Dokunmak, gülümseyerek yüzüne bakmak ve sakin bir ses tonuyla ona şarkılar söylemek, karşılıklı etkileşim içinde zaman geçirmek dünyaya geldiği ilk andan itibaren bebeğinizin zekasına yapacağınız en önemli yatırım olarak gösteriliyor.
Dokunmak, gülümseyerek yüzüne bakmak ve sakin bir ses tonuyla ona şarkılar söylemek, karşılıklı etkileşim içinde zaman geçirmek dünyaya geldiği ilk andan itibaren bebeğinizin zekasına yapacağınız en önemli yatırım olarak gösteriliyor.
Anne babalar, dünyaya gelen çocuklarının elbette sağlıklı ve zeki olmalarını istiyor. Beden sağlıklarını korumak için aşı takviminden beslenmesine kadar birçok noktaya dikkat ederken, zekalarını geliştirici yönde çabalardan da geri durmuyor. Bunun için oyuncaklar alınıyor, zeka geliştirdiği belirtilen müzik CD’leri dinletiliyor, hatta televizyon izletiliyor. Sevgi, güven ve karşılıklı etkileşimin çocukların zeka gelişiminde pahalı oyuncaklardan çok daha fazla işe yaradığını anlatan Acıbadem Ankara Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Reyhan Erol Güler’in merak edilenlerle ilgili bilgi veriyor.
Hamilelik döneminde nelere dikkat etmeli?
Beyynimizde milyonlarca nöron var ve zeka gelişimi bu nöronlar arasında yapılan bağlantıların yani sinapsların artması olarak tanımlanıyor. Sinaps sayısındaki artış ise çocuğun ne kadar çok uyaran aldığıyla ilgili. Ancak burada dikkat edilmesi gereken bir nokta var. Çünkü yapılan araştırmalar, zekayı artıran en önemli etmenin karşılıklı etkileşim olduğunu gösteriyor. Yani uyaranın bir oyuncaktan, müzik sisteminden ya da ekrandan gelmesi değil, karşılıklı olması gerekiyor. Bu süreç aslında annenin hamilelik döneminde başlıyor. Beyin gelişiminin büyük bölümünün hamilelikte oluştuğunu anlatan Dr. Erol, şu önerilerde bulunuyor: “Anne adayları düzenli sağlık kontrolünden geçmeli. Yeterli ve dengeli beslenmeye dikkat etmeli. Folik asit ve omega eksikliği varsa bunlar takviye edilmeli. Ancak bu maddelerin eksikliği yoksa, fazla alınmasının da zarara yol açabileceği unutulmamalı. Bebeğin beyin gelişimini negatif yönde etkilediği için alkol ve sigara tüketiminden uzak durulmalı. Anne adayı mümkün olduğunca stresten kaçınmalı. Bu dönemde sakin, huzurlu ve güvenli bir ortam büyük önem taşıyor. Bebeğin dokunma, tat alma ve işitme duyuları anne karnındayken gelişiyor. Anne elini karnına koyarak bebeğiyle sohbet etmesi ve gülmesi ile salgıladığı mutluluk hormonu bebeği etkiliyor.”
Anne sütü en DEĞERLİ HAZİNE
Bebeğin dünyaya geldiği andan itibaren zeka gelişimini artıran bir başka faktör de emzirme. “Emzirme çok önemli bir sermaye, bunu iyi kullanmak lazım” diyen Dr. Erol, bebeğin emerken anne ile göz teması kurduğunu, daha ilk andan itibaren onun memesine dokunarak olumlu etkileşime girdiğini anlatıyor. Bu dokunuş, beyindeki kan akımını ve sinapsların artmasını sağlıyor. 6-8 aylık bir bebekte trilyonlarca sinaps oluşuyor. Yapılan araştırmalar da, anne sütünün etkisini destekler nitelikte. Zira, bu çocukların okul performansının anne sütü almayanlara göre çok daha fazla olduğu belirtiliyor. Bu dönemde kaçırılmayacak altın bir fırsat da annenin bebeğini emzirirken sakin bir ses tonuyla konuşması.
İlk bir iki aylık dönemde bebeklerin görüş mesafesi 20 cm civarında. Bebeğin bu uzaklıkta tutularak çıkardığı “aaaa”, “ooo” gibi seslere karşılık verilmesi, 3-4 aydan itibaren jest ve mimiklerin de kullanılarak kitap okunması, de-de, ma-ma gibi hecelerin tekrar edilmesi, aynaya baktırılarak kendi yüzü olduğunu algılamasa da o görüntüyle etkileşime girmesinin sağlanması, ce-eee oyunu ya da fış fış kayıkçı da bu dönemde yapılması önerilenler arasında.
BEDEN SAĞLIĞI DA İŞİN İÇİNDE
Tiroid bezinin iyi çalışmaması zeka geriliğine yol açtığı için doğumdan sonra bebekten topuk kanı alınarak değerlendirme yapılması önem taşıyor. Demir eksikliği anemisi olan çocuklarda davranışsal sorunların arttığı ve okul başarısının düştüğü belirtiliyor. Üzerinde durulan bir nokta da uyku. Sık sık uykusundan uyanan ve derin uyku evresine geçemeyen çocukların okul başarısının düşük olduğu gözleniyor. Çünkü derin uyku beynin dinlenmesini ve büyümeyi sağlıyor.
0-2 yaş arasında televizyona yer yok
Zekayı negatif yönde etkileyen televizyon, özellikle hayatın ilk yıllarında çocukların dünyasında olmaması gerekenler arasında. İlk iki yaşta beynin yüzde 70-80’inin tamamlandığına işaret eden Dr. Erol “Zekayı geliştirmek için yapılacak şeylerin ille parayla alınması, pahalı olması gerekmiyor. Kitap okuyun ve çocuğunuzu televizyondan uzak tutun. İki yaşından sonra da günde en fazla bir saat televizyon izlettirin. Bunun da karşılıklı etkileşim halinde olması gerektiğini unutmayın. Yani çocuğunuzla izlediği şey hakkında sohbet edin, sorular sorun, cevap vermesini bekleyin” diyor.
Yabancı dil öğretirken hata yapmayın
İlk üç yaş dil öğrenme açısından da altın bir dönem olarak biliniyor. Çocuğun üç hatta dört dil öğrenebilmesi mümkün. Ancak burada çocuğun ne istediğine de dikkat etmek gerekiyor. Dr. Reyhan Erol tam bu noktada anne babaların sıklıkla yaptığı bir yanlışa işaret ediyor: “Çocuktan gelen uyarılara dikkat etmek gerekiyor. Anne babalar, çocuğum zeki olsun diyerek onları kurstan kursa koşturuyor, beyin geliştirme tekniklerine götürüyor. Bu arada göz teması ya da karşılıklı etkileşim fırsatını değerlendirmiyor. Çocuklar bazen bu faaliyetlere sabahları zorla uyandırılarak götürülüyor. Olumlu bir şey yapmaya çalışılırken çocuk strese sokuluyor. Stres de çocuğu olumsuz yönde etkiliyor. Çocuğumun iyiliği için bunları yapıyorum diye düşünmemek gerekiyor. Çocuğun ayrı bir birey olduğu, onun da söz hakkı olduğu unutmamalı. Siz yedi aylık bebeğinizin yemeğini kendi başına yeme çabasını desteklemek için eline kaşık verirseniz, özgüvenini ve zekasını geliştirecek çok daha önemli bir şey yapmış olursunuz.”
Dokunmasına izin verin
Çocuklar birinci yaşlarından sonra dünyayı “oral” yolla tanıyor. Bu nedenle ellerine aldıkları her şeyi ağızlarına götürüyorlar. Bu bilgiler de beyne aktarılıyor. Anne babaların hijyen endişesiyle sık sık bu süreci sekteye uğratması, beyin gelişimini ters yönde etkiliyor. Çocuğun güvenliğini tehlikeye atmayacak şekilde, her şeye dokunmasına izin verilmesi ona büyük fayda sağlıyor. Tam bu çağda, oyuncaklar da çocukların dünyasına giriyor. Tahta kaşık, marangozda yaptırılan tahta küpler, pahalı oyuncakların yaptığından çok daha fazlasını yapıyor, hayal güçlerini geliştirmelerini sağlıyor. Yine bu dönemde her şeye “hayır” denmesi çocukların gelişimini engelliyor.
ARTUKLU HABER AJANSI