Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz; ' Efendilik Yapmaya Değil Hizmetkar Olmaya Geldik'

Ankara'da düzenlenen Valiler Toplantısına katılan Cevdet Yılmaz “Biz Size Efendilik Yapmaya Değil Hizmetkar Olmaya Geldik” diyerek , bu sözün gönülden söylenip hayata geçirilmek kaydıyla çok kıymetli bir söz olduğunu vurguladı.

Ankara 10.01.2024 10:09:00 0
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz;

Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın “Biz Size Efendilik Yapmaya Değil Hizmetkar Olmaya Geldik” sözünü kullanan Sayın Cevdet Yılmaz bu sözün gönülden söylenip hayata geçirilmek kaydıyla çok kıymetli bir söz olduğunu vurgulayarak sözlerine şu şekilde devam etti:


“Peygamber Efendimiz bir gün bir toplulukta dışarıdan bir kişi gelip bu topluluğun efendisi kimdir diye soruyor, çünkü kişiler arasında görünür bir farklılık yok. O arada da Peygamber Efendimiz arkadaşlarına bir şeyler ikram ediyor. Cevap olarak “Bu topluluğun efendisi bu topluluğa hizmet edendir” diyor. İşte işin özü bu. Siz bir topluluğa hizmet ediyorsanız o zaman efendisisinizdir.”
Maddi ve manevi boyutuyla vatandaş ile kibirlenmeden, gururlanmadan yapılan bir valiliğin çok kıymetli olduğunun altını çizen Sayın Yılmaz, “Türkiye Yüzyılını bu zihniyet ile inşa edeceğiz. Bu zihniyet ile vatanımızı, milletimizi hedeflerine götüreceğiz.” dedi. 


Coğrafyanın Getirdiği Şartları Afete Dönüştüren İnsan Unsurudur


Bazı öncelikli konular üzerinde durmak istediğini belirten Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sayın Cevdet Yılmaz, deprem ve afet meselelerine vurgu yaptı. Türkiye’nin bir afet ülkesi, deprem ülkesi olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sayın Cevdet Yılmaz şöyle konuştu: 


“Bulunduğumuz coğrafyanın getirdiği bir kader. Coğrafyamızın deprem riskleri var, heyelan riskleri var, sel riskleri var. Coğrafyamızın getirdiği gerçekler. Ancak coğrafyanın, tabiatın getirdiği şartları afete dönüştürenin insan unsuru olduğunu unutmamamız lazım. Tabii hadiseler kendi başlarına afet olarak nitelendirilmemeli. Bunlar insan unsuru ile birleşince afet gerçekleşiyor. Buna karşı ülkemizi farklı bir şekilde hazırlamamız gerekiyor.”


Geçen yıl tarihimizin en büyük afetini yaşadığımızı ve bundan ciddi dersler çıkarmak zorunda olduğumuzu dile getiren Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sayın Cevdet Yılmaz “Bir taraftan depremin yaralarını sarmamız lazım diğer taraftan da bir daha benzer afetler yaşamamak adına ne yapmamız gerekiyorsa onları yapmamız lazım. Birincisine kriz yönetimi, ikincisine risk yönetimi diyoruz. Esas olan riskleri yönetmek. Kriz yaşandıktan sonra yapılması gerekenler elbette yapılmalı, Türkiye de bu konuda dünyada en iyi ülkelerden bir tanesi belki de. Çok iyi tedbirler alıyoruz, krizlere hemen müdahale ediyoruz.” dedi.


“Riskleri Görüp Onları Yönetmeye Çalışmak En Doğrusu”


AFAD’ın güçlü bir teşkilat olduğuna dikkat çeken Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sayın Cevdet Yılmaz, kriz çıktıktan sonra müdahalenin değil, kriz çıkma potansiyeli olan alanlara önceden müdahale edip krizin çıkmasını engellemenin önemli olduğunu vurguladı ve sözlerine şu şekilde devam etti:


“Önemli olan korucuyu sağlık, koruyucu güvenlik gibi afet konusunda da riskleri yönetmekti. Bunun için de nerelerde risklerimiz var, bilmemiz gerekiyor. Daha sonra da riskleri azaltıcı tedbir setleri oluşturup müdahale etmemiz gerekiyor. Bu sadece afet alanında değil, her alanda böyledir. Bağımlılıkla, uyuşturucu ile mücadeleye varıncaya kadar her alanda önce riskleri görüp onları yönetmeye çalışmak en doğrusudur ve maliyet olarak da en düşüğüdür”


“1 Trilyon 28 Milyar Lira Ödenek Ayırdık”


Uluslararası hesaplamaların olduğunu anlatan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sayın Cevdet Yılmaz, depremle ilgili “deprem sonrasında yaptığımız 7 liralık harcama yerine deprem öncesi 1 liralık harcama yapmak yetiyor” dedi.  7’ye 1’lik bir oranın olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sayın Cevdet Yılmaz, “Afetlere yönelik deprem bölgesindeki zararların yaralarını sararken, deprem sonrası tamiratları yaparken, bir taraftan da yeni afetlere karşı direncimizi artırmak durumundayız. Bütçemizde de en büyük önceliği bu konuya verdik. Geçen yıl 700 milyardan fazla para ayırdık, bu yıl ise bütçemize 1 trilyon 28 milyar lira ödenek koyduk. Diğer konularda sıkı davranıyoruz ama mevzubahis afetse rahat bir çerçeve çizdiğimizi söyleyebilirim. Bu tutarların önemli bir kısmı deprem bölgelerimizin ihyası ve inşası içindir. Diğer bir bölümü ise yeni afetlere karşı risklerimizi azaltmak içindir.” şeklinde konuştu.


Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sayın Cevdet Yılmaz, tüm valilerimizin şehirlerini Türkiye Yüzyılı’na yakışır şekilde dirençli şehirler haline dönüştürme mücadelesine destek olacağına inancını belirtti. Bu vesile ile geçtiğimiz depremde hayatını kaybeden tüm vatandaşlarımıza rahmet ve geride kalanlara sabırlar dileyen Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sayın Cevdet Yılmaz, “Valilerimize de o süreçte gösterdikleri fedakâr çalışmalar için şükranlarımı sunuyorum. Depremi yaşayan ve aynı zamanda depremzede olan ya da diğer illerimizden gidip o bölgede çalışan valilerimize şükranlarımı sunuyorum. Geçmişte benzer çalışmalara valilik döneminde ben de katılmıştım, ne tür zorluklar yaşandığını bilen birisiyim.” dedi.


Kentsel Dönüşüm Eskisinden Daha Kolay ve Hızlı Hale Gelecek


Riskleri azaltmak denildiğinde en önemli konulardan birisinin kentsel dönüşüm olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sayın Cevdet Yılmaz, “Kentsel dönüşümde son 20 yılda 2 milyondan fazla binayı dönüştürdük. Önemli bir hızlanma yaşadık. Ama yetmez. Marmara Bölgesi başta olmak üzere, riskli bölgelerimiz başta olmak üzere bu konuları hızlandırmak istiyoruz. Bu açıdan iki önemli inisiyatif aldık. Birincisi yeni bir başkanlık kurduk: Kentsel Dönüşüm Başkanlığı; bunun içinde de 3 tane genel müdürlük oluşturduk. Birincisi Marmara Bölgesinden sorumlu bir genel müdürlük, ikincisi tüm Türkiye’den sorumlu bir genel müdürlük, üçüncüsü ise bu iki genel müdürlüğe kaynak oluşturmaktan sorumlu ve kentsel dönüşüme finansal destek vermekten sorumlu bir genel müdürlüğü barındıran bir başkanlık oluşturduk. Diğer taraftan yeni bir kanun çıkardık, kentsel dönüşüm kanununu meclisimiz kabul etti. Artık kentsel dönüşüm eskisinden daha kolay ve hızlı hale geldi. Bürokratik birtakım süreçler kısaltılmış oldu, daha etkili bir karar alma mekanizması oluşturulmuş oldu. Önümüzdeki süreçte kentsel dönüşümü ne yapıp edip hızlandırmamız gerekiyor. Kentsel dönüşüm rantsal dönüşüm deyip insanımızın canı ile oynayanlara da hiçbir şekilde izin vermememiz gerekiyor. Varsa bir yanlış elbette onun üzerine hukuk içerisinde gidilmeli, gereği yapılmalı ama topyekûn kentsel dönüşümü karalamaya yönelik ideolojik yaklaşımlara prim vermememiz gerekiyor. Bu konularda valilerimizin katkılarını bekliyoruz.” ifadeleri kullandı.


İnsana Zarar Veren Her Şeye Karşı Mücadele Etmek Zorundayız


Başkanlığını kendisinin yaptığı Bağımlılıkla Mücadele Kurulunu önümüzdeki dönemde toplayacaklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sayın Cevdet Yılmaz, bağımlılığın en az afet kadar, fiziki yapılar kadar ciddi bir konu olduğunu vurgulayarak konuşmasına şu şekilde devam etti: 


“İnsana zarar veren her şeye karşı mücadele etmek zorundayız. Bağımlılık konularında valilerimizin çabalarını ve desteklerini bekliyoruz. Bağımlılıkla Mücadele Yüksek Kurulunu toplantıya çağıracağız, sonuçlarını da sizlerle paylaşacağız. Sahadan, sizden gelen önerileri de mutlaka dikkate alarak bu çalışmaları sürdüreceğiz.”


Güvenliğin Olmadığı Yerde Ne Demokrasi Olur Ne Ekonomi Olur Ne De Kalkınma


Önemli bir diğer konunun terörle mücadele ve güvenlik huzur meseleleri olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sayın Cevdet Yılmaz, “Güvenliği ben şöyle görüyorum, tıpkı eğitim hizmeti gibi, sağlık hizmeti gibi güvenlik hizmeti de vermek zorundayız. Buna insan odaklı güvenlik anlayışı diyorum. Neden güvenlik sağlıyoruz? İnsanın huzuru için, temel hak ve özgürlüklerini daha rahat kullanması için, işini gücünü daha rahat yapması için; en genel anlamda daha rahat bir yaşam ve iş ortamı için yapıyoruz. Dolayısıyla güvenlik ve huzur ekonominin de demokrasinin de temeli. Güvenliğin olmadığı yerde ne demokrasi olur ne ekonomi olur ne de kalkınma olur. Bu anlamda güvenlik çok çok kıymetli. Millet odaklı bir güvenlik anlayışı. Türkiye bu anlamda en çok, dünyada dikkat çeken ülkelerden birisi oldu. Her biri tek başına bir ülkeyi istikrarsızlaştırmaya yetecek ölçekte olan çok sayıda terör örgütü ile eş zamanlı mücadele ettik. Bu her babayiğidin harcı değil. Türkiye Cumhuriyeti bu anlamda çok ciddi bir imtihan verdi. PKK, DEAŞ, FETÖ ve irili ufaklı başka birçok örgütle eş zamanlı yurt içinde ve yurt dışında mücadele etti ve büyük oranda da başarılı oldu. Bu konuları sıfırlamak keşke mümkün olsa.” dedi.


Dünyanın her yerinde belli ölçekte bu risklerin olduğu ifade eden Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sayın Cevdet Yılmaz, “Biz önemli bir başarı elde ettik ve ülke içerisinde bu tür eylemler marjinalleştirildi. Terör örgütleri de küçüldükçe sansasyonel birtakım eylemlerle kendilerince güç göstermeye çalışıyorlar ama her kafalarını çıkardıklarında güvenlik güçlerimiz gereğini yapıyorlar ve yapmaya da devam edecekler.” şeklinde konuştu.


“Terörün Asıl Ekonomik Maliyeti Dolaylı Maliyetlerdir”


Terörün iki tür maliyeti olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sayın Cevdet Yılmaz, “Birincisi doğrudan maliyettir, en büyük maliyet budur, hesaba kitaba gelmeyecek olan budur. Ayrıca yaktıkları yıktıkları yerler oluyor, bunlar da doğrudan maliyettir. Ama bir de ekonomide alternatif maliyet dediğimiz bir kavram var, terör nedeniyle olmamış işlerin olması halinde doğabilecek faydadan uzaklaşmamızın getirdiği maliyet. Kullanılmayan yaylalar, gidemeyen turistler, yapılmayan yatırımlar. Bunlar hep bir maliyettir. Terörün asıl büyük ekonomik maliyeti bu dolaylı maliyettir. Bunun da en büyük acısını doğuda, güneydoğuda yaşayan insanımız çekti. Bu kayıpları, acıları yaşadı; sermaye göç etti, nitelikli insan gitmedi, bu da kalkınma sürecine büyük darbe vurdu. Bölgede daha büyük maliyetler oluşturdu. Şimdi ise tam tersi bir sürece girmiş bulunmaktayız. Tersine terörün bitmesi, güvenliğin oluşması da doğrudan ve dolaylı birçok fayda üretiyor. Burada da inşallah daha büyük kalkınma ve daha ciddi bir gelişme sürecini göreceğiz. Buna katkıda bulunan herkese şükranlarımızı sunuyoruz. Özellikle şehitlerimizi, bu uğurda şehit olmuş kardeşlerimizi rahmet ile anıyoruz, ailelerine baş sağlığı diliyoruz.” şeklinde konuştu.


Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sayın Cevdet Yılmaz, konuşmasını şu şekilde sürdürdü: 


“Bu güvenlik anlayışı içinde de valilerimizin koordinasyonunda, illerde, ben sahada gördüm, terörle mücadelede başarılı olmamız yeni teknolojilerle, personelin eğitimi ile ilgili tabii ki ama en etkili unsurlardan bir diğeri il bazındaki koordinasyondur. Farklı kurumların farklı yerlere çekmediği, yine aynı hedefe dönük çalıştığı, istihbarat yapısı ile kolluk güçleri ile bütün unsurlarımızın aynı hedefe yönelmesi terörle mücadelemizde en büyük pay sahibi unsurlardan birisi oldu. İnşallah bunun sonuçlarını ülke olarak göreceğiz. Türkiye Yüzyılı huzurun, demokrasinin, kalkınmanın yüz yılı olacak. İnsanlarımızın temel hak ve hürriyetlerini en rahat şekilde yaşadığı ve ekonomimizin hızlı bir şekilde büyüdüğü bir dönem olacak.”


Küresel Finansal Krizin Etkileri Devam Ediyor


Vatandaşın önceliğinin kendi öncelikleri olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sayın Cevdet Yılmaz, “Vatandaşımızın beklentisi neyse bizlerin de mesaimizi ona göre ayarlamamız gerekiyor, bu anlamda en önemli gündemlerimiz arasında ekonomi başta geliyor. Dünyada malum pandemi süreci yaşandı. Küresel finansal krizin etkileri devam ediyor. Bir taraftan da eski dünyada değiliz. Yeni bloklaşmalar oluşuyor, yeni rekabetler oluşuyor. Bir dönem küreselleşme diye bir kavram vardı, liberal bir anlayış vardı. Giderek bundan uzaklaşıldığını görüyoruz. Korumacılık eğilimlerinin arttığını, Çin–ABD rekabeti başta olmak üzere yeni rekabetlerin ortaya çıktığı bir dünyada yaşıyoruz. Bu dünya bulaşıcı hastalıklarla, felaketlerle, afetlerle, jeopolitik gelişmelerle ekonominin de önemli oranda sıkıntı yaşadığı bir dönemde geçiyoruz. Hele bölgemize baktığımızda bu daha da açık, aşağıda Irak yıllardır ne durumda biliyoruz, Suriye’nin ne halde olduğunu biliyoruz. Yetmezmiş gibi şimdi Gazze’de insanlık dışı eylemler dünyanın gözü önünde gerçekleştiriliyor. Kuzeyimizde Ukrayna – Rusya savaşı. Kafkasya’da ve Balkanlarda yaşanan gerilimler, çevremizde ciddi anlamda jeopolitik risklerin de çatışmaların da olduğunu görüyoruz.” dedi.


Ekonomi ile Güven ve İstikrar Doğrudan İlişkili


Yaşanan tüm olumsuz gelişmelere rağmen Türkiye’nin iyi bir performans gösterdiğini ve bunun da temelinde siyasi istikrar ve güven olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sayın Cevdet Yılmaz, “İstikrar ve güvenin olmadığı bir ortamda ekonomik gelişme de olmuyor. En son mayıs seçimlerinde ülkemizin siyasi istikrarı ve güveni bir kez daha pekiştirilmiş oldu. Bunu biz çeşitli politika dokümanları da destekledik. 12. Kalkınma Planımızı yaptık, orta vadeli programımızı yaptık, yıllık programımızı ve bütçemizi hazırladık. Politika belirsizliklerini ortadan kaldırdık.” sözlerini dile getirdi.


Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sayın Cevdet Yılmaz, konuşmasını şu şekilde sürdürdü: 


“Ekonominin düşmanı belirsizliktir. Yerelde de genelde de. Belirsizliğin olduğu yerde yatırım olmaz, insanlar hareket etmez. Belirsizliği ne kadar azaltırsanız ekonomik gelişmeyi de o ölçüde hızlandırmış oluyorsunuz. Son 20 yılda dünya ekonomisi 3,6 büyümüş yıllık ortalamada. Türkiye ekonomisi 5,4 büyüme kaydetmiştir. Dünyadan 1,8 puan daha hızlı gitmişiz. Bir yıl olsa bu fazla önemli değil denebilir ama 20 yıl bunun olduğunu düşünürseniz, işte asıl farkı oluşturan bu küçük değişiklerdir. 1,8 puan fark 20 yılda çok ciddi bileşik etki ile mesafe açıyor diğer ülkeler ile. Türkiye iyi bir yolda gidiyor, iyi bir performans ortaya koymuş durumda. İhracatımız son 20 yılda 36 milyar dolardan geçen yıl itibari ile 255,8 milyar dolara ulaşmış durumda. Doğu ve Güneydoğu’dan valilerimiz de vardır, bu yüzden o bölgeyi söyleyeyim. Güneydoğunun ihracatı 20 sene önce 600 küsur milyon dolardı. Şimdi ise sadece Gaziantep 10 milyar dolardan fazla ihracat yapıyor. Hakikaten önemli bir mesafe bu. Sadece metropoller değil bütün Türkiye ihracat yapmaya başladı.”


İşsizlik Oranı Son 11 Yılın En Düşük Seviyesinde


İstihdamın önemli noktalara geldiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sayın Cevdet Yılmaz, “2005 yılında, en son TÜİK güncellediği için 2005 yılının verisini kullanmak doğru olur. 19,5 milyon civarındaydı. Geçen yıl itibariyle ise 32 milyona aşağı yukarı gelmiş oldu. Önemli bir yere ulaştı istihdamımız. Son TÜİK açıklamalarına göre de 8,5 gibi bir oranda. Son 11 yılın en düşük seviyesinde. Burada özellikle genç ve kadın istihdamının arttığını görüyoruz, bu da sevindirici. Valilerimizin de bu konuda özel sorumlulukları var, il istihdam kurulları var. Ben her gittiğim ilde iş dünyası ile buluşmaya gayret ediyorum, sohbetler ediyorum. Nereye gittiysem hepsinde ortak bir şikayet vardı. Yeterince eleman bulamıyoruz. Özellikle sanayi ve tarım alanında. Üretken sektörler bunlar. Bazı yerlerde kuyruk oluyor ama asıl üretken sektörlerde, sanayide ve tarımda maalesef sıkıntı yaşıyoruz. Tarımdaki ortalama yaş 55-60 bandına gelmiş durumda. Sanayide çok ciddi iş gücü problemimiz var. Vasıflı ya da vasıfsız, tarımda ve sanayide ciddi bir iş gücü ihtiyacı var. Burada sizlerden ricam, il istihdam kurullarını mümkünse bizzat başkanlık yaparak toplayınız. İş gücü ihtiyacı ile arzı arasındaki dengesizliği gidermemiz lazım. Mesleki eğitim burada çok önemli. Hangi alanlarda açık var, il il bunu ortaya çıkarıp açık olan alanlarda mesleki eğitimler organize ettiğinizde çok büyük katkıları olur diye düşünüyorum.” dedi.


En Önemli Meselemiz Enflasyon


Finansal açıdan da son dönemde önemli gelişmeler sağlandığına işaret eden Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sayın Yılmaz, şunları kaydetti: 


“Merkez Bankamızın rezervleri bir dönem 98,5 milyar dolara kadar düşmüştü. Geldiğimiz noktada 140 milyarın üzerine çıkmış durumda. Ciddi anlamda bir rezerv birikimi var. Bütçemizdeki açığı depreme rağmen kontrol altında tutuyoruz ve geçen yılın bütçesi henüz tam çıkmadı ama orta vadeli programda yazılandan daha düşük çıkacak. Bütçe açığımızın milli gelire oranı neredeyse 1 puan daha altında çıkmış olacak. Disiplinli gitmeye, gelirlerimizi ve giderlerimizi dengelemeye çalışıyoruz. Deprem harcamalarının şöyle bir tarafı var, tek seferlik harcama bunlar. 1 yıl ya da 3 yılda yapıp bitireceğiz. Diğer taraftan ise yatırım niteliğinde harcama var. Bünyemizi güçlendiren, şehirlerimizi geleceğe hazırlayan bir harcama. Bunlar hariç baktığımızda Maastricht Kriterleri dediğimiz Avrupa Birliği ile uyumlu bütçe açığı seyrini devam ettiriyoruz. Kamu borç stoğunda dünyada iyi bir noktadayız. Bu anlamda en önemli meselemiz enflasyon. Reel tarafı az önce söyledim, büyümemiz iyi. 2023’te de 4,4 büyümeyi yakalayacağız, dünyanın büyüme hızının düştüğü ve Avrupa’nın sıfır seviyesinde büyüdüğü bir noktada bunu başaracağız. İhracatımız iyi gidiyor, istihdamımız iyi gidiyor, turizm gelirlerimiz geçen yıl 55 milyar doları bulacağız inşallah. Buralarda iyiyiz. Enflasyon tarafında, finansal tarafta ise riskleri azaltıyoruz, risk primimizi düşürüyoruz. Diğer taraftan da enflasyon ile mücadele ediyoruz.”


Enflasyondaki Düşüşte Yıllık Etki 2024’ün Ortalarında Görülmeye Başlanacak


Enflasyondaki ivme kaybını görmeye başladıklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sayın Yılmaz, 2024 yılının ortalarından itibaren yıllık etkinin net şekilde görüleceğinin altını çizdi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sayın Cevdet Yılmaz, “İvme kaybı var enflasyonda, aylık bazda geçen yılın ortalama aylık artışı ile son 3-4 ayın ortalama aylık artışını mukayese ettiğimizde 1 puanlık düşüş var. Bu anlamda bir ivme kaybı var enflasyonda. Ama yıllık etkiyi ancak 2024’ün ortalarından sonra göreceğiz. Sebebi şu, geçtiğimiz yaz aylarında çok yüksek çıktı enflasyon oranları. Normalde yazın mevsimsel olarak düşük çıkar, sonbaharda artardı. 2023’te ise yazın daha yüksek çıktı, sonbaharda politikalarımızın etkisi ile ivme kaybetti ama hesabımıza girmiş oldu yazın yaşadığımız artış. Bazdan çıkması için üstüne yıl geçmesi gerekiyor. Dolayısıyla yıllık etkiyi net bir şekilde 2024’ün ortasında göreceğiz. 2026 yılında ise inşallah yeniden tek haneli oranlara ulaşacağız. Bunun planlarını yaptık, adım adım da hayata geçiriyoruz.” ifadelerini kullandı.


İllerdeki haksız fiyatlandırmaların da tespitinin önemine değinen Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sayın Yılmaz, “Makro politikaları hayata geçirirken, il bazında da fiyatların gelişimini izleme ve haksız birtakım uygulamalara müdahale anlamında da sizlerin desteğini ve gözetimini bekliyoruz. Onu da ifade etmek isterim. Ama enflasyonun düşüş eğilimine girdiğini ve kararlı mücadeleye devam edeceğimizi ve tekrar istikrar içinde büyümeye devam edeceğimizi söylemek istiyorum.” diye konuştu.


“Bir Çocuktan Bile Fikir Alabilirsiniz”


Konuşmasının devamında valilere yönelik olarak “yönetişim” kavramı üzerinden detaylar veren Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sayın Cevdet Yılmaz, illerde yönetim konusunda istişare etmenin önemine değindi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sayın Yılmaz, konuşmasına şöyle devam etti:


“Yönetişim dediğimiz bir kavram var. İllerinizde ortak akıl ile istişare ile hareket etmek çok kıymetlidir. Ben her şeyi bilirim, kimseye bir şey sormaya ihtiyacım yok diyenler kaybetmeye mahkumlardır. Bazen bir çocuktan bile hiç düşünmediğiniz bir konuda fikir alırsınız. Belki siz 50 konuda ondan daha iyi biliyorsunuzdur ama o 1 konuda size çok farklı fikir verebilir. Siz de ondan istifade edersiniz. İstişare bizim medeniyetimizin de kültürümüzün de bir gereği, modern yönetişim anlayışının da bir unsuru, ortak akıl diyorlar. Akılları yan yana koyduğunuzda daha güçlü neticeler ortaya çıkıyor, hata marjını azaltmış oluyorsunuz. Yönetişim kavramı üzerinde durmamız lazım. Yönetişimin bir diğer anlamı da şu, insanları değil süreçleri yönetmeye odaklanmak. İnsanlar üzerinde hükmetmek ve idare etmek değil, işleri ve süreçler idare etmek ve bunu birlikte yapmak gerekir. Elbette bir hiyerarşi olacak, çalışanı olacak ama zihniyet olarak söylüyorum. Aslolan işleri ve süreçleri yönetmektir. İnsanlarla birlikte bunu yapmaktır. Dolayısıyla bu yerelde, ilerinizde istişareye önem vermenizi, bütün kesimlerle iletişim içinde olmanız çok kıymetli diye inanıyorum.”


Demokrasi ve Kalkınma Birbirini Tamamlayan Unsurlar


31 Mart seçimlerinin önemine de değinen Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sayın Yılmaz, demokrasi ile kalkınmanın bir bütün olduğunu ve birbirini destekler nitelikte olduğunu ifade etti. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sayın Cevdet Yılmaz, konuşmasını şöyle tamamladı:


“Geçtiğimiz mayıs ayında büyük bir olgunluk içinde seçimlerimizi gerçekleştirdik. Önümüzdeki mart ayında da yerel seçimleri yapacağız. Kalkınma ve demokrasi birbirini tamamlayan unsurlar. Türkiye’de biz bu tecrübeyi yaşadık. Demokrasimiz geliştikçe kalkınıyoruz, kalkınmamız ilerledikçe daha çok demokratikleşiyoruz. Bu anlamda sandık çok kıymetlidir ve bir namustur. Sizlerden beklentimiz seçim güvenliğini ve sandık güvenliğini sağlamanız. Hiç kimsenin iradesine bir başkasının müdahale etmesine imkân vermemeniz. Herkesin özgür iradesiyle tercihi neyse onu sandığa yansıtması gerekiyor. Bunu da gayretle ve titizlikle yapacağınıza yürekten inanıyorum. Seçimler yapılacak, ondan sonra da merkezi idare, yerel idare, sivil toplum, ülkemizin bütün unsurları ile kalkınmaya ve gelişmeye devam edeceğiz. Topyekûn kalkınmayı sağlayacağız. Bunu da 81 ilimizin potansiyelini harekete geçirerek yapacağız. Son mesajım ise şu olsun: Lütfen her biriniz kendi ilinizi farklı yönlerini ve potansiyellerini analiz edip bunlar üzerinden bir kalkınma stratejisi, gelişme stratejisi oluşturun. Başka illere benzemek yerine tamamlayıcı ve farklı unsurum nedir diye bakıp hareket etmek daha önemli. Cenab-ı Allah her ile ve her yöreye bir üstünlük vermiştir. Biz bunu bazen görür bazen göremeyiz. İnsanda olduğu gibi, her insanda nasıl farklı bir eğilim varsa ve onu esas alarak yönlendirmemiz gerekiyorsa iller ve yöreler de böyledir. Farklılığını iyi yakalayıp nerelerde farklı olduğunu, onlar üzerinden bir mukayeseli üstünlükleri yakalayıp il gelişme stratejisi kurul illerinizi Türkiye Yüzyılı’nda Türkiye’nin kalkınma sürecine en üst düzeyde katkı vereceğinize yürekten inanıyorum.”


Valiler Buluşması Açılış Programının ardından toplantı 3 oturum halinde devam etti.


 

 

ARTUKLU HABER AJANSI-ANKARA


 


Yükleniyor

Yükleniyor

Yükleniyor