Çocuğumuzun sağlığını düşünerek yaptığımız davranışlar, her zaman doğru değil! Onları hastalıklardan koruyacağız derken, gereksiz ve yanlış birçok davranışta bulunabiliyoruz. Acıbadem Taksim Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Özlem Eroğlu Kayacık, özellikle enfeksiyona bağlı hastalıkların daha sık görüldüğü kış aylarında, gayet kendimizden emin bir şekilde yaptığımız pek çok yanlışı anlatıyor.
Anne baba olarak çocuklarımız söz konusu olduğunda tek isteğimiz; onların sağlıklı olması... Bunun için beslenmesinden giyimine, ilacından vitaminine her şeye fazlasıyla özen gösteriyor, hastalıklardan köşe bucak kaçırıyoruz. Özellikle kış aylarında enfeksiyon kapmasınlar diye önlem aldığımızı sanıp, aslında yapılmaması gereken şeyleri yapabiliyoruz. İşte onlardan ilk 10’u...
Çocuklar üşüdükleri için değil, solunum yolu enfeksiyonuna sebep olan mikroplar soğuk havada daha çabuk çoğaldığı için hasta oluyor. Ayrıca kışın kapalı ortamlarda kalabalık halde bulunduğumuz için mikroplar daha hızlı yayılıyor. Kalın giydirmekle terlemenin artacağını söyleyen Dr. Özlem Eroğlu Kayacık, asıl bu şekilde hastalıklara davetiye çıkardığımızı belirtiyor. Çünkü çocuk kalın kıyafetler içinde terli bir şekilde dış ortama çıktığında daha çok üşüyor. Dr. Özlem Eroğlu Kayacık, bu nedenle “Bebek ve süt çocuklarına sizin giydiğinizden bir kat fazlasını, daha büyük çocuklara ise sizin giydiğiniz kalınlıkta giydirebilirsiniz” diyor. Bu arada çocukların eli ile ayağının daha soğuk olacağına da değinerek, “Eli-ayağı soğuk diye üst üste giydirmeyin. Vücut ısılarını en iyi enseden, gövdeden anlayabilirsiniz” uyarısında bulunuyor.
Çocuğunuz büyüme-gelişme eğrisine paralel gelişiyor ve doktorunuz gelişimini normal buluyorsa, fazla yemeye zorlamanızın hiçbir yararı yok. Önemli olanın çocuğun çok kilo alması değil dengeli beslenmesi olduğunun altını çizen Dr. Özlem Eroğlu Kayacık, bunu şöyle açıyor: “Özellikle sebze, meyve, kırmızı et, yoğurt, yumurta tüketmesini sağlanmalı; ara öğünlerde cips, hazır gıda, çikolata, şeker verilmemeli. Ara öğünlerde tercih edilen yiyecekler kuruyemiş ve kuru meyveler olmalı. Eğer bunları yiyorsa, vitamin şurubuna ihtiyacı olmaz, fazladan verdiğiniz şurup da yarar sağlamaz.”
Çocuğun bağışıklık sistemini sadece bir şurup ile güçlendirmek mümkün değil. Çocuğun uyku, oyun ve yemek saati belli bir düzen içinde olmasının daha önemli olduğunu vurgulayan Dr. Özlem Eroğlu Kayacık, “Bu rutin dışına çok çıkılmamalı” diyor.
Kışın çocukları evden çıkarmayıp “Soğuk havada hasta olur” düşüncesinin de yanlış olduğuna değinerek, özellikle güneşli havalarda dışarı çıkarıp hava alma önerisinde bulunuyor. Çocukların hasta olup enfeksiyonları tek tek geçirdikçe bağışıklık sistemlerinin olgunlaşacağının altını çizen Dr. Özlem Eroğlu Kayacık, “Yine de doktorunuz önerirse bazı destek ürünlerini kullanabilirsiniz” diyor.
Soğuk havalarda çoğumuz banyo yapan çocuğun hastalanıp üşüteceğine inanırız. Oysa banyo yapmak çocukları rahatlatıyor, burun tıkanıklarını açıyor ve enfeksiyonları vücuttan uzaklaştırıyor. Siz de fark edeceksiniz, banyo sonrası çocuğunuz mışıl mışıl uyuyacak. Eğer eviniz soğuk değilse, yattığı odada hava akımı yoksa çocuğunuzu yazın her gün, kışın haftada 3-4 kez banyo yaptırabilirsiniz.
Genelde dondurma ülkemizde sadece yaz aylarında tükettiğimiz bir yiyecektir. Çocuklarımıza da kışın dondurma yenmeyeceğini öğütleriz. Oysa sağlıklı koşullarda üretilmiş dondurma, çocuklar için iyi bir süt ürünü ve kalsiyum kaynağı. Yutakta ödem ve şişkinlik gibi rahatsızlıkları hafifletici etkileri de bulunan dondurmayı kışın tüketebilmenin kurallarını yine Dr. Özlem Eroğlu Kayacık açıklıyor: “Çocuklar, yemekten sonra dondurma yiyebilir. Ancak buzlu değil sütlü dondurma tercih edilmeli. Ayrıca çocuğa yalayarak küçük miktarlar halinde yemesi öğretilmeli ve sonrasında ılık su içmesi sağlanmalı.”
Ateş, aslında öksürük gibi vücudun bir savunma mekanizması... Mikroplarla vücudun savaşabildiğinin bir göstergesi olan ateşi düşürmek enfeksiyonu tedavi etmiyor, sadece çocuğu rahatlatıyor. Dr. Özlem Eroğlu Kayacık, ateşi çıkan çocuk için uygulanabilecek doğru yaklaşımı şöyle açıklıyor: “Ateşi yükselen çocuk titriyor ve eli-ayağı soğuk diye üzerini örtmeyin, tam tersine soyun. Çocuğu sirke, alkol, soğuk su ile yıkamak ateşi ilk önce hızla düşürse de, sonra daha fazla yükselmesine sebep olur. Normal banyo sıcaklığındaki ılık suda oturabilir ya da ılık bezlerle vücuduna kompres yapılabilir.”
Ailelerin ateşten çok tedirgin olmalarının bir nedeni de; beş-altı yaşa kadar ateşli havale geçirme ihtimali. “Ateş arttıkça mutlaka havale geçirecek diye bir şey yok” diyen Dr. Özlem Eroğlu Kayacık, özellikle genetik yatkınlığı olanlarda havale geçirme eğilimi varsa, daha ilk yükselme anında havale geçirebileceğini belirtiyor. Havale anında soğuk suya sokmak, soğan koklatmak, baş aşağı sarkıtmak gibi davranışları kesinlikle onaylamayan Dr. Özlem Eroğlu Kayacık, “Sakin bir şekilde yumuşak bir yere yatırıp kafası yan çevrilerek ortam havalandırılmalı” şeklinde uyarıyor. En kısa zamanda bir sağlık kuruluşuna götürülmesi gerektiğini vurguluyor.
Çocukların kış enfeksiyonlara yakalanması, aileleri bazen fazlasıyla endişelendirip gereksiz antibiyotik kullanımına neden olabiliyor. Oysa her gribal enfeksiyonda antibiyotiğe sarılmak, gereksiz ve sakıncalı. Çocukların geçirdiği enfeksiyonların çoğunun virüslere bağlı olduğunu belirten Dr. Özlem Eroğlu Kayacık, her yüksek ateş ve yeşil burun akıntısı görülen çocukta antibiyotik tedavisine başlamak gerekmediğini vurguluyor. Antibiyotiklerin ancak doktorun önerisiyle kullanılması gerektiğinin altını çiziyor.
Bağışıklık sistemi için önemli olan vitaminler, bizim olduğu gibi çocuklarımızın da hastalıklara karşı savunma sistemini destekliyor. Ancak ilaç şeklinde almak yerine meyvelerde bol miktarda olan vitaminleri doğal yoldan ve düzenli almak daha önemli. Hasta olduktan sonra vitamin yüklemesi yapmanın bir faydası yok.
Bu dönemde bilinenin tam aksine emzirmenin önemine değinen Dr. Özlem Eroğlu Kayacık, “Anne emzirdikçe yaptığı antikorlar bebeğe geçer ve bebek için güçlü bir koruma sağlar” diyor. Gribin aynı ortamda solunum yolu ile bulaşabileceğini de ekleyen Dr. Özlem Eroğlu Kayacık, hasta olan kişiye çok yaklaşmak, yüz yüze solumak, öpmek gibi davranışların grip riskini artırdığını söylüyor.
Öksürük vücudumuzun savunma mekanizmalarından biri. Çocuğu rahatsız eden kuru öksürüklerde doktor kontrolünde şurup kullanılabilir ancak balgamlı öksürüğü durdurmamak gerekiyor. Çocuklarda balgamın ağız yoluyla atılmasının şart olmadığı belirten Dr. Özlem Eroğlu Kayacık, bunun için çocukların zorlanmaması gerektiğini de önemle belirtiyor: “Çocuk öksürdüğünde balgam akciğerinden çıkar, ağızdan çıkaramazsa yutar ve dışkı ile atar. Bu yüzden öksürdüğünde balgamını ağzından çıkarması için zorlamayın ve bol sıvı almasını sağlayın ki daha rahat atabilsin.”
ARTUKLU HABER AJANSI-SAĞLIK SERVİSİ