Enerji uzmanı teknisyen Turgay Kamışlı, metal atıkların geri dönüştürülmesiyle ilgili olarak geliştirdiği projesinin ödül aldığını, ancak ödüllü projelerin de hayata geçirilme noktasında ilgisizlikten yakındı.
Enerji uzmanı teknisyen Turgay Kamışlı, metal atıkların geri dönüştürülmesiyle ilgili olarak geliştirdiği projesinin ödül aldığını, ancak ödüllü projelerin de hayata geçirilme noktasında ilgisizlikten yakındı.
ÇİFTÇİ BİLGİLENDİRİLMİYOR
Basınçlı gazlar, yakıt, ısı, enerji uzmanı, teknisyen Turgay Kamışlı, dönüşümü olmayan metal ve cevherlerin atıklarının değerlendirilerek Hidrojen gazı üretilmesiyle ülke ekonomisine büyük katkı sağlanacağını söyledi.
Kamışlı, “Çalışmalarım devletin üretim tesislerinde devam ediyor. Atık olarak görünen tehlikeli maddeleri ben enerjiye çeviriyorum. Bunların içinde alüminyum atıkları da var. Alternatif enerjiler var. Güneş enerjisi var, rüzgâr enerjisi var. Mesela biyogaz sistemleri var. Organik maddelerden metan gazı üretirsin. Organik olarak bizde tarımsal bölgelerdeki çiftçilerimiz de bilgilendirilmiyor” dedi.
Kamışlı, geleceğin enerjisi olan Hidrojen gazını katolizer ve tetikleyici kullanmadan ürettiğini, yapılan tahlil ve analizlerde zararlı (carbon, kükürt) dioksit salınımı olmadığını, maliyetinin çok düşük olduğunu bunun neticesinde ülke ekonomisine büyük katkı sağlayacağını iddia ettiği ödüllü projelerinin gerekli duyarlılığı gösterilmemesinden şikayetçi oldu.
KEBAN BARAJININ ÜRETTİĞİ ENERJİYE EŞ DEĞER
Kamışlı, “Ülkemizde milyonlarca metreküp atık olduğunu, bu atıkların enerjisinin en az 10 Keban barajının ürettiği enerjiye eş değerde. Ben bunu ispatladım. Şuan çalışmalarım üniversitelerde devam ediyor. Bu projelerim birçok yerde ödül aldı. Sayın Bakanımız Zafer Çağlayan’da 510 kişinin arasından seçilen projeme ödül verdi. Fakat bu ödülle olmuyor. Halen projelerimin hayata geçmesi için hiçbir adım atılmadığı gibi muhatapta bulamaz duruma geldim” diye konuştu.
BAKAN ÇAĞLAYAN, PROJENİN ARKASINDA
Kamışlı, “Ben basınçlı gazlar uzmanıyım. Uzun süreden beri hidrojen gazlar üzerine çalışıyorum. Şu an üniversiteler arası konsorsiyum oluşturdum. 5 üniversite çalışmamın içerisinde. Enerji bakanlığı destekliyor. Nisan ayının 18’inde Enerji Bakanlığı’nın koordinatöründe Enerji bakanlığında yapılan toplantıda en iyi projelerden biri enerji üretimi seçildi. Ekonomi Bakanlığı da aynı şey üzerinde çalışmaları vardı. Bakan Zafer Çağlayan da projenin arkasında olduğunu söyledi ve çok ilgilendi. Geçen hafta da Ekonomi Bakan Yardımcısı Mustafa Sever ve Enerji Bakan YardımcısıMurat Mercan’la konu ili ilgili olarak görüştük” dedi.
ASRIN VE GELECEĞİN ENERJİSİ
Hidrojen enerjisinin, asrın ve geleceğin enerjisi olduğunu iddia eden Kamışlı, Gelişmiş ülkelerde, Hidrojen suyun elektroliziyle yapıldığını ve bu tabuyu yıktığını ifade etti.
Kamışlı, “Çalışmalarım devletin üretim tesislerinde devam ediyor. Atık olarak görünen tehlikeli maddeleri ben enerjiye çeviriyorum. Bunların içinde alüminyum atıkları da var. Hani biz istedik ki bu enerji ülkemizde olsun. Şu an yapmış olduğum çalışmalar yapılan hesaplara göre 10 Keban Barajı’nın üzerinde bir elektrik gücü üretecek şekilde enerji üretebilirim. Hidrojen 200 yıldan beri bilinmiyor. Başka bir ülkede olsaydı bu proje zaten hemen üretime geçmişti ve hidrojenle çalışan araçlar zaten şu an dünyada Amerika’da, Kanada’da, Almanya’da var. Uzaya giden roketler hep hidrojenle çalışıyor. Benzinle gitmesi için 40-50 TIR gitmesi lazım. Bir litre hidrojen beş litre benzinle eşdeğerde” şeklinde konuştu.
MALİYETİ DÜŞÜK ENERJİ TASARRUFU
Hidrojeni atıklarla parçalayarak, maliyetini en aza indirdiğini savunan Kamışlı, projelerinin gecikmesinden yakındı.
Kamışlı, “Katıldığım bazı sempozyumlarda yurtiçi, yurtdışı bilhassa yurtdışı uluslar arası sempozyumlarda benim çalışmalarım gündeme geliyor. Ama nedense benim ülkemde gecikmeler ve ilgisizlik yaşanıyor. Maalesef dış devletler daha fazla bu kulvara yakın. Ama biz istiyoruz ki ülkemizde bir an önce bunu yapalım. Şu an bazı engelleri aştım. Şuan devletin desteği var. Fakat aslında hidrojen çok farklı bir şeydir. Stratejik konumu ilgilendiren bir konu. Çünkü hidrojen, nükleere dönüştürür. Şu an nükleer santralleri mesela Japonya’daki Tsunami ve 1985’de Rusya’da Çernobil faciası uranyumdan oldu. Dünya devletleri şu an mesela nükleerden önce hidrojen üretmeye yani temiz hidrojen üzerine çalışmalar var. Ben buna diyebilirim ki bu çalışmalara çok öncelerden başladım. Devlet memurluğunu bıraktım 2000’li senelerden sonra buna tam ağırlık verdim. Çalışmalarıma hız kesmeden devam ediyorum” diye konuştu.
BİZDE KORKU İMPARATORLUĞU VAR
Bizim ülkemizde, bir şey yaptığı zaman aman yapma şöyle patlar, yanar gibi bir şekilde tereddütler oluyor diye yakınan Kamışlı, doğada kendiliğinden bulunan maddelerden korkulmaması gerektiğini söyledi.
Kamışlı, “Hidrojen doğada kendiliğinden bulunuyor. Mesela doğalgaz, sondaj yaparsın çıkıyor yer altından, petrol de öyle, yakıtlar da öyle. Doğalgazın öbür adı ne mesela C4, C4’ün adı metan gazı, biyogaz organik maddelerden, hayvansal atıklardan o doğalgaz mesela. Onu insan kendi üretebiliyor ve yer altından doğalgazı çıkartabiliyorsun. Ama hidrojeni dünyada kendin üreteceksin. Bazı buluşlar da tesadüfleri de eşiğinde getiriyor. Mesela Newton’un başına elma düşmüş ağacın altında otururken, yer çekimini buluyor. Ya da Zonguldaklı Kara Mehmet, Uzun Hamit o da taşı atıyor ocakta yanınca kömürü buluyor. Hidrojeni de alternatif şeylerden üretebiliyorsun mesela. Borla da üretiyorsun, alüminyumla da üretiyorsun. Alüminyum mesela hidrojene endeksli bir madde. Bunun atığı bile olmaz. Devamlı dönüşüm yapar. Hurda mesela bir çaydanlığı, cezveyi atarsın tekrar külçe olaraktan meydana geliyor. Şimdi ama mesela bugün alüminyumu attın mı hurdasının bile tonu 1000 lira. Burada benim yüz binlerce, milyonlarca metrelik atığı enerjiye çevirmem önce kabullenmeyle olur. Halbuki Rusya ve İran şu an yarım nükleer üzerine çalışmalar alüminyum madenleri üzerine” dedi.
ATIKLARDAN BİRÇOK ENERJİ ÜRETİLEBİLİNİR
Kamışlı, “Devletin üretim tesislerde bulunan atıkları, enerjiye çevirip aynı zamanda zehirli olan tehlikeli atıklar pastörize oluyor, ıslah ediliyor ve buradan enerji üretiliyor hidrojen gazı ile. Hidrojen gazını elektrik enerjisinde kullanabiliyorsun, araç yakıtlarında kullanabiliyorsun. Dışarıya verdiği çok büyük bir ısı var. Ekzotermik sıcaklık. Ekzotermik sıcaklığı da değerlendirebiliyorsun mahal ısıtma açısından yapıyorsun. Karşılaştığımız bazı güçlükler oldu mesela. Mesela bazı ilginç şeylerle de karşılaştım. Gaziantep’te bir sempozyumda TÜBİTAK benim projemi Türkiye’nin en iyi 8 projesi içerisine aldı ve ödül verdi. Fakat ödül sonrasında TÜBİTAK’ı arıyorsun bulamıyorsun. Gidiyorsun yurtdışına TÜBİTAK’ın desteklerini bulamıyorsun. Yani her şey sözde ya da görünümde gerçekte bir şey yok. Bu gibi durumlar direncimizi ve hevesimizi kırıyor ve üzüyor tabi” dedi.
ENERJİYE BAĞLI BİR ÜLKEYİZ
“Biz enerjiye bağlı bir ülkeyiz. Yüzde 70, yüzde 75 dışarıdan zaten petrol alıyoruz” diye açıklama yapan Kamışlı, “Alternatif enerjilere de ihtiyaç olduğuna değinerek sözlerine şöyle devam etti; “Alternatif enerjiler var. Güneş enerjisi var, rüzgâr enerjisi var. Mesela biyogaz sistemleri var. Organik maddelerden metan gazı üretirsin. Organik olatrak bizde tarımsal bölgelerdeki çiftçilerimiz de bilgilendirilmiyor. Ben çok yerlere gittim mesela Urfa tarafı, Iğdır tarafı, Aydın, Söke biyogaz sistemleri üzerine. Oturuyorlar, çiftçiyi bilgilendirme yok. Ya metan gazı üretebilirler hayvansal atıklardan, gübreden. Aynı zamanda o gübre organik gübre oluyor zaten. Bir değirmende öğütürsün, poşetlersin, çiçek gübresi olaraktan dışarıya ihracat yaparsın. Yani hiç çiftçiyi aydınlatma yok. Hidrojen de öyle çok farklı bir konu. 20 dakikada bir reaksiyon oluşturuyorsun, hidrojen üretiyorsun. Projeler, inivasyon yani plan, proje diye bir şey görmüyorum ülkemde. Kesinlikle hep göstermelik şeyler. Bu plan, projelere gerekli önem verilmiyor” dedi.
BOR’U 100 DOLARA DIŞARI SATIP 200 DOLARA GERİ ALIYORUZ
Borla ilgili de çalışmaları olduğunu fakat şimdilik durdurup aliminyumla ilgili çalışmalara ağırlık verdiğini ifade eden Kamışlı, Borla ilgili de açıklamalarda bulundu.
Kamışlı, “Şu an ben alüminyumla çalışıyorum. Borla ilgili çalışmamı durdurdum.
2 sene önce devletin aldığı bir karar vardı. Bizim için çok sevindirici bir durumdu. Boru özelleştirilecekti ama özelleştirilmedi. Bor bir dünya yapıtı. Dünyanın gözü, kulağı bizde. Balıkesir, Bursa’da borla ilgili çalışmalar. Boru 100-150 dolardan dışarıya satıyoruz kilosunu 200’den geri alıyoruz. Şu rüzgar enerjilerini dışarıdan Hollanda’dan getirtiyorsun bir direk 4-5 trilyon. Bunun bataryasını dışarıya bağlıyorsun, aynı bisiklet dinamosu gibi bisikletin tekeri dönüyor elektrik üretiyor, dinamo da lamba yanıyor. Burada rüzgar olursa bu çalışacak, toprağın altındaki dinamoyu besleyecek bataryayı, o da elektrik üretecek. Rüzgar varsa tabi bunlar gerçekleşir. Bizde gerçekten enerji potansiyelleri var. Hidrojen dünyanın enerjisi. Ülkenin şu an enerji potansiyeli çok zayıf. Türkiye’de mesela buğdayın kilosu 60 kuruş, Çin’de de 60 kuruş, Amerika’da da 60 kuruş, Mısır’da da 60 kuruş ama orada akaryakıt 1 lira. Burada petrol türevi mazot, benzin 5 lira olursa enerji nasıl olacak” şeklinde konuştu.
YENİ BULUŞLARA DEVAM
Birçok üniversite ve Türkiye Hidrojen Enstitüsü ile ortak çalışan Turgay Kamışlı, Dünya Hidrojen Araştırma Enstitüsü Onursal Başkanı Prof. Dr. T. Nejat Veziroğlu’nun bizzat referans olduğunu ve KKTC’de yapılan Uluslararası Enerji Sempozyumunda Prof. Veziroğlu’nun, bilinen hidrojen gazının dışında farklı bir üretim metodu olduğu için, bunun yeni bir buluş olduğunu söylediğini vurguladı.
AHA/ BEDİA BARAK/ İSTANBUL