Ana sınıfı ve İlköğretime yeni başlayan çocuklarda okul fobisi, önlem alınmadığı takdirde tedavisi zor hasarlara neden olabiliyor.
Ana sınıfı ve İlköğretime yeni başlayan çocuklarda okul fobisi, önlem alınmadığı takdirde tedavisi zor hasarlara neden olabiliyor.
Okul fobisi, ana sınıfına ya da ilköğretime yeni başlanılan dönemde çocuğun çok güvendiği anne babasından ayrılması ve hem yeni hem de birçok tanımadığı kişinin bulunduğu bir ortama girmesiyle ortaya çıkan bir durum olarak her yıl çok sayıda çocukta görülmektedir.
Bu durumun ortaya çıkmasının en büyük sebebi çocukların kendi iç dünyalarında terkedilme korkusu yaşamalarıdır. Bu nedenle anne-babanın çocuklarına detaylı ve sabırlı bir şekilde okulun iyi bir yer olduğunu ve ona bir zarar gelmeyeceğini anlatması ve çocuğu bu durumla ilgili ikna etmesi çok önemlidir. İkna olmayan çocuklarla yapılan çalışmalarda temelde yoğun kaygı ve terkedilme korkusu olduğunu gözükmektedir.
Konu hakkında görüşlerini açıklayan Bilgelik Enstitüsü Başkanı Psk. Dr. Lütfü Kaan Özdemir, “çocuklarda okul fobisinin görülmesinde aslında ailelerin payı var, ailelerin çocuklarına karşı ‘bak uslu durmazsan baban seni terk eder’ ‘uslu durmazsan seni bırakıp giderim’ gibi tehdit cümleleri bu durumun görülmesinde etkili oluyor. Bu tür cümleler duyan çocuklar anne-babasının kendisini terk ettiğini düşünerek okula başladıkları dönemde tedirgin oluyorlar.
Bu durumu aşmak için kullanılabilecek en iyi yöntem, birlikte okula gitmek ve o sınıftan çıkıncaya kadar bekleyeceğinize dair garanti vermek, hatta sınıfa birlikte girmeniz için baskı yaparsa, bu baskıya yenilmemektir. “İçeri ben giremem ki… Sadece senin gibi tatlı çocukları alıyorlar. Ama ben dışarıda seni bekleyeceğim…” gibi sözlerle onu ikna etmeniz işe yarayacaktır.
İlerleyen birkaç gün içinde de sistematik olarak okul binasının kapısında sınıfa kendisi gitmesi için bırakmanız, sonrasında evde bekleyip, okuldan almaya geleceğinizi söyleyebilirsiniz. Ayrıca okula sorunsuz gittiği veya ağlamadan geldiği ilk gün çocuğu ödüllendirmeniz de çocuğun okul fobisini yenmesinde yardımcı olacaktır.” dedi.
Velilerin bu durumlarda ilk günler sabırlı olması ve çocuklarının okula alışmasını beklemesi gerekmektedir. Ama aradan 15 gün gibi bir süre geçmiş ve çocuğunuz hala zorluk çıkarıyorsa, karın ağrıları, baş ağrıları, kusmaları bitmiyorsa, ders çalışmayı reddediyorsa, okulu ve öğretmenini/arkadaşlarını sevmediğini söyleyip duruyorsa, sistematik olarak neşesini kaybediyorsa, okul saatlerinde artan gerginlikler dikkatinizi çekiyorsa velilerin aciliyetle bir uzmandan destek alması gerekmektedir.
Bilgelik Enstitüsü Başkanı Psk. Dr. Lütfü Kaan Özdemir genel olarak dikkat edilmesi gereken noktaları aşağıdaki gibi sıralamaktadır.
Okula gitmediği için çocuğunuzu kesinlikle suçlamayın. Siz onu suçlamaya devam ettikçe o kendisini daha kötü hissedecektir. Ne kadar kötü bir çocuk olduğunu düşünecek, artık evde yeterince sevilmediği hissine kapılacak, kendisini istemediğinize inanacaktır. Bu duyguların tamamı işinizi zorlaştıracaktır.
Çocuğunuzu okula gitmek istemiyor diye azarlayıp, ona tehditler savurmayın.
Okula gitmesi konusunda ısrarlı ve kararlı olun.
Okula niye gitmek istemediğini sorun. Genel olarak sevmediğini söylese bile, okulun geneli hakkında uzun sohbet etmeye çalışın.
Çocuğunuzun genel davranışlarındaki değişimi fark etmeye çalışın.
Psk. Dr. Lütfü Kaan Özdemir Hakkında:
Kayseri Fen Lisesi’nin ardından Psikoloji eğitimi almıştır. “Yaratıcı Dramanın Duygusal Zekaya Etkisi” tez konulu Yüksek Lisansı’nı yapmış ve Walden Üniversitesi’nde “Bilişsel Davranışçı Terapi” alanında Doktora eğitimini tamamlamıştır. Aynı zamanda Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nden “Çift ve Aile Terapisti” sertifikası almıştır. 2000-2005 yıllarında Uludağ Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nde Öğretim Görevlisi olarak çalışan ÖZDEMİR, 2005-2008 yılları arasında çeşitli eğitim ve danışmanlık merkezlerinde Psikoterapist, Eğitmen, Danışman ve Koç olarak hizmet vermiştir. 2008 yılında halen Başkanlığı’nı yürüttüğü “Bilgelik Enstitüsü”nü kurmuştur. Dünyanın en geçerli terapi sistemi olan Bilişsel ve Davranışçı Terapi konusunda eğitmenlik yapmaktadır. Aynı zamanda üst düzey yöneticilere ve kurumlara Liderlik ve Koçluk Eğitimleri vermektedir. ÖZDEMİR, Türkiye’de Kurucu Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev aldığı ICF(International Coaching Federation) den akredite koçluk eğitimi almıştır ve aynı okulun Türkiye’de eğitmeni olmuştur. Türkiye’nin en büyük koçluk projesi olan www.yenibiris.com ile ICF Türkiye’nin ortaklaşa yaptığı “Mutlu Gelecek Projesi”nin liderliğini yapmıştır. Harvard Üniversitesinde The Psychology of Leadership eğitim programına katılmıştır. Aynı zamanda Leadership Management Institute’tan “Leadership Trainer” sertifikasına sahiptir.
Dünyanın en geçerli kişilik yapılarını tanımlayan Enneagram Kişilik Yapısı ile ilgili “Dokuz Mizaç Modeline Göre Mizaç Farklılıkları ve Kişilik Gelişimi” kitabı 2010 yılında yayınlanmıştır. Liderlik, Koçluk ve Kendi Kendine Terapi ile ilgili kitapları da basım aşamasındadır.
9367,77%3,72
34,58% 0,33
36,23% 0,01
2987,83% 0,88
4956,37% 0,00