Tarih: 24.10.2016 14:54

BİYOFREAKANS İLE KENDİNİZİ YENİDEN AKORT EDİN!

Facebook Twitter Linked-in

Evrendeki her şey gibi hastalık ve mutsuzluklarımız da aslında bir frekans, titreşimdir. Maddelerin elektromanyetik bilgilerinin terapi amaçlı kullanılabildiği bir çağımızda, biyorezonans ile mutsuzluk ve patoloji yaratan hastalık frekanslarını düzeltmek ve dengelemek mümkün kılınıyor.

Biyofrekans terapisi, insan vücudunun bir enerji alanı olduğu ve elektromanyetik dalgalar alıp yayabildiği gerçeğinden yola çıkan ve bozuk frekansları tespit ederek, bedenin geri frekans yolu ile yeniden denge bulmasını sağlayan bir terapi. Uzun yıllar biyofrekans terapileri alanında çalışan Psikolog Şeniz Doğan konuyla ilgili olarak “Vücudun doğası elektrikseldir. Doğru koşullar veya uyaranlar sağlandığında kendi kendini iyileştirme yeteneği vardır. Kişinin farkındalığı arttıkça kendi kendini iyileştirecek değişiklikler yapar” diyor.

Yaşayan tüm organizmalar dış etkilere açıktırlar ve her şekilde sürekli bir madde, enerji ve bilgi alışverişi içindedirler. Bugün öğrendiğimiz bilgiler sentezlendiğinde ortaya çıkan gerçekler, yaşamın ancak madde-enerji ve bilgi faktörlerinin sağlıklı ilişkisiyle mümkün olduğunu söylüyor.  

Bedenimizde Enerjisel Rezonans Nasıl Sağlanır?

Psikolog Şeniz Doğan insan bedeninin enerjisel gerçekliğini “Enerji ile maddenin ilişkisi meşhur e=mc2 ile formüle edilmiştir, bu formülü fizik derslerinden çıkarıp, insanın yaşamda varoluşuna entegre edecek olursak, biz insanların da aynı şekilde formüle edildiğimizi görebiliriz. İnsan,  yoğunlaşmış enerjiden meydana gelir ve bir elektromanyetik alandır. Bu özelliğinden ötürü, dış dünyasıyla sürekli etkileşim halinde olan insan, hem sürekli bir devinim hem de dönüşüm halindedir. Aynı formüle göre insan bedeni Madde-Bilgiden (DNA) oluşmakta ve enerji ile canlanmaktadır. Beden kendisini, elektromanyetik parçacıklar veya elektromanyetik dalgalar (titreşimler) olarak gösterir. Vücutta tüm fonksiyonlar fiziksel olarak gerçekleşirken, bunların düzenlenmesi hücrelerin taşıdığı bilgi ile gerçekleşmektedir” sözleriyle açıklıyor.  Biyofrekans tedavisi ile DNA’daki bozulmuş bilgiyi düzeltmek için yeni mesaj ve bilgilerin hücreye gönderildiğini anlatan terapist ayrıca, alıcı ve verici arasında sağlanan rezonansın aslında gerçek sağlık olduğunun altını çizerek, “Bedenimiz dengeden çıktığında tıpkı akordu bozulmuş bir enstrüman gibi bozuk frekanslar yayar. Oysa her bedenin kendine has bir müziği vardır ve ne yazık ki bu müzik bozulduğunda sağlık da bozulur” diyor.

Ruhsal ve Bedensel Hastalıkların Tedavisinde de Etkili

Tüm dünyada “geleceğin tıbbı” olarak adlandırılan Biyofrekans Terapi ile alerji, kronik hastalıklar, ağrılar, migren, omurga problemleri, menopoz sıkıntıları gibi fiziksel rahatsızlıklar başta olmak üzere depresyon, panik atak gibi psikolojik rahatsızlıklar da giderilebiliyor. Bu terapi ayrıca yorgunluk, atalet, kaygı ve, motivasyon bozukluğu gibi günümüzde pek çok insanın şikayet ettiği ve günlük yaşamı olumsuz etkileyen durumların giderilmesinde de kullanılıyor. Psikolog Şeniz Doğan, biyofrekans terapisinin kullanım amacını “Günümüzde özel cihazlarla bedenin farklı bölgelerindeki titreşimleri ve enerji değerlerini algılayabiliyoruz.  Bu cihazlar ruhsal, duygusal, zihinsel ve fiziksel düzlemdeki frekans dengesizliklerini buluyor ve son derece ince, özel ayarlı frekans iletimi ile tüm düzlemlerdeki enerji iletimini dengeliyor” şeklinde anlatıyor.

 

İlaçsız, Kimyasalsız ve Yan Etkisiz Bir Tedavi

Biyofreakans bir enerji tedavisi olması özelliğiyle tercih ediliyor. Biyofiziksel olarak çalışan sistemde, özel cihazlar aracılığıyla kişinin bedeninden gelen frekans değerleri ölçümlenerek, ihtiyaç görülen noktalara enerjisel rezonansı sağlayacak elektromanyetik frekanslar gönderiliyor. Hiçbir yan etkisi olmayan bu yöntemle ilaçsız, ağrısız ve kalıcı iyileşme sağlanıyor.

Biyofrekans her yaştan kişide güvenle kullanılabilen bir tedavi. Yöntem sadece hamileliğin ilk üç ayında ve kalp pili kullananlara önerilmiyor.

 

ARTUKLU HABER AJANSI




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —