CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, Gezi Parkı`nın boşaltılmasına ilişkin, "Gezi Parkı`nı vatandaşlardan boşaltmak önemli değil Başbakan, önemli olan vatandaştaki gerilimi boşaltmak" dedi.
CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, Gezi Parkı`nın boşaltılmasına ilişkin, "Gezi Parkı`nı vatandaşlardan boşaltmak önemli değil Başbakan, önemli olan vatandaştaki gerilimi boşaltmak" dedi.
İnce, Meclis`te düzenlediği basın toplantısında, Türkiye`nin, 10 yıllık AK Parti iktadarının "ayrıştırma, kamplaştırma, ötekileştirme" siyaset anlayışının sonuçlarını yaşadığını iddia etti.
İktidarın okulları, sendikaları, bankaları, gazeteleri, televizyonları ayrıştırdığını ileri süren İnce, "Geldiğimiz noktada ölülerimizi de ayrıştırdılar. Türkiye`de ilk kez `53 sunni vatandaşımız öldü` dedi. Aleviler ayrı sunniler ayrı mı ölüyor? Teröre kurban giden vatandaşları, mezhepleri üzerinden tanımlıyor. Bu topraklara böyle bir Başbakan gelmedi" diye konuştu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan`ın, "kamu imkanlarıyla" iki gündür meydanlarda olduğunu savunan İnce, şöyle devam etti:
"Halk hareketine karşı miting düzenleyen bir Başbakan. Faşist diktatörler yapar bunu ancak. Halk hareketine karşı miting yapmak diktatörlerin işidir. Kenan Evren`in de Hitler`in de referandumu var, Başbakan da şimdi `referandum` diyor. Halk hareketine karşı miting yapıp sonra referandumdan bahsetmek, tam diktatörlerin işidir.
Sincan mitinginde talimat verdi, `Gezi Parkı`nı boşaltın` dedi. Gezi Parkı`nı vatandaşlardan boşaltmak önemli değil Başbakan, önemli olan vatandaştaki gerilimi boşaltmak.
Son iki gündür Türkiye`de insanlık suçu işleniyor. Revirlere müdahale yapılması, kapalı alanlara gaz sıkılması, evlere gaz atılması, insanların otele kıstırılması insanlık suçudur. Kimyasal maddeler kullanıldı. Saddam`ın kimyasal Ali`si vardı, Recep`in de kimyasal Avni`si var artık. Aracıyla geçiyor kadın, bakıyorlar, `bu cumhuriyetçilere, Atatürk`çülere benziyor`, kadının arabasına gaz sıkıyorlar. Kimyasal Avni bilsin ki o güvendiği Recep iktidardan düştüğünde mahkemelerde yargılanacaktır."
Türkiye`de, toplumun yalan üzerinden dizayn edilmek istendiğini ileri süren İnce, "(Camide bira içtilar, bayrak yaktılar...) Lanet olsun bunları yapanlar varsa. Kınıyoruz tabii ki. Başbakan`ın görevi bunları konuşmak değildir, bunları kim yaptıysa bulmaktır. Kutsallar, inançlar üzerinden milleti birbirine kırdırmak istiyor Başbakan. Bunları bulmazsa sadece dedikodudan, yalandan ibaret olur" ifadelerini kullandı.
Polisin, Divan Otel`i önünde, göstericilerden olduğu için türbanlı bir kadını copladığını savunan İnce, "Başbakan, Kabataş`taki türbanlı kadını savunuyor ama Divan Oteli önündeki türbanlı kadını savunamıyor. Memleketi mezhep olarak böldün, türbanlı kadınları bile ikiye böldün. Senden yana olursa düzgün, senden olmazsa tu kaka" diye konuştu.
Başbakan Erdoğan`ın, "Siyasetçinin sosyolojiyi bilmemesi gibi bir şey olabilir mi? Siyasetçinin bütün işi sosyolojidir, psikolojidir" ifadelerine ilişkin, "İlk kez sosyoloji ve psikoloji bildiğini öğrendik. Eğer hayatında bir tane sosyoloji, psikoloji kitabı okumuşsa söz veriyorum o Başbakan`dan özür dileyeceğim" dedi.
Çarşı Grubu üyelerine orantısız güçle müdahale edildiğini belirten İnce, bir Fenerbahçeli olarak ikinci takımının artık Beşiktaş olduğunu dile getirdi.
Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış`ın, "Başbakanım ne isterse ben onu yaparım. (Genel Merkez`de gel camları sil) derse ben camları silerim" dediğini vurgulayan İnce, "Bu son gelişmelerden sonra AB ile ilgili bu Bakanlığa gerek olmadığına göre, baş camsilici görevine geçebilir" şeklinde konuştu.
Gazetecilerin sorularını yanıtlayan İnce, seçimlere ilişkin bir soru üzerine, Türkiye`nin seçimin güvenliğini tartışması gerekitğini söyledi. İnce, ardese dayalı nüfus kayıt sistemi ile seçmen kütüğünün ayrıştırılması, "ölüler ve hiç yaşamamış olanların" seçmen listelerinde görünmemesi, iktidarın, mitinglerde kamu olanaklarından yararlanmaması, kameralı cep telefonları ile oy verme yerine girilmesine ceza getirilmesi, seçim tutanaklarının sandık sandık yayımlanması, mükerrer oy kullanımını önlemek için boyaya geri dönülmesi gerektiğini dile getirdi.
"Seçimlerde bu polise mi güveneceğiz?" diye soran İnce, "Seçim günü görevlendirilecek olan polis, AKP militanlarından olmaması gerekir" dedi.
CHP`li bazı milletvekillerinin de eylemlerde polis müdahalesine maruz kaldığını ve yaralandığını belirten İnce, "Geçenlerde bir milletvekili arkadaşımızın polislere karşı küfürlü sözler söylediğini diline dolayan medyaya sesleniyorum: Arka planına bakmıyorsunuz. Milletvekillerimizin yüzlerine küfreden onlarca polis biliyorum ben. Bunların hesabını soracağız. CHP`li milletvekilleri için özel olarak polise talimat verildiğini biliyoruz. Belki de bu talimatı Başbakan veriyordur. Başbakan`ın haddine mi düşmüş. Ondan izin alıp da mı meydanlara çıkacağız biz?" diye konuştu.
Başbakan Erdoğan`ın "sosyal medya takip edilecek" diyerek aba altından sopa gösterdiğini öne süren İnce, "Gençlere diyorum ki korkmayın. Yüz binlerin sokağa çıktığı bir terör örgütü olur mu? 15 bin kişi yürüyor, Bakan diyor ki `marjinal gruplar...` Dünyanın neresinde 15 bin kişilik marjinal grup var?" diye sordu.
ARTUKLU HABER AJANSI-ANKARA