarda ve erkeklerde evlenme yaşının gecikmesi de her sene rekor kırıyor.

Sözleşme imzalandığı günden beri yalnız yaşayan insan sayısı da her sene üst üste rekor kırılıyor.

 

Tabi bunlar doğal olarak ortalama çocuk sayısında da DİP rekorlarını getiriyor.

Karşılıklı rızayla evlenmiş gencecik delikanlılarımızın feryatları genç yaşta evlenmekten insanları uzak tutuyor ama hastanelerde kürtaj olan kız çocukları rekor üstüne rekor kırıyor.

Örf, adet, gelenek, namus, şeref, izzet kavramlarının neyi koruduğunu da İstanbul sözleşmesi vasıtasıyla anlamış olduk. Bunlar dağıldığında, insani ilişkileri tutan insanların bir arada olmasını sağlayan tüm toplumsal değerler de dağılıyor.

 

Boşuna Macaristan, Bulgaristan, Polonya, Hırvatistan, Rusya gibi ülkeler bu, dışı pembe pamuk şekeri, içi zehirli iğne dolu sözleşmeye itiraz etmiyorlarmış. Hükumetin, toplumdan gelen tepkiler nedeniyle 2 ileri 1 geri mehter takımı yürüyüşü taktiği ile soğurtarak topluma kabul ettirmeye çalıştığı sözleşmenin toplumda yaratacağı yıkım bir başka şeyle yeri doldurulabilecek bir yıkım olmayacaktır!

 

Sözleşmenin getirdiği mecburiyetler nedeni ile 2 sene önce Milli Eğitimde sonlandırdık denilen Toplumsal Cinsiyet projeleri, İl ve İlçe Milli Eğitim Müdürlüklerinde ve Türkiye Belediyeler Birliği işgüzarlığıyla Toplumsal Cinsiyet Eşitliği/Adaleti Eğitim Komisyonları kurularak el altından devam ettirilmeye çalışılıyor. Çocuklarımızın cinsiyetsiz ailesiz ahlaksız bir ideoloji ile yetiştirilmesinden hükumetin nasıl bir fayda umduğunu merak ediyoruz.

 

Bu sözleşme ve uygulamalarının toplumda yaratmış olduğu yıkımın önüne geçilmelidir.

Sayın Cumhurbaşkanımızın dediği gibi “İSTANBUL SÖZLEŞMESİ NAS DEĞİLDİR FESHEDİLMELİDİR” EMRİ ACİLEN UYGULANMALIDIR. Unutulmamalıdır ki bu değerleri yıkmak kolay olsa da bunların yeniden inşa edilmesi mümkün değildir. Türkiye AİLE Meclisinin bir Bileşeni ve Mardin toplumsal dayanışma federasyonu (MTDF)Genel başkanı olarak; İstanbul Sözleşmesinin kabul edilişinin 9'uncu yılı dolayısıyla aile değerlerini olumsuz etkileyen sözleşmenin acilen iptal edilmesi ya da toplumun aile yapısını olumsuz etkileyen, adeta dinamit koyan maddelerinin kaldırılması çağrısında bulunuyoruz.
 

 

ARTUKLU HABER AJANSI-MARDİN


Yükleniyor

Yükleniyor

Yükleniyor