CHP İzmir Milletvekili ve Dilekçe Komisyonu Üyesi Aytun Çıray 14 yıllık saray güdümlü AKP iktidarlarının her alandaki skandallar dizisine her gün bir yeni halkanın eklendiğini belirtti.
CHP İzmir Milletvekili ve Dilekçe Komisyonu Üyesi Aytun Çıray 14 yıllık saray güdümlü AKP iktidarlarının her alandaki skandallar dizisine her gün bir yeni halkanın eklendiğini belirtti. Medyaya Ahmet Takan imzasıyla düşen bir haberin skandallar zincirinin en dehşet verici halkalarından biri olduğunu ifade eden Çıray “‘Diyarbakır’da camilerin PKK militanı imamlar tarafından ırkçı bir ayrılıkçı cihadın merkezi haline getirilmesine göz yumulup yumulmadığı aydınlatılmaya mahkûmdur. Aksi halde egemenliğimizi yeniden tesis etmek için verdiğimiz altı yüz mübarek şehidimizin ruhları muazzep olur.” dedi.
* Bu nedenle Diyanet İşleri Başkanı’nın Türk Milletine derhal ikna edici açıklamalarda bulunmasının şart olduğunu vurgulayan Çıray, bu açıklamayı yüksek bir devlet bürokratı olarak bizzat kendisi yapamadığı takdirde, sözkonusu sorumluluğun cumhuriyete büyük bir nankörlükle bayat iftiraları tekrarlayan Numan Kurtulmuş’a ait olduğunun altını çizdi. Aytun Çıray Meclis Başkanlığı vasıtasıyla Kurtulmuş’tan mutlaka yazılı olarak cevaplandırmasını istiyorum’ şeklinde de gerekçelendirdiği yazılı soru önergesindeki sorular şunlar:
* Diyanet İşleri Başkanlığını Diyarbakır ili kadrolarında devlet memuru olarak görev yapan doksan imamdan ellisinin PKK terör örgütüyle bağlantılı oldukları Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından Diyarbakır İl Müftüsü’nün resmi talebiyle görevlendirilmiş üç müfettiş tarafından yapılan incelemeyle de teyit edilmiş midir? Edilmişse bu imamlar hakkında ilgili yasal işlemler ve hukuki süreçler başlatılmış mıdır?
* Başlatılmamışsa bu Diyanet İşleri Başkanı’nın derhal o makamdan istifa etmesini ve görevden azlini gerektirecek şekilde suça ortak olması demek değil midir?
* Yine listede yer alan bazı imamların kaçak elektrik kullanmak gibi açık suç teşkil eden cürümlere bulaştıkları bilgisi yer almaktadır. Bu yüz kızartıcı suçlar konusunda Diyanet İşleri Başkanlığının doğrudan inisiyatifiyle gerekli işlemler yapılıp hukuk süreçleri başlatılmış mıdır? Başlatılmadı ise bu imamlar İslam dininde hırsızlığın çok ağır bir suç ve günah olduğunu görev yaptıkları camilerde cemaatlerine nasıl anlatabileceklerdir? Yoksa bu imamlar PKK terör örgütünün propagandasını yaparken savaş açtıkları bir devletin kaynaklarını çalmak helaldir mi demektedirler?
* Diyanet İşleri Başkanı, haklarında bu kadar ağır suçlamaların sözkonusu olduğu devlet memurları hakkında sağlıklı incelemenin yapılmasını engellemekle ayrı bir görev kusuru ve suçu işlememiş midir? Bu konuda gerekli yasal süreçleri başlatmayı düşünmüyor musunuz?
