İnsanoğlunun doğuşundan beri süregelen döngü ve dönüşümü üzerinden hareketle, yer yüzünde bıraktığı izleri sorgulayan sanatçı; hakikati alışılmamış bir gerçeklikle tuvallerine taşımıştır
İnsanoğlunun doğuşundan beri süregelen döngü ve dönüşümü üzerinden hareketle, yer yüzünde bıraktığı izleri sorgulayan sanatçı; hakikati alışılmamış bir gerçeklikle tuvallerine taşımıştır.
22 Ekim – 5 Kasım 2013 tarihleri arasında izlerini sergileyecek olan sanatçının işlerini Galeri Eksen’de ziyaret edebilirsiniz.
Çalışmalarımın odağını insanoğlu tarafından yapılan ilk imge, mezar taşları oluşturmaktadır. İnsanoğlu doğayla olan mücadelesinde ona hakim olmak istemiş ve bunu aklını kullanarak kısmen başarmış; doğayı dönüştürerek, ona müdahale etmiş, yapıtlarıyla görünür kılmış, fakat ölümü yenememiştir. İnsanoğlu “mezar taşı”nı öldükten sonra dünyadaki varlığını, izini canlı tutmak amacıyla kendi yerine bırakmaktadır.
İnsanoğlu tarafından yapılan ilk imge kabul edilen mezar taşları ve ölü maskeleri insanın ölümle olan mücadelesinin sonuçlarıdır. Ölen kişinin ikizi kabul edilen mezar taşı, ölen kişiyi temsil etmesiyle o kişiyi içinde barındırmakta fakat o kişiden ayrı birşey olmasıyla da ondan ayrılmaktadır. Ölen kişinin imgesi olan mezar taşlarına insanoğlu tarafından inşa edilmiş ilk yapılar olarak kabul edilen “Göbeklitepe” yerleşkesinde de rastlanmaktadır. Burada ölünün gömülmediğine dair izler bulunsa da, ölüler dini yapılar olarak kabul edilen insan tarafından oluşturulan T şeklindeki taşların çevresine getirilmektedir. Çatalhöyük yerleşkesinde de ölen kişinin evin içine gömüldüğüne ait bulgular bulunmuştur.
Bir şeyin mevcudiyetinin o şeyin yokluğuna bağlı olması durumuyla ilişkili olarak “mezar taşları” insanoğlu tarafından oluşturulan ilk imgelerdir. Çifte varoluşu simgeleyen mezar taşları, ölen kişinin işaretleridirler. Ölümün bıraktığı boşluğa karşı iz olan mezar taşlarının varlığı insanın mevcudiyetinin yokluğuna bağlıdır. Mezar taşlarında görülen çarkıfelek, svastika gibi simgeler ölümle gerçekleştirilen dönüşümü ve döngüyü simgelemektedir.
Resimlerde sürekli olarak devam eden değişim ve dönüşüm, ölen kişinin bıraktığı iz olan “mezar taşları” sorgulanmaktadır. Mezar taşının iz olmasından yola çıkarak spatula ile kazıma şeklinde renklendirilen tuvalde boyanın izi bırakılarak renk düzlemi oluşturulmaktadır. Resimlerde 7 sabit renk kullanılmaktadır. Resimlerdeki siyah net hat herşeyin üzerindeki tek gerçeği, “Hakikat”ı temsil etmektedir.
Heidegger’in “hayatı anlamlı kılan ölümdür” sözüyle ifade ettiği şekilde, öleceğini bilen ve yaşamını bu doğrultuda konumlandıran insanoğlu ölümünün bıraktığı boşluğa karşı yerine izi olarak “mezar taşları”nı bırakmaktadır. Ölümle ilk imge olan mezar taşı arasındaki ilişki dolayısıyla bir anlamda sanatın ve mimarlığın doğuşuna vesile olan “ölüm ve mezar taşları” çalışmalarımda esas alınmıştır. Çalışmalarımda amaç mezar taşlarıyla oluşturulan anlamın ifade edilmesidir. Çalışma dahilindeki tüm eserler “İz” olarak adlandırılmaktadır.
ABDULLAH ORTAÇ-ARTUKLU HABER
9367,77%3,72
34,47% 0,05
36,42% 0,21
2956,00% 0,72
4956,37% 0,55