CHP`Lİ KOÇ`TAN CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN`A SERT YANIT

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Prof. Dr. Haluk Koç, yeni hükümet kurulması görevlendirme sürecinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan?ın Erdoğan?ın yaptığı, ?Beştepe?nin adresini bilmeyenlerle vakit geçirecek zamanımız yok? sözlerine, ?Gence

Siyaset 19.08.2015 19:01:36 0
CHP`Lİ KOÇ`TAN CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN`A SERT YANIT

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Prof. Dr. Haluk Koç, yeni hükümet kurulması görevlendirme sürecinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Erdoğan’ın yaptığı, “Beştepe’nin adresini bilmeyenlerle vakit geçirecek zamanımız yok” sözlerine, “Gencecik fidanlarımızı toprağa veriyoruz. 13 yıldır ülkeyi yönetenlerin sanki hiç sorumlulukları yokmuş gibi; varsa saray, yoksa saray. Yere batsın senin sarayın” yanıtını verdi.

CHP Genel Merkezi’nde basın toplantısı düzenleyen Koç, bir soru üzerine Anayasa’nın 114, 116. Maddelerinin işletilmesi durumunda kurulacak olan seçim hükümetinde yer almalarının söz konusu olmadığını kaydetti. Koç şunları söyledi:

TÜRKİYE BİR CEHENNEME, ATEŞ YERİNE DÖNDÜ

“Değerli basın mensupları, ekranları başında bizleri izleyen sevgili yurttaşlarımız, hepinizi öncelikle saygıyla selamlıyoruz.

Değerli arkadaşlarım, Türkiye bir cehenneme, ateş yerine döndü. Daha bu sabah milletimizin bin bir emekle ve zahmetle yetiştirdiği bir subayımızın jandarma Teğmen Hubeyt Turan’ın şehit olduğu haberiyle güne başladık. Daha sonra Diyarbakır’dan başka acı haberler gelmeye başladı. 3 Mehmedimizin, fidan gibi delikanlımızın acısı yüreğimize düştü. Ne yazık ki biraz önce Siirt’ten gelen başka bir haberde 8 Mehmetçiğimizi daha şehit verdiğimizi öğrenmiş bulunuyoruz. Bugün sadece 12 vatan evladını, 12 ana kuzusunu, 12 evladımızı kaybettik. Bütün şehitlerimize bir kere daha Allah’tan rahmet, yakınlarına, milletimize, Türk Silahlı Kuvvetlerine sabır ve başsağlığı diliyoruz. 

 

Değerli arkadaşlarım, bugün Türkiye gözyaşı döküyor. Türkiye’nin vicdanı kanıyor. Bugün Türkiye’nin her yerinde, bütün coğrafyamızda, analar feryat ediyor, ilçelerde, köylerde ağıtlar yükseliyor. Nice ocaklara ateş düşüyor. Nice evler yangın yerine dönüyor. Hepimizin bir kez daha ciğeri yanıyor.

 

SARAYDA MUHTARLARA FIKRA ANLATIYOR

Değerli arkadaşlarım, ülkemiz bugün bu acıları yaşarken, bu felaketi, bu ızdırabı yüreğinde hissederken ne yazık ki ülkenin cumhurbaşkanı tarihte eşi benzeri görülmemiş bir sorumsuzluk içerisinde hareket ediyor. Bir tarafta gencecik fidanlar birer birer toprağa düşüyor. Diğer tarafta bu ülkenin Cumhurbaşkanı çıkmış muhtarlara fıkra anlatıyor. Azıcık edebi, azıcık izanı olan bir insan, millet bu acıları yaşarken Allah aşkına böyle davranabilir mi? Bu sorumsuzluğu sergileyebilir mi?

Bugün acı çekiyoruz biz acı! Senin değimine göre, aileler mutlu oluyor. Aileler yanıyor, Türkiye yanıyor. Eğer bugün, Türkiye’nin coğrafyasında kamu güvenliği sıfırlanmışsa, kamu güvenliğinin için boşaltılmışsa, terör aynen bir veba gibi bütün ülkeye yayılmışsa, ekonomi alarm veriyor ise gelecek için kara senaryolar Türkiye’nin üzerine çöküyor ise böyle bir dalganın, böyle bir fırtınanın içinde bizler Türkiye’de Allah aşkına Cumhurbaşkanının ağzından neleri konuşuyoruz, neleri tartışıyoruz. Tam bir ibret.

KİMLER PKK İLE PAZARLIK MASASI KURDU?

Herkes kendine şu soruyu çok açıklıkla sormalı. 13 yıldır bu ülkeyi kim yönetiyor? Sevgili milletim, 13 yıldır bu ülkede hükümet sorumluluğu kimde? Bugüne gelişin yol taşlarını döşeyenler kimler? Kimler o günlerde sorumluluklar taşıdı, kimler PKK terör örgütüyle pazarlık masası kurdular? Hukuk devleti kurallarını boşa çıkartarak kimler kendi hırsları, beklentileri, yakın dönem siyasi çıkarları için bu milletin dirliği, birliği, kardeşliği üzerinden kimler pazarlık yaptılar? Hiç sana dokunmuyor mu sözler Sayın Cumhurbaşkanı? Sana değmiyor mu bunun ucu? Sen neredeydin 13 yıl? Bu ülkeyi yöneten, bu hukuksuzluğa alet olan, kendi çıkarları için Türkiye’nin bu gün yaşadığı kaosu yaratan sensin! Baş sorumlu sensin! Bu acıları yaşarken sarayında fıkra anlatan Cumhurbaşkanı!

YERE BATSIN SENİN SARAYIN

Değerli arkadaşlarım, bugün Türkiye’nin derdi görüldüğü gibi ne mevcut Cumhurbaşkanı’nın dertleridir ne oturduğu sarayın gündemidir. Bugün Türkiye’nin derdi ateş düşen ocaklar, şehit olan gencecik fidanlarımızdır. Türkiye ateş çemberine döndü dedim. Türkiye’yi 13 yıldır yönetenler hiç sorumlulukları yokmuş gibi, bugünü hazırlamada dahilleri yokmuş gibi gündemlerini saraya kitlemişler. Yok sarayın adresini biliyormuş yok bilmiyormuş. Varsa saray yoksa saray. Yere batsın senin sarayın!

PKK’YA GÖZ YUMAN SENİN YÖNETİMİN

Değerli arkadaşlarım, çok açık söyledim. Bugün güya terörden şikayet eden Recep Tayyip Erdoğan, bu işin sorumluluğundan, pişkinlikle, yüzün bile kızarmadan asla kurtulamazsın sana bunu hatırlatmak istiyoruz. Demin vurguladım, PKK ve ileri gelenleriyle silah bırakmadan, hukuk devleti kurallarını çiğneyerek pazarlık yapan sensin. Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da kamu güvenliği boşluğunu doğuracak kararları sen aldın. PKK’nın şehir yapılanmalarına göz yuman sensin, senin yönetimin! Türkiye’nin birliğini, kardeşliğini, huzurunu adeta rehin vererek, kirli pazarlık sürecini yürüten sensin, senin görevlendirdiğin devlet kadroları! Uyarılar, eleştiriler, iyi niyetli tespitler yapılınca da bunlar karşısında efendim bunlar çözüme barışa karşı, bunlar kandan besleniyorlar iftirasını yayan yine sen ve senin kadroların.

 

İHTİRASLARIYLA KOSKOCA ÜLKEYİ REHİN ALMIŞ DURUMDA

Değerli arkadaşlarım, bugün ne yazık ki bunların ektikleri bu fırtınanın faturasını gencecik evlatlarımızla beraber bütün Türkiye ödüyor. Canlarıyla ödüyor, korkularıyla ödüyor, gelecek adına umutsuzluklarıyla ödüyor. Evet, açık söylüyoruz. Tek bir kişi Türkiye’de tek bir kişi, kendi korkularıyla, yetersizlikleriyle her alanda ki yetersizlikleriyle, ihtiraslasıyla, kirli tertip ve planlarıyla koskoca bir ülkeyi rehin almış durumdadır. Türkiye’nin her gün evlatlarını birer birer toprağa verdiği şu günlerde sıkılmadan, utanmadan bugüne gelişteki tüm sorumluluklarını unutarak milletin gözünün içine baka baka aklı sıra fıkra anlatabiliyor, saçmalıyor. Bu Cumhurbaşkanı Türk Milleti’nin vicdanında bir ibret noktası olarak kalacaktır.  Sarayda ki kişinin niyeti açıktır ve fütursuzdur. Seçimle gelmiştir, seçimle gitmemek için her yolu deneyebilecek durumdadır. Her kaosu körükleyebilecek, her yola başvurabilecek gözü karalıkta ve sorumsuzluktadır. Tüm siyasi partilere, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin sağduyulu üyeleri dahil, onların sorumlularına ve tüm milletimize seslenmek istiyorum. Türkiye’yi hep beraber bu karanlığın esiri olmaktan kurtarmak zorundayız. Farklılıklarımızı bir kenara koyup, ortak sorumlulukta buluşup, Türkiye için milletimizin hele de bu günlerde ki beklentisini karşılamak zorundayız. 

ÇANKAYA’NIN YOLUNU BİLMEYENLERİ DE MİLLET TANIMAZ

Değerli arkadaşlarım, biz devletin tepesinde kavga olmaz dedik. Ama devletin tepesinde kandan, çatışmadan, uzlaşmamazlıktan medet uman birileri var. Bunu da tutumlarıyla sergiliyorlar. Güya Cumhuriyet Halk Partisi’ne dönük sarayın yolunu bilmeyenlere saray kapalı diyor. Hiç unutma, hiç unutma Recep Tayyip Erdoğan, emperyalist işgalcilere karşı Gazi Mustafa Kemal’in önderliğinde kazanılmış, o mukaddes milli mücadelemizin kalbi, merkezi, Çankaya’nın adresini bilmeyenleri de aziz milletimiz hiçbir zaman tanımayacaktır sende bunu unutma!

CHP’NİN HÜKÜMET KURMASINI ENGELLEMEK AÇIKÇA MİLLİ İRADE GASPIDIR

Değerli, arkadaşlarım, şimdi mevcut Cumhurbaşkanı’nın tüm demokratik teamülleri çiğneyerek ana muhalefet partisinin Türkiye’yi rahatlatacak bir hükumet kurmasını engellemeye kalkması açıkça milli iradenin gaspıdır. Bunu Adalet ve Kalkınma Partisi ile yaptığımız koalisyon görüşmelerinde de son günde ki tavrıyla ortaya koymuştur. Bundan sonrası içinde aynı tutumunu CHP’li bir başka seçeneğin ortaya çıkmaması için kullanmaktadır. Cumhuriyet Halk Partisi’nin 7 Haziran’dan bu yana, ülkenin içinde bulunduğu derin sorunları göz önüne alarak, hükümet sorumluluğunu üstlenmek, Türkiye’yi hükümetsiz bırakmamak için her türlü samimi çabayı gösterdiği, ortaya çıkan hükümet formüllerinde sorumluluk almak için yapıcı bir tutum sergilediğini ve önce Türkiye, her şeyden önce Türkiye dediğini milletimiz bilmektedir, görmektedir. Ancak yurttaşlarımız sorunlarına çözüm bekler, ülkemizin sorunları her geçen gün daha da ağırlaşırken, Tayyip Erdoğan, hırsıyla Türkiye’yi seçime sürüklemekte ısrar etmektedir. Ne her gün kaybettiğimiz gençlerimiz, fidanlarımız ne her geçen gün ağırlaşan ekonomik tablo, sorunlar, ne de seçmenin 7 Haziran’da ortaya koyduğu irade, Erdoğan’ın iktidar saplantısının önüne ne yazık ki geçememektedir. Erdoğan’ın hırsının Türkiye’ye faturası artık yaşanmaz, taşınmaz boyutlara gelmiştir.

 

TÜM DEMOKRATİK TEAMÜLLER ÇİĞNENMEKTEDİR

Değerli arkadaşlarım, şimdi kaçak saray bahane edilerek, CHP’nin hükümet kurma sorumluluğunu almasının önüne geçmek istemektedir. Tüm demokratik teamüller çiğnenmektedir. Aslında bu ülkemize de insanımıza da yapılan en büyük haksızlıklardan bir tanesidir. Diğer muhalefet partilerine de bazı sözlerim var. Diğer muhalefet partileri de Tayyip Erdoğan’ın iktidar hırsı için Türkiye’ye bedel ödetmesine onlarında seyirci kalmama durumları vardır. Bir ortak sorumluluk yüklenme noktasında herkesin duyarlılığını beyan etmeye, Türkiye’nin ihtiyacı vardır.

Buradan bir kez daha ifade ediyoruz. Açık ve net söylüyoruz. Cumhuriyet Halk Partisi, hükümet kurma sorumluluğunu almaya hazırdır. Türkiye’yi hiç kimsenin iktidar hırsına kurban etmemek için çözüm üretmekte, yurttaşlarımıza nefes aldırmakta da kararlıdır Cumhuriyet Halk Partisi.

MİLLET ‘ÖNCE BENİM ÇIKARIM’ DİYENLERİ ASLA UNUTMAZ

Tayyip Erdoğan ipe un sermeyi bırakmalıdır. Ve milli iradenin, demokratik teamüllerin gereğini yapmak üzere, Cumhuriyet Halk Partisi’ne görev vermek durumundadır. Aksi takdirde milli iradeyi iktidar hırsı için rehin alanları, Türkiye’yi ateş çemberinin içinde kendi hırsı için hükümetsiz bırakarak bir erken seçime sürükleyenleri ve seçmenin 7 Haziran’da koyduğu iradeye direnenleri, önce ben diyenleri, önce benim çıkarlarım diyenleri milletimiz asla unutmayacaktır. Cumhuriyet Halk Partisi, kaçak saraydan gelen tüm engellemelere, diğer siyasi partilerin çözümsüzlükte ısrar etmelerine rağmen önce Türkiye demeye, ülkemizi bu ateş çemberinden çıkaracak bir çözüm için her türlü fedakarlığı ve mücadeleyi sergilemeye, 7 Haziran’dan bu güne kadar her adımda olduğu gibi, bundan sonrada sorumluluğunu yerine getirerek devam edecektir.

GARABET DÖNEMİNİN ANA AKTÖRÜNÜN İÇ DÜNYASI

Değerli arkadaşlarım, bu tabloyu ve duygularımı Cumhuriyet Halk Partisi adına da sizlerle paylaşmaya çalıştım. Bir garabet dönem yaşanıyor. Bu garabet döneminin ana aktörünün iç dünyasını, beklentilerini tümünü ortaya koyduk. Ve bugün 23 Ağustos öncesi, Türkiye’nin bu günkü tablosunda yaşananlar karşısında, tüm siyaset kurumunun taşıdığı sorumluluğu yerine getirmesi gerekiyor. Sadece Cumhuriyet Halk Partisi’nin değil. Bu mesaj tümüne.

SORULAR… SORULAR… SORULAR…

Evet sorularınız varsa alabilirim, bir mikrofon rica edelim. Çabucak, yüksek sesle ve yakın konuşursanız anlayabilirim.

Muhabir – Haluk Bey, HDP cephesinden bir öneri geldi. Başkanlık sistemiyle ilgili tek maddelik bir referandum önerisi. CHP olarak böyle bir öneriyi nasıl değerlendirirsiniz? Cumhurbaşkanı’nın talebi de bu yöndeydi daha önce ama AKP şu anda sıcak bakmıyor görünüyor. Yorumunuz nedir?

Haluk Koç – Şu andaki gündemi etkileyebilecek bir sorun olarak görmüyorum.

Muhabir – Efendim seçim hükümetiyle ilgili MHP’nin tavrı baştan beri belliydi, Bakan vermeyeceklerini açıklamışlardı. HDP’de yetkili kurullarında değerlendirecek, CHP’nin bu noktada netleşmiş bir kararı var mı?

 

Haluk Koç – Cumhuriyet Halk Partisi deminde söyledim. Normal demokratik teamüller gereği, kalan süre içerisinde hükümet kurma görevini almayı beklemektedir. Eğer bu verilmez ise bir yetki gaspı olduğunu da açıkça ifade etmektedir. Burada Sayın Davutoğlu’nu, bu süreçte tekrar kendisine görev verilebilecek tarihi bekleyene kadar itirazı yapması gerekir. Esas onun itiraz etmesi gerekir bu sürece. Ama ondan da anladığımız kadarıyla bir davranış çıkmıyor. Diğer sorunuza gelince, eğer Cumhuriyet Halk Partisi, anayasanın 114, 116’sı çalışır ise, böyle bir teklifi kabul edecek olsa, zaten kısa süreli seçim hükümetinde Adalet ve Kalkınma Partisi’nin, CHP’ye yaptığı teklifi kabul ederdi. Onun için Cumhuriyet Halk Partisi’ni böylesi bir hükümette yer alması söz konusu değildir.

Muhabir – Pardon netleştirelim. Bu durumda Türkiye’ni seçime AKP geçici hükümetiyle gitmesini mi öngörüyorsunuz?

Haluk Koç – Ben çok net konuştum. Siyaseti takip edenlerde kimlerin bu hükümete katılma kararı verdiklerini, kimlerin katılmayacağını açıkladığını, CHP’nin son kararıyla beraber öğrenmiş buluyorsunuz. O kararı yan yana getirdiğiniz zaman nasıl bir hükümet formülü çıktığı da ortada. Evet…

Muhabir – Efendim, Cumhurbaşkanı’nın bugün ki açıklamasında, yok öyle 3 kuruşa 5 köfte, önce hak edeceksin sonra talep edeceksin demişti. Nasıl değerlendiriyorsunuz?

Haluk Koç – Demin söyledim, Türkiye bu kadar acılı günler yaşar, bu kadar ağır sorunlar altında bunalırken, bu üslup bir Cumhurbaşkanı’nın üslubuna yakışıyor mu esas ona bakmak lazım.

Muhabir – Efendim pardon, netleştirmek için soruyorum arkadaşımın ardından ama, HDP dün seçim hükümetinde yer alabileceğini söyledi. Yine de hani HDP’de yer alsa yine yer almayacak mısınız kesinlikle?

Haluk Koç  - Ben çok açık ve net konuştuğumu düşünüyorum. Türkçeyi de anlaşılabilir konuştuğumu düşünüyorum. Yani yan yana gelip kelimeleri ve ifadeleri yan yana getirmekte sizin beceri alanınız. Burada ben kendi söylemlerim açısında bir çelişki görmüyorum.

Evet, hepimizin tekrar başı sağ olsun. İyi günler diliyorum.”

 

ARTUKLU HABER AJANSI


18.2° / 9.8°
  • BIST 100

    9549,89%1,94
  • DOLAR

    34,54% 0,18
  • EURO

    36,00% -0,62
  • GRAM ALTIN

    3005,99% 1,50
  • Ç. ALTIN

    5006,70% 1,01