CHP Grup Başkanvekili Levent Gök Polisin Kelepçelemesi Sonucu Kalp Krizi Geçirip Ölen Yılmaz Koçyılmaz?ın Ailesiyle Basın Açıklaması Yaptı
CHP Grup Başkanvekili Levent Gök, "Başbakan biz sana söylüyoruz; bu İç Güvenlik Paketi atom bombasıdır. Senin elinde patlar. Bu pakete karşı CHP, Meclis'te her türlü mücadeleyi en etkin şekilde verecektir" dedi.
Gök, Ayaş'ta polis tarafından ekip otosuna bindirilip kelepçe takıldıktan sonra kalp krizi geçirerek hayatını kaybeden kameraman Yılmaz Koçyılmaz'ın eşi Eda ve babası Halit Koçyılmaz ile TBMM'de basın toplantısı düzenledi.
Toplantı sırasında Yılmaz Koçyılmaz'ın eşi Eda Koçyılmaz ve babası Halit Koçyılmaz gözyaşları içinde konuşurken bazı basın mensupları da gözyaşına boğuldu…
CHP Grup Başkanvekili Levent Gök, iç güvenlik paketi çıkmadan bir ailenin bütün geleceği ortada hiçbir suç yokken karartıldığın vurguladı.
Türkiye'de sıklıkla polis şiddeti yaşandığını, İç Güvenlik Paketi'nin yasalaşması halinde ise bu şiddet daha da artacaktır diyen Gök, bu yasayla kişi güvenliği, hürriyeti ve yaşam hakkından söz edilemeyeceğine dikkat çekti.
Polislerin tasarı yasalaşmış ve düzenlemedeki haklar kendilerine verilmiş gibi bir anlayış içinde hareket ettiklerini belirten Levent Gök, "Elbette bu cürette bizzat Başbakan tarafından veriliyor. Başbakan İç Güvenlik Paketi ile ilgili olarak Genel Başkanımıza, diğer muhalefet partilerine haksız saldırılarda bulunuyor ve kendi yarattığı, neredeyse azmettirdiği bu mağduriyetlerin hesabının sorulmayacağını zannediyor" diye ekledi ve konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Başbakan meydanlarda, mitinglerde çıkıyor, keyif alırcasına söylüyor. Yazıklar olsun sana Başbakan. Bir başbakanın görevi yurttaşlarını korumaktır. Modern toplumlarda insan haklarında varılan sonuç şudur; devlet bireye karşı korunmayacaktır, birey devlete karşı korunacaktır."
KAMU OTORİTESİNİ KAÇIRDIYSAN DERHAL İSTİFANI VERMEN GEREKİR
Mevcut yasalarda kamu güvenliğini sağlamak için gerekli tüm düzenlemelerin zaten yer almış bulunduğunu ifade eden Gök, iktidar kamu düzeninin sağlanması için İç Güvenlik Paketinin yasalaşmasının gerekli olduğu söylüyor. Bu söylem yanlıştır. “Kamu otoritesini kaçırdıysan derhal istifanı vermen gerekir” dedi.
Değerlendirmelerinde; "Bu iktidar, iktidara yeni gelmiş bir parti değildir. Bu iktidar 12 yıldan fazla zamandır ülkeyi yönetmektedir. Şimdi ben kamu otoritesini sağlayacağım diye bir iddiada bulunamaz. 13 yıldır sen hükümet olarak ne yaptın? Eğer kamu otoritesini elden kaçırdıysan senin istifanı vermen gerekir. Sen otoriteyi kaybettiysen biz ne yapalım? Kamu otoritesini terk etmişler, şimdi bizi güya kamu otoritesi kuracağız diye aldatmaya kalkıyorlar. Yok öyle yağma. Bu iktidar getirmek istediği İç Güvenlik Paketi ile Türkiye'ye bir atom bombası atıyor. Bu atom bombasıyla yargıç güvencesi ortadan kalkıyor, polislere, valilere keyfi gözaltılar, aramalar ve tutuklama yetkisi veriliyor." diyen Gök; açıklamasını şöyle sürdürdü:
SAVCIYI, HÂKİMİ BİLE DEVRE DIŞI BIRAKIYORLAR
“Bu yasayla polise verilen yetki, hiçbir demokratik ülkede kabul edilemeyecek boyuttadır, herkesin makul şüpheden dolayı gözaltına alınabileceğini işaret eden Gök, iktidar bir algı operasyonu yapmaya çalışıyor.
İktidarın barışçıl gösterileri bile engellemek istediğini, şartların giderek ağırlaştırarak, savcıyı, hakimi bile devre dışı bıraktığını ileri süren Gök, "Ey Başbakan biz sana söylüyoruz, bu İç Güvenlik Paketi bir atom bombasıdır. Senin elinde patlar. Bu pakete karşı CHP, Meclis'te her türlü mücadeleyi en etkin şekilde verecektir" dedi.
Baroların, sivil toplum örgütlerinin pakete karşı ayağa kalktığını kaydeden Gök, "Türkiye'de hangi suçun cezası yok ki böyle bir düzenlemeye gidiliyor?" diye sordu.
CHP olarak bu düzenlemeye geçit vermeyeceklerinin altını çizen Gök, tüm vatandaşların hakkını, hukukunu korumaya kararlı olduklarını ifade etti.
BERKİN ELVAN'IN KATİLLERİNDEN HESAP MI SORULDU?
Paketin yasalaşması halinde ortaya çıkacak tabloyu tahayyül dahi etmek istemediğinin vurgulayan Gök, şunları kaydetti:
"İktidar partisi çoğunluk oylarıyla yasayı geçirir ve seçimlere kadar uygulama şansı bulursa Türkiye'de artık seçimlerin güvenliği dahi tehlikeye girer. Partilerin yapacakları her türlü yasal gösteriye dahi polis kendisinde hak bulur ve iktidarın borazanı olarak seçimlerin meşruiyetine gölge düşürecek her türlü uygulamanın içinde olur. Polis daha yasa çıkmadan bu kafada. Polis diyor ki 'Başbakan nasıl olsa benim arkamda. İnsanları öldürsem de, yaralasam da arkamda. Ben niye korkayım ki, hesap zaten sorulmuyor' diyor. Gezi olaylarında hangi polisten hesap soruldu? Berkin Elvan'ın katillerinden hesap mı soruldu?
Tüm toplumumuza çağrıda bulunuyoruz, bütün muhalefet partileri, sivil toplum, bu yasaya karşı herkes meşru direnme hakkını kullanacaktır. Ben barışçıl gösteri yaparım. Bunu engellemeye çalışan polise karşı da en meşru direnme hakkımı kullanırım."
POLİSE YETKİYİ SİZ VERDİNİZ. AZMETTİRİCİSİ SİZSİNİZ
Yılmaz Koçyılmaz'ın daha yasa çıkmadan, herhangi bir suç unsuru olmamasına karşın polisin kelepçeli müdahalesine uğradığını ifade eden Gök, "Bir hiç uğuruna bir ailenin hayatı karartıldı. Ortada bir suç yok. Ortada bakan çocukları gibi malı götürüp ayakkabı kutularına yerleştiren yok, adam kesen yok. Hangi hakla takıyorsun sen bu kelepçeyi, hangi yasa veriyor sana bu hakkı? Ama polis biliyor, yasa olmasa da o hakkı Başbakan veriyor ona. Davutoğlu, Sayın Başbakan sana sesleniyorum; var mı böyle bir hakkın? Çık ortaya hesap ver bu aileye." diye konuştu.
DEVLET YETKİLİLERİ AİLEYE BAŞ SAĞLIĞI DİLEMEDİ
Devlet yetkililerinin aileyi başsağlığı dilemek için bile aramadığını söyleyen Gök, "Gereğini yapıyorlar. Nasıl yapıyorlar biliyor musunuz? Polisi aklayan, kollayan tutanaklarla daha baştan ailenin zaten üzüntülü olan hayatına yeni üzüntüler katmaya devam ediyorlar. Hanginiz ailenin acısını paylaştınız? Paylaşamazsınız. Çünkü o polise o yetkiyi siz verdiniz. O yetkinin arkasında siz varsınız. Azmettiricisi sizsiniz. Siz suçlusunuz" dedi.
Daha sonra söz alan Yılmaz Koçyılmaz'ın eşi Eda ve babası Halit Koçyılmaz gözyaşları içinde yaşadıklarını anlattılar.
Eşinin neden kelepçelendiğini soran Eda Koçyılmaz, "Öleceğini bile bile bunu neden yaptınız? Biri çıkıp bana bunun hesabını vermek zorunda" ifadesini kullandı.
Baba Koçyılmaz ise oğlunun kameraman olduğunu ve birçok basın kuruluşunda görev yaptığını hatırlatarak, "O sizlerden biriydi. Birçoğunuz tanırdınız. Kaçakçılık mı yaptı, para mı çaldı, kimin canına kıydı? Ben Sayın Başbakan'dan oğlumu istiyorum. Sorumlulardan hesap sorulmasını istiyorum" dedi.
Halit Koçyılmaz, olayın peşini bırakmayacağını gerekirse Avrupa İnsan hakları Mahkemesi'ne kadar gideceklerini söyledi.
Daha sonra tekrar söz alan Gök, "Cumhurbaşkanı'na, Başbakan'a sesleniyorum; kendi yurttaşınızın acılarını paylaşmak aklınıza gelmiyor mu? Bu nasıl vicdansızlık, aymazlıktır. Sayın Başbakan bu yasa atom bombası. Daha konuşulduğu ortamda polisin yaptığını bak" dedi.
Gök, iktidarın ülkedeki iç barışı korumak için tasarıyı geri çekmesini de istedi.
ARTUKLU HABER AJANSI-ANKARA